Moku$La
M * S = Lowe
Yılanlar
Çıngıraklı yılanlar ;
Çıngıraklı yılanın başının ön kısmındaki yüz çukurlarında ısı algılayıcıları vardır. Yılan bunları kullanarak çevresindeki canlıların vücut sıcaklıklarının neden olduğu kızıl ötesi ışınlarını saptar. Bu saptama, ortam sıcaklığındaki 1/300'lük bir derece artışını saniyenin binde 35'i kadar kısa bir sürede tespit edebilecek kadar hassastır. Hatta bu hassasiyet o kadar fazladır ki yılan, kendisinden uzaklaşmış olan avının ayak izlerinden yayılan ısıyı tespit ederek de avını takip edebilir.
Yılanın bu hassas ısı algılama duyusu sadece av bulmaya yaramaz. Yılan soğukkanlı bir hayvandır. Yaşadığı ortam ancak 30 derecenin üzerinde olduğunda normal yaşamsal faaliyetlerini devam ettirebilir. Bu nedenle ısı algılayıcıları, kışları geçirecekleri sıcak bir mağara veya ağaç kovuğu bulmalarında yılanların en büyük yardımcılarıdır
üstteki resimde boa yılanındaki ısı algılayıcılarının anatomisi gösterilmiştir. Alt ve üst çenedeki pulların arkasında detaylı bir sinir ağı vardır. Bunlar ikiye ayrılan bir sistem oluştururlar. Sistem kızıl ötesi bir uyarıcı ile karşılaştığında trigeminal sinir beyne sinyal taşır. Yılan küçük bir kızıl ötesi radyasyon algıladıktan 35 milisaniye sonra beyinde bir tepki kaydedilir.
PİTON
45 yıl yaşayanları bilinse de ortalama ömürleri 20-25 yıl kadardır. Batı Afrikada yaşayan Pitonlar oldukça ağır ve 7-10 metre boyunda olabilirler. Koyu kahverenginden açığa tüm kahverengi tonlarını taşıyan Pitonlar'ın baş kısmında ağırlıkla siyah lekeler bulunur.
Erkekler,dişilerden her zaman daha iridir. Albino, caramel, jungle, reverse-stripe, anerythristic, ghost, lemon pastel, pastel jungle, pied, ve striped isimleriyle anılan çeşitleri bulunan Pitonlar, avlarını ısırmak ya da sokmak yerine korkunç bir kuvvetle etrafına sarılıp boğarak öldürürler. Doğal ortamlarının dışında yaşayan Pitonlar, Hamster vb. küçük canlıları yiyerek beslenebilirler.
Her zaman taze suyu bulunmalı ve 7-14 günde bir beslenmelidir.
Cam Terrariumlarda muhafaza edilmeli, taze hava alması sağlanmalıdır. Pitonlar birer ev hayvanı değildirler, büyüdüklerinde bakımlarının zorlaşması nedeniyle doğaya bırakıldıklarında istenilmeyen sonuçlar doğuracağı göz ardı edilmemelidir.
Kamçı Yılanının Çevik Hareketleri
Kamçı yılanı Güney Amerika'da yaşar. Omurgası enine kesitte aynen (T) harfi biçimindedir. Bu oluşum hayvan bilimcilerini uzun yıllar şaşırtmış ama doyurucu bir açıklama bulunamamıştır. Son yıllarda sürdürülen çalışmalar sonucunda bunun nedeni bulunmuştur. Kamçı yılanının temel besini Anol olarak isimlendirilen küçük ağaç iguanalarıdır. Anol sivri tırnaklarıyla bitki yapraklarının uçlarına tutunarak dinlenir. En küçük bir sallantıyı duyar ve kendini yere atarak gözden kaybolur. Bu nedenle kamçı yılanının aynı bitkiye tırmanıp ağacı sarsmadan Anol'e ulaşması olanaksızdır. Kamçı yılanı farklı bir yoldan yaklaşarak Anol'ü avlar. Bunun için öncelikle Anol'ün bulunduğu bitkinin yanındaki bitkilere çıkar. Avı ile aynı yüksekliğe gelince uzun gövdesini, (T) biçimli omurgası sayesinde yere paralel olacak şekilde Anol'ün üzerine uzatır ve ani bir hareketle avını yakalar.
