Vehhabilik nedir?

DeRSaaDeT

Islambol
Altın Üye
Katılım
3 Şub 2006
Mesajlar
6,597
Reaction score
0
Puanları
0
Yaş
118
eş-Şeyhu'n-Necdî lakabıyla bilinen Muhammed bin Abdülvehhab'ın (d. 1703 Uyeyne - ö.1787 Deriye Riyad) düşünceleri çevresinde oluşan dinî siyasî hareket. Harekete Vehhabilik adı karşıtlarınca yakıştırıldı. Hareket içinde yer alanlar kendilerine Muvahhidun (tevhidciler) derler ve Hanbelî mezhebini İbn Teymiye yorumuna uygun biçimde sürdürdüklerini söylerler. Vehhabilik bir inanç hareketi olarak başlamakla birlikte kısa zamanda siyasî bir nitelik kazandı. Arap yarımadasında etkinlik kurarak devlet durumuna geldi. Günümüzde Suudi Arabistan'ın resmî mezhebi durumundadır.
Muhammed İbn Abdülvehhab'ın düşünceleri Deriye Emiri olan Muhammed bin Suud ile tanışmasıyla (1744) siyasi bir hareket niteliği kazandı. İbn Abdülvehhab Deriye'de düşüncelerini Emir Muhammed'in gücü ile yayarken Emir Muhammed bu düşüncelerle Arabistan'a hakim olma imkânını kazanıyordu. Çünkü İbn Abdülvehhab insanların şirk içinde bulunduğunu bunların mal ve canlarının kendisine inanan kişilere helal olduğunu söylüyor Emir Muhammed bu fetvanın getirdiği ganimet olgusuyla yandaşlarını çoğaltıyor gücünü artırıyordu. İbn Abdülvehhab'ın ölümünden sonra hareketin siyasî niteliği daha da ağırlık kazandı. Muhammed bin Suud döneminde başlayan toprak kazanma faaliyetleri ölümünden (1766) sonra oğlu Abdülaziz zamanında da sürdürüldû.19. yüzyılın başlarına gelindiğinde (1811) Vehhabilik adına hareket eden Suud Emirliği Haleb'ten Hind Okyanusuna Basra Körfezi ve Irak sınırından Kızıl Deniz'e kadar yayılmış bulunuyordu.
Vehhabilik hareketinin Osmanlılar için önemli bir sorun durumuna gelmesi üzerine II. Mahmud Mısır Valisi Kavalalı Mehmed Ali Paşa'yı sorunu çözmekle görevlendirdi. Mehmet Ali Paşa oğlu Tosun komutasındaki orduyla Mekke Medine ve Taif'i Vehhabilerin elinden kurtardı (181213). Daha sonra bizzat Emir Abdûlaziz'in üzerine yürüdü. Emir Abdulaziz'in ölümü (1814) üzerine Vehhabiler ağır bir yenilgiye uğradı. Nihayet Mehmet Afi Paşa'nın kumandanı ibrahim paşa Abdulaziz'in yerine geçen oğlu Abdullah ve çocuklarını esir ederek İstanbul'a gönderdi. Bunların İstanbul'da asılarak öldürülmeleri (17.12.1819) ile Vehhabilik hareketinin ilk dönemi kapandı.
Savaş sırasında kaçarak kurtulmayı başaran Suud hanedanından Türki bin Abdullah Necd bölgesinde yeniden faaliyete girişerek 1821'den 1891'e kadar sürecek ikinci Vehhabi devletini kurmayı başardı. Daha sonraları bir takım çekişmeler olmuşsa da Suud hanedanından Abdülaziz bin Suud Vehhabi devletini yeniden kurdu (1901). Hindistan İngiliz yönetiminin de desteğini sağlayan Abdülaziz bin Suud 26 Aralık 1916 tarihli anlaşma ile İngilizlerce Necd Hasa Katif Cubeyl ve kendisine bağlı diğer bölgelerin hükümdar olarak tanındı. Bu anlaşmaya göre Abdülaziz bu yerleri kendisinden sonra miras yoluyla çocuklarına bırakacak ve kendisinin seçtiği veliaht da İngilizlere bağlı kalacaktı.
Osmanlıların yenik düşmesiyle sonuçlanan.1. Dünya Savaşı'nın arkasından Vehhabiler Hail Taif MekkeMedine ve Cidde'yi de ele geçirdiler (1921-1926). Abdülaziz bin Suud Necd ve Hicaz Kralı olarak kabul edildi (1926). 20 Mayıs 1927 tarihinde İngiltere ile yapılan Cidde anlaşmasının arkasından da tam bağımsızlığını ilan etti. Böylece Abdulaziz bin Suud suudi Arabistan Kralı olarak tüm Hicaz'ı egemenliği altına altı. Bu devletSuudi Arabistan Krallığı adıyla varlığını sürdürmektedir.
