Claire nerede ? nasıl oldu, öldü mü ?
- Lost’ta time travelling yani zamanda yolculuk yapıldığı artık kesin.
- Final oncesı Röportajı
X: Bu anlamda finalle ilgili ne hissediyorsunuz? Finale çok güveniyor musunuz?
CC: Her saatimizi finali yayına hazırlamakla geçirdik ve sonuçtan memnunuz. İyimserliğimiz açısından biraz tedbirli olmak istiyoruz ama Hawai’den getirdiğimiz filmin muhteşem olduğunu hissediyoruz.
Jack Bender yönetmen olarak mükemmel bir iş çıkardı ve sanırım insanlar finali izleyince şaşıracaklar. Geçen yıl insanları şaşırttığımız M. Night Shyamalan tarzıyla değil ama sanırım duygusal anlamda tatmin edici ve aynı zamanda merak uyandıran bir final olacak ve insanları 5. sezonda ne olacağıyla ilgili heyecanlı ve meraklı bir halde bırakacağız.
DL: Evet, 4. sezonda Oceanic 6’nın nasıl adadan ayrıldıkları, neden yalan söyledikleri ve Jack Kate’e “Geri dönmemiz gerek!!” diye acı acı bağırana dek onların kurtarılmasının hemen ardından neler olduğu ve bunun kötü sonuçlarını anlatmak gibi belli bir amaçla yola çıktığımız için bu yıl bir bütünlük hissi var. Ve bunu başardığımıza inanıyoruz, bununda ötesinde finalde geleceğin nasıl olabileceğine dair bir işaret var. ABC’ den fazladan zaman alabildiğimiz için gerçekten çok mutluyuz. Bu iki saatlik sezon finalini hazırlayabilmemizde büyük fark yarattı. Yoksa dün akşam hala montaj odasında oturup, sahnelerden birini seyrederken birbirimize “Bunu bir saatte yapabileceğimizi düşündüğümüze inanamıyorum” derdik. Kapsam çok geniş.
X: Bu sezon grev olmasaydı, 4. sezon olduğundan çok mu farklı olacaktı, yoksa belirlediğiniz hedeflere ulaşabildiğinizi mi düşünüyorsunuz?
CC: Komik bir şekilde iki sebepten ötürü grev yüzünden daha iyi olduğunu düşünüyorum. (1) Her şeyin yapılabilmesi için iki saatlik bir eksikle pedala bastık. Bir sürü ruhsuz, tekerrüre düşmüş materyal çerçeveden çıktı. Ve (2) bence100 günün ardından hala capcanlıyız. Geri döndük ve şova daldık. Normalde sezon sonlarında, maraton koşmuş gibisinizdir. Tükenmiş, bulduğunuz her iyi fikri kullanmış, ve 17 bölüm yazmaktan bitkin düşmüşsünüzdür. Capcanlı ve enerji dolu döndük ve bence bunun son bölümlere büyük katkısı oldu.
DL: Bu çılgınlıktı çünkü şu anda grev sonrası çalışmanın üç bölümünü gördünüz ve biz Sevgililer Günü’ne dek bunları yazmaya başlamamıştık bile ve şimdi yayınlandılar. Yazım ekibi, çekim ekibi, oyuncular ve yönetmenler tarafından ortaya inanılmaz bir enerji koyuldu. 4 yönetmenimiz ve asistanlarımız finali tamamlamak için zamanla yarışıyorlar şu anda. Ve Jack Bender bugün hala çekim yapıyor. Dün akşamdan tam iki hafta sonra bu iki saatlik finali yayınlayacağız. Yani “Pilot” bölümünü hazırlamak için harcadığımız zamanla neredeyse eş olan 12 haftalık zamanda 6 saatlik diziyi yazıp çekebildiğimiz için gerçekten gururluyum.
X: Öğrendiğimize göre kalan iki sezon için fazladan birer bölüm olacakmış. Bu sizi mutlu etti mi?
