Vakit ve Zaman Gazetelerine Uyarı Geldi !!!!!

agni

New member
Katılım
18 Haz 2008
Mesajlar
140
Reaction score
0
Puanları
0
Vakit ve Zaman Gazeteleri'ne uyarı

Basın Konseyi Yüksek Kurulu, Genelkurmay Adli Müşaviri Hakim Tuğgeneral Hıfzı Çubuklu'nun şikayeti üzerine ''www.aktifhaber.com'', ''www.samanyoluhaber.com'', ''www.davethaber.com'', ''www.zaman.com.tr'' ve ''www.stargazete.com'' adlı internet siteleri ile Zaman ve Anadolu'da Vakit Gazeteleri'nin ''uyarılmasına'' karar verdi.

İstanbul- Basın Konseyi'nden yapılan açıklamada, Tuğgeneral Hıfzı Çubuklu tarafından konseye yapılan başvuruda, ''10 Eylül 2008 tarihi itibariyle www.aktifhaber.com internet sitesi kaynak gösterilmek suretiyle www.samanyoluhaber.com, www.davethaber.com internet sitelerinde, 11 Eylül 2008 tarihinde www.aktifhaber.com ve www.zaman.com.tr internet siteleri ile Vakit Gazetesi'nin aynı tarihli nüshasında ve Zaman Gazetesi'nin 12 Eylül 2008 tarihli nüshası ile yine 12 Eylül 2008 tarihinde Star Gazetesi'nin internet sitesi olan www.stargazete.com'da Yargıçlar ve Savcılar Birliği (YARSAV) Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu'nun eşi Serpil Eminağaoğlu'nun Genelkurmay Adli Müşavirliği'nde çalıştığı belirtilerek, saat 16.00'da üçlü bir zirve gerçekleştirildiği, görüşmenin 1 saat 15 dakika sürdüğü''nün iddia edildiği belirtildi.


Başvuruda, haberlerde iddia edilenin aksine böyle bir görüşmenin yapılmadığının öne sürüldüğü ifade edilen açıklamada, söz konusu başvuruda şu ifadelere yer verildiği vurgulandı:
''Kaldı ki belirtilen tarih ve saatte böyle bir üçlü zirvenin gerçekleştirilmesi de fiilen imkansız bulunmaktadır. Zira, mahiyetinde görev yapmakta olan Ömer Faruk Eminağaoğlu'nun eşi Serpil Eminağaoğlu, 11 Ağustos–1 Eylül 2008 tarihleri arasında yıllık izinde olup, garnizon dışında bulunmaktaydı. Milli Savunma Bakanlığı'na ait 'Ömer Faruk Eminağaoğlu'nun giriş-çıkış raporu'nda da görüldüğü üzere Eminağaoğlu, hakkındaki haberler nedeniyle 25 Ağustos 2008, 2 Eylül 2008, 9 Eylül 2008, 16 Eylül 2008 ve 19 Eylül 2008 tarihlerinde Asal Daire Başkanlığı'na gelmiştir. Ayrıca, Genelkurmay Başkanlığı Bilgi Sistemleri kayıtlarına göre de Ömer Faruk Eminağaoğlu'nun haberde belirtildiği üzere 25 Ağustos 2008 ve 1 Eylül 2008 tarihlerinde Genelkurmay karargahına giriş-çıkış yapmadığı açıktır.''

'Uyarılmalarına' karar verildi

Açıklamada, başvuruyu değerlendiren Basın Konseyi Yüksek Kurulu'nun şu karara vardığı bildirildi:
''Söz konusu haberde ileri sürülen bütün iddia ve unsurların yalan olduğunu ortaya koyan kanıtlar göndermiş olduğunu dikkate alarak Basın Meslek İlkeleri'nin 'Kişileri ve kuruluşları, eleştiri sınırlarının ötesinde küçük düşüren, aşağılayan veya iftira niteliği taşıyan ifadelere yer verilemez' şeklindeki 4. maddesi ile 'Soruşturulması gazetecilik olanakları içinde bulunan haberler, soruşturulmaksızın veya doğruluğuna emin olmaksızın yayınlanamaz' şeklindeki 6. maddesinin ihlal edildiği gerekçesiyle adı geçen yayınların oy birliği ile 'uyarılmalarına' karar verilmiştir.''


AA

KAYNAK

İlk kaynağa sataşacaklar için diğer kaynak: Diğer KAYNAK


Bu pek muhterem, kendilerine muhalefet olan herkese iftira atmaktan çekinmeyen bu pek namuslu siteleri ve gazeteleri kaynak gösterenlere ve bu kaynaktan alınan haberlere inananlara...(ya da inanmak isteyenlere)....
 
