Vtnsvr
New member
Akşam gazetesinde1 Nisan 2008 günü Serdar Turgut'un "ulusalcılık bir hastalıktır" başlıklı yazısı yayınlandı.
O'na göre ulusalcılık tam bir patolojik durum…
Ulusalcıları her türlü iftira ile mahkûm ettirmek şık olmayabilir ama gereklidir.
Olur ya, yine de aklanırlarsa hepsini ruh ve sinir hastalıkları hastanesine tıkılmalıdırlar… AKPyi, işbirlikçilerini, AB-D yalakalarını, Washington emrindeki satılmışları, tarikatlar ve liboşları ulusalcılardan mutlaka kurtarmak gerekir ki, iktidarla oynaşarak yağma ve talanlarını sürdürsünler…
Serdar Turgut akıllıdır. Amerikalara gitmiş, oralardan Hürriyet gazetesine pipisini, masturbasyonlarını anlatan yazılar göndermiş, karşılığında gavur parası kazanmıştır. Yakın zamana kadar ülkenin hiçbir sorunu onu ırgalamadığı halde torpilli yazarlığı devam etmiştir. Ertuğrul Özkök'ün dostudur. Bazı yazılarında onunla paslaşması da açıkça sırıtmaktadır. Bu tür ilişkileri sonunda Akşam gazetesine "baş" bİle olmuştur.. Bu görevi verenlerin mutlaka bir bildikleri vardır!...
Ulusalcılığı ve ulusal tepkiyi bilmemesi, AKP'lilerden duyması ve hala anlam verememesi olanaksızdır. Ama bir ülkede emniyet genel müdürlüğü ulusalcılık bir terör tehdididir, derse yazarlar daha da cesaretlenirler. Yazılarına böyle başlıklar atabilir ve zırvalayabilirler…
Serdar Turgut, milliyetçilik denen bir ideoloji olduğunu kuşkusuz bilir. İşte onun Türkçesi ulusçuluktur. Ulusçuluk (milliyetçilik), içinde şovenizm ve ırkçılığa açık bir anlam da taşır. Nitekim, Türkiye'de milliyetçiyim diyenler geçmişte hem Tanrı dağı kadar Türk, hem de Hıra dağı kadar Müslüman olduklarıyla övündüler.. Bunların bir bölümü şimdi de Atatürk ulusçuluğu diye bir kavramı kabul etmezler. İlle de ırkçılığa varan bir şekilde Türk milliyetçiliği demeye devam ederler… Sonra da Atatürkçü olduklarını söylerler ki toplum bu yüzden kimlerin Atatürkçü olduğunu, kimlerin olmadığını bir türlü anlayamaz. Herkes farklıdır. Ama herkes de Atatürkçüdür. Elbette böyle şey olmaz… Kafalar 60 yıldan beri böyle karıştırılmıştır. Bu kafa karışıklığı da Serdar Turgut gibi binlerce demagogun işine yaramıştır…
Millicilik denen bir söylem daha vardır ki, kurtuluş savaşımız sırasında kullanılmıştır. Ve tam olarak "ulusalcılı"k anlamına gelir…Ulusalcılık, millicilik sözcüğünün tam Türkçe karşılığıdır… Bu nedenle ulusçuluk ve ulusalcılık arasında bir nüans vardır.
Ulusalcılık, son onbeş yıldır Kemalistlerin kullandığı bir kavramdır ki yurtseverlik anlamındaki Atatürk ulusçuluğunun tek sözcükle anlatımını ifade etmektedir
Ulusalcılık adına "kendilerini ortaya atanlar kurtlar vadisinin ekstraları gibiler" diyor Serdar Turgut.
Yanıltıyor...
Onun gibileri yıllardır dincilerle, ırkçı çetelerle ulusalcıları karıştırıp "işte her şeyin sorumlusu bunlar" diye iftira atmaktadırlar.. Fetullah çetesi AKP ile birlikte devleti ele geçirmiş, kendileri dışındaki herkesi suçlu ilan ederek saldırganlaşmıştır.
Serdar Turgut gibi ülkesi ve ulusu şeyinde(!) bile olmayanlar da AKP'nin kalemşorluğuna soyunmuşlardır. Neyse ki daha beterleri de var… Serdar Turgut onların eline su dökemez… Henüz "ulusalcılık hastalıktır" demekten ileri geçmedi. Sahte belge düzenlemedi. İftira atarak muhbirlik yapmadı…
Bu ayrımı yaptıktan sonra Serdar Turgut'un saptırmalarına devam edelim:
"Bu tarikatin kendine göre ritüelleri bile var. …(Bu) insanlardan biriyle konuşurken Atatürk'ün adı geçince o insanın bakışlarının değiştiğini resmen görebilirsiniz. Bu tarikattaki insanlar her türlü çılgınlığı yapmaya hazırdırlar… Tarikatın aşırı eğilimli üyeleri kendilerini Atatürk gibi görür…"
Ritüel dediği, Anıtkabir ziyaretleri ve Atatürk anıtları önündeki saygı duruşları ve istiklal marşının söylenmesi olsa gerek. Çünkü ben ulusalcıyım ve ritüel denebilecek başka hiçbir hareket bilmiyorum.
Eğer belli törenlerde saygı duruşu yapmak, istiklal marşı söylemek bir ritüelse bunu bugünlere gelmemizi sağlayanlara karşı bir minnet duygusu olarak yapmaya gururla devam edeceğim.