DL: Bunun nereden çıktığını bilmiyorum. Sanırım Carlton ve ben yaptığımız KROQ röportajında, bize bu yıl çekilemeyen iki bölümün ne olacağı sorulduğunda, bir çok röportajımızda olduğu gibi gelecek yıl ve sonraki yıl 17 bölüm çekeceğimizi tekrarladık. Şimdi herkes bunu bize resmi bir açıklamaymış gibi söylüyor.
CC: Grev sonrası biz hep o kaybedilen bölümleri değerlendireceğimizi söyledik.
X: Finale giden yolda dün akşamki son bölümden sonra, açıkçası muhteşem bir şaşırtmacaydı, akıllardaki en büyük soru “Adayı nasıl taşıyacaklar?” ve aynı zamanda “Claire öldü mü?”. Bu fanlarınızın sormasını istediğiniz bir soru mu?
CC: Sanırım biz fanlarımızdan “Claire öldü mü?” değil de “Claire’e ne oldu?” diye sormalarını istiyoruz. “Claire nerede?” ve “Claire’in nesi var?” olabilir.
DL: Lost’u çekici yapan Claire’in bir kabinin içinde ölü bir adamın yanında oturduğu sahne. Ve kimse “Bu ne demek oluyor?” demiyor. Herkes “Claire öldü mü?” diyor. Bence “ Ölü ne demek?” daha önemli ve sorulabilecek güzel bir soru. Ve uzun aradan sonra kesinlikle soracağınız bir soru.
X: Zaman yolculuğunun kesinlikle bu dizinin bir parçası olduğunu söyleyebilir misiniz?
CC: Evet.
X: bütün bu karışık zaman çizgilerini nasıl anlamlı tutabiliyorsunuz? Bir yerlerde tüm bu zaman çizgilerini düzenli bir şekilde tuttuğunuz koca bir tabela olduğunu hayal ediyorum. Çünkü bu noktada çok büyük atlamalar/sarkmalar var. Hepsini düzende tutmak zor mu? Ve bütün sırlarınızı sakladığınız o odayı ne kadar sıkı koruyorsunuz?
DL: En baştan beri senaryo kordinatörümüz olan bir adam var, şimdi dizinin yapımcılarından biri Gregg Nations, ve dizinin devamlılığını sağlamak onun işi. Şovun başlama tarihinden, 22 Eylül 2004, bugüne kadar, ada üzerindeyse sizin dün akşam gördüğünüz gibi 100 gün kadar süren en basit devamlılık adada ne olduğu. Ve bu gerçekten kolay.
Ve flashback’ler gittikçe karmaşıklaşmaya başlıyor çünkü birbirleriyle alakalılar. Jack’in Avustarlya’ ya gitmeden önce babasını ispiyonladığını ve işinden kovulmasına sebep olduğunu söylemek zor değil. Fakat bunların hepsi Sarah’yla ayrıldıktan sonra oldu. Asıl anlamlandırması zor olan bütün bu sahnelerin Hurley’in piyangoyu kazanması ve Sayid’in Irak’tan ayrılmasıyla ilişkilendirilmesi. Yani bütün bunlar Gregg’in işi.
Bu yıl bir kere geleceğe gittiğimizde (FF) işler onun için inanılmaz bir şekilde göz korkutur hale geldi. Çünkü tüm Oceanic 6 birbirine dolandı ve siz finali, gittikçe daha çok ustalık isteyen, Oceanic 6’nın hangi koşullarda adadan ayrıldığı, neden yalan söylediği gibi kayıp parçaları ilerde tamamlayacağımız bir şekilde gördünüz. Ve nihayetinde geçen senenin finalinde gördüğünüz sahneyi, Kate ve Jack’in asfaltın üzerindeki diğer sahneleriyle ilişkilendirince bir anlam çıkaracaksınız. Sonuç olarak ortada fiziksel bir doküman yok, hepsi Gregg’in kafasında. Eğer diziden ayrılsaydı ya da kroner bir kalp rahatsızlığı olsaydı, bütün bu işlerin bizim istediğimiz gibi yürütülebilmesi Da Vinci Şifresi’nden Tom Hanks’e düşecekti.
