Yabancılardan para alan sivil toplum örgütleri
Bilindiği gibi; "Fethullah Gülen, Soros'la işbirliği mi yapıyor?" başlıklı yazım doloyısıyla, Fethullah Gülen hakkımda suç duyurusunda bulunmuştu.
Bilgi Yayınevi, bu hafta, "Dip Dalgası" adlı yeni eserimi yayınladı.
Bu kitabımda, Türkiye Cumhuriyeti'nin emperyalist saldırılar karşısında hukuk yoluyla savunmasını nasıl yapması gerektiğini açıklığa kavuşturmaya çalıştığım bölümlerle birlikte; özellikle Soros ve işbirlikçileri ile, Fethullah Gülen hakkında yaptığım açıklamaların, halkımızın ve aydınlarımızın bilinçlenmesine büyük katkı yapacağına inanıyorum.
Bazı sivil toplum örgütlerinin, Soros ve işbirlikçilerinin gerçek yüzleri ortaya çıktıkça, sorumluluk duygusu olan ve emperyalizmin uşaklığını yaparak iktidarda kalmaya çalışmayan yöneticiler, gecikmeli de olsa ardı ardına tedbirler almaya başladılar.
İşte bu konudaki haber ve yorumlardan bazıları:
'Lale Devrimi' adı altında yapılan darbeden istediğini alamayan ABD, yeniden harekete geçti. Ünlü darbe finansörü George Soros'un Kırgızistan'da, Rusya'nın önünü keserek, ABD'nin yolunu açmayı planladığı darbe tutmadı. Başbakan Feliks Kulov, geçtiğimiz hafta, Rusya ile ilişkilerini geliştirmek istediğini açıkladı ve Rusya'nın ülkesinde bulunan üsleri ziyaret etti. Burada bir açıklama yapan Kulov, Rusya sayesinde kendilerini güvende hissettiklerini söyledi. Kulov, "Bu üsler sayesinde, hava sahamız güven altında, Kırgızistan güven altında" dedi. ABD, bu durum karşısında, yeniden Soros'u göreve çağırdı. Ve bir anda ülkede büyük bir siyasi kaos başladı. Kırgızistan Demokratik Güçler Birliği Koalisyonu (KDGB), bir bildiri yayımlayarak, ülkedeki siyasi durumun patlama noktasına geldiğini açıkladı. Aralarında Başbakan Feliks Kulov'un başkanı olduğu Arnamıs Partisi'nin de bulunduğu KDGB Koalisyonu'nun bildirisinde, Kırgızistan'da şiddetli bir siyasi krizin ortaya çıktığı ifade edildi. Bildiride, faili meçhul cinayetlerin, özelleştirmelerin yeniden yapılmasının, suç örgütlerinin açıkça faaliyette bulunmasının, Milli Güvenlik Komitesi bünyesinde yaşananların ve kadro politikasının, siyasi krizin en önemli örnekleri olduğu belirtildi. KDGB Koalisyonu Başkanı milletvekili Kubatbek Baybolov da yaptığı açıklamada, "ülkedeki siyasi durumun patlamaya hazır bomba haline dönüştüğünü söylemek yanlış değil" dedi. Bu gelişmelerin geçtiğimiz yıl Askar Akayev dönemini anımsattığı belirtiliyor. Ve ABD'nin kendine yakın bir yönetim kurana kadar, burada karışıklık çıkartmayı sürdüreceği vurgulanıyor. (YeniÇağ 7 Şubat 2006)
İlhan Selçuk, " Merak Etmeye Başladım..." başlıklı yazısında, şu hususları vurguladı:
"Cumhuriyet Ankara Bürosu dün 'Fethullah okullarına ilişkin bir haber verdi. Okurken altını çizdiğim satırları aşağıya aktarıyorum:
'Rusya Federasyonu 'Nur Cemaati'nin faaliyetlerini mercek altına aldı. 2001 yılından bu yana Fethullah Gülen'e ait 16 okulu kapattığı, 2003 yılında Başkırdistan'daki Gülen okullarında çalışan 10 öğretmeni sınır dışı ettiği, son bir yıl içinde sınır dışı ettiği öğretmen sayısının 50'ye yaklaştığı öğrenildi.
