Umut…

T.Bag

Banned
Katılım
9 Nis 2009
Mesajlar
210
Reaction score
0
Puanları
0
Konum
Türkoğlusun gör hayini Giymiş din elbisesini Beş v
Irmağın tedirgin suları gibidir yaşam… Kimi zaman bir ilkyaz sabahı gibi aydınlık kimi zaman bir kış sabahı gibi karanlık…

Umut bir başka anlam taşır yaşamda… Umutsuzluk da, hüzün de… Anlatmak çok zordur.

Ufkun bodrum katlarında ya da akşamın sığ saatlerinde düşünceye daldığınızda, yüreğinizde bir kıpırtı hissedersiniz.

Soluk alışverişiniz değişir, gözbebekleriniz büyür…

O an bir defter olmalı elinizde bir de kurşunkalem.

Yaşadıklarınızı yazmalısınız uzun uzun. Sevgiyi anlatmalısınız. Kaypaklığın geçerli olduğu günümüzde, sahtekârlığın, ikiyüzlülüğün resmini çizmelisiniz.

Üzümlerin, yemişlerin olgunlaşmasını beklemelisiniz… Kırmızı ve mor lalelerin açmasını, sarı beyaz papatyaların size gülümsemesini.

Mutluluklarımızı çalan, bize umutsuzluk veren günlerin içinde miyiz? Neden bu karamsarlığımız, gelecek korkumuz?

Umutlarımızın darmadağın olduğu bir dönemden geçiyoruz. Kimi zaman acı bir haberle sarsılıyoruz. Kendimize gelemiyoruz…

Dağlardan ve bulutlardan arınmış sabahlarda yüreğimizde ince bir sızı hissediyoruz.

***

Beş gün Ege’deydim…

Kaz Dağları’nın eteklerinden kır çiçekleri topladım; Burhaniye Ören’de gecenin yıldızlarıyla konuştum; Homeros’un “Işık Sahili”nde uyuyup, İzmir’de Kordonboyu’nda dolaştım.

Şimdi İstanbul’da gazetemdeki odamda yazı masasının başındayım.

Bir acı haber geldi!

Şirin Cemgil (Yazıcıoğlu) Almanya’nın Duisburg kentinde yaşamını yitirmişti…

1945 doğumluydu Şirin. 1969 yılında Sinan Cemgil’le evlenmiş, 1970 yılında oğlu Taylan dünyaya gelmişti.

Sinan Cemgil, 31 Mayıs 1972’de Nurhak Dağları’nda vuruldu.

Şirin Cemgil, TİP üyesi ve Fikir Kulüpleri Federasyonu kurucusuydu.

1968 öğrenci eylemleri içinde yer aldı. 12 Mart ve 12 Eylül askeri darbelerinde siyasi tutuklu olarak askeri cezaevlerinde hapis yattı.

1982 yılında siyasi sürgün olarak Almanya’ya iltica etti…

Bağırsak düğümlenmesi ve zehirlenme tanısıyla bir hafta önce hastaneye kaldırıldı ama kurtarılamadı.

Ölümüne dek düşüncelerinden hiç ödün vermedi.

Düşüncelerini satan kurulu düzenin soytarıları Şirin Cemgil’in ölümü üzerine timsah gözyaşları dökeceklerdir.

Utanmadan, sıkılmadan!

Yüzlerini maskeleyerek!

***

Irmağın tedirgin suları gibidir yaşam…

Olup bitenleri şaşkınlıkla izliyorum.

Bu kin ve nefret neden?

Türkan Saylan’a ve Gülseven Yaşer’e Fethullahçı “F Tipi Medya” nasıl da saldırıyor!

Bir yargısız infaz yapıyor tarikatçı ve dinci medya.

Alçakça!

Eğitim sistemini ele geçiren tarikatçılar, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği ve Çağdaş Eğitim Vakfı’nı niçin hedef seçtiler?

Çünkü eğitim sisteminin kendi ellerinden kayacağını düşündüler!

Evrensel hukukun geçerli olmadığı günümüz Türkiye’sinde yaşadıklarımız ve yaşayacaklarımız elbet kaygılandırıyor beni de.

Silivri’de tutuklu bulunan öğretim üyeleri, adlarını bile bilmediğimiz masum insanlar!

1 Mayıs 1977 katliamını göz ardı edenler, Fırat’ın doğusuna geçemeyenler, Hrant Dink cinayetini unutturmaya çalışanlar, Musa Anter’in oğlu Dicle Anter’in “katil burada” çığlığını duymayanlar, haydi yanıt verin…

Kimler var bu operasyonların arkasında?

Mustafa Balbay ne diyor:

“Ben darbeci değil yurtseverim!”

Daha ne desin Balbay, darbeci olduğunu kanıtlaması için!

Siz suça bulaşmış insanlarla, Erol Manisalı’yı, Mustafa Balbay’ı, Gürbüz Çapan’ı, Tuncay Özkan’ı, Mehmet Haberal’ı, Mustafa Yurtkuran’ı, Ferit Bernay’ı, Doğu Perinçek’i aynı kefeye koyup Türkiye’de darbelerin ve faili meçhul cinayetlerin üzerine gittiğinizi söyleyeceksiniz ve bizler de inanacağız!

***

Evet sevgili okur!

Canım sıkılıyor ve içim acıyor…

İlkyazın gizli özünü bulacağız bir gün mutlaka!

Daha dingin olacak yaşamımız…

Şirin Cemgil’i de yitirdik 64 yaşında…

Umut, bir başka anlam taşır yaşamda.

Umut, özgürlüğe açılan penceredir en kötü günlerimizde bile…

http://www.ilk-kursun.com/2009/04/umut-2/
 
Geri
Üst