CC: Açık olmak gerekirse sadece yapılmış olan değil, yapılacak olan her şeyinde sorumlusu o. Kasanın içinde kilitli gibi bir hayatı yok çünkü henüz diziyle ilgili her türlü bilgiye sahip değil. Gregg’e bir kaynak olarak sahip olmak gerçekten çok faydalı çünkü bazen bizde gerçekleşen olayların, diğer olaylarla olan bağlantısını kurarken zorlanıyoruz.
X: Beyler sizinde bildiğiniz gibi seyirciler aşk hikayelerinin nasıl ilerlemesi gerektiği konusunda oldukça tutkulu. Son bölümde kesinlikle görkemli bir Jack-Kate ilişkisi gördük. Fanların çok ciddi hisler beslediğini bilerek aşk hikayelerini yazmak zor mu? Ve yazarken seyircilerin Jack-Kate ya da Sawyer-Kate sahnesine nasıl tepki vereceğini ne kadar dikkate alıyorsunuz?
DL: Sonuçta resmi bir Skater-Jater seçimi yapmıyoruz ama 50-50 gibi geliyor ve Juliet’te Ross Perot gibi. Jater’i tutan insanlar gerçekten çok tutkulu ama sonuçta bu Kate’e bağlı bir aşk üçgeni ve o Jack’i ya da Sawyer’ı seçecek. Carlton ve ben Jack’e yükleniyoruz gibi gelmesin. Biz Kate karakterinin her iki adamla da ilişkisini keşfetmesi gerektiğini ve her iki adamın da çeşitli durumlarda ona hevesle yaklaşacaklarını hissediyoruz. Kate’in sonunda kiminle olacağını biliyoruz ama o sona giden yol açıkça görülüyor ki biraz zik-zak yapacak. Biz hem Skater’ı hem Jater’ı tutuyoruz.
X: Bu cevaplayabileceğinizi ya da cevaplamak isteyip istemeyeceğinizi bilemediğim bir soru…………Richard Alpert yaşlanıyor mu?
CC: Richard Alpert yaşlanıyor mu? Sanırım Richard Alpert’in değişik zamanlarda hep aynı yaşta görülmesinin iyi bir gözlem olduğunu söyleyebilirim ama şu anda bu konuyla ilgili söylemek istediklerimiz bu kadar. Bunun yanı sıra dizi devam ettikçe Richard Alpert’la ilgili daha çok şey öğreneceksiniz. Dizinin gelecek bölümlerinde baya ünlü biri haline gelecek.
X: Dizi çok değişik yönlere yayılmış gibi görünüyor. Lost’ta ne olduğu sorusunun kapsamı çok geniş ve muğlak. Gelecek sezonlarda dizide olaylar birbirine bağlanıp bir araya gelecek mi yoksa daha çok dağıtmayı mı düşünüyorsunuz?
CC: Aslında daha geçen gün buna gülüyorduk. İlk başta ada taşınabilir mi değil de, suyu bulmak bir çeşit krizdi. Tehlike artmaya başladı.
İki sezonumuz kaldı ve sona ulaşmadan karakterlerimiz için son derece zaruri güçlükler olacağını düşünüyoruz ama gene de bitiş tarihinin iyiliği şu ki bazı kararlar almak ve hikayeyi toparlamak için çalışmaya başlayacağız. Birkaç soruyu cevapsız bırakıp birçoğuna cevap vermeye çalışacağız. Açıkçası gizem hayatın ve şovun bir parçası. Sanırım hepimiz dizinin bittiği gün insanların ne kadar tatmin olduğunu göreceğiz, ama bizim amacımız olayları toparlamak. Dizi basitleşecek mi bilemem ama bu soruları cevaplamanın tatmin edici olacağını umut ediyorum.