Bu siteler Sözde HABER yapıyorlar.
Birileride paso c/p yaparak buraya bu sitelerden -HABER- koyuyor .
:durdurun

Birileride gaza gelip Cevap yazıyor .
Hiç cevap yazılmasa zaten HABER olmayan şey bu kadar büyümeyecek .

Bak bu başlıktaki GERÇEK HABER , Güzel bir HABER
:hhmanD
 
Adı geçen yayın organlarının hangi haberi doğru ki? Hükümetin yandaş basını hepsi. İşleri güçleri muhalefet edenlere çamur atmak. Daha ilginci de bu haber ve yazılara inanan saflar bu forumda bile bu konuları açabiliyorlar....Hatta safsatadan öteye gitmeyen haberlerin arkasında duruyorlar..
 
Allah’ın gülü dikenli yarattığına hayret edeceğiniz yerde, dikenler arasında gül yarattığına hayret ediniz.
(Atasözü)
 
1- Maliye Bakanlığı Hukuk Müşaviri K. Tayfun Kaya, kendisi hakkında 12.12.1994 tarihinde

Cumhuriyet'te yayınlanan haberin yalan olduğunu hukuk yoluyla anlatıyordu.

2- Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek'in mahkeme kanalıyla gönderdiği bir tekzibi vardı. Gökçek, kendisi hakkında 26. 11. 1994 tarihinde çıkan haberin yalan olduğunu anlatıyordu .

3-Cumhuriyet Genel Yayın Koordinatörü ve Politika Günlüğü yazarı Hikmet Çetinkaya'nın 1993 yılında iki ay içerisinde yedi yazısında ZAMAN gazetesi aleyhinde mesnetsiz iddialarda bulunduğu, İstanbul Asliye 2. Ticaret Mahkemesi'nce tespit edildi.

4-Bugün Nazım HİKMET’ için methiyeler dizen Cumhuriyet Gazetesi, dün çıkıp “işte yüzüne tükürülecek adam” deyip Nazım HİKMET’in resimlerini yayınlamamış mıdır?

5- Cumhuriyet Gazetesi'nde 1-9 Mart 2004 Tarihlerinde Hikmet Çetinkaya Tarafından Kaleme Alınan "Fethullah Gülen'in Serüveni" Başlıklı Yazı Dizisine Tekzip

6- Cumhuriyet Gazetesi'nde 31 Temmuz 2001 Tarihinde Yayınlanan ''Fethullah Gülen İttifakı Bozdu'' Başlıklı Habere Tekzip

7- Cumhuriyet Gazetesi'nde 15 Şubat 2000 Tarihinde Yayınlanan ''Öğrencilerden Protesto'' Başlıklı Yazıya Tekzip

8- Cumhuriyet Gazetesi'nde 8 ve 9 Şubat 2000 Tarihinde Yayınlanan Emin Değer imzalı ''Ecevit-Gülen Küreselleşme Yolunda'' ve ''Küreselleşme ya da Tarihin Karanlığına Doğru'' Başlıklı Yazılara Tekzip

9- Cumhuriyet Gazetesi'nin 3 Ocak 2000 Tarihli Nüshasında Yayınlanan Mustafa Karşılayan İmzalı ''Demokratik Sol Partili Arkadaşlar'' Başlıklı Yazıya Tekzip

10-Cumhuriyet Gazetesi'nde 20 Haziran 1999 Tarihinde Yayınlanan ''Suikastın Ardında Gülen mi Var?'' Başlıklı Habere Mahkeme Kararıyla Tekzip

11-Cumhuriyet Gazetesi'nin 8-9 Şubat 2000 Tarihli Nüshalarında Yayınlanan Emin Değer İmzalı Yazılarda Fethullah Gülen'in Cumhuriyet ve Atatürk Düşmanı Olarak Tanıtılmasında Eleştiri Sınırlarının Aşıldığına Dair Mahkeme Kararı

buraya hepsini almak istemedim=)

acaba yalan haber şampiyonu kim=)
 
hadi bu haberin kaynağına sataşma yapmayalımda ,bu konsey mahkememidir ki,eylüldeki haberi şimdi gündeme alıp uyarı yapıyorlar..habere konu olan yarsavcı ağa, gidip mahkemeye başvurmamışta elindeki belgeleri basın konseyinemi vermiş_? şu asker kaçağı olan değilmiydi yarsavcı...bende bi haber var sandım sanki mahkum eden güç mahkeme ...bu basına diş geçiremeyenler oktay ekşi gibi birinden medet bekliyorlar sanırım ..
 
hangi gazete doğru dürüst haber veriyo ki
basın özgürlüğü diye bi şi var ancak her basın yayın organı kendi çıkar gruplarına hizmet etmiyor mu
hadi biri çıkıpta yalan desin ...vatandaş aş ekmek derdinde basın yayında asparagas derdinde
hem millet artık neye inanacağını şaşırmış durumda
 
1- Maliye Bakanlığı Hukuk Müşaviri K. Tayfun Kaya, kendisi hakkında 12.12.1994 tarihinde

Cumhuriyet'te yayınlanan haberin yalan olduğunu hukuk yoluyla anlatıyordu.

2- Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek'in mahkeme kanalıyla gönderdiği bir tekzibi vardı. Gökçek, kendisi hakkında 26. 11. 1994 tarihinde çıkan haberin yalan olduğunu anlatıyordu .

3-Cumhuriyet Genel Yayın Koordinatörü ve Politika Günlüğü yazarı Hikmet Çetinkaya'nın 1993 yılında iki ay içerisinde yedi yazısında ZAMAN gazetesi aleyhinde mesnetsiz iddialarda bulunduğu, İstanbul Asliye 2. Ticaret Mahkemesi'nce tespit edildi.

4-Bugün Nazım HİKMET’ için methiyeler dizen Cumhuriyet Gazetesi, dün çıkıp “işte yüzüne tükürülecek adam” deyip Nazım HİKMET’in resimlerini yayınlamamış mıdır?

5- Cumhuriyet Gazetesi'nde 1-9 Mart 2004 Tarihlerinde Hikmet Çetinkaya Tarafından Kaleme Alınan "Fethullah Gülen'in Serüveni" Başlıklı Yazı Dizisine Tekzip

6- Cumhuriyet Gazetesi'nde 31 Temmuz 2001 Tarihinde Yayınlanan ''Fethullah Gülen İttifakı Bozdu'' Başlıklı Habere Tekzip

7- Cumhuriyet Gazetesi'nde 15 Şubat 2000 Tarihinde Yayınlanan ''Öğrencilerden Protesto'' Başlıklı Yazıya Tekzip

8- Cumhuriyet Gazetesi'nde 8 ve 9 Şubat 2000 Tarihinde Yayınlanan Emin Değer imzalı ''Ecevit-Gülen Küreselleşme Yolunda'' ve ''Küreselleşme ya da Tarihin Karanlığına Doğru'' Başlıklı Yazılara Tekzip

9- Cumhuriyet Gazetesi'nin 3 Ocak 2000 Tarihli Nüshasında Yayınlanan Mustafa Karşılayan İmzalı ''Demokratik Sol Partili Arkadaşlar'' Başlıklı Yazıya Tekzip

10-Cumhuriyet Gazetesi'nde 20 Haziran 1999 Tarihinde Yayınlanan ''Suikastın Ardında Gülen mi Var?'' Başlıklı Habere Mahkeme Kararıyla Tekzip

11-Cumhuriyet Gazetesi'nin 8-9 Şubat 2000 Tarihli Nüshalarında Yayınlanan Emin Değer İmzalı Yazılarda Fethullah Gülen'in Cumhuriyet ve Atatürk Düşmanı Olarak Tanıtılmasında Eleştiri Sınırlarının Aşıldığına Dair Mahkeme Kararı

buraya hepsini almak istemedim=)

acaba yalan haber şampiyonu kim=)



Ben iki gazete arasında kıyas yapmamıştım...Özellikle ikinci kaynağı verdim yalan haber diyemeyin diye...Çünki illaki senin gibi çıkış yapan birisi olacaktı...En allttakilerde vakitin yalanları...Tabi bu kadar da değil....Daha çok var...Hemen vakitle zamanı savunmaya geçmene gerek yok...Biz hangi gazetenin ne olduğunu biliyoruz merak etme...

Vakit’in sahibi ve sorumlu müdürü için yakalama emri 7 Şubat 2007
Esma ÇAKIR / İSTANBUL

Danıştay 2’nci Dairesi üyelerini terör örgütlerine hedef göstermekle suçlanan, Anadolu’da Vakit Gazetesi sahibi Nuri Aykon ile Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Harun Aksoy hakkında Bağcılar 2. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından yakalama emri çıkarıldı.

Bağcılar Cumhuriyet Savcısı Ali Çakır, dünkü 3. celseye de gelmeyen Aykon ve Aksoy hakkındaki dava iddianamesinde "kamu görevlisini terör örgütlerine hedef göstermek", "hákim ve savcılara hakaret" ve "adliyenin manevi şahsiyetini tahkir ve tezyif etmek" suçlarından 5.5 ile 34.5 yıl arasında hapis cezasına çarptırılmalarını istemişti.

"Hedef gösterme" davasinda yobazların Vakit gazetesi mahkeme tarafindan 111 bin YTL para cezasina carptirildi.