YILANLARIN FARKLI HAREKETLERİ
Yılanların uzun ve dar gövdeleri pullu bir deriyle kaplıdır. Gövdelerinin alt yüzeyinde bulunan pulları yerde kıvrıla kıvrıla ilerlemelerine yardımcı olur. Geniş pullar ise arka kenarlarından yere bastırarak ve pürtüklü yüzeylerden destek alarak gövdeyi öne doğru itmeye yarar. Yılan bu hareket yöntemini hızlı gitmek istemediği zamanlarda kullanır. Kayarcasına hızlı ilerleyişte, gövdesini yanlara doğru kıvırır ve pullarından da yardım alarak taş ve bitki gibi destek noktalarını kullanır. Yapmak istediği her hareket için farklı bir yöntem kullanan yılanlar hiç kuşkusuz ki tüm alemlerin Rabbi olan Allah tarafından yaratılmışdır.
Zehirli Yılan Isırması Durumunda Yapılacaklar
Çok Önemli Not:
Yılan sokması neticesinde tedavi uygulanması tamamen doktorların işidir. Bu sayfada yazılanlar, tamamen konu hakkında bilgi edinmek isteyen kişileri bilgilendirme amacı taşımaktadır. Doktorculuk oynamak bazen yılan sokmasından daha tehlikeli durumlara neden olabilir. Bu nedenle ısırma yerini mekanik emme usulüyle emdikten sonra hastayı fazla hareket ettirmeden en yakın hastaneye sevk etmek, istenmeyen olayların meydana gelmemesi için yapılacak en mantıklı hareket olacaktır. Tabii ki en akıllıcası kendinizi yılana hiç ısırttırmamaktır.
Zehirli yılan sokmalarında yapılması gereken ilkyardımı bilmek bir çok bakımdan faydalı olacaktır ancak daha önemlisi yılana kendinizi hiç ısırtmamaktır. Dolayısıyla kendinizi yılanlara ısırtmamak için yapmanız gerekenleri bilirseniz tatsız durumlarla hiç karşılaşmamız olursunuz.
Öncelikle yılanlar insanlara durduk yere kesinlikle saldırmazlar, tersine kaçarlar. Bu bakımdan bir yılanla karşılaştığınızda eğer kaçmıyorsa onu rahatsız etmeden yanından geçebilirsiniz. Böyle bir durumda sopa ile yılanı rahatsız etmek veya taş atarak kaçırmaya çalışmak doğru davranışlar değildir.
Yılanlar sağırdırlar ve duyamazlar çünkü dış ve ortakulakları bulunmaz, sadece yerdeki titreşimleri algılayabilirler, dolayısıyla normal bir yürüyüş temposuyla yürüdüğünüzde çevredeki yılanlar titreşimleri algılayacak ve kaçacaklardır ancak sessizce yürüdüğünüz takdirde bir yılanla karşılaçabilirsiniz ki bu durumda onu rahatsız etmezseniz size karşı her hangi bir zararı olmayacaktır.
Yılanlar dişlerini bir ayakkabıya yada kalın bir kot pantolana batıramazlar dolayısıyla bu gibi yerlerde bu tür ayakkabı ve pantolonla dolaşanlar emniyette olacaklardır.
Bulunduğunuz ortamdaki kaya ve kütükleri asla kaldırmayınız. Eğer kaldırmanız gerekirse kütüğü ileri doğru yuvarlamak yerine ilerisinden tutup kendinize doğru çekin böylelikle yılan size doğru değil, ileri doğru kaçacaktır.
Yılanlar aşırı korkmadıkça, rahatsız edilmedikçe, köşeye sıkıştırılmadıkça ve üzerlerine basılmadıkça asla bir insanı ısırmazlar. Türkiyedeki yılanların çoğunun zehirleri sağlıklı bir insanı öldürecek düzeyde değildir yine de canınızı oldukça yakabilir. Kalp ve damar hastalıkları, şeker, tansyon ve böbrek yetmezliği durumları olan kişilerde veya yüksek miktarda alkol almış kişilerde ise çok daha tehlikeli sonuçlar ortaya çıkabilir. Bu bakımdan yılan sokmaları ciddiye alınmalı ve en kısa sürede bir hastaneye gitmelidir. Türkiyede kayıtlara göre yılan sokmasıyla ölüm olayına rastlanmamakla birlikte tedbiri elden bırakmamak da fayda vardır.