DL: Çok ilgi çekici ve merak uyandıran bazı sorular var ve ne olursa olsun cevaplamanın ilgimizi çekmeyeceği sorular da var. Bazı açıklamalar gizemin kaybolmasına sebep olur. Mesela bir karakter gelse ve “İşte sayıların anlamı bu!” dese, açıkçası bu noktadan sonra sayıların herhangi bir kullanımı pek ilgi çekici olmaz.
Şimdi Star Wars’ı seyredebilirsiniz ve Obi-wan’ı ilk defa Luke’la “Kudret” (The Force) hakkında konuşurken duysak, bütün ışıltısını kaybeder. Çünkü daha sonra “Kudret” kan dolaşımımızdaki bazı biyolojik aracılarla açıklanır. Ve siz “ Galiba Obi-Wan versiyonunu daha çok seviyorum” dersiniz. Bizim dizimiz açısındansa bu “Sayılar, kötü şanstır, Hurley’ninhayatını alt üst etmeye devam ediyorlar ve adada da görüldüler” şeklindedir.
CC: Obi-Wan’ın sayılarla gerçek tecrübeleri olduğunu duymuştum. Bu şu anda açıklanan gerçekten büyük bir sır.
DL: Ama diziyi sayıların ne anlama geldiğiyle ilgili daha detaylı bir açıklamayla seyrediyor olsaydınız ve onları daha fazla görmeyeceğinizi söylemiyor olmasam, 6. sezonun sonunda hayal kırıklığına uğrardınız.
X: Penny ve Desmond’ı dizi açısından önemli bir konu olarak görüyor musunuz? Ve eğer Penny ölecek olursa, Desmond’ın sabiti olduğu için Desmond’da ölecek mi? Bu doğru bir varsayım mı?
DL: Desmond ve Penny şovun çok önemli bir parçası ve dizide yazmaya devam edeceğimiz aşk hikayelerinden ve favori çiftlerimizden biri. İşin aslı Sonya Walger çok meşgul bir oyuncu ve sonuç olarak bu bizim Penny ve Desmond’ın üzerine gitmemizi engelliyor. Fakat her seferinde bunu diğer haftalarda keşfedemeyeceğimiz çok özel bir şey olarak yapıyoruz. Bütün söyleyebileceğimiz daha bu hikayeyle ilgili anlatılacak çok şeyin olduğu ve umuyorum bu yazdan sonra bununla ilgili daha iyi bir fikriniz olacak.
X: Gelecek sezon neler yapacağınızı ve 5. sezonun kadrosunda kimler olacağını ne kadar biliyorsunuz? Kararınızı verebildiniz mi?
CC: 5. sezon için mini kampımızı daha yeni başlatıyoruz. Bu 5. sezon için büyük fikirler bulacağımız v bunları sezon boyunca süren bir hikayeye yedirmeye çalışacağımız bir yer. Ama masadaki asıl soru 5. sezonda neler olacağı ve 6. sezona neleri saklayacağımız. İzleyicinin 5. sezonun bir çeşit geçiş bölümü olduğunu düşünmesini istemiyoruz. 5. sezon Yüzüklerin Efendisi destanındaki İki Kule gibi, asıl volkana ulaşana kadar seyredeceğiniz 3 saatlik büyük bir savaş değil.
CC: Daha çok ilk destanda sondan bir önceki bölümün en iyisi olduğu, Star Wars’taki Empire Strikes Back gibi olmasını umuyoruz.
DL: Sonuç olarak azaltılmış bölüm düzenine rağmen, soruları cevaplama tutumumuzu değiştirmediğimizi söyleyebiliriz. Bu 5. sezonda 6. sezona kalacak bazı ilginç sorularla karşılaşmayacağınız anlamına gelmiyor tabiî ki. Ama sonucu işaret eden bir çok gizem olacak.
