" Hürriyet Gazetesi Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök, -Sharon Stone’u ziyarete gitmeden önceydi sanırım- 17 Aralık’ta yazdığı bir yazıda, kendisine hediye olarak gelen bir şarap kataloğundan yola çıkarak, ülkemizdeki alkol tüketiminin aslında az olduğunu, birtakım rakamlar vererek açıklamıştı. Açıkçası, bunu çok fazla sorgulama gereğini düşünmediğim için rahatlamış, korkulacak bir şey yok diye düşünmüştüm. Şöyle diyordu Özkök: ‘Türkiye, içki tüketiminde Avrupa Birliği’nin en alt sırasında yer alıyor. En alt sıra derken, arada birkaç puan var da demiyorum. Onlarda yılda 15 litre ise bizde bir litrenin biraz üstünde. İnanmayan gidip bir gün büyük mağazalardaki şarap reyonlarının önünde birkaç saat geçirir ve bunları kimlerin aldığını görür. Alkolü arkadaş yemeklerinde, keyifli aile hafta sonlarında tüketen insanlar.’
Ne ki Yeşilay’ın yaptığı son araştırma elime geçti, durum Ertuğrul Bey’in yazdığı gibi değildi. Ve durum üzülecek gibi filan da değildi; resmen dehşete düşürecek türdendi.
Size hemen rakamları vereyim.
Ülkemizdeki kişi başına alkol tüketimi Ertuğrul Özkök’ün buyurduğu gibi ‘1 litrenin biraz üzerinde’ filan değildi. Bu rakam olsa olsa 1930 yılında böyleydi. Yeşilay’ın araştırmasına göre kişi başı alkol tüketimi 1 litrenin ‘bayağı’ üzerindeydi!
Sıkı durun ülkemizde kişi başı alkol tüketimi yıllık 20 litreyi bulmuş durumda. Avrupa Birliği ülkelerinde bu rakam kaç biliyor musunuz: 15 litre!
Muhabirlerin birer alkol müfettişi gibi görevlendirilip belediyelerde meyhane takipçiliği yaptığı kadar, bu tabloyu önemsense eminim ki herkes gibi Ertuğrul beyde gelecek nesil adına kaygılanacaktır.
Nasıl kaygılanmayalım ki?
Ülkemizde 7 milyonu bağımlı olmak üzere 25 milyon alkol tüketicisi var. Ve alkol tüketimi yine Ertuğrul Bey’in buyurdukları gibi ‘keyifli aile hafta sonları’nda olmuyor. Alkole başlama yaşı 11’e düşmüş durumda. Uyuşturucuya ise 12.
Sizler elbette, bir yılbaşı arifesinde bu araştırmayı gazetelerde çok fazla görme şansına sahip değilsiniz.
Raporun şu dehşet kısımlarını sizlerle paylaşmak isterim: “Öğrencilerin yüzde 53’ünün esrarı denediği; yüzde 22’sinin ara sıra kullandığı, yüzde 8,5’inin sürekli kullandığı, yüzde 10’unun eroini denediği, yüzde 4’ünün ise sürekli kullandığı belirlendi. Yine aynı araştırmada öğrencilerin yüzde 8,8’inin kokaini denediği, yüzde 4’ünün sürekli kullandığı, yüzde 35’inin yapıştırıcı ve uçucu madde denediği ve yüzde 6’sının sürekli bu maddeleri kullandığı saptandı.”
Benim yaptığım da iş mi şimdi yani? Gel sen, yılın bu son günü, ‘modernist kılığında gezinen çağdaş alkol müdafileri’nin canını sıkacak böyle bir yazı yaz!
Neyse hangi otelin yılbaşı kutlamasında sınırsız içki vardı?.. "
Nedim Hazar
Alıntıdır... Kaynak : Zaman Gazetesi
Bu yorum da benden
İçki ve diğer zararlı alışkanlıklarla beyni uyuşturulmuş bir insan olmaya hayır.
Ne ki Yeşilay’ın yaptığı son araştırma elime geçti, durum Ertuğrul Bey’in yazdığı gibi değildi. Ve durum üzülecek gibi filan da değildi; resmen dehşete düşürecek türdendi.
Size hemen rakamları vereyim.
Ülkemizdeki kişi başına alkol tüketimi Ertuğrul Özkök’ün buyurduğu gibi ‘1 litrenin biraz üzerinde’ filan değildi. Bu rakam olsa olsa 1930 yılında böyleydi. Yeşilay’ın araştırmasına göre kişi başı alkol tüketimi 1 litrenin ‘bayağı’ üzerindeydi!
Sıkı durun ülkemizde kişi başı alkol tüketimi yıllık 20 litreyi bulmuş durumda. Avrupa Birliği ülkelerinde bu rakam kaç biliyor musunuz: 15 litre!
Muhabirlerin birer alkol müfettişi gibi görevlendirilip belediyelerde meyhane takipçiliği yaptığı kadar, bu tabloyu önemsense eminim ki herkes gibi Ertuğrul beyde gelecek nesil adına kaygılanacaktır.
Nasıl kaygılanmayalım ki?
Ülkemizde 7 milyonu bağımlı olmak üzere 25 milyon alkol tüketicisi var. Ve alkol tüketimi yine Ertuğrul Bey’in buyurdukları gibi ‘keyifli aile hafta sonları’nda olmuyor. Alkole başlama yaşı 11’e düşmüş durumda. Uyuşturucuya ise 12.
Sizler elbette, bir yılbaşı arifesinde bu araştırmayı gazetelerde çok fazla görme şansına sahip değilsiniz.
Raporun şu dehşet kısımlarını sizlerle paylaşmak isterim: “Öğrencilerin yüzde 53’ünün esrarı denediği; yüzde 22’sinin ara sıra kullandığı, yüzde 8,5’inin sürekli kullandığı, yüzde 10’unun eroini denediği, yüzde 4’ünün ise sürekli kullandığı belirlendi. Yine aynı araştırmada öğrencilerin yüzde 8,8’inin kokaini denediği, yüzde 4’ünün sürekli kullandığı, yüzde 35’inin yapıştırıcı ve uçucu madde denediği ve yüzde 6’sının sürekli bu maddeleri kullandığı saptandı.”
Benim yaptığım da iş mi şimdi yani? Gel sen, yılın bu son günü, ‘modernist kılığında gezinen çağdaş alkol müdafileri’nin canını sıkacak böyle bir yazı yaz!
Neyse hangi otelin yılbaşı kutlamasında sınırsız içki vardı?.. "
Nedim Hazar
Alıntıdır... Kaynak : Zaman Gazetesi
Bu yorum da benden
İçki ve diğer zararlı alışkanlıklarla beyni uyuşturulmuş bir insan olmaya hayır.