Yılanlar genellikle çalı altlarında ve bir yere öbek olarak yığılmış, saman, yada çalı çırpı altında saklandıklarından ateş yakmak için çalı ararken dikkatli olmalı ve bu gibi yerlere çıplak elinizi sokmayınız. Önce bir sopa ile çalılarda gürültü yaparak yılanın kaçmasını sağlayınız.
Harabe yada terk edilmiş kulube gibi yerlere girerken çok dikkatli olmalı bu ve bu gibi yerlerde yılanların bulunabileceği düşünülmelidir.
Kamp kurarken kamp yeri seçimi çok önemlidir, taşlık, kayalık ve çalılık yerlere kamp kurmayınız çünkü bu gibi yerler yılanların sıkça bulunduğu ve bulunmaktan hoşlandığı yerlerdir.
Zehirli yılanlar genellikle güneşin battığı ve doğduğu alacakaranlık saatlerinde avlanırlar ve bu saatlerde ortaya çıkarlar bunun için ateş için odun toplama işini bu saatlere bırakmayınız.
Yerde gördüğünüz delikler genellikle tarla faresi, köstebek gibi hayvanların açtığı deliklerdir ancak yılanlar da bu deliklere girip kemirgenleri yedikten sonra saklanmak amacıyla kullanabilirler.
Ne olursa olsun zehirli veya zehirsiz hiç bir yılanı kesinlikle öldürmeyiniz! Bir çok yılan ülkemizde koruma altındadır ayrıca kemirgenleri yiyerek sayılarının artmasına engel olduklarından faydalıdırlar
IMG]http://resimgaleri.info/images/2585pic22ln.jpg[/IMG]
Çıngıraklı yılanlar ;
Çıngıraklı yılanın başının ön kısmındaki yüz çukurlarında ısı algılayıcıları vardır. Yılan bunları kullanarak çevresindeki canlıların vücut sıcaklıklarının neden olduğu kızıl ötesi ışınlarını saptar. Bu saptama, ortam sıcaklığındaki 1/300'lük bir derece artışını saniyenin binde 35'i kadar kısa bir sürede tespit edebilecek kadar hassastır. Hatta bu hassasiyet o kadar fazladır ki yılan, kendisinden uzaklaşmış olan avının ayak izlerinden yayılan ısıyı tespit ederek de avını takip edebilir.
Yılanın bu hassas ısı algılama duyusu sadece av bulmaya yaramaz. Yılan soğukkanlı bir hayvandır. Yaşadığı ortam ancak 30 derecenin üzerinde olduğunda normal yaşamsal faaliyetlerini devam ettirebilir. Bu nedenle ısı algılayıcıları, kışları geçirecekleri sıcak bir mağara veya ağaç kovuğu bulmalarında yılanların en büyük yardımcılarıdır
üstteki resimde boa yılanındaki ısı algılayıcılarının anatomisi gösterilmiştir. Alt ve üst çenedeki pulların arkasında detaylı bir sinir ağı vardır. Bunlar ikiye ayrılan bir sistem oluştururlar. Sistem kızıl ötesi bir uyarıcı ile karşılaştığında trigeminal sinir beyne sinyal taşır. Yılan küçük bir kızıl ötesi radyasyon algıladıktan 35 milisaniye sonra beyinde bir tepki kaydedilir.
PİTON
45 yıl yaşayanları bilinse de ortalama ömürleri 20-25 yıl kadardır. Batı Afrikada yaşayan Pitonlar oldukça ağır ve 7-10 metre boyunda olabilirler. Koyu kahverenginden açığa tüm kahverengi tonlarını taşıyan Pitonlar'ın baş kısmında ağırlıkla siyah lekeler bulunur.