- Lost’ta time travelling yani zamanda yolculuk yapıldığı artık kesin.
- Final oncesı Röportajı
X: Bu anlamda finalle ilgili ne hissediyorsunuz? Finale çok güveniyor musunuz?
CC: Her saatimizi finali yayına hazırlamakla geçirdik ve sonuçtan memnunuz. İyimserliğimiz açısından biraz tedbirli olmak istiyoruz ama Hawai’den getirdiğimiz filmin muhteşem olduğunu hissediyoruz.
Jack Bender yönetmen olarak mükemmel bir iş çıkardı ve sanırım insanlar finali izleyince şaşıracaklar. Geçen yıl insanları şaşırttığımız M. Night Shyamalan tarzıyla değil ama sanırım duygusal anlamda tatmin edici ve aynı zamanda merak uyandıran bir final olacak ve insanları 5. sezonda ne olacağıyla ilgili heyecanlı ve meraklı bir halde bırakacağız.
DL: Evet, 4. sezonda Oceanic 6’nın nasıl adadan ayrıldıkları, neden yalan söyledikleri ve Jack Kate’e “Geri dönmemiz gerek!!” diye acı acı bağırana dek onların kurtarılmasının hemen ardından neler olduğu ve bunun kötü sonuçlarını anlatmak gibi belli bir amaçla yola çıktığımız için bu yıl bir bütünlük hissi var. Ve bunu başardığımıza inanıyoruz, bununda ötesinde finalde geleceğin nasıl olabileceğine dair bir işaret var. ABC’ den fazladan zaman alabildiğimiz için gerçekten çok mutluyuz. Bu iki saatlik sezon finalini hazırlayabilmemizde büyük fark yarattı. Yoksa dün akşam hala montaj odasında oturup, sahnelerden birini seyrederken birbirimize “Bunu bir saatte yapabileceğimizi düşündüğümüze inanamıyorum” derdik. Kapsam çok geniş.
X: Bu sezon grev olmasaydı, 4. sezon olduğundan çok mu farklı olacaktı, yoksa belirlediğiniz hedeflere ulaşabildiğinizi mi düşünüyorsunuz?
CC: Komik bir şekilde iki sebepten ötürü grev yüzünden daha iyi olduğunu düşünüyorum. (1) Her şeyin yapılabilmesi için iki saatlik bir eksikle pedala bastık. Bir sürü ruhsuz, tekerrüre düşmüş materyal çerçeveden çıktı. Ve (2) bence100 günün ardından hala capcanlıyız. Geri döndük ve şova daldık. Normalde sezon sonlarında, maraton koşmuş gibisinizdir. Tükenmiş, bulduğunuz her iyi fikri kullanmış, ve 17 bölüm yazmaktan bitkin düşmüşsünüzdür. Capcanlı ve enerji dolu döndük ve bence bunun son bölümlere büyük katkısı oldu.
DL: Bu çılgınlıktı çünkü şu anda grev sonrası çalışmanın üç bölümünü gördünüz ve biz Sevgililer Günü’ne dek bunları yazmaya başlamamıştık bile ve şimdi yayınlandılar. Yazım ekibi, çekim ekibi, oyuncular ve yönetmenler tarafından ortaya inanılmaz bir enerji koyuldu. 4 yönetmenimiz ve asistanlarımız finali tamamlamak için zamanla yarışıyorlar şu anda. Ve Jack Bender bugün hala çekim yapıyor. Dün akşamdan tam iki hafta sonra bu iki saatlik finali yayınlayacağız. Yani “Pilot” bölümünü hazırlamak için harcadığımız zamanla neredeyse eş olan 12 haftalık zamanda 6 saatlik diziyi yazıp çekebildiğimiz için gerçekten gururluyum.
X: Öğrendiğimize göre kalan iki sezon için fazladan birer bölüm olacakmış. Bu sizi mutlu etti mi?
