wazgeçtim oyuncaklardan ve çikolatadan!!

Angelita

New member
İki kişi kavga ediyordu ve bir birlerine geçmişten bu güne laf sokuyorlardı. Biri diğerine göre daha iri bir yapıya sahipti öteki narin ince bilekli ince sesli biriydi. Kavga ediyorlardı. İkisi de suçlu değildi, ikisi de suçluydu. Biri annem, birisi babamdı.


Ben onları duymamak için şarkı gibi bir şey mırıldanıyordum ve oyuncak arabamı yere daha hızlı sürtüyordum. Daha çok araba sesi çıkartıyordum. Korkuyordum annem giderim diyordu, babam …tir git diyordu. Ben ikisini de çok seviyordum. Ağlıyordum, başım yere eğik araba sesi çıkartır gibi ağlıyordum, şarkı söyler gibi ağlıyordum.


İkisi de beni görmüyor beni kucaklamıyor, öpmüyordu. Sonra sustum arabam çalışmıyordu, şarkım bitmişti. Ama onlar kavga etmeye devam ediyordu. Babam elini kaldırdı ve anneme vurdu, annem ağlıyordu. İkisi de beni kucaklamıyor öpmüyordu. Annem benden daha çok ağlıyordu, ben sobanın dibine büzülmüş ve kulaklarımı tıkıyordum oda soğuktu soba yanmıyordu. O soğuk odamızda hıçkırıklar küfürler ve tokatların sesi yükseldikçe, ben daha da çok susuyor ve ağlayamıyordum bile hıçkırıyordum, korkuyordum ve nasıl olduğunu anlayamadım sıkışmamıştım ama altıma kaçırdım altımı ıslattım.


Annemi çok seviyordum babamı daha çok seviyordum. Babamı seviyordum, annemi daha çok seviyordum. Minik bedenim titriyordu, korkuyordum. Kaybetmenin ne demek olduğunu işte o gün anladım. Ya annemi kaybedecektim ya babamı kaybedecektim.


Annem de babama bağırdı ve bir bavul çıkarıp içine eşyalar doldurmaya başladı o sırada koştum anneme sarıldım, annemde sımsıkı bana sarıldı. Ben diğer kolumu açıp babama “baba bana sarıl dedim” babam da ağlıyordu. Onu hiç gözünde yaşla görmemiştim. Geldi babamda sarıldı bana ve ben ikisine de sımsıkı sarıldım ve sıktım ikisini de minik kollarımla. Babam yanağıma minik bir öpücük koyup “seni görmeye gelirim oğlum” dediğinde kaybettiğimi anladım.

Ağlamaya başladım bağırdım avazım çıkıncaya kadar nefes alamayıncaya kadar boğuluncaya kadar. Ama engel olamadım. Minik bedenim minik yüreğim engel olamadı bu ayrılığa. Soğuk bir kış günüydü annem montumu giydirdi babam arkası dönük sigara içiyordu başı ellerinin arasındaydı. Bağırmak ve sarılmak istiyordum “baba bizi bırakma” demek istiyordum ama sesim çıkmıyordu. Hıçkırmaktan konuşamıyor ve seslenemiyordum, yüreğim çıkacaktı yerinden. İçim öyle acıyordu ki hiçbir oyuncağım kırıldığında hiçbir ağaçtan düştüğümde içim bu kadar acımamıştı.

Elimi uzattım babama, annem kolumdan çekiyordu ben bağırmak ve “baba” demek istiyordum. Kısık bir sesle “baba” diyebildim ama babam beni duymamıştı. Hala arkası dönük ve başı ellerinin arasındaydı. Hiç oyuncak istemeyecektim hiç çikolata için ağlamayacaktım, asla üstümü kirletmeyecektim ve eziyet etmeyecektim ne olur anne ne olur baba ayrılmayın.

Beni ortadan ikiye bölmeyin diye içimden hıçkırarak dua ediyordum. Sümüğüm ağzıma giriyordu ama annem benim yüzüme bakmıyordu, altım ıslaktı ve üşüyordum, annem durmadan ağlıyordu ve benim kolumdan sert sert çekiyordu beni de kendi gibi koparıyordu, yatağımdan, oyuncaklarımdan ve babamdan. Annem evden gittiği için sanki annem haksızdı benim için ama babam anneme vurmuştu oda haksızdı.


İşte ben o gün sustum.

Ne oyuncak istedim ne çikolata ne de yaramazlık yaptım. Hep bir köşeye sessizce kıvrılıp bir hayal kurdum. Annem beni doktora götürdü. Doktor bana sorular sordu bana çikolata aldı, bana oyuncak verdi. Ama ben onları almadım ve konuşmadım. Çünkü söz vermiştim bir daha çikolata ve oyuncak istemeyecektim ve yaramazlık yapmayacaktım annemle babam da barışacaklardı. Çünkü ben söz vermiştim…


Yattık kalktık, yattık kalktık ve bir çok gün geçti. Bir gün babam geldi, ben kıvrıldığım yerden kalkmadım konuşmadım yaramazlık yapmayacaktım söz vermiştim. Babam içeriye girip “nasılsın aslanım” dedi ben konuşmadım ve yine altıma kaçırdım. Bana cebinden çikolata çıkarıp verdi ama almadım söz vermiştim istemeyecektim ve almayacaktım.


Annem bir kenarda oturuyordu babam ayaktaydı, babam yine ağlıyordu ben onu ikinci kez gözünde yaşla görmüştüm.


Babam beni kucağına aldı ama ben ona sarılmadım, ben o ayrılık gününden sonra kimseye sarılmadım. Babam beni kucağında annemin yanına götürdü, anneme “gel” dedi. Annem de ağlıyordu. Sonra babam annem ve ben ağladık bir birimize sarıldık. Babam önce beni öptü sonra annemi öptü.


Ben gözümde yaşla güldüm sonra babam güldü sonra da annem güldü. Hepimiz güldük.


Annem getirdiği bavulu babama verdi ben babamın kucağından inmedim sonra evimize dönmek için anneannemlerden çıktık. Babam yolda markete girdi bana hangi oyuncağı istediğimi sordu ben oyuncak istemedim bana çikolata al dedi ben çikolata almadım. Ben çocuk olmaktan o gün vazgeçtim. Ve bu güne gelinceye kadar onlar alırsa yedim çikolatayı onlar alırsa oynadım oyuncaklarımı…


Söz verdim yaramazlık yapmadım. Ben çikolata ve oyuncak için ağlamadım ve istemedim…

O içimdeki acıyı tekrar yaşamak istemedim…
 

KıRmızıKız

Kayıp üLkenin Prensesi
gerçekten çok hoş..acaba bir çocuk ağzından derlenerekmi yazıldı yoksa bir çocuğun duygularımı ?
 

HTML

Üst