Var Misiniz?

Zamanı bıçak kesmişti...
Zaman kanıyordu...
İkiyebölmek istemişlerdi;o paramparça oldu.Kanıyordu...
Vaktin ibresi"ibret"in üstünde durduğunda ve dahi er kişi Yıldırım bile "şimdi ibret vaktidir"dediğinde,Timur'un hançeri yapmıştı yapacağını...
Kaderdi...
Zaman paramparçaydı...
Kanıyordu...
...
Velakin zaman geçiyordu yaralara aldırmadan...
Genç adam yüreğindeki kasılmaları boşverip gelecek haberi bekliyordu..
Haber geldi...
Haberci yere diz vurup huzura girdiğinde,genç adam eliyle ve başıyla"sırası mı?"veya "boşver şimdi temenna"yı dercesine bir tavır takındı...
-Söyle ne haldedir?..
Yıldırımın ahvali ortaya çıkınca genç adam "çık" dedi...
Haberci çıktı...
...
Gözlerini odadakinlerin gözlerinde gezdirdi tek tek...
Sonra oturdu...
Vakıa Timur babasına iyi davranıyor,hoş tutmaya çalışıyordu...
Kafes mafes söylentileri asılsızdı.Yıldırım istemişti tecrit edilmeyi...
Mağlup bir sultan olarak dolaştırılmak ve insan içinde görünmek istemiyordu...
Ve kurtarılması imkansız gibiydi...
Evet "o" yaşıyordu...
Ama yaşamıyordu...
...
Kalktı...
Pencereye yaklaşıp gözlerini gökyüzüne dikti...
Odadakilere sırtı dönük vaziyette konuşmaya başladı...
-Yıldırım Babam artık yok...Timur şimdi bıraksa bile,onun yarasını kimse saramaz...
Yıldırım Babam artık yok...
Sustu sonra...
Konuşmak zorunda olmasa...
Ömür boyu susardı belki...
Ama,ne "zaman" böyle bölük pörçük kalabilirdi...
Ne bu kana dayanabilirdi tarih...
Konuştu mecburen...
-Yeniden başlıyoruz şimdi...İşim ceddim Osman'ınkinden daha zor değil...
Belki acı ama,daha zor değil...
Döndü sonra yüzünü...
-Var mısınız?
...
Odadakiler "varız" dedi...Genç adam,"Çelebi Mehmed" oldu tarihte...
(ALINTIDIR)
ZAFER DERGİSİ
 

HTML

Üst