Vakit gazetesi, 13 Şubat 2006 tarihinde Danıştay 2. Dairesi'nin
üyelerini, aldiklari basörtüsü kararindan dolayi fotograflariyla
manşetine taşıyıp "Iste o üyeler" diye hedef gösterdi.
Danistay'a yapilan saldirida o hedef gösterilen üyeler
Alparslan Arslan tarafindan 11 el silahla vuruldu,
ve cebinde de ayni o gazete haberi bulundu...


Daha önce "Akit" adıyla yayın yapan gazete,
türbanlı avukatları barodan çıkardığı belirtilen
Gümüşhane Baro Başkanı Ali Günday'ı da manşetine taşımıştı.
Günday, haberden birkaç gün sonra, 26 Temmuz 1995'te
İzzet Kıraç tarafından bürosunda öldürüldü.


Gazete, 28 Eylül 1998 tarihindeki sayısında da,
Başbakan Tayyip Erdoğan'ın şiir davasından mahkûmiyetinin
onanmasını isteyen Yargıtay 8. Ceza Dairesi'nin 4 üyesinin
fotoğrafını yayımladı. 'Cezacılar insan içine çıkamıyor' ve
'Evlerine kapandılar' başlıklı haberde, onama kararı veren üyeler,
'mezhepçilik yapmakla' suçlanmıştı.


"Akit", 13 Mayıs 1999 tarihli sayısında da, Prof. Dr. Ahmet Taner Kışlalı'nın
fotoğrafını yayımlamış ve fotoğrafının üzerine çarpı işareti koyarak,
"Yuh pişkin zorba", "Zorba Kemalist gemi azıya aldı" başlıklarını atmıştı.
Kışlalı, bu haberden beş ay sonra, 21 Ekim 1999'da evinin önündeki
arabasına konulan bombanın patlaması sonucu yaşamını yitirdi.


Vakit gazetesi, Almanya tarafından 25 Şubat 2005'te,
dönemin Federal İçişleri Bakanı Otto Schily'nin (SPD)
talimatıyla kapatılmıştı.
Schily'yi hedef alan Vakit, "Almanya'da böylesi bir uygulamaya
en son Hitler'in Nazi Almanya'sında rastlanmıştı" ifadelerini kullandı.
Kapatma gerekçesi olarak, "halkı sistematik şekilde kin ve nefrete
kışkırtmak" gösterildi. Schily 17 Mayıs 2005'te şu açıklamayı yapmıştı:
"Vakit, Yahudi düşmanlığı yapması nedeniyle yasaklandı.
Başbakan yürürken arkasında gamalı haç izleri bırakırken gösterildi.
Eğer Türk hükümetinin hukuk imkânları yoksa bu imkânları yaratmalı."
Kaynak:

MİLLİYET

Vakit’in CHP belgesi sahte, haberi yalan 24 Eylül 2008

Almanya, Vakit Gazetesi’nde yer alan ve RTÜK Başkanı Zahid Akman tarafından da dillendirilen "CHP’nin Alman Ebert Vakfı’ndan 2005’te 85 bin euro yardım aldığı" iddialarını kesin bir dille yalanladı.

Almanya Dışişleri Bakanlığı’nın bir sözcüsü, "Yayımlanan haber uydurma, belge de sahtedir. Bakanlığımızda, sözkonusu belgenin altında imzası bulunan Dr. Alexander Kaminski isimli bir eleman çalışmamaktadır. Alman Dışişleri Bakanlığı hiçbir partiyi desteklemez" dedi. Almanya’nın Ankara Büyükelçiliği Sözcüsü Klemens Semtner de CHP’nin bir Alman vakfından para yardımı aldığı iddialarını içeren haberleri "uydurma" diye nitelendirirken, "Yayımlanan belgenin de sahte olduğu çok açık" diye konuştu. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya, CHP’nin Alman Vakfı’ndan yardım aldığı iddiaları üzerine Vakit Gazetesi’nde yer alan, konuyla ilgili inceleme başlatıldığına dair haberle ilgili açıklama yaptı. Başsavcı, CHP hakkındaki incelemenin "rutin" inceleme olduğunu vurguladı. Yalçınkaya, "Bütün siyasi partilerin faaliyetleri başsavcılığımız tarafından rutin olarak Anayasa ve yasaların verdiği görev ve yetki çerçevesinde izlenmektedir" dedi. CHP’nin 2005 ve 2006 yılı hesapları incelenmiş, usulsüzlükte tespit edilmemişti.


HÜRRİYET



28/09/2008
Vakit’e ‘yalan haber’ tepkisi


Eğitim Sen Ankara 3 No’lu Şube Başkanı Turan Yıldırım, Anadolu’da Vakit gazetesinin 21 Eylül Pazar günü, “Çocuklarımız bu kafaya emanet” başlıklı haberinin “bütünüyle düzmece, yalan ve iftira” olduğunu kaydetti.
Yıldırım dün yazılı bir açıklama ile Vakit gazetesine tepki göstererek, “Uydurma haber yapan, iftira atan, basın ahlakını ve ilkelerini açıkça çiğneyen bu gazeteyi şiddetle kınıyorum” dedi.


