Umre mi sandık mı?

BurakƷ5

Moderatör
Moderatör
Katılım
22 Haz 2008
Mesajlar
5,314
Reaction score
0
Puanları
36
Yaş
34
Konum
Dünyanın neresinde olursan ol, bulunduğun yerde de

540920_detay.jpg

İstanbul Müftüsü Mustafa Çağrıcı Gülin Yıldırımkaya'ya konuştu

Bloomberg HT'de 'Gülin Yıldırımkaya ile HT Gündem' programına konuk olan İstanbul Müftüsü Mustafa Çağrıcı, AK Parti milletvekili Haluk İpek'in parti teşkilatına 'oy kullanımını etkileyecek şekilde umreye gitmeyin’ şeklinde yaptığı çağrıyı yorumladı ve 'Umre nafile bir ibadettir. Vatandaşlık görevi önce gelir' değerlendirmesinde bulundu. Çağrıcı, eğlence yerlerine getirilen ses yasağına karşılık camilerden yükselen ezan sesini gündeme getirenlerle ilgili ise 'Ben bütün müezzinlerimize, imamlarımıza şikâyet geldiği takdirde ezan seslerini düşürmelerini öneriyorum' diye konuştu.

"BEN, KALIP OYUMU KULLANMAYI UMREYE GİTMEYE TERCİH EDERİM"

Referandum yaklaşıyor ve aynı zamanda bir umre tartışması doğdu. AK Parti vekillerinden Haluk İpek, teşkilatına 'oy kullanımını etkileyecek şekilde umreye gitmeyin’ diye uyarıda bulundu. Yine eski bir müftü olan CHP’li İhsan Özkeş ise bunu eleştiriyor. Özkeş, ‘referandum var diye insanları dini görevinden neden alıkoyuyorsunuz?’ diye soruyor. Ben size politik tarafı ile sormuyorum ama umreye gidip gitmemek arasında kararsız kalan izleyicilerimize ne söylemek istersiniz?

Müftü kimliğimle konuşacağım için, bir ucundan siyasi olan bir konuda tedbirli konuşmak durumundayım. Din adamı olarak şunu ifade edeyim; dini açıdan bir kimsenin seçim olabilir, referandum olabilir vb. durumlarda birinden birini seçmesi gerektiğinde kişi istediğini yapabilir. Çünkü umre farz değildir, vacip de değildir. Aslında nafile ibadet diyoruz biz bunlara. Yaparsak sevabını alacağımız ama yapmazsak herhangi bir dini sorumluluğumuzun olmadığı bir ibadettir. Vatandaşım şöyle düşünebilir; umre nafile bir ibadettir, arzu edersem başka zaman da gidebilirim ama bu anayasa oylaması sosyal bir görevdir, vatandaşlık görevidir. Kişi bu görevini yapmayı daha vicdani bulursa oyunu kullanır. Ben, kişisel olarak böyle bir pozisyonda olsam, bunu hiçbir siyasi anlam taşımadan söylüyorum, kalıp oyumu kullanmayı tercih ederim. Umreye gitmek her zaman mümkündür ama oylamanın belli bir günü ve saati vardır, onu ertelemek, öne veya geriye almak mümkün değildir. Ama bir başka insanımız da umreye gitmeyi tercih edebilir o da saygı duyulacak bir karardır. Dolayısı ile bu bireysel bir tercihtir.

"ŞİKAYET GELİRSE EZAN SESİ DÜŞÜRÜLEBİLİR"

Biliyorsunuz eğlence mekânlarına gürültü yasağı getirildi. Buna karşılık bazı kişiler diyor ki; ‘benim evim caminin karşısında ve çok yüksek sesle ezan okunuyor’. Zaten Yeşilköy’de bir caminin sesi de şikayetler nedeniyle biraz düşürüldü. Buradaki ölçü nedir? Her camide istenilen yükseklikte ezan okunabiliyor mu? Bu konuda belli bir düzenleme yok mu? Ezan sesi her yerde belli bir seviyeye getirilecek mi? Bu konuda herhangi bir çalışma var mı?