Erkekler,dişilerden her zaman daha iridir. Albino, caramel, jungle, reverse-stripe, anerythristic, ghost, lemon pastel, pastel jungle, pied, ve striped isimleriyle anılan çeşitleri bulunan Pitonlar, avlarını ısırmak ya da sokmak yerine korkunç bir kuvvetle etrafına sarılıp boğarak öldürürler. Doğal ortamlarının dışında yaşayan Pitonlar, Hamster vb. küçük canlıları yiyerek beslenebilirler.
Her zaman taze suyu bulunmalı ve 7-14 günde bir beslenmelidir.
Cam Terrariumlarda muhafaza edilmeli, taze hava alması sağlanmalıdır. Pitonlar birer ev hayvanı değildirler, büyüdüklerinde bakımlarının zorlaşması nedeniyle doğaya bırakıldıklarında istenilmeyen sonuçlar doğuracağı göz ardı edilmemelidir.
Kamçı Yılanının Çevik Hareketleri
Kamçı yılanı Güney Amerika'da yaşar. Omurgası enine kesitte aynen (T) harfi biçimindedir. Bu oluşum hayvan bilimcilerini uzun yıllar şaşırtmış ama doyurucu bir açıklama bulunamamıştır. Son yıllarda sürdürülen çalışmalar sonucunda bunun nedeni bulunmuştur. Kamçı yılanının temel besini Anol olarak isimlendirilen küçük ağaç iguanalarıdır. Anol sivri tırnaklarıyla bitki yapraklarının uçlarına tutunarak dinlenir. En küçük bir sallantıyı duyar ve kendini yere atarak gözden kaybolur. Bu nedenle kamçı yılanının aynı bitkiye tırmanıp ağacı sarsmadan Anol'e ulaşması olanaksızdır. Kamçı yılanı farklı bir yoldan yaklaşarak Anol'ü avlar. Bunun için öncelikle Anol'ün bulunduğu bitkinin yanındaki bitkilere çıkar. Avı ile aynı yüksekliğe gelince uzun gövdesini, (T) biçimli omurgası sayesinde yere paralel olacak şekilde Anol'ün üzerine uzatır ve ani bir hareketle avını yakalar.
YILANLARIN FARKLI HAREKETLERİ
Yılanların uzun ve dar gövdeleri pullu bir deriyle kaplıdır. Gövdelerinin alt yüzeyinde bulunan pulları yerde kıvrıla kıvrıla ilerlemelerine yardımcı olur. Geniş pullar ise arka kenarlarından yere bastırarak ve pürtüklü yüzeylerden destek alarak gövdeyi öne doğru itmeye yarar. Yılan bu hareket yöntemini hızlı gitmek istemediği zamanlarda kullanır. Kayarcasına hızlı ilerleyişte, gövdesini yanlara doğru kıvırır ve pullarından da yardım alarak taş ve bitki gibi destek noktalarını kullanır. Yapmak istediği her hareket için farklı bir yöntem kullanan yılanlar hiç kuşkusuz ki tüm alemlerin Rabbi olan Allah tarafından yaratılmışdır.
Zehirli Yılan Isırması Durumunda Yapılacaklar
Çok Önemli Not:
Yılan sokması neticesinde tedavi uygulanması tamamen doktorların işidir. Bu sayfada yazılanlar, tamamen konu hakkında bilgi edinmek isteyen kişileri bilgilendirme amacı taşımaktadır. Doktorculuk oynamak bazen yılan sokmasından daha tehlikeli durumlara neden olabilir. Bu nedenle ısırma yerini mekanik emme usulüyle emdikten sonra hastayı fazla hareket ettirmeden en yakın hastaneye sevk etmek, istenmeyen olayların meydana gelmemesi için yapılacak en mantıklı hareket olacaktır. Tabii ki en akıllıcası kendinizi yılana hiç ısırttırmamaktır.
Zehirli yılan sokmalarında yapılması gereken ilkyardımı bilmek bir çok bakımdan faydalı olacaktır ancak daha önemlisi yılana kendinizi hiç ısırtmamaktır. Dolayısıyla kendinizi yılanlara ısırtmamak için yapmanız gerekenleri bilirseniz tatsız durumlarla hiç karşılaşmamız olursunuz.