Vakit Gazetesi'nin hainliği
Bugün 10 Kasım.

'Mustafa' filminin de vizyonda ve gündemde olması sebebiyle bazılarınca kişiliği hakkında yorumlar yapılsa da, o tüm dünyanın kabul ettiği bir asker, devlet adamı ve önder; o Mustafa Kemal, o ATATÜRK!

Bugün Türk medyasında tüm basın yayın organları onun ve eserinin önünde sevgiyle, saygıyla eğilirken, tüm gazeteler, birinci sayfalarına koydukları anonslar ile Ata'yı saygı ile anarken, şu Vakit denen gazetenin yaptığına bir bakın!

İnternet sitesine girildiğinde, ne bir 10 Kasım, ne de Atatürk ile ilgili tek satır bulabileceksiniz.

"Onu rahmet ve minnetle anıyoruz" başlıklı haberi gördüğünüzde, "Aman bu sonsayfa.com editörleri de ne işgüzar" demeyin! Haberin içeriğinde göreceksiniz ki, Vakit'in rahmet ve minnetle andığı, (elbet onu da anabilirler ama ama ama...) Mustafa Kemal değil, islami mücadelenin önde gelen isimlerinden biri...

Haberin spotu da şöyle:

"İslami mücadelenin önde gelen isimlerinden Osman Yüksel Serdengeçti'yi vefatının 25. yıldönümünde minnet ve rahmetle anıyoruz. Yakınları ve arkadaşları, bu büyük dava adamını, Vakit'e anlattı."
sonsayfa

Vakit Gazetesi’nin “İmam hatipli kızın başörtüsünü zorla çıkardılar” haberi asılsız çıktı.
Başbakan’ın başlattığı inceleme gerçeği gözler önüne serdi

Vakit Gazetesi’nin “Rizeli İHL öğrencisinin başını hileyle açtılar” diyerek duyurduğu ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın öğrenci kızın babasını arayıp üzüntülerini aktardığı “Elif Azder olayında” şok bir gelişme yaşandı. Erdoğan’ın devreye girmesi üzerine olayı inceleyen Başbakanlık İnsan Hakları, olayın doğru olmadığını ortaya çıkardı.

EMSALSİZ SKANDAL!

Rize’de Kasım 2007’de düzenlenen “Meme Kanseri” konulu bir kompozisyonda Elif Azder adlı imam hatip lisesi öğrencisi yarışmada dereceye girdi. Ödül töreni sırasında, okul müdürü tarafından “İçeride erkek yok. Başını açabilirsin” denilerek Azder’in başının “hileyle açtırıldığı” iddiaları gündeme geldi. Vakit başta olmak muhafazakâr gazeteler de olayı, “Emsalsiz skandal” diye yansıtmıştı.

HAK İHLALİ YAPILMAMIŞ

Başbakanlık İnsan Hakları Başkanlığı’nın talimatıyla Rize Valiliği inceleme yaptı. Kurul, incelemenin sonucunda “Öğrencinin başını hileyle değil, kendi isteğiyle açtığı tespit edilmiştir? Aldatmaca yok ve insan hakları ihlali yok” denildi. Rapora, Azder’in daha önce başı açık şekilde çekilmiş fotoğrafının fotokopisi de eklenerek şöyle denildi: “Azder’in aynı yıl Cumhuriyet Bayramı’nda halka açık alanda başı açık olarak şiir okuduğu da belgelenmiştir. Dolayısıyla Azder’in gerektiğinde başını açma yönünde kendi iradesini kullandığı sabittir.”

Vakit’in haberinde ‘kandırılmış kızdı’

Vakit’in “Elif Azder haberi” şöyleydi: “Azder, katıldığı yarışmada birinci oldu. Ödül töreninde başı zorla açtırılan Azder, yaşadığı kabusu gazetemize anlattı. Azder, görevlilerin kendilerine başörtülerini çıkartmaları için baskı yaptıklarını söyledi. Salonda erkek olmayacağı söylendiği için başörtülerini çıkarttıklarını belirten Azder, içeri erkeklerin alındığını ve fotoğraflarının çekildiğini ifade etti. Azder, gazetelerdeki haberleri görünce yıkıldığını söyledi.

