admiral
New member
- Katılım
- 30 Haz 2006
- Mesajlar
- 12,510
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
“Beşiktaşlılar'a çok özel hatırlatma... Fatih Terim, Galatasaray'da göreve ilk geldiği zaman, herkes ayağa kalktı. Olmaz, yapamaz, başaramaz dediler. Futbolcuyken 14 sene şampiyon olamadık, uğursuz dediler. Hele ilk maçta Fenerbahçe'ye farklı yenilince, Florya yolunda, otobüs içinde saldırdılar.
Peki, bunca kuru gürültü sonucu ne oldu? Terim’le olmaz diyenler, şimdi, Terim’siz olmaz diyor. İlah ilan ettiler, Florya’ya heykelinin dikilmesini önerdiler.”
“Galatasaraylılar’ın, Fatih Terim’e yaptıklarını, Beşiktaşlılar, Samet Aybaba’ya yapıyor. Suçu nedir Samet’in? Her çalıştırdığı takımla Beşiktaş’ı yenmesi mi? Genç ve yetenekli oyuncuları Türk futboluna armağan etmesi mi?”
“Beşiktaş’ta futbol oynadığı dönemde, hiç sorun çıkarmaması, hiç pazarlık yapmaması, formasını şerefle, tertemiz taşıması suçsa... Ben de bağırıyorum: Samet’i istemiyoruz!”
“İsyan ediyorum... Kovulan yabancı teknik direktörlerin ayağına gitmek, Beşiktaş kültürüne ihanettir. Beşiktaş’ı Beşiktaş’ın evlatları kurtarır. Samet Aybaba derhal göreve getirilmelidir.”
Bu satırlar, rahmetli ağabeyimiz, Kazım Kanat’a ait... Vefatından bir sene önce yazmıştı.
Samet Aybaba’ya en çok sahip çıkan gazeteciydi. Hatta, seneler seneler evvel, Hayat Spor’da çalışırken, Samet’in İskenderunspor’dan Beşiktaş’a gelmesi için bile büyük çaba harcamıştı.
“Samet’i istemiyoruz” başlıklı ironik yazısıyla, bugünleri görmüş... Adeta “vasiyet” etmişti.
Kazım ağabeyin vefatından iki sene sonra, değerli eşi Sevinç Kanat hanımefendiyle röportaj yapılmış... Sevinç Kanat şunları söylemişti: “Hayatını Beşiktaş’a adadı. Maalesef, arayıp sormuyorlar. Çok kırgınım. Çok vefasızlar. Mesela, Samet Aybaba’yı Samet Aybaba yaptı. Bir kez bile aramadı. Fenerbahçeliler bile sürekli Kazım’ın mezarına gidip, çiçek bırakıyor.”
Demem o ki...
Kazım Kanat’ın “Beşiktaşlılar’a çok özel hatırlatma” cümlesiyle başlayan yazısını, en başta Samet Aybaba, tüm Beşiktaş camiasının “hatırlaması” gerekiyor.
“Kehanet” gibi “vasiyet” gerçek olduğuna göre... Tam vaktidir.
Samet Aybaba’nın, önce, kapı zilinde bile hala ismi duran Kazım Kanat’ın evine gitmesi, sonra da, bi çiçekle kabire uğramasında fayda var.
Cüneyt Çakır
Çok güzel şeyler yazıldı.
Sanırım, şu yazılmadı.
Cüneyt Çakır’ın UEFA mentoru, İsveçli eski hakem Karl Erik Nilsson’du. İki sene boyunca, dakika dakika takip etti. Sadece Avrupa değil, Türkiye’deki maçlarını da izledi. Sürekli raporladı, bilgilendirdi, eğitti. Cüneyt Çakır, elbette çok yetenekli bir hakemdi ama, Euro 2012 kapılarını açan en önemli faktör, Karl Erik Nilsson’un gözlemleriydi, puanlarıydı.
Karl Erik Nilsson, Euro 2012’den hemen önce, İsveç Futbol Federasyonu Başkanı oldu.
Cüneyt Çakır’ı, Euro 2012’de, bismillah, ilk hangi maça verdiler? İsveç-Ukrayna maçına!
Çıktı maça, en küçük bi zafiyet göstermeden, çatır çatır yönetti... İsveç yenildi.
Ukrayna ve İsveç basını başta olmak üzere, İngiltere, İtalya, İspanya basınından övgüler aldı.
Sırf bu örnek bile... Türkiye’nin neden bir türlü Avrupalı olamadığının kanıtıdır.
Türkiye-Ukrayna oynasaydı.
Veya...
Türkiye-İsveç oynasaydı.
Ve, o maça, rakip ülkenin futbol federasyonu başkanı tarafından “mentorluk” yapılmış bi hakem verilseydi... Türk basını maçtan önce hangi manşetleri atardı?