Öncelikle yılanlar insanlara durduk yere kesinlikle saldırmazlar, tersine kaçarlar. Bu bakımdan bir yılanla karşılaştığınızda eğer kaçmıyorsa onu rahatsız etmeden yanından geçebilirsiniz. Böyle bir durumda sopa ile yılanı rahatsız etmek veya taş atarak kaçırmaya çalışmak doğru davranışlar değildir.
Yılanlar sağırdırlar ve duyamazlar çünkü dış ve ortakulakları bulunmaz, sadece yerdeki titreşimleri algılayabilirler, dolayısıyla normal bir yürüyüş temposuyla yürüdüğünüzde çevredeki yılanlar titreşimleri algılayacak ve kaçacaklardır ancak sessizce yürüdüğünüz takdirde bir yılanla karşılaçabilirsiniz ki bu durumda onu rahatsız etmezseniz size karşı her hangi bir zararı olmayacaktır.
Yılanlar dişlerini bir ayakkabıya yada kalın bir kot pantolana batıramazlar dolayısıyla bu gibi yerlerde bu tür ayakkabı ve pantolonla dolaşanlar emniyette olacaklardır.
Bulunduğunuz ortamdaki kaya ve kütükleri asla kaldırmayınız. Eğer kaldırmanız gerekirse kütüğü ileri doğru yuvarlamak yerine ilerisinden tutup kendinize doğru çekin böylelikle yılan size doğru değil, ileri doğru kaçacaktır.
Yılanlar aşırı korkmadıkça, rahatsız edilmedikçe, köşeye sıkıştırılmadıkça ve üzerlerine basılmadıkça asla bir insanı ısırmazlar. Türkiyedeki yılanların çoğunun zehirleri sağlıklı bir insanı öldürecek düzeyde değildir yine de canınızı oldukça yakabilir. Kalp ve damar hastalıkları, şeker, tansyon ve böbrek yetmezliği durumları olan kişilerde veya yüksek miktarda alkol almış kişilerde ise çok daha tehlikeli sonuçlar ortaya çıkabilir. Bu bakımdan yılan sokmaları ciddiye alınmalı ve en kısa sürede bir hastaneye gitmelidir. Türkiyede kayıtlara göre yılan sokmasıyla ölüm olayına rastlanmamakla birlikte tedbiri elden bırakmamak da fayda vardır.
Yılanlar genellikle çalı altlarında ve bir yere öbek olarak yığılmış, saman, yada çalı çırpı altında saklandıklarından ateş yakmak için çalı ararken dikkatli olmalı ve bu gibi yerlere çıplak elinizi sokmayınız. Önce bir sopa ile çalılarda gürültü yaparak yılanın kaçmasını sağlayınız.
Harabe yada terk edilmiş kulube gibi yerlere girerken çok dikkatli olmalı bu ve bu gibi yerlerde yılanların bulunabileceği düşünülmelidir.
Kamp kurarken kamp yeri seçimi çok önemlidir, taşlık, kayalık ve çalılık yerlere kamp kurmayınız çünkü bu gibi yerler yılanların sıkça bulunduğu ve bulunmaktan hoşlandığı yerlerdir.
Zehirli yılanlar genellikle güneşin battığı ve doğduğu alacakaranlık saatlerinde avlanırlar ve bu saatlerde ortaya çıkarlar bunun için ateş için odun toplama işini bu saatlere bırakmayınız.
Yerde gördüğünüz delikler genellikle tarla faresi, köstebek gibi hayvanların açtığı deliklerdir ancak yılanlar da bu deliklere girip kemirgenleri yedikten sonra saklanmak amacıyla kullanabilirler.
Ne olursa olsun zehirli veya zehirsiz hiç bir yılanı kesinlikle öldürmeyiniz! Bir çok yılan ülkemizde koruma altındadır ayrıca kemirgenleri yiyerek sayılarının artmasına engel olduklarından faydalıdırlar
IMG]http://resimgaleri.info/images/2585pic22ln.jpg[/IMG]