yağmurlu bir günde görmüştüm seni..!

otlupeynir

Çǿκ کε√díκ طę ∂طí
Katılım
1 Mar 2007
Mesajlar
6,253
Reaction score
0
Puanları
0
Konum
de
15yd9n7.jpg





Beşiktaş Yağmurlu Bir Günde Görmüştüm Seni Hikayesi

Karısından ayrı yaşıyordu. Mahkeme onları bir celsede boşamıştı ve 11 yaşındaki delikanlı anneye
verilmişti. Karısının, duruşma salonunda hakime anlattıkları, dudaklarında gülümseme, kulaklarında
çınlama yapıyordu.

"Hafta içi basket, hafta sonu futbol maçlarına gider, bize hiç vakit ayırmazdı. Uykusunda hakem
isimleri sayıklar, federasyonu istifaya davet ederdi. Evin içinde Beşiktaş'tan başka bir şey
konuşulmazdı. Meğer bu adam benimle değil, Beşiktaşla evliymiş" sözleri; İnönü'nün bütün
koltuklarına kazılıydı sanki.

Bütün bunlar yetmezmiş gibi haftada bir gördüğü oğlu babasının elinden tutarken "Baba, beni maça
götürme. Çünkü hakemler Beşiktaş'ı sevmiyor, ben de hakemleri sevmiyorum" dediğinde, dudaklarının
arasından "Beşiktaş'ın Beşiktaş'tan başka dostu yok" mırıldanmaları ancak çıkabilmişti. 11 yaşındaki
çocuğun bile sevgisinden yoksun bu hakemler, nefret bahçelerinde mi büyümüşlerdi acaba? Bu sefer
adaletli maç yöneteceklerdi.. En azından öyle umuyordu..

Ve çocuğuna söz vermişti hakemler adına.. Beyninde, karısının hakime söyledikleri vardı.. Yüreği ise
inadına Beşiktaş diyordu. Çocuk, 12. dakikada verilmeyen penaltı sonrası babasına şöyle yandan bir
bakış attı. Baba mahcup ama azimliydi, ses etmedi. 19. dakikada Ronaldo sahada, adam da çocuğunun
yanında kıpkırmızı olmuştu. Çocuk aklıyla işi çözmüştü. Ama babasını kıramıyordu. Onu, en sevdiği
tribüne "Kapalıya" getirmişti. Babasının omuzlarında ilk maça gelişi ve tribünün onu "Yavru Kartal"
diye selamlamasını asla unutamazdı.

Babası, tribünle beraber iyice galeyana gelmişti. Futbolcu onur mücadelesi veriyordu. Beşiktaş
ruhunu iyice hissetmeye başlamışlardı. "Hep böyle oynayın canımızı verelim" nidaları, 2-0'ın
coşkusuyla tavan yapmıştı.

Adam çocuğunu kavrayarak "İşte bu ruh, bu onur mücadelesidir aşık olduğum. Ama annene bunu bir türlü
anlatamadım" derken gözleri nemlenmişti. Aynı gece çocuğun annesi, baba ocağında TV'den Beşiktaş
maçını izliyordu.

Yaşadıkları gözünün önünden film şeridi gibi geçmeye başladı.. Kocasını ilk gördüğü yer kapalı
tribünün C kapısıydı. Şakır şakır yağmur yağıyordu ve delikanlı çubuklu bir forma giymişti.
Birbirlerine aşık olmuşlardı..

Delikanlı, kutsal apoletli formayı oracıkta kendisine hediye etmişti.. Genç kadın, babasının şaşkın
bakışları arasında o kutsal formayı üzerine giydi. Hayatın anlamını, iş işten geçtikten sonra
anlamıştı. Volume tonlaması sonda olan TV'den Beşiktaş taraftarının sesi bütün odayı sarıyordu: "Bir
anda tutuldum aşık oldum ben, hayatın anlamı siyah-beyazdı.."

Yağmurlu bir günde görmüştüm seni
Üstünde çubuklu formalar vardı
Bir anda tutuldum aşık oldum ben
Sevdanın anlamı Siyah Beyazdı
Ölümle yaşamı ayıran çizgi
Siyahla Beyazı ayıramazki
Her yolun sonunda ölüm olsada
Sevenleri kimse ayıramazki...
 
Geri
Üst