Haber: Ali Ekber Ertürk / Akşam

Kaynak
 
Aslında basının bir çeki düzene ihtiyacı var.Özgür basın diyoruz fakat
özgürlük ve özgür basın, her insanın veya basının ağır sorumlulukları
vardır,özgürlük başkasının haklarına hukukuna yalan yanlış ve iftira
atmak olmamalıdır...Bana göre haber ,habercilik bir gazezenin veya
gazetecinin namusudur,,,
 
arkadasım ben senın haberine yalan demedim ki yazıyı neden okumadan yorum yapıyosun ben bu gazetelerin haberlerine hepsi yalan dogru sözlerinden cok yalan haberleri var diyenler için söyledim

ben o yazıyı o gzetelerin haberlerinin copy paste yapılmasını yadırgayıp o gazetelerden daha cok yalan haber yayınlayıp bu konuda dünya rekoruna koşan gazetelerin haberlerini paylaşan insanlar için yazdım

ben o yazıyı aha sonunda bir açık buldum bu sayede 100 kere dogru haber yapıp( belki hata oldu belkide gercekten kaynaga güvenilip yalnısa düşüldü orasını açıklarlar yakın) 1 kere yalnıs haberden dolayı vay efendım onlar ne zaman dogru söyledi ki gibi komik yorumlara yaptım

umarım anlatabilmişimdir=)
 
Doğan Grubu'nun Basın Konseyi, Aktifhaber'i uyarmış.. İyi de siz kimsiniz...?

Basın Konseyi tarihinde ilk yaparak bir haber sitesini “uyarmış”…

Talihe bakın ki o site de Aktifhaber…

Hürriyet’in Başyazarı Oktay Ekşi’nin Başkanlığını yürüttüğü Basın Konseyi bizi uyarıyor ama üyesi değiliz. Hariçten gazel durumu…

Hiçbir resmi sıfatı olmayan, doğru dürüst kimsenin üye olmadığı konsey, Doğan Grubu’ndan müteşekkil.

Sabah Grubu tanımıyor, Zaman Grubu tanımıyor, Akşam Grubu tanımıyor, Star Grubu tanımıyor…. Ama onlar ha bire sağı solu uyarıyor, kınama cezası veriyorlar. Sahip oldukları gazete ve internet siteleriyle de bu kararları yayınlıyorlar. Seçilen isim nedeniyle okuyucu da bu kurumun özerk, saygın bir yapı olduğunu düşünüyor.

Tamamen itibar erezyonu yapma üzerine işleyen bir sistem.

Utanmadan bir de Aktifhaber’i uyardıkları kararın altına “mektup gönderdik cevap gelmedi” yazmışlar.

Ortada Genelkurmay Adli Müşaviri Hakim Tuğgeneral Hıfzı Çubuklu gibi önemli bir kişinin şikayeti var ve savunmayı mektupla istiyor Doğan Grubu’nun Basın Konseyi…

Cevap da gelmeyince, zaten peşinen verilen suçlu kararı kolaylıkla uygulamaya konuyor.

Mektup ulaştı mı ulaşmadı mı sorgulamak yok...

Bugüne kadar bizim hiçbir mesleki derdimize derman olmamış, internet medyasının hiçbir sorunuyla ilgilenmemiş, bizi gazeteciden bile saymamış ama iş Genelkurmay’a yaranmaya gelince jet hızıyla kararı çıkarmış…

Sebep; Yarsav Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu’nun, eşinin de çalıştığı Genelkurmay Adli Müşavirliği ile askerlik sorunu nedeniyle yaptığı kontakları deşifre etmemiz.

Doğan Grubu’nun Konseyi, gazetecilik yapan herkesi kendi doğal üyesi gibi görüyor. “Herkes Fenerbahçeli doğar” gibi bir anlayış bu.

Şikayet edilen kurum üye ise kabul edilmesi gereken başvurular, ayrım gözetilmeksizin kabul edilip, haklarında karar veriliyor.

“Sen kimsin” diye 50 kere yazılmasına rağmen Oktay Ekşi oralı bile değil. Ben infazımı yaparım, Hürriyet’te basarım modunda…

Kayıtlara geçsin, üstümüze yapışmasın diye yazıyoruz; Sizi tanımıyoruz….

http://www.aktifhaber.com/news_detail.php?id=194702
 
arkadasım ben senın haberine yalan demedim ki yazıyı neden okumadan yorum yapıyosun ben bu gazetelerin haberlerine hepsi yalan dogru sözlerinden cok yalan haberleri var diyenler için söyledim

ben o yazıyı o gzetelerin haberlerinin copy paste yapılmasını yadırgayıp o gazetelerden daha cok yalan haber yayınlayıp bu konuda dünya rekoruna koşan gazetelerin haberlerini paylaşan insanlar için yazdım

ben o yazıyı aha sonunda bir açık buldum bu sayede 100 kere dogru haber yapıp( belki hata oldu belkide gercekten kaynaga güvenilip yalnısa düşüldü orasını açıklarlar yakın) 1 kere yalnıs haberden dolayı vay efendım onlar ne zaman dogru söyledi ki gibi komik yorumlara yaptım

umarım anlatabilmişimdir=)