DL: Bunun nereden çıktığını bilmiyorum. Sanırım Carlton ve ben yaptığımız KROQ röportajında, bize bu yıl çekilemeyen iki bölümün ne olacağı sorulduğunda, bir çok röportajımızda olduğu gibi gelecek yıl ve sonraki yıl 17 bölüm çekeceğimizi tekrarladık. Şimdi herkes bunu bize resmi bir açıklamaymış gibi söylüyor.
CC: Grev sonrası biz hep o kaybedilen bölümleri değerlendireceğimizi söyledik.
X: Finale giden yolda dün akşamki son bölümden sonra, açıkçası muhteşem bir şaşırtmacaydı, akıllardaki en büyük soru “Adayı nasıl taşıyacaklar?” ve aynı zamanda “Claire öldü mü?”. Bu fanlarınızın sormasını istediğiniz bir soru mu?
CC: Sanırım biz fanlarımızdan “Claire öldü mü?” değil de “Claire’e ne oldu?” diye sormalarını istiyoruz. “Claire nerede?” ve “Claire’in nesi var?” olabilir.
DL: Lost’u çekici yapan Claire’in bir kabinin içinde ölü bir adamın yanında oturduğu sahne. Ve kimse “Bu ne demek oluyor?” demiyor. Herkes “Claire öldü mü?” diyor. Bence “ Ölü ne demek?” daha önemli ve sorulabilecek güzel bir soru. Ve uzun aradan sonra kesinlikle soracağınız bir soru.
X: Zaman yolculuğunun kesinlikle bu dizinin bir parçası olduğunu söyleyebilir misiniz?
CC: Evet.
X: bütün bu karışık zaman çizgilerini nasıl anlamlı tutabiliyorsunuz? Bir yerlerde tüm bu zaman çizgilerini düzenli bir şekilde tuttuğunuz koca bir tabela olduğunu hayal ediyorum. Çünkü bu noktada çok büyük atlamalar/sarkmalar var. Hepsini düzende tutmak zor mu? Ve bütün sırlarınızı sakladığınız o odayı ne kadar sıkı koruyorsunuz?
DL: En baştan beri senaryo kordinatörümüz olan bir adam var, şimdi dizinin yapımcılarından biri Gregg Nations, ve dizinin devamlılığını sağlamak onun işi. Şovun başlama tarihinden, 22 Eylül 2004, bugüne kadar, ada üzerindeyse sizin dün akşam gördüğünüz gibi 100 gün kadar süren en basit devamlılık adada ne olduğu. Ve bu gerçekten kolay.
Ve flashback’ler gittikçe karmaşıklaşmaya başlıyor çünkü birbirleriyle alakalılar. Jack’in Avustarlya’ ya gitmeden önce babasını ispiyonladığını ve işinden kovulmasına sebep olduğunu söylemek zor değil. Fakat bunların hepsi Sarah’yla ayrıldıktan sonra oldu. Asıl anlamlandırması zor olan bütün bu sahnelerin Hurley’in piyangoyu kazanması ve Sayid’in Irak’tan ayrılmasıyla ilişkilendirilmesi. Yani bütün bunlar Gregg’in işi.
Bu yıl bir kere geleceğe gittiğimizde (FF) işler onun için inanılmaz bir şekilde göz korkutur hale geldi. Çünkü tüm Oceanic 6 birbirine dolandı ve siz finali, gittikçe daha çok ustalık isteyen, Oceanic 6’nın hangi koşullarda adadan ayrıldığı, neden yalan söylediği gibi kayıp parçaları ilerde tamamlayacağımız bir şekilde gördünüz. Ve nihayetinde geçen senenin finalinde gördüğünüz sahneyi, Kate ve Jack’in asfaltın üzerindeki diğer sahneleriyle ilişkilendirince bir anlam çıkaracaksınız. Sonuç olarak ortada fiziksel bir doküman yok, hepsi Gregg’in kafasında. Eğer diziden ayrılsaydı ya da kroner bir kalp rahatsızlığı olsaydı, bütün bu işlerin bizim istediğimiz gibi yürütülebilmesi Da Vinci Şifresi’nden Tom Hanks’e düşecekti.
