Van Damme'dan İstanbul'a film platosu

kent55

Süper Moderatör
Süper Moderatör
Katılım
23 May 2008
Mesajlar
31,409
Reaction score
0
Puanları
0
Konum
ѕαмѕυηѕρσя




681825_detay.jpg


Aksiyon filmlerinin ünlü aktörü Jean Claude Van Damme sık sık gerçekleştirdiği Türkiye ziyaretlerine bir yenisini daha ekledi ve Büyükçekmece Belediyesi’nin davetlisi olarak İstanbul’a geldi. Film platosu için uygun yer arayan ünlü aktör, Büyükçekmece’yi çok beğendiğini söyledi ve ‘’Bu ilçeden bir de ev alarak ben de Büyükçekmeceli olacağım’’ dedi. Ünlü aktör şehit haberlerine de kayıtsız değildi: ‘’Ölenlerin hepsi çocuktu, şehit ailelerine başsağlığı diliyorum, sevgilerimi gönderiyorum.’’

BALE EĞİTİMİ ALDI

Filmlerindeki dövüş sahneleri, bacaklarını 180 derece açışı ve attığı döner tekmelerle efsaneleşen Van Damme’ın hayatı ise oynadığı birçok filmin hikâyesine taş çıkartacak türden. Bundan 51 yıl önce Belçika’nın Brüksel kentinde dünyaya gelen Van Damme’ın çocukluk ve gençlik yılları bu şehirde geçti. Spora özellikle karateye çok düşkündü. Aynı zamanda esnekliğini sağlamak için 5 yıl boyunca klasik bale eğitimi de aldı. Ailenin geçimini çiçekçilik yaparak sağlayan babası, oğlunu karate hocası Claude Goetz ile tanıştırdı. 16 yaşında okulu bırakan Van Damme için artık karate hayatının önemli bir parçasıydı. 1979 yılında takımıyla birlikte Avrupa Karate Şampiyonası’nı kazandıktan sonra ABD’deki Dünya Şampiyonası’na katıldı. Bu turnuvayla birlikte Van Damme için de Amerikan rüyası başlamış oldu. Bir taraftan Brüksel’de vücut geliştirme sporu yapıyor diğer taraftan sık sık ABD’ye gidiyordu. Çünkü bir hayali vardı: Sinema oyuncusu olmak.

EŞCİNSEL KARATECİYİ OYNADI

23 yaşındayken Fransız yapımı Rue Barbare adlı filmde figüran polis rolü aldı. Bir yıl sonra Breaking adlı break-dance adlı filmde de figüranlık yaptı. Aynı yıl Monaco Forever adlı 40 dakikalık bir parodi filmde 5 dakikalık kısa rolüyle eşcinsel bir karateciyi canlandırdı. Ancak aktör olabilmenin yolu Hollywood’dan geçiyordu, bu yüzden Los Angeles’a yerleşti. Tek kelime İngilizce bilmiyordu. Bu dili öğrenebilmek için televizyonda Taş Devri çizgi filmini izliyor, geçimini sağlamak için taksi şoförlüğü de yapıyordu dans öğretmenliği de hatta pizzacılık da gece kulüplerinde bodyguard’lık da... Formunu korumak için spor yapmaya devam etmesi gerekiyordu. Bir spor salonuyla anlaşmıştı. Spor yapabilmenin karşılığında salonun temizliğini yapacaktı. Bu zor günlerde yapımcıların kapısını aşındırmayı da ihmal etmiyordu. Kendisi gibi kaslarıyla ve aksiyon filmleriyle ün yapan Sylvester Stallone, Arnold Schwarzenegger, Chuck Norris gibi aktörlerle tanışmak için her yolu deniyordu.

Birkaç ufak filmde rol almıştı gerçi ama hayallerinin yanında bunlar neydi ki? The Predator filminde yaratık kostümü giymeye bile razı olmuştu. Van Damme’ın hedefindeki isim Cannon Films’in sahiplerinden Menahem Golan’du. Ünlü Hollywood yapımcılarından Golan’ın ofisini arayıp randevu istiyor, ancak defalarca aldığı randevular bir şekilde atlatılıyordu. Van Damme, 1986 yılında hayatının en riskli hamlelerinden birini yapmaya karar verdi. Akşam yemeği yemek için bir restorana giden Golan’ı restoranın önünde beklemeye başladı. Restorandan çıkar çıkmaz yapımcının önüne kesen Van Damme, Golan’ın başının üstüne bir tekme attı. Vücudu esnek, kaslı ve gözü kara oyuncu adayı bu hamlesiyle yapımcıyı etkilemeyi başarmıştı. Golan, Van Damme’ı ertesi gün ofisinde beklediğini söyledi. Golan, düşük bütçeli Kan Sporu adlı bir filmde Van Damme’ı oynatmaya karar vermişti. Filmin gişede gösterdiği başarı ise Van Damme’ın hayatındaki kırılma noktasıydı. 2 milyon dolara mal olan film 50 milyon dolar hasılat getirmişti. Filmler filmleri kovalıyordu. Black Eagle, Cyborg, With Full Contact, Death Warrant, Double Impact... Van Damme aksiyon ve macera filmlerinin artık aranan ismi olmuştu. Diğer bir deyişle o artık bir Hollywood yıldızıydı. 1996 yılında Monaco’ya yerleşen Van Damme kendi şirketini kurdu ve yapımcılığa soyundu. Yapımcılığını üstlendiği Maximum Risk, Double Team, Legionnaire ve Knock Off gibi filmler istediği başarıya ulaşmıştı. Oyunculuğuna eklediği yapımcılık kimliğiyle Van Damme artık tam anlamıyla bir sinemacıydı. Yapımcıya tekme attı, rolü kaptı










 
Geri
Üst