marlbora_man
New member
- Katılım
- 11 Tem 2005
- Mesajlar
- 74
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
:aşk Basitlik.. Güzel şeydir, inan. Tabi, bayağılık anlamında kullanmıyorum. Her şeyi kolaylaştırır ve işin detayında kaybolmak yerine bütününü görmeye yardımcı olur. Her şeyde neden-sonuç ilişkisi aramamak, her duyguda sahtelik-gerçeklik teftişine gitmemek.. Olanı, insanı olduğu gibi kabul edebilmek; arkasında başka şeyler olabileceği ihtimaline kapılmamak.. 2+2=5 denklemini tüm saflığı ile kabul etmek. 2+2=4 iken, sonucun 5 olmasında saklı sebepler aramak yerine, 5'in güzelliğine bırakmak kendini...
Saf olmak değil bahsettiğim.. İnanmaktan bahsederken benzerini söylemiştim, hatırlarsın; neticede ya istediğimizi göreceğiz veya olanı. Olanı görmek daha basit; olduğu gibi kabullenmek başlarda zor gelse de sonradan göreceksin ki daha basit.
"Neden"lerde, "nasıl"larda, "veya"larda, "ama"larda, "çünkü"lerde, "rağmen"lerde kaybolmak maharet değil, biliyorsun. Yormaktan başka ne işe yarıyorlar insanı?
Salt teslimiyetten de bahsetmiyorum, ama tümüyle direnmenin de işleri değiştirdiğini söyleyemezsin bana, öyle değil mi? Hem bugüne dek direndin de eline ne geçti? Yolların yokuşu mu azaldı? Güllerin dikenleri mi döküldü? Ağzındaki acı tat mı uçup gitti? Ya yüreğindeki acı.. O azaldı mı?
Kendimi kandırmak basit, biliyorum.. Ama söylediğim bu da değil. Nasıl desem? Yaşadığım anın sonuna kadar keyfini çıkarabilmek. "O an"ı yaşayabilmek, hep özlediğim, hep istediğim. Son nefesimi verirken aklıma gelecek ve yüzümü güldürecek "o an".
"Tanrım; bir fındık kabuğuna hapsolmuş olsam da, kendimi hala sonsuz evrenin kralı sayabilirim" - Hamlet, 2, II / SHAKESPEARE
Ben artık ölmekten eskisi kadar korkmuyorum, söylemiş miydim sana? Eskiden çok korkardım, belki nasıl ve ne zaman olacağını bilmediğimden, belki de sonrası hakkındaki soru işaretlerinden dolayı. Artık öyle değilim. Sonrasını düşünmüyorum; Tanrı'nın bize hazırladığı sürprizleri vardır nasılsa. Yoksa da ne farkeder? Ölüm anım geldiğinde isyan etmeyeceğim; sevgiyle karşılayacağım onu.. Sanki sevgilisi ile buluşmayı bekleyen adam gibi, heyecanla. Arkamda kalacaklara da üzülmeyeceğim; onlara ve sana en güzel anları dileyeceğim. Vaktimi doldurmuş olduğumun, her ne kadar neden ve nasıl bilemesem de, bilincinde olacağım.. Olamasam da öyleymiş gibi davranacağım. Elinden tutacağım ölümün ve nereye götürecekse gideceğim, direnmeyeceğim. Basit bir denklemin parçasıyım; doğdum, yaşadım ve öleceğim. Bu denklemin başka bir neticesi yok. Direnmek ölümü kolaylaştıracak mı? Hayır. İşte o zaman dalganın kendi olmayı bırakıp, dalgada yüzen yaprak olacağım, basitçe.
Ölümü bile bu kadar basite alabiliyorum artık. Ama sanırım benim basitliğim sana karmaşık geliyor, alışık olmadığından belki de.
Şu an, neden bilmem, gözyaşları döküyorum, görüyor musun?
Saf olmak değil bahsettiğim.. İnanmaktan bahsederken benzerini söylemiştim, hatırlarsın; neticede ya istediğimizi göreceğiz veya olanı. Olanı görmek daha basit; olduğu gibi kabullenmek başlarda zor gelse de sonradan göreceksin ki daha basit.
"Neden"lerde, "nasıl"larda, "veya"larda, "ama"larda, "çünkü"lerde, "rağmen"lerde kaybolmak maharet değil, biliyorsun. Yormaktan başka ne işe yarıyorlar insanı?
Salt teslimiyetten de bahsetmiyorum, ama tümüyle direnmenin de işleri değiştirdiğini söyleyemezsin bana, öyle değil mi? Hem bugüne dek direndin de eline ne geçti? Yolların yokuşu mu azaldı? Güllerin dikenleri mi döküldü? Ağzındaki acı tat mı uçup gitti? Ya yüreğindeki acı.. O azaldı mı?
Kendimi kandırmak basit, biliyorum.. Ama söylediğim bu da değil. Nasıl desem? Yaşadığım anın sonuna kadar keyfini çıkarabilmek. "O an"ı yaşayabilmek, hep özlediğim, hep istediğim. Son nefesimi verirken aklıma gelecek ve yüzümü güldürecek "o an".
"Tanrım; bir fındık kabuğuna hapsolmuş olsam da, kendimi hala sonsuz evrenin kralı sayabilirim" - Hamlet, 2, II / SHAKESPEARE
Ben artık ölmekten eskisi kadar korkmuyorum, söylemiş miydim sana? Eskiden çok korkardım, belki nasıl ve ne zaman olacağını bilmediğimden, belki de sonrası hakkındaki soru işaretlerinden dolayı. Artık öyle değilim. Sonrasını düşünmüyorum; Tanrı'nın bize hazırladığı sürprizleri vardır nasılsa. Yoksa da ne farkeder? Ölüm anım geldiğinde isyan etmeyeceğim; sevgiyle karşılayacağım onu.. Sanki sevgilisi ile buluşmayı bekleyen adam gibi, heyecanla. Arkamda kalacaklara da üzülmeyeceğim; onlara ve sana en güzel anları dileyeceğim. Vaktimi doldurmuş olduğumun, her ne kadar neden ve nasıl bilemesem de, bilincinde olacağım.. Olamasam da öyleymiş gibi davranacağım. Elinden tutacağım ölümün ve nereye götürecekse gideceğim, direnmeyeceğim. Basit bir denklemin parçasıyım; doğdum, yaşadım ve öleceğim. Bu denklemin başka bir neticesi yok. Direnmek ölümü kolaylaştıracak mı? Hayır. İşte o zaman dalganın kendi olmayı bırakıp, dalgada yüzen yaprak olacağım, basitçe.
Ölümü bile bu kadar basite alabiliyorum artık. Ama sanırım benim basitliğim sana karmaşık geliyor, alışık olmadığından belki de.
Şu an, neden bilmem, gözyaşları döküyorum, görüyor musun?