CC: Açık olmak gerekirse sadece yapılmış olan değil, yapılacak olan her şeyinde sorumlusu o. Kasanın içinde kilitli gibi bir hayatı yok çünkü henüz diziyle ilgili her türlü bilgiye sahip değil. Gregg’e bir kaynak olarak sahip olmak gerçekten çok faydalı çünkü bazen bizde gerçekleşen olayların, diğer olaylarla olan bağlantısını kurarken zorlanıyoruz.
X: Beyler sizinde bildiğiniz gibi seyirciler aşk hikayelerinin nasıl ilerlemesi gerektiği konusunda oldukça tutkulu. Son bölümde kesinlikle görkemli bir Jack-Kate ilişkisi gördük. Fanların çok ciddi hisler beslediğini bilerek aşk hikayelerini yazmak zor mu? Ve yazarken seyircilerin Jack-Kate ya da Sawyer-Kate sahnesine nasıl tepki vereceğini ne kadar dikkate alıyorsunuz?
DL: Sonuçta resmi bir Skater-Jater seçimi yapmıyoruz ama 50-50 gibi geliyor ve Juliet’te Ross Perot gibi. Jater’i tutan insanlar gerçekten çok tutkulu ama sonuçta bu Kate’e bağlı bir aşk üçgeni ve o Jack’i ya da Sawyer’ı seçecek. Carlton ve ben Jack’e yükleniyoruz gibi gelmesin. Biz Kate karakterinin her iki adamla da ilişkisini keşfetmesi gerektiğini ve her iki adamın da çeşitli durumlarda ona hevesle yaklaşacaklarını hissediyoruz. Kate’in sonunda kiminle olacağını biliyoruz ama o sona giden yol açıkça görülüyor ki biraz zik-zak yapacak. Biz hem Skater’ı hem Jater’ı tutuyoruz.
X: Bu cevaplayabileceğinizi ya da cevaplamak isteyip istemeyeceğinizi bilemediğim bir soru…………Richard Alpert yaşlanıyor mu?
CC: Richard Alpert yaşlanıyor mu? Sanırım Richard Alpert’in değişik zamanlarda hep aynı yaşta görülmesinin iyi bir gözlem olduğunu söyleyebilirim ama şu anda bu konuyla ilgili söylemek istediklerimiz bu kadar. Bunun yanı sıra dizi devam ettikçe Richard Alpert’la ilgili daha çok şey öğreneceksiniz. Dizinin gelecek bölümlerinde baya ünlü biri haline gelecek.
X: Dizi çok değişik yönlere yayılmış gibi görünüyor. Lost’ta ne olduğu sorusunun kapsamı çok geniş ve muğlak. Gelecek sezonlarda dizide olaylar birbirine bağlanıp bir araya gelecek mi yoksa daha çok dağıtmayı mı düşünüyorsunuz?
CC: Aslında daha geçen gün buna gülüyorduk. İlk başta ada taşınabilir mi değil de, suyu bulmak bir çeşit krizdi. Tehlike artmaya başladı.
İki sezonumuz kaldı ve sona ulaşmadan karakterlerimiz için son derece zaruri güçlükler olacağını düşünüyoruz ama gene de bitiş tarihinin iyiliği şu ki bazı kararlar almak ve hikayeyi toparlamak için çalışmaya başlayacağız. Birkaç soruyu cevapsız bırakıp birçoğuna cevap vermeye çalışacağız. Açıkçası gizem hayatın ve şovun bir parçası. Sanırım hepimiz dizinin bittiği gün insanların ne kadar tatmin olduğunu göreceğiz, ama bizim amacımız olayları toparlamak. Dizi basitleşecek mi bilemem ama bu soruları cevaplamanın tatmin edici olacağını umut ediyorum.