Fethullah Gülen okullarında çalışan öğretmenlerin ABD ve İngiltere adına ajanlık yaptığı, Türk Cumhuriyetlerinde bazı darbe girişimlerine karıştığı, yine bu ülkelerde patlak veren bazı iç karışıklıklarda rol oynadığını saptadı.
Fethullah Gülen'in Rusya'daki temsilcisi bilinen 'Tolerans Vakfı' Başkanı Mustafa Kemal Şirin'in de Eylül 2003'te Rusya Federasyonu'na girişi yasaklandı.''
Özetini yukarıya çıkardığım haberde ilginç bir bilgi daha var; Vladimir Putin Türkiye'ye geldiğinde meğer bizimkileri Gülen okulları konusunda uyarmış.
Evet, Gülen din adamı geçiniyor, Fethullah Hoca diye anılıyor...
Said-i Nursi'nin tilmizi, şakirdi, öğrencisi, izleyicisi, cemaatinin reisi...
Dünyanın her yanında bu okullar hangi parayla açılıyor?..
Said-i Nursi - Fethullah Gülen gazetesi 'Zaman' her gün yarım milyon kişiye nasıl bedava dağıtılıyor?..
Ülkemizde bu soruların yanıtını merak eden yok mu?..
Fethullah Gülen okullarının propagandasını yapanlar arasında bulunan benim dostlarım, bu soruların yanıtlarını neden merak etmiyorlar?..
Doğrusu merak etmeye başladım."
Bu yazımı, Güler Kömürcü'nün "Sivil toplum örgütleri yabancılardan para alamayacak" başlıklı yazısında verdiği haberler ve yaptığı yorumlarla bitirmek istiyorum:
"Putin, 'ülkesinde faaliyet gösteren sivil toplum örgütlerinin, bazı stratejistlerin, yurtdışından fonlanmalarına, para almalarına şiddetle karşı çıkıyor ve yabancı kurumlarla 'maddi' ilişki kuranların bağımsız-milli düşünce üretemeyeceklerini savunuyor. (Bence de çok haklı, ya sizce ey okur) Sonuçta bu iddiasına uygun olarak da geçtiğimiz günlerde, sivil toplum örgütlerinin yabancılardan mali yardım almalarını yasaklayan bir yasal düzenleme yaptı. Ve şimdi hemen bizim Türkiye'deki yapıya bakalım, ne kadar sivil toplum örgütü Türkiye'de faaliyet gösteriyor, bunlar hangi ülkelerden, hangi yabancı kuruluşlardan mali yardım alıyorlar, nasıl organik bağ içerisindeler siz biliyor musunuz ey değerli okur? Ben cevabı bilmiyorum.
İçinde bulunduğumuz dönem 'psikolojik savaş' dönemi ve psikolojik savaşın en önemli argümanlarından birisi de toplum mühendisliğidir. Toplum mühendisliği sivil toplum örgütleri üzerinden-stratejist-uzman gözüken birilerinin üzerinden yapılır, onların açıklamalarıyla sizlerin bilinç altınız-değerleriniz kurgulanır, gündem yaratılır ki şu anda da öyle oluyor zaten. Malum bazı sivil toplum örgütleri-strateji merkezleri çatısı altında faaliyet gösterenler, aslında, belirli ülkelerin menfaatlerini güçlendirmeye yönelik gizli propagandalar kurgulayıp, Türk halkını manipüle ediyorlar.
Bu yazımın asıl muhatabı kim-hangi kurumlar sizler işaret ettiklerimi, çok iyi tahmin ediyorsunuzdur efendim, yabancı bir grup diplomatla-istihbaratçıyla el ele duran, SOROS'un vitrininden el sallayanlar kimler malumunuz.
Son bir yıl içinde tam 30 yeni 'strateji merkezi' açıldığını biliyor muydunuz? Ancak biraz önce de belirttiğim gibi şu anda Türkiye'de faaliyet gösteren toplam sivil toplum örgütü sayısını ben de bilmiyorum ki bunu öğrenebileceğim, bunları denetleyeyen, mali portlerini, icraatlerini izleyen bir kurum-yasal hiçbir düzenleme yok çünkü. Bu başı boşlukta sizler, bu karanlık savaşın adamlarını, dış destekli, maaşlı maşalarını nasıl tespit edeceksiniz? Bu sözde stratejistlerin arka planlarında kimler var? Peki bu soruların cevaplarını bilmeden beyinlerinizi fikirsel işgale nasıl teslim ediyorsunuz?"
