gazap17
New member
Millet olarak değerini kavrayamadığımız unsurlardan biri de vakittir, zamandır. Biz geçmesini isteriz, o öyle kıymetli bir varlık ki adeta kafeste bir kuş gibidir.
Giderse bir daha geri gelmez.
Bunu bilmemize rağmen vakti hoyratça harcarız. Bu unsurlara pek dikkat etmeyiz. Verdiğimiz randevulara çoğu zaman zamanında gitmeyiz. Mutlaka gecikmeli geliriz. Bundan dolayı karşımızdaki kişinin bu davranıştan dolayı üzülüp üzülmeyeceğini umursamayız. İşte burada kul hakkına. tecavüz ettiğimizi hatta kul hakkı yediğimizin farkına bile varamayız. İşte bu davranışımızın bir örneği değimli? Vakit konusunda Avrupalı bizden daha titiz davranıyor. Bundan dolayı hizmetleri başarıdan başarıya ulaşıyor. Çünkü başarının sırlarından biri de zamana uymaktır. Almanların bir sözü vardır.”ZEIT IST GELD” derler, yani “Vakit Nakittir” onlar zamanı para kadar değerli görürler.
Eğer biz İslam’ı yaşarsak ona önem verirsek vaktin ne derece önemli olduğunu anlarız. Çünkü İslam’ın temel direği namaz, vakit esasına göre düzenlenmiştir. Oruç, Hacc da öyle değimli? Hatta zekatında verilmede efdal olduğu zaman vardır. Zaman kelimesini tersten okursak ortaya NAMAZ çıkıyor.
Merhum Akif en yakın arkadaşıyla buluşmak için sözleşirler hava fırtınalı ve yağışlı olmasına rağmen Akif randevu yerine gelir, arkadaşı hava bozuk diye gelmez, haberde vermez. Akif o fırtınalı, bozuk havada arkadaşını bekler, arkadaşının bu davranışına küser, hakkım geçti diye üzüntüsünü ifade eder.
İnsanoğlu iki şeyin kıymetini bir tür1ü kavrayamaz bunlar BOŞ VAKİT VE SAĞLIKTIR. Aynı zamanda bu hadis mealidir.
Hastalanınca sağlığın işimiz, telaşımız artınca boş vaktin değerini bilir ve anlarız. Çoğu zamanda iş işten geçmiş oluyor. Bu iki hazineyi maalesef siyasetçiler hoyratça harcamaktadırlar. Hatırlayabildiğim kadar ister iktidar, ister muhalefet partileri olsun, hiçbir siyasi toplantı zamanında başlatılmaz, mutlaka gecikmeli başlar. Halkımızda buna alıştırılmıştır. Zamanında başlamak demokrasi kuralıdır. Aynı zamanda bir insan hakkıdır. Çalınan zamanı telafi etmek mümkün değildir. Demokrasi ve insan hakları esasını düşünenler her şeyi zamanında başlatırlar.
Siyasetçi1erin bir eksik noktaları da mikrofonu ellerine geçirdiler mi, kim dinliyor, kim dinlemiyor buna aldırış etmezler, sesleri kısılıncaya kadar konuşurlar. Dinleyenlerin psikolojisini pek düşünmezler, anlama kabiliyetlerine önem vermezler. HZ. Mevlana’nın bu konudaki sözü çok hoşuma gider, diyor ki “Ne anlattığın önemli değil, ne anladıkları önemli” siyasetçiler bu konuda çok itina göstermelidirler.
Dikkat edilirse uzun süren siyasi ve ilmi toplantılarda halk teker teker meydanları ve salonları terk eder, insanın fıtratında vardır bu özellik. Aslında hatibin şu özelliği bilmesi lazımdır, az ve öz konuşayım, zihinlerde iz bırakayım.
Zamanında vakti en iyi değerlendiren, vaktinde başlayan askerlerimizdir, kul hakkına riayet eden kimselerimizdir. Bir de ilk ve orta dereceli okullarımızdır. Çünkü zil sesleri zamana endekslidir. Bunda da amaç öğretmen ve öğrencilere bu alışkanlığı kazandırmaktır. Hepimiz aynı sıra ve metotlardan geçtik. ama hayata atıldığımız zaman neden bu kuralı bozuyoruz?
Vakit-Zaman ile öyle iç içe yaşıyoruz ki vakit hayatımızın bir sesi ve bir nefesidir. Yaşantımızın dışında, şiirlerimize, şarkılarımıza ve türkülerimize de konu olmuştur. İçinde “VAKİT” geçen aklıma gelen mısralardan yazmak istiyorum.
Allah’a şükür VAKTİ ezanlar söyler
Lakin günü, yolcudan duyanlar söyler
Dışarıda bayram varmış, seyran varmış
Bilmez mahkum, gardiyanlar söyler.
Arif Nihat ASYA
Seccadeyi sermiş boğazın bir tarafına
Dar bekler ezan vaktini birkaç mutekaid
Faruk Nafiz Çamlıbel
Bir vakte erdi ki bizim günümüz
Yiğit belli değil, mert belli değil
Herkes yarasına derman arıyor
Deva belli değil, dert belli değil
Alman Bismark; hatırasında “Kur’an en faziletli kitaptır. Yüzyıllar boyu bir kelimesi bile değişmemiştir. Ahenginin yanında her ayetinin anlamına hayran kaldım. Zamanı ve bilmi en teferruatlı işleyen kitaptır. Bunun yanında peygamberimizin “İki günü aynı olan ziyandadır” sözü bütün dünyaya ışık tutacak niteliktedir.