Vehhabiliğin din anlayışı Muhammed bin Abdülvehhab'ın üzerinde önemle durduğu tevhid (Allah'ın birlenmesi) konusundaki yorumu çevresinde toplanır. İbn Abdülvehhab'a göre tevhid kullukta Allah'ı bir tanımaktır. Tevhid kelimesini (lâ ilâhe ilallâh) söylemek Allah'tan başka tapınılan şeyleri tanımadıkça bir anlam taşımaz. Allah kalble dille ve davranışlarla birlenmelidir. Bunlardan birisinin eksik olması durumunda kişi Müslüman olamaz. Tevhid üçe ayrılır. İlki Allah'ı isim ve sıfatlarında birlemek (tevhid-i esma ve sıfat) ikincisi Allah'ı rablıkta birlemek (tevhid-i rububiyet) üçüncüsü de Allah'ı ilahlığında birlemektir (tevhid-i uluhiya). Allah'ı bu üç biçimde birleme ancak amellerle mümkündür. Buna göre Kur'an ve Sünnet'in dışında emir ve yasak tanımamak Hz. Muhammed'in döneminde bulunmayan şeyleri ve tevessülü terkederek Allah'ı birlemek gerekir. Bu tevhide ameli tevhid denir. Herhangi bir hüküm koyucu tanımak Allah'tan başkasından yardım dilemek Peygamber için bile olsa Allah dışındaki bir varlık için kurban kesmek adakta bulunmak kişiyi küfre düşürür can ve mal dokunulmazlığını ortadan kaldırır.
Bu tevhid anlayışının getirdiği önemli sonuçlar vardır. Bunlardan birisi Hz. Muhammet'ten şefaat talebinde bulunulamayacağıdır. Şefaat Allah'a özel bir haktır. Bu nedenle Hz. Muhammet'ten doğrudan şefaat talep etmek onu Allah'a ortak tutmaktır. Nitekim müşrikler de Allah'ı kabul ettikleri halde melekleri putları şefaatçi kabul ettikleri için müşrik olmuşlardır. Şefaat inancı gibi yaygın olan tevessül inancı da şirktir. Tevessül inancıdaha çok mutasavvıflar arasında yaygındır. Bir takım şeyhlerin velilerin hem hayatlarında hem de öldükten sonra tasarruf sahibi olduklarına inanılmakta onların himmetleri dilenmekte ve aracı kılınmaktadırlar. Bu da açık bir şirktir. Çünkü günah'ın yaratmada yönetmede tasarruf etmede işleri düzenleme ve belirlemede ortağı yoktur.
Vehhabiliği en önemli özelliklerinden birisi de bid'adlar karşısındaki tutumudur. İbn Abdülvehhab'a göre Kur'an ve Sünnet'te olmayan her şey bid'attır. Bir bid'at çıkaran mel'undur ve çıkardığı şey reddedilmelidir. Bid'adların çoğu insanları şirke düşürmektedir. Bunların başında mezarlar türbeler ve bunların ziyaretleri gelir. Mezarlarda yapılan ibadetler şirktir. Sevap umarak Hz. Muhammed'in kabrini ziyaret bile şirke neden olabilir. Şirke neden olmamaları için mezar ziyaretleri türbe yapımı kesin olarak yasaklanmalıdır. Ölülere niyaz tevessül falcılaramüneacimlere inanmak Hz. Peygamber'in anısını yüceltmek hırka-i şerif sakal-ı şerif ziyaretleri yapmakAllah'tan başkasına ibadet etmek şirk koşmatır. Mevfit toplantıları düzenlemek bu toplantılarda mevlid okumak sünnet ya da nafile namazlar kılmak yasaklanmalıdır. Göz değmemesi için nazar boncuğu takmakmuska takınmak ağaç taş vb. şeyleri kutsal saymak bir hastalık ya da beladan kurtulmak güzel görünmek vb. için boncuk ip hamayı gibi şeyler takınmak sihir büyü yıldız falı gibi şeylere inanmaz iyi kişilerevelilere tazimde bulunmak onlara dua etmek onlardan yardım dilemek gibi şeyler de tamamıyle şirke neden olan bid'adlardandır. Riya için namaz kılmak sofuluk etmek iyi insan gibi görünerek çıkar sağlamak da şirktir. Cami ve mescidlerin süslenmesi minare yapılması da terkedilmesi gereken bid'adlardır.
Vehhabiliği oluşturan düşünceler birçok çağdaş Müslüman düşünürü etkilemiş onlara esin kaynağı olmuştur. Günümüzde ise önemli ölçüde değişime uğramış biçimde Suud Krallığının resmî görüşü olmaktan öte bir anlam taşımamaktadır.

Ahmet ÖZALP
 
Geri
Üst