YaŞayarak Ögrenmek(napolyon)

shany

New member
Katılım
13 Ağu 2005
Mesajlar
933
Reaction score
0
Puanları
0
Bir gün Napolyon düşman askerlerinden kaçarken, bir
bakkal dükkanına girmiş. Bakkala hemen kendisini
saklamasını emretmiş. Bakkal da Napolyon’u müsait
bir yere saklayıp, biraz sonra gelen düşmanları da
‘Az evvel biri koşarak şu tarafa kaçtı.’ diye
savuşturmuş.
Nihayet biraz sonra Napolyon’un muhafızları
yetişmişler. Bakkal ömründe bir daha
karşılaşamayacağı Napolyon’a sormuş: ‘Efendim, af
buyurun ama merak ettim, ölümle bu denli burun
buruna gelmek nasıl bir duygu?’
Napolyon birden öfkelenmiş. ‘Sen kim oluyorsun da
benimle böyle dalga geçercesine konuşabiliyorsun?’
diye bağırmış. Hemen askerlerine, adamcağızı kurşuna
dizmelerini emretmiş.
Askerler bakkalın gözünü bağlayıp, karşısına
dizilmişler. Mermiler namlulara sürülmüş, artık
‘ateş’ emri verilecek... Adamcağız içinden ‘Ah, ne
yaptın sen? Şimdi ölüp gideceksin diye düşünürken,
arkadan bir çift el uzanmış, gözündeki bağı açmış.
Karşısında Napolyon varmış. Tek cümleyle cevaplamış
Napolyon: ‘İşte böyle bir duygu!’
Yaşayarak öğrenmek, bedeli en yüksek öğrenme
biçimidir.
 
O zamanlar bakkalmı varmıs :D:D
 
walla bilmiom ki aslihan varmıymıs ama bana gelen mailde böle yazıo heralde keklendim haa ne dersin:D
 
bnada öle gelio :D ama Napolyon iyi ders wermis ;)
 
güzel bir anektod .. bence nasreddin hoca,temele mal edilen hikayeler gibi buda napolyona mal edilen bir hikayedir .. yasanmis olduguna inanmiyorum ..
 
erinmiycem yazacam:

Hikayede bazı tuhaflıklar var. Heralde bu hikaye Fransa tarih kitaplarında yoktur. Yani kulaktan kulağa aktarılmıştır yani anonimdir ve ilk anlatan unutulmuştur. Hikayenin tuhaflıkları şunlar:
1-Napolyon'un bakkal dükkanına girmesi ve saklanması...
2-Napolyon'un atının olmaması yaya olarak kaçması kovalayanların da yaya olarak kovalaması
3-Napolyon'un adamlarının düşmandan sonra Napolyon'a yetişmeleri(Heralde korktukları için düşmanın uzaklaşmasını beklemişler)
4-O devirde namlusuna mermi sürülebilen tüfekler yoktu ancak namlunun ucundan doldurulabilen tüfekler vardı.

Hal böyleyken hikayenin aslı ne ola ki:

Napolyon arkadaşlarıyla saklambaç oynuyormuş, herkes bir taşın arkasına veya bir dükkana saklanırken napolyon arkadaşlarından daha üstün olan zekasını daha o yaşta göstererek kiraz ağacına saklanır.( Hemen anladınız, Napolyon kirazı adını burdan almıştır.) Bu arada kiraz ağacının sahibi Napolyon'u görür ve aşağı indirir indirmez kulaklarını çeker. Sonra Napolyon'a ağaçta ne yaptığını sorar. napolyon saklambaç oynadıklarını , her çocuğun bu oyunu oynadığını ağaca kiraz almak için çıkmadığını ve ilerde birgün imparator olup bütün Fransa'ya kiraz ağacı dikdireceğini söyler. Adam bunları duyunca kendi çocukluğnu hiç yaşamadığını hatırlar ve Napolyon'a bunun nasıl bir duygu olduğunu sorar. Napolyon da bu duyguyu hissetmek için tekrar yaşaması gerektiğini söyler ve onu oyuna davet eder. Mutlu son: saklambaç oynarlar adam çocukluğunu tekrar hisseder, Napolyon büyür general olur.

Espriyi bir tarafa koyarsak hikayenin ana fikri güzel ama konusu biraz mübalağalı olmuş. Bu tür konularda daha mütevazı olunursa hikaye daha inandırıcı ve etkili olabilir.....
 
boşver' Alıntı:
erinmiycem yazacam:

Hikayede bazı tuhaflıklar var. Heralde bu hikaye Fransa tarih kitaplarında yoktur. Yani kulaktan kulağa aktarılmıştır yani anonimdir ve ilk anlatan unutulmuştur. Hikayenin tuhaflıkları şunlar:
1-Napolyon'un bakkal dükkanına girmesi ve saklanması...
2-Napolyon'un atının olmaması yaya olarak kaçması kovalayanların da yaya olarak kovalaması
3-Napolyon'un adamlarının düşmandan sonra Napolyon'a yetişmeleri(Heralde korktukları için düşmanın uzaklaşmasını beklemişler)
4-O devirde namlusuna mermi sürülebilen tüfekler yoktu ancak namlunun ucundan doldurulabilen tüfekler vardı.

Hal böyleyken hikayenin aslı ne ola ki:

Napolyon arkadaşlarıyla saklambaç oynuyormuş, herkes bir taşın arkasına veya bir dükkana saklanırken napolyon arkadaşlarından daha üstün olan zekasını daha o yaşta göstererek kiraz ağacına saklanır.( Hemen anladınız, Napolyon kirazı adını burdan almıştır.) Bu arada kiraz ağacının sahibi Napolyon'u görür ve aşağı indirir indirmez kulaklarını çeker. Sonra Napolyon'a ağaçta ne yaptığını sorar. napolyon saklambaç oynadıklarını , her çocuğun bu oyunu oynadığını ağaca kiraz almak için çıkmadığını ve ilerde birgün imparator olup bütün Fransa'ya kiraz ağacı dikdireceğini söyler. Adam bunları duyunca kendi çocukluğnu hiç yaşamadığını hatırlar ve Napolyon'a bunun nasıl bir duygu olduğunu sorar. Napolyon da bu duyguyu hissetmek için tekrar yaşaması gerektiğini söyler ve onu oyuna davet eder. Mutlu son: saklambaç oynarlar adam çocukluğunu tekrar hisseder, Napolyon büyür general olur.

Espriyi bir tarafa koyarsak hikayenin ana fikri güzel ama konusu biraz mübalağalı olmuş. Bu tür konularda daha mütevazı olunursa hikaye daha inandırıcı ve etkili olabilir.....[/QUOT


HELAL SANA İYİ ÜŞENMEDEN YAZMIŞSIN TEBRİKLER:clap
 
boşver' Alıntı:
Espriyi bir tarafa koyarsak hikayenin ana fikri güzel ama konusu biraz mübalağalı olmuş. Bu tür konularda daha mütevazı olunursa hikaye daha inandırıcı ve etkili olabilir.....
Bence napolyon ve bakkalın olması güzel olmuş tabi zevk meselesi:goz:
 
Geri
Üst