Vakit gazetesinin 100 haberi doğruysa 1 haberi yanlış diyorsun..O yüzden vakit gazetesi hakkında defalarca soruşturma açıldı dimi...Vakit gazetesi ilkeli yayıncılık adına ne yapmış acaba....Komik olmayın...Yukarda yazdıklarımı okumamışsın sanırım...Bu adamlar katil...Hedef gösterdikleri bütün insanları öldürdüler...Ve öldürenlerin cebinden Vakit gazetesinin öldürdükleri kişiyle ilgili haber küpürleri çıkıyor...Savunduğunuz adamlara dikkat edin...Hatırlarsan hüseyin üzmezde "gazeteci vurmuş adamım" diye haykırıyordu...Dini alet ederek bütün rezillikleri yaptılar...İnsanların öldürülmesine önayak oldular...Bu da yetmezmiş gibi çocukları taciz ettiler ve gazete yetkilileri de üzmezi çok güzel savundular...savunmayanları da vardı elbet..ama onlar zaten gazete yönetimine muhalif olanlardı...

Ayrıca Volkan kardeş Cumhuriyet gazetesini eleştirdiğiniz kadar Vakit ve Zaman gazetesini de eleştirebilin...Objektif olmaya çalışın...Hiç Vakit gazetesini ve onun başka yayın kollarını eleştirdiğini görmedim...Hep varsa yoksa Cumhuriyet...Zaten özellikle birinci kaynak olarak bu gazeteyi vermiş olmamın sebebide budur...Sazan oltasıydı yani...Seninde bu gazeteyle yani vakit gazetesi ile ilgili fikirlerini daha iyi anlamak adına konmuş bir sazan oltasıydı...Düştün malesef...Bizler nasıl vakit gazetesini ve onun diğer yayın kollarını güvenilir bulmuyorsak sizde Cumhuriyeti bulmuyorsunuz elbet...Biz yeri geldimi Cumhuriyetide eleştiririz...Bizler sizin gibi değiliz bu anlamda...Ama sizde yeri geldimi kendi görüşlerinizi yansıtan yayın organlarını eleştirebilmelisiniz...Savunduğunuz adamları tekrar tekrar gözden geçirin, olayları doğru değerlendirin ve sazan olmayın....
 
arkadasım ben vakit gazetesini falan savunmuyorum sizin çelişkinizi gösteriyorum benım bugune kadar vakiti savundugumu gördün mü ben bir kere biler ne gazetesini aldım nede sitesine girip haberlerini okudum sadece burda kaynaklara bakmak için girdim sitesine biraz geniş düşün ve yazılanları anlamaya calıs

objektif olması gereken sensin ben herhangi bir iddiada bulunmuyorum ap açık ortada duran bariz çelişkiyi gösteriyorum
 
Doğan Grubu'nun Basın Konseyi, Aktifhaber'i uyarmış.. İyi de siz kimsiniz...?

Basın Konseyi tarihinde ilk yaparak bir haber sitesini “uyarmış”…

Talihe bakın ki o site de Aktifhaber…

Hürriyet’in Başyazarı Oktay Ekşi’nin Başkanlığını yürüttüğü Basın Konseyi bizi uyarıyor ama üyesi değiliz. Hariçten gazel durumu…

Hiçbir resmi sıfatı olmayan, doğru dürüst kimsenin üye olmadığı konsey, Doğan Grubu’ndan müteşekkil.

Sabah Grubu tanımıyor, Zaman Grubu tanımıyor, Akşam Grubu tanımıyor, Star Grubu tanımıyor…. Ama onlar ha bire sağı solu uyarıyor, kınama cezası veriyorlar. Sahip oldukları gazete ve internet siteleriyle de bu kararları yayınlıyorlar.

Doğan Grubu’nun Konseyi, gazetecilik yapan herkesi kendi doğal üyesi gibi görüyor. “Herkes Fenerbahçeli doğar” gibi bir anlayış bu.

Şikayet edilen kurum üye ise kabul edilmesi gereken başvurular, ayrım gözetilmeksizin kabul edilip, haklarında karar veriliyor.

“Sen kimsin” diye 50 kere yazılmasına rağmen Oktay Ekşi oralı bile değil. Ben infazımı yaparım, Hürriyet’te basarım modunda…

Kayıtlara geçsin, üstümüze yapışmasın diye yazıyoruz; Sizi tanımıyoruz….