Bunu için vakit nakitten önemlidir. Giden vakit geri dönmez ama kaybedilen nakit yeniden kazanılır.
kaynak
Giderse bir daha geri gelmez.
Bunu bilmemize rağmen vakti hoyratça harcarız. Bu unsurlara pek dikkat etmeyiz. Verdiğimiz randevulara çoğu zaman zamanında gitmeyiz. Mutlaka gecikmeli geliriz. Bundan dolayı karşımızdaki kişinin bu davranıştan dolayı üzülüp üzülmeyeceğini umursamayız. İşte burada kul hakkına. tecavüz ettiğimizi hatta kul hakkı yediğimizin farkına bile varamayız. İşte bu davranışımızın bir örneği değimli? Vakit konusunda Avrupalı bizden daha titiz davranıyor. Bundan dolayı hizmetleri başarıdan başarıya ulaşıyor. Çünkü başarının sırlarından biri de zamana uymaktır. Almanların bir sözü vardır.”ZEIT IST GELD” derler, yani “Vakit Nakittir” onlar zamanı para kadar değerli görürler.
Eğer biz İslam’ı yaşarsak ona önem verirsek vaktin ne derece önemli olduğunu anlarız. Çünkü İslam’ın temel direği namaz, vakit esasına göre düzenlenmiştir. Oruç, Hacc da öyle değimli? Hatta zekatında verilmede efdal olduğu zaman vardır. Zaman kelimesini tersten okursak ortaya NAMAZ çıkıyor.
Merhum Akif en yakın arkadaşıyla buluşmak için sözleşirler hava fırtınalı ve yağışlı olmasına rağmen Akif randevu yerine gelir, arkadaşı hava bozuk diye gelmez, haberde vermez. Akif o fırtınalı, bozuk havada arkadaşını bekler, arkadaşının bu davranışına küser, hakkım geçti diye üzüntüsünü ifade eder.
İnsanoğlu iki şeyin kıymetini bir tür1ü kavrayamaz bunlar BOŞ VAKİT VE SAĞLIKTIR. Aynı zamanda bu hadis mealidir.
Hastalanınca sağlığın işimiz, telaşımız artınca boş vaktin değerini bilir ve anlarız. Çoğu zamanda iş işten geçmiş oluyor. Bu iki hazineyi maalesef siyasetçiler hoyratça harcamaktadırlar. Hatırlayabildiğim kadar ister iktidar, ister muhalefet partileri olsun, hiçbir siyasi toplantı zamanında başlatılmaz, mutlaka gecikmeli başlar. Halkımızda buna alıştırılmıştır. Zamanında başlamak demokrasi kuralıdır. Aynı zamanda bir insan hakkıdır. Çalınan zamanı telafi etmek mümkün değildir. Demokrasi ve insan hakları esasını düşünenler her şeyi zamanında başlatırlar.
Siyasetçi1erin bir eksik noktaları da mikrofonu ellerine geçirdiler mi, kim dinliyor, kim dinlemiyor buna aldırış etmezler, sesleri kısılıncaya kadar konuşurlar. Dinleyenlerin psikolojisini pek düşünmezler, anlama kabiliyetlerine önem vermezler. HZ. Mevlana’nın bu konudaki sözü çok hoşuma gider, diyor ki “Ne anlattığın önemli değil, ne anladıkları önemli” siyasetçiler bu konuda çok itina göstermelidirler.
Dikkat edilirse uzun süren siyasi ve ilmi toplantılarda halk teker teker meydanları ve salonları terk eder, insanın fıtratında vardır bu özellik. Aslında hatibin şu özelliği bilmesi lazımdır, az ve öz konuşayım, zihinlerde iz bırakayım.
Zamanında vakti en iyi değerlendiren, vaktinde başlayan askerlerimizdir, kul hakkına riayet eden kimselerimizdir. Bir de ilk ve orta dereceli okullarımızdır. Çünkü zil sesleri zamana endekslidir. Bunda da amaç öğretmen ve öğrencilere bu alışkanlığı kazandırmaktır. Hepimiz aynı sıra ve metotlardan geçtik. ama hayata atıldığımız zaman neden bu kuralı bozuyoruz?
Vakit-Zaman ile öyle iç içe yaşıyoruz ki vakit hayatımızın bir sesi ve bir nefesidir. Yaşantımızın dışında, şiirlerimize, şarkılarımıza ve türkülerimize de konu olmuştur. İçinde “VAKİT” geçen aklıma gelen mısralardan yazmak istiyorum.
Allah’a şükür VAKTİ ezanlar söyler
Lakin günü, yolcudan duyanlar söyler
Dışarıda bayram varmış, seyran varmış
Bilmez mahkum, gardiyanlar söyler.
Arif Nihat ASYA
Seccadeyi sermiş boğazın bir tarafına
Dar bekler ezan vaktini birkaç mutekaid
Faruk Nafiz Çamlıbel
Bir vakte erdi ki bizim günümüz
Yiğit belli değil, mert belli değil
Herkes yarasına derman arıyor
Deva belli değil, dert belli değil
Alman Bismark; hatırasında “Kur’an en faziletli kitaptır. Yüzyıllar boyu bir kelimesi bile değişmemiştir. Ahenginin yanında her ayetinin anlamına hayran kaldım. Zamanı ve bilmi en teferruatlı işleyen kitaptır. Bunun yanında peygamberimizin “İki günü aynı olan ziyandadır” sözü bütün dünyaya ışık tutacak niteliktedir.
Bunu için vakit nakitten önemlidir. Giden vakit geri dönmez ama kaybedilen nakit yeniden kazanılır.
kaynak