DL: Çok ilgi çekici ve merak uyandıran bazı sorular var ve ne olursa olsun cevaplamanın ilgimizi çekmeyeceği sorular da var. Bazı açıklamalar gizemin kaybolmasına sebep olur. Mesela bir karakter gelse ve “İşte sayıların anlamı bu!” dese, açıkçası bu noktadan sonra sayıların herhangi bir kullanımı pek ilgi çekici olmaz.
Şimdi Star Wars’ı seyredebilirsiniz ve Obi-wan’ı ilk defa Luke’la “Kudret” (The Force) hakkında konuşurken duysak, bütün ışıltısını kaybeder. Çünkü daha sonra “Kudret” kan dolaşımımızdaki bazı biyolojik aracılarla açıklanır. Ve siz “ Galiba Obi-Wan versiyonunu daha çok seviyorum” dersiniz. Bizim dizimiz açısındansa bu “Sayılar, kötü şanstır, Hurley’ninhayatını alt üst etmeye devam ediyorlar ve adada da görüldüler” şeklindedir.
CC: Obi-Wan’ın sayılarla gerçek tecrübeleri olduğunu duymuştum. Bu şu anda açıklanan gerçekten büyük bir sır.
DL: Ama diziyi sayıların ne anlama geldiğiyle ilgili daha detaylı bir açıklamayla seyrediyor olsaydınız ve onları daha fazla görmeyeceğinizi söylemiyor olmasam, 6. sezonun sonunda hayal kırıklığına uğrardınız.
X: Penny ve Desmond’ı dizi açısından önemli bir konu olarak görüyor musunuz? Ve eğer Penny ölecek olursa, Desmond’ın sabiti olduğu için Desmond’da ölecek mi? Bu doğru bir varsayım mı?
DL: Desmond ve Penny şovun çok önemli bir parçası ve dizide yazmaya devam edeceğimiz aşk hikayelerinden ve favori çiftlerimizden biri. İşin aslı Sonya Walger çok meşgul bir oyuncu ve sonuç olarak bu bizim Penny ve Desmond’ın üzerine gitmemizi engelliyor. Fakat her seferinde bunu diğer haftalarda keşfedemeyeceğimiz çok özel bir şey olarak yapıyoruz. Bütün söyleyebileceğimiz daha bu hikayeyle ilgili anlatılacak çok şeyin olduğu ve umuyorum bu yazdan sonra bununla ilgili daha iyi bir fikriniz olacak.
X: Gelecek sezon neler yapacağınızı ve 5. sezonun kadrosunda kimler olacağını ne kadar biliyorsunuz? Kararınızı verebildiniz mi?
CC: 5. sezon için mini kampımızı daha yeni başlatıyoruz. Bu 5. sezon için büyük fikirler bulacağımız v bunları sezon boyunca süren bir hikayeye yedirmeye çalışacağımız bir yer. Ama masadaki asıl soru 5. sezonda neler olacağı ve 6. sezona neleri saklayacağımız. İzleyicinin 5. sezonun bir çeşit geçiş bölümü olduğunu düşünmesini istemiyoruz. 5. sezon Yüzüklerin Efendisi destanındaki İki Kule gibi, asıl volkana ulaşana kadar seyredeceğiniz 3 saatlik büyük bir savaş değil.
CC: Daha çok ilk destanda sondan bir önceki bölümün en iyisi olduğu, Star Wars’taki Empire Strikes Back gibi olmasını umuyoruz.
DL: Sonuç olarak azaltılmış bölüm düzenine rağmen, soruları cevaplama tutumumuzu değiştirmediğimizi söyleyebiliriz. Bu 5. sezonda 6. sezona kalacak bazı ilginç sorularla karşılaşmayacağınız anlamına gelmiyor tabiî ki. Ama sonucu işaret eden bir çok gizem olacak.