Yaratılışın hikmeti

-HaKiKaT-

Altın Üye
Altın Üye
Katılım
22 Haz 2007
Mesajlar
10,386
Reaction score
0
Puanları
0
dna2.jpg


Allah'ın görünen âlemi yaratmasının pek çok hikmetinden biri şu olsa gerek: Hâricî, görünen vücut başka, ilmî vücut başkadır. Mesela sizin kafanızda tasarı halinde değişik vücutlar vardır. Bunlar, hariçte vücut bulsa kafanızdaki o şeyler birer şekil ve suret alacaklardır.

Misal bu ya, bir mühendis inşaatı yapmadan evvel kafasında evvela bunu tespit eder.. Sonra onları kaleme alır, sonra da şekillendirir. Zihindeki tasavvur başka, hâricdeki vücut daha başkadır. Binanın hâricî vücuda çıkması için çimentoya, demire, işçiye vs. ihtiyaç vardır. İlmî vücud denen şey onun kafasındakidir ve onu kimse göremez. Hâricî vücut ise o görülür.

Tabii Allah'ın bilmesinin böyle olduğunu söylemiyoruz. Allah'ın muhit ilminde, var olacak herhangi bir eşyanın imkânâtı, planları, tasavvurları ve tasarıları o muhit ilme göre mevcuttur. Gerçi bu tabirleri Allah'a isnat hatadır. O'nun muhit bir ilmi vardır ve onu sadece Allah bilir. Ve böyle bir bilme O'na mahsustur. Keza, Allah sadece ilimden ibaret değildir; O'nun ilminin yanında kudret, irade, sem' ve basar gibi sıfatları da vardır. Allah bu sıfatlarla bilinmelidir.

Öyleyse, "Allah biliyordu. Bilgisiyle iktifa etseydi." demek, insanı Allah'ın diğer sıfatlarını inkâra götürür. Nasıl ki ilmi tasarıları hazırlar, meşieti, kudreti, iradesi de adeta çimentosunu, demirini getiriyor gibi hâricî vücut adına o sıfatlar da nurlarını ifaze edecekler. Böylece o hem kendi kendini görecek, hem de onu başkaları görüp alkışlayacaktır. Evet, Allah yaratır ve ilmî vücudun, hâricî vücuttan farklı olduğunu enzâr-ı âleme gösterir.




Not: Bu metinler Muhterem Hocamız'ın 70'li yıllarda cami cemaatinin sorularına verdikleri cevaplardan derlenmiştir.


Fethullah GÜLEN
Zaman - Kürsü
02 Ocak 2009, Cuma
 
Geri
Üst