26.2.2006
Bilindiği gibi; "Fethullah Gülen, Soros'la işbirliği mi yapıyor?" başlıklı yazım doloyısıyla, Fethullah Gülen hakkımda suç duyurusunda bulunmuştu.
Bilgi Yayınevi, bu hafta, "Dip Dalgası" adlı yeni eserimi yayınladı.
Bu kitabımda, Türkiye Cumhuriyeti'nin emperyalist saldırılar karşısında hukuk yoluyla savunmasını nasıl yapması gerektiğini açıklığa kavuşturmaya çalıştığım bölümlerle birlikte; özellikle Soros ve işbirlikçileri ile, Fethullah Gülen hakkında yaptığım açıklamaların, halkımızın ve aydınlarımızın bilinçlenmesine büyük katkı yapacağına inanıyorum.
Bazı sivil toplum örgütlerinin, Soros ve işbirlikçilerinin gerçek yüzleri ortaya çıktıkça, sorumluluk duygusu olan ve emperyalizmin uşaklığını yaparak iktidarda kalmaya çalışmayan yöneticiler, gecikmeli de olsa ardı ardına tedbirler almaya başladılar.
İşte bu konudaki haber ve yorumlardan bazıları:
'Lale Devrimi' adı altında yapılan darbeden istediğini alamayan ABD, yeniden harekete geçti. Ünlü darbe finansörü George Soros'un Kırgızistan'da, Rusya'nın önünü keserek, ABD'nin yolunu açmayı planladığı darbe tutmadı. Başbakan Feliks Kulov, geçtiğimiz hafta, Rusya ile ilişkilerini geliştirmek istediğini açıkladı ve Rusya'nın ülkesinde bulunan üsleri ziyaret etti. Burada bir açıklama yapan Kulov, Rusya sayesinde kendilerini güvende hissettiklerini söyledi. Kulov, "Bu üsler sayesinde, hava sahamız güven altında, Kırgızistan güven altında" dedi. ABD, bu durum karşısında, yeniden Soros'u göreve çağırdı. Ve bir anda ülkede büyük bir siyasi kaos başladı. Kırgızistan Demokratik Güçler Birliği Koalisyonu (KDGB), bir bildiri yayımlayarak, ülkedeki siyasi durumun patlama noktasına geldiğini açıkladı. Aralarında Başbakan Feliks Kulov'un başkanı olduğu Arnamıs Partisi'nin de bulunduğu KDGB Koalisyonu'nun bildirisinde, Kırgızistan'da şiddetli bir siyasi krizin ortaya çıktığı ifade edildi. Bildiride, faili meçhul cinayetlerin, özelleştirmelerin yeniden yapılmasının, suç örgütlerinin açıkça faaliyette bulunmasının, Milli Güvenlik Komitesi bünyesinde yaşananların ve kadro politikasının, siyasi krizin en önemli örnekleri olduğu belirtildi. KDGB Koalisyonu Başkanı milletvekili Kubatbek Baybolov da yaptığı açıklamada, "ülkedeki siyasi durumun patlamaya hazır bomba haline dönüştüğünü söylemek yanlış değil" dedi. Bu gelişmelerin geçtiğimiz yıl Askar Akayev dönemini anımsattığı belirtiliyor. Ve ABD'nin kendine yakın bir yönetim kurana kadar, burada karışıklık çıkartmayı sürdüreceği vurgulanıyor. (YeniÇağ 7 Şubat 2006)
İlhan Selçuk, " Merak Etmeye Başladım..." başlıklı yazısında, şu hususları vurguladı:
"Cumhuriyet Ankara Bürosu dün 'Fethullah okullarına ilişkin bir haber verdi. Okurken altını çizdiğim satırları aşağıya aktarıyorum:
'Rusya Federasyonu 'Nur Cemaati'nin faaliyetlerini mercek altına aldı. 2001 yılından bu yana Fethullah Gülen'e ait 16 okulu kapattığı, 2003 yılında Başkırdistan'daki Gülen okullarında çalışan 10 öğretmeni sınır dışı ettiği, son bir yıl içinde sınır dışı ettiği öğretmen sayısının 50'ye yaklaştığı öğrenildi.
Fethullah Gülen okullarında çalışan öğretmenlerin ABD ve İngiltere adına ajanlık yaptığı, Türk Cumhuriyetlerinde bazı darbe girişimlerine karıştığı, yine bu ülkelerde patlak veren bazı iç karışıklıklarda rol oynadığını saptadı.