Yukardaki bilgilere baktığımızda bu uyarıya söylenecek tek söz var

Üfürükten teyyare selam söyle o yare
 
Hürriyet’in Başyazarı Oktay Ekşi’nin Başkanlığını yürüttüğü Basın Konseyi sen kendi işine bak.
hürriyetin yayınladığı fotoğraf
hurriyet-harita1.jpg

yayınladığınız yukardaki fotoğrafa bakın. bununla neye hizmet ediyorsunuz.

önce kendinizi uyarın
.





turkiye.jpg
 
Hürriyet’in Başyazarı Oktay Ekşi’nin Başkanlığını yürüttüğü Basın Konseyi sen kendi işine bak.
hürriyetin yayınladığı fotoğraf
hurriyet-harita1.jpg

yayınladığınız yukardaki fotoğrafa bakın. bununla neye hizmet ediyorsunuz.

önce kendinizi uyarın
.





turkiye.jpg



En altta vermiş olduğun resim gayet güzel remixtr kardeş...Ama bu resmi koyan sen olunca ne kadar samimi olduğun konusu tartışmaya açıktır....Daha düne kadar askere ve Atatürk'e hoyratça saldıran "taraf" gazetesinin avukatlığını yapan sen değlmiydin... Hem Atatürk'e saldıran ve Atatürkçülere bu ülkeyi dar edeceğini söyleyen, pkk'nın kalemşörü ahmet altan'ı savunacak ve onun gazetesinden konular açacaksın hem de Atatürkümüzün'de olduğu güzel bir Türk bayraklı resmi oraya koyacaksın...Nasıl inanalım şimdi senin samimiyetine...
 
En altta vermiş olduğun resim gayet güzel remixtr kardeş...Ama bu resmi koyan sen olunca ne kadar samimi olduğun konusu tartışmaya açıktır....Daha düne kadar askere ve Atatürk'e hoyratça saldıran "taraf" gazetesinin avukatlığını yapan sen değlmiydin... Hem Atatürk'e saldıran ve Atatürkçülere bu ülkeyi dar edeceğini söyleyen, pkk'nın kalemşörü ahmet altan'ı savunacak ve onun gazetesinden konular açacaksın hem de Atatürkümüzün'de olduğu güzel bir Türk bayraklı resmi oraya koyacaksın...Nasıl inanalım şimdi senin samimiyetine...



VolkaN mod kardeşimizin anlatmak istediği objektif olmamanız ..



Bu verdiğin cevaba geçmeden önce Hürriyet'in verdiği fotoyuda konuşsan..
Objektif olurdun..
 
En altta vermiş olduğun resim gayet güzel remixtr kardeş...Ama bu resmi koyan sen olunca ne kadar samimi olduğun konusu tartışmaya açıktır....Daha düne kadar askere ve Atatürk'e hoyratça saldıran "taraf" gazetesinin avukatlığını yapan sen değlmiydin... Hem Atatürk'e saldıran ve Atatürkçülere bu ülkeyi dar edeceğini söyleyen, pkk'nın kalemşörü ahmet altan'ı savunacak ve onun gazetesinden konular açacaksın hem de Atatürkümüzün'de olduğu güzel bir Türk bayraklı resmi oraya koyacaksın...Nasıl inanalım şimdi senin samimiyetine...

ben buraya konuları tartışılsın diye koyuyorum.

Atatürk'e hakaret ettiğim tek bir msj göster bana.

asker konusuna gelince; her zaman söylediğim şudur:

Türk ordusu şanlıdır, şereflidir fakat bazı mevkideki kişiler ihanet içerisindedir. onların temizlenmesini istiyorum.
(dağlıca davasının son duruşmasında yaralan çavuşun anlattıklarını oku. el bombaları acaba neden saldırıdan 2 gün önce toplatılıyor. dağlıca mevzilerinin krokileri perinçekin eline nasıl geçiyor. hizbullah örgütünün elindeki çok gizli askeri belgeleri kimden temin ediyor. gibi.... )
 
Ben kendi adıma hiçbir gazetenin tarafsız olduğuna yada daha doğru bir deyişle halktan taraf olduğuna inanmıyorum. Gazetelerin hemen hemen hepsi olayları kendi siyasi çizgisine yakın şekilde yorumlayıp öyle yansıtıyorlar. Bu yorumlama esnasında gerçekleri de saptırdıkları da olmaktadır, tıpkı yukarıdaki arkadaşların dedikleri gibi. İşte bu sebepledir ki, herhangi bir olayı anlayabilmek için, özellikle de siyasi yönü sözkonusu ise, en az 5 - 6 farklı gazeteden okuyup öyle fikir sahibi olmakta yarar var. Tarafsız ve yorumsuz haber alınabilecek kaynak olarak da NTV' yi gösterebilirim. Seyrettiğim en düzgün haber programlarını yapıyor.
 
Geri
Üst