Öncelikle soru için teşekkür ediyorum. Bu çok önemli bir konu. Bizim de en çok ilgilenip, meşgul olmak zorunda kaldığımız konulardan bir tanesi. Bunun da nedeni şu; eskiden şehirler beli bir standarttaydı. Dolayısıyla ezan seslerinin aynı düzeyde olması sorun oluşturmuyordu. Günümüzde ise durum değişti. Büyük binalar ezan sesini kesiyor bir arka ve daha arka binalara sesin ulaşması neredeyse imkânsız oluyor. Buna karşılık caminin yakınındaki binalara da ses çok fazla gidiyor. Maalesef böyle bir sorun varken ezan sesinde standart bir ölçü uygulamak neredeyse imkânsızdır. Benim görevlilerime bu konudaki telkinim, görüşüm ve dini olarak doğru olanın da bu olduğuna inandığım şey şudur: İki türlü şikâyet var; birincisi ezandan rahatsız oluyorum çok yüksek geliyor, ikincisi de ezanın sesini duyamıyorum. İkincisi tabii ki dini bakımdan benim tercihimdir. Bence ezan şikâyet konusu olmamalıdır. Bazı insanlar kötü niyetinden şikâyet ediyor deniliyor ama ben ona çok fazla katılmıyorum. Öyle dahi olsa ben ezan gibi inanılmaz derecede bir dini güzelliği olan kültürümüzün, medeniyetimizin muhteşem sembolü olan bu kadar yüce ve güzel bir değeri şikâyet konusu haline getirmeyi bize yakıştırmıyorum. Onun için ben bütün müezzinlerimize, imamlarımıza şikâyet geldiği takdirde ezan seslerini düşürmelerini öneriyorum. Bazı insanlar ezandan rahatsız oluyorum diye evlerini satıyorlar maalesef bu çok üzücü bir durumdur. Bir din adamı, bir müezzin camiye komşu olan bir insanı evini satmak zorunda bırakmamalıdır. Böyle bir durumu hoyratlık olarak görüyorum. Bir müezzin kalkıyor da insanların hastalarına, çocuklarına aldırmadan, bunu umursamadan hatta bazen inadına sesi çok fazla açıyorsa bu benim anladığım manada bir din adamı değildir.

O zaman sese bir standart mı getirmek gerekir?

Biz ezanla ilgili bireysel şikâyetleri dikkate alıyoruz. Herhangi bir yurttaşımız ‘ben falan caminin yanındayım şöyle bir sıkıntı yaşıyoruz’ diyorsa biz hemen ona nokta olarak müdahale ediyoruz. Sesi insanların şikâyet etmeyeceği bir düzeye çekiyoruz.

Ezan sesinden şikâyetçi olan insanların ismi deşifre olmuyor değil mi?

Hayır, bu kesinlikle söz konusu değildir. Zaten birçok kişi ismini yazmıyor ki; yazılsa bile kendisinin izni olmadan ismini deşifre etmiyoruz.

Şikâyetler her ilin kendi il müftülüğüne yapılıyor değil mi?

Evet, herkes bulunduğu ildeki müftülüklere şikâyetlerini belirtebilir. Yalnız genel olarak camilerden çok yüksek ses geliyor demek yerine cami adı verilerek şikâyet yapılmasını rica ediyorum. Bize nokta ismi versinler ki; biz daha rahat müdahale edebilelim. Ben hemen ilgileniyorum. Yetkili arkadaşları şikâyetin geldiği bölgeye gönderiyoruz, orada dinliyorlar gerçekten de orada ses rahatsızlık verici düzeyde ise onu makul bir ayara getiriyoruz. Ama biz ezan seslerini susturamayız. Bazılarının da ideolojik olarak takıntıları var. Olabilir; Türkiye yetmiş milyon nüfusu olan bir ülke ve böyle düşünen insanlar da olabilir. Biz onlarla da kavga etmiyoruz ama doğrusu o tür kötü niyetler apaçık ortada ise onları da dikkate alamayız. Zaten bizim insanımız ezana çok saygılıdır, birçok insanımız da aslında ezan sesi çok yüksek olduğu halde şikâyet eden bir insan konumunda olmayayım diye susuyor. Bunu takdirle karşılıyorum ama rahatsız edici bir durum varsa da bunu konuşalım. Ezanın çok abartılı, yüksek sesle okunması estetik de değildir, dini bakımdan zaten doğru değildir. Ezan sonuçta ibadet vaktinin geldiğini insanlara duyurmaktır, bunu duyurabildiğimiz kadar duyururuz. Bundan yüz yıl önce hoparlör yoktu, mikrofon yoktu, herkes de ezan sesini duymuyor olabiliyordu. Sonuçta ezan bir ilandır. Bu ilanı yaparken insanları rahatsız etmeye hakkımız yoktur.

kaynak
 
Ezan sesi ile ilgili açıklama sevindirici.
Özellikle Tenik olarak yetersiz sistemlerle Yüksek sesle tayını yapılmaya çalışılan esan insanı rahatsız ediyor.
ANcak kaliteli bir sistem ve güzel okuyan bir müezzinle yapılan ezan yayını gerçekten çok çok aşırı sesli olmadığı sürece kimseleri rahatsız etmez bence.

Burada En doğru yol kulakla tespit yapmak.

Güzel Ezan dinlemek hakkımız.
 
Umre açılımı mı yapmış bi de , Erdoğan engel olmasa kimse ne olup bittiğini anlamayacak. Umreye giden , Hacca giden insanların yaş aralığına baksanıza bi kere teyzem ne anlar Hayır'dan Evet'ten , amcam ne anlar anayasanın değişmesinden değişmemesinden
 
Geri
Üst