Fethullah Gülen'in Rusya'daki temsilcisi bilinen 'Tolerans Vakfı' Başkanı Mustafa Kemal Şirin'in de Eylül 2003'te Rusya Federasyonu'na girişi yasaklandı.''
Özetini yukarıya çıkardığım haberde ilginç bir bilgi daha var; Vladimir Putin Türkiye'ye geldiğinde meğer bizimkileri Gülen okulları konusunda uyarmış.
Evet, Gülen din adamı geçiniyor, Fethullah Hoca diye anılıyor...
Said-i Nursi'nin tilmizi, şakirdi, öğrencisi, izleyicisi, cemaatinin reisi...
Dünyanın her yanında bu okullar hangi parayla açılıyor?..
Said-i Nursi - Fethullah Gülen gazetesi 'Zaman' her gün yarım milyon kişiye nasıl bedava dağıtılıyor?..
Ülkemizde bu soruların yanıtını merak eden yok mu?..
Fethullah Gülen okullarının propagandasını yapanlar arasında bulunan benim dostlarım, bu soruların yanıtlarını neden merak etmiyorlar?..
Doğrusu merak etmeye başladım."
Bu yazımı, Güler Kömürcü'nün "Sivil toplum örgütleri yabancılardan para alamayacak" başlıklı yazısında verdiği haberler ve yaptığı yorumlarla bitirmek istiyorum:
"Putin, 'ülkesinde faaliyet gösteren sivil toplum örgütlerinin, bazı stratejistlerin, yurtdışından fonlanmalarına, para almalarına şiddetle karşı çıkıyor ve yabancı kurumlarla 'maddi' ilişki kuranların bağımsız-milli düşünce üretemeyeceklerini savunuyor. (Bence de çok haklı, ya sizce ey okur) Sonuçta bu iddiasına uygun olarak da geçtiğimiz günlerde, sivil toplum örgütlerinin yabancılardan mali yardım almalarını yasaklayan bir yasal düzenleme yaptı. Ve şimdi hemen bizim Türkiye'deki yapıya bakalım, ne kadar sivil toplum örgütü Türkiye'de faaliyet gösteriyor, bunlar hangi ülkelerden, hangi yabancı kuruluşlardan mali yardım alıyorlar, nasıl organik bağ içerisindeler siz biliyor musunuz ey değerli okur? Ben cevabı bilmiyorum.
İçinde bulunduğumuz dönem 'psikolojik savaş' dönemi ve psikolojik savaşın en önemli argümanlarından birisi de toplum mühendisliğidir. Toplum mühendisliği sivil toplum örgütleri üzerinden-stratejist-uzman gözüken birilerinin üzerinden yapılır, onların açıklamalarıyla sizlerin bilinç altınız-değerleriniz kurgulanır, gündem yaratılır ki şu anda da öyle oluyor zaten. Malum bazı sivil toplum örgütleri-strateji merkezleri çatısı altında faaliyet gösterenler, aslında, belirli ülkelerin menfaatlerini güçlendirmeye yönelik gizli propagandalar kurgulayıp, Türk halkını manipüle ediyorlar.
Bu yazımın asıl muhatabı kim-hangi kurumlar sizler işaret ettiklerimi, çok iyi tahmin ediyorsunuzdur efendim, yabancı bir grup diplomatla-istihbaratçıyla el ele duran, SOROS'un vitrininden el sallayanlar kimler malumunuz.
Son bir yıl içinde tam 30 yeni 'strateji merkezi' açıldığını biliyor muydunuz? Ancak biraz önce de belirttiğim gibi şu anda Türkiye'de faaliyet gösteren toplam sivil toplum örgütü sayısını ben de bilmiyorum ki bunu öğrenebileceğim, bunları denetleyeyen, mali portlerini, icraatlerini izleyen bir kurum-yasal hiçbir düzenleme yok çünkü. Bu başı boşlukta sizler, bu karanlık savaşın adamlarını, dış destekli, maaşlı maşalarını nasıl tespit edeceksiniz? Bu sözde stratejistlerin arka planlarında kimler var? Peki bu soruların cevaplarını bilmeden beyinlerinizi fikirsel işgale nasıl teslim ediyorsunuz?"
26.2.2006