Albayrak
Can Feda
- Katılım
- 23 May 2007
- Mesajlar
- 4,439
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
''Bu uygulama kesinlikle, ilk, orta, liseye yayılmayacak.''
Ya-yı-la-cak!
''Başı örtülüler kesinlikle devlet dairelerinde çalışmayacak.''
Ça-lı-şa-cak!
Var mısınız iddiaya?
Beraberlik sizin olsun!
* * *
ÇÜNKÜ her işin bir mantığı vardır, bir de vicdanı...
Birinci maddeden başlayalım. Siz ne sanıyorsunuz, üniversite kapısında başörtüsü, türban denetimi mi yapılacak, çene altı/çene üstü/ mü kontrol edilecek?
Olacak iş mi bu?
Kâğıt üzerinde yazdıklarımızı hayata aynen geçirmenin mümkünü var mı?
Kız çocuk gelmiş lise sona, ertesi yıl üniversite, başörtüsünü bağlayıp çene altında düğümlerse ne yapacaksın?
Atalım okuldan!
Atamazsın, hayal görme!
* * *
BAŞÖRTÜLÜLER devlet dairelerinde çalışamayacaklar!
Geç bunu bir kalem, şimdi bile çalışıyorlar.
Hem bu işin en mantıksız yanı da bu ya!
Kız hukuk okumuş, tıp okumuş, kimya okumuş, tarih okumuş, siyasal okumuş, mezun olmuş, çalışacak.
Hukuk okuyan işportacılık, tıp okuyan seyyar satıcılık, kimya okuyan bakkallık yapacak değil ya!
Hayır, senin başın örtülü, seni devlet dairesine almam, hâkim olamazsın, savcı olamazsın, kimyager olamazsın, öğretmen olamazsın, hariciyeci olamazsın!
Bunun mantığı var mı, vicdanı var mı?
* * *
YA biz hep yanılıyoruz, ya da hâlâ çok safız, çabuk kanıp karşımızdakini değerlendiriyoruz.
Mesela Cemil Çiçek...
Bu dönem politikacılar içinde en güvenilir görüleni...
Bakın ne demiş:
''Şunu açıkça ifade ediyorum, başı örtülü biçimde üniversiteye giden bir kız ileride devlet dairesinde çalışabileceğini düşünmesin, böyle şey olmayacak!''
Sayın Çiçek ne dediğinizin farkında mısınız, bu memlekette böyle kesin konuşulur mu, yarın seçim olsa, oylar da pek oynak, kaypak görünse, bu sözünüzü tutabilir misiniz?
Diyelim, siz tuttunuz, ya diğerleri?
Ne başörtüsü, çarşafa bile kapı açık!
* * *
SİYASETTE, sosyal hayatta bazen öyle lakaplar, sıfatlar takılır ki mümkünü yok silemezsiniz.
Geçen gece televizyonda Prof. Ergun Özbudun vardı, kendisine ''AKP'nin Anayasacısı'' denilmesinden rahatsızdı, açık açık söyledi.
Ama bize göre nafile, kendisi bundan böyle ''AKP'nin Anayasacısı'' diye anılacaktır, ''akıl hocası'' diyenler de çıkacaktır.
''Laf olsun, torba dolsun!'' derler, ne kadar doğru.
Hele o laf, torbayı değil, incir çekirdeğini bile doldurmuyorsa...
Herkes bu kadar laf ediyor da ne oluyor?
Tayyip Erdoğan çıkıyor, ''Kim ne derse desin'' diye kestirip atıyor.
Gerisi laf-ü güzaf!
Hasan PULUR
MİLLİYET
Ya-yı-la-cak!
''Başı örtülüler kesinlikle devlet dairelerinde çalışmayacak.''
Ça-lı-şa-cak!
Var mısınız iddiaya?
Beraberlik sizin olsun!
* * *
ÇÜNKÜ her işin bir mantığı vardır, bir de vicdanı...
Birinci maddeden başlayalım. Siz ne sanıyorsunuz, üniversite kapısında başörtüsü, türban denetimi mi yapılacak, çene altı/çene üstü/ mü kontrol edilecek?
Olacak iş mi bu?
Kâğıt üzerinde yazdıklarımızı hayata aynen geçirmenin mümkünü var mı?
Kız çocuk gelmiş lise sona, ertesi yıl üniversite, başörtüsünü bağlayıp çene altında düğümlerse ne yapacaksın?
Atalım okuldan!
Atamazsın, hayal görme!
* * *
BAŞÖRTÜLÜLER devlet dairelerinde çalışamayacaklar!
Geç bunu bir kalem, şimdi bile çalışıyorlar.
Hem bu işin en mantıksız yanı da bu ya!
Kız hukuk okumuş, tıp okumuş, kimya okumuş, tarih okumuş, siyasal okumuş, mezun olmuş, çalışacak.
Hukuk okuyan işportacılık, tıp okuyan seyyar satıcılık, kimya okuyan bakkallık yapacak değil ya!
Hayır, senin başın örtülü, seni devlet dairesine almam, hâkim olamazsın, savcı olamazsın, kimyager olamazsın, öğretmen olamazsın, hariciyeci olamazsın!
Bunun mantığı var mı, vicdanı var mı?
* * *
YA biz hep yanılıyoruz, ya da hâlâ çok safız, çabuk kanıp karşımızdakini değerlendiriyoruz.
Mesela Cemil Çiçek...
Bu dönem politikacılar içinde en güvenilir görüleni...
Bakın ne demiş:
''Şunu açıkça ifade ediyorum, başı örtülü biçimde üniversiteye giden bir kız ileride devlet dairesinde çalışabileceğini düşünmesin, böyle şey olmayacak!''
Sayın Çiçek ne dediğinizin farkında mısınız, bu memlekette böyle kesin konuşulur mu, yarın seçim olsa, oylar da pek oynak, kaypak görünse, bu sözünüzü tutabilir misiniz?
Diyelim, siz tuttunuz, ya diğerleri?
Ne başörtüsü, çarşafa bile kapı açık!
* * *
SİYASETTE, sosyal hayatta bazen öyle lakaplar, sıfatlar takılır ki mümkünü yok silemezsiniz.
Geçen gece televizyonda Prof. Ergun Özbudun vardı, kendisine ''AKP'nin Anayasacısı'' denilmesinden rahatsızdı, açık açık söyledi.
Ama bize göre nafile, kendisi bundan böyle ''AKP'nin Anayasacısı'' diye anılacaktır, ''akıl hocası'' diyenler de çıkacaktır.
''Laf olsun, torba dolsun!'' derler, ne kadar doğru.
Hele o laf, torbayı değil, incir çekirdeğini bile doldurmuyorsa...
Herkes bu kadar laf ediyor da ne oluyor?
Tayyip Erdoğan çıkıyor, ''Kim ne derse desin'' diye kestirip atıyor.
Gerisi laf-ü güzaf!
Hasan PULUR
MİLLİYET