Anıt ve anıtkabir ziyaretleri ise ona tapınmak değil, ondan güç almak, bağlılığımızı ve yolunda olduğumuzu birbirimize göstererek dayanışma içinde olmak içindir…
"Sap gibi durmak" veya şefaat dilenmek için değil !…
Ahlak, namus, onur, insan sevgisi, dostluk, ahde vefa (yeminine, sözüne bağlılık; bize emanet edilene hıyanet etmemek) vb….gibi değerlere yellenenler elbette ulusalcılığı da sonuna kadar kötüleyeceklerdir.…
Ulusalcıların kendilerini Atatürk gibi görmeleri Atatürk'ün onlara verdiği sorumluluktandır.
Atatürk, devrimi korumak ve ileri götürmek için gençlere güveniyor ve onlara "Atatürk sizsiniz!..." diyordu..
Atatürk devrimini korumak ve ileri götürmek isteyen herkes bu duyguyu içinde taşımalıdır…
Evet, bu anlamda ulusalcılık, bizce herkesin tutulması gereken bir hastalıktır…
Çünkü ulusal olmadan evrensel olunmaz.
Serdar Turgut gibilerse on yıllardan beri süren bu fetret döneminin fahişeleridirler!…
Hizmette kusur olmaz
Yazan: Altan ARISOY
O'na göre ulusalcılık tam bir patolojik durum…
Ulusalcıları her türlü iftira ile mahkûm ettirmek şık olmayabilir ama gereklidir.
Olur ya, yine de aklanırlarsa hepsini ruh ve sinir hastalıkları hastanesine tıkılmalıdırlar… AKPyi, işbirlikçilerini, AB-D yalakalarını, Washington emrindeki satılmışları, tarikatlar ve liboşları ulusalcılardan mutlaka kurtarmak gerekir ki, iktidarla oynaşarak yağma ve talanlarını sürdürsünler…
Serdar Turgut akıllıdır. Amerikalara gitmiş, oralardan Hürriyet gazetesine pipisini, masturbasyonlarını anlatan yazılar göndermiş, karşılığında gavur parası kazanmıştır. Yakın zamana kadar ülkenin hiçbir sorunu onu ırgalamadığı halde torpilli yazarlığı devam etmiştir. Ertuğrul Özkök'ün dostudur. Bazı yazılarında onunla paslaşması da açıkça sırıtmaktadır. Bu tür ilişkileri sonunda Akşam gazetesine "baş" bİle olmuştur.. Bu görevi verenlerin mutlaka bir bildikleri vardır!...
Ulusalcılığı ve ulusal tepkiyi bilmemesi, AKP'lilerden duyması ve hala anlam verememesi olanaksızdır. Ama bir ülkede emniyet genel müdürlüğü ulusalcılık bir terör tehdididir, derse yazarlar daha da cesaretlenirler. Yazılarına böyle başlıklar atabilir ve zırvalayabilirler…
Serdar Turgut, milliyetçilik denen bir ideoloji olduğunu kuşkusuz bilir. İşte onun Türkçesi ulusçuluktur. Ulusçuluk (milliyetçilik), içinde şovenizm ve ırkçılığa açık bir anlam da taşır. Nitekim, Türkiye'de milliyetçiyim diyenler geçmişte hem Tanrı dağı kadar Türk, hem de Hıra dağı kadar Müslüman olduklarıyla övündüler.. Bunların bir bölümü şimdi de Atatürk ulusçuluğu diye bir kavramı kabul etmezler. İlle de ırkçılığa varan bir şekilde Türk milliyetçiliği demeye devam ederler… Sonra da Atatürkçü olduklarını söylerler ki toplum bu yüzden kimlerin Atatürkçü olduğunu, kimlerin olmadığını bir türlü anlayamaz. Herkes farklıdır. Ama herkes de Atatürkçüdür. Elbette böyle şey olmaz… Kafalar 60 yıldan beri böyle karıştırılmıştır. Bu kafa karışıklığı da Serdar Turgut gibi binlerce demagogun işine yaramıştır…
Millicilik denen bir söylem daha vardır ki, kurtuluş savaşımız sırasında kullanılmıştır. Ve tam olarak "ulusalcılı"k anlamına gelir…Ulusalcılık, millicilik sözcüğünün tam Türkçe karşılığıdır… Bu nedenle ulusçuluk ve ulusalcılık arasında bir nüans vardır.
Ulusalcılık, son onbeş yıldır Kemalistlerin kullandığı bir kavramdır ki yurtseverlik anlamındaki Atatürk ulusçuluğunun tek sözcükle anlatımını ifade etmektedir
Ulusalcılık adına "kendilerini ortaya atanlar kurtlar vadisinin ekstraları gibiler" diyor Serdar Turgut.
Yanıltıyor...
Onun gibileri yıllardır dincilerle, ırkçı çetelerle ulusalcıları karıştırıp "işte her şeyin sorumlusu bunlar" diye iftira atmaktadırlar.. Fetullah çetesi AKP ile birlikte devleti ele geçirmiş, kendileri dışındaki herkesi suçlu ilan ederek saldırganlaşmıştır.
Serdar Turgut gibi ülkesi ve ulusu şeyinde(!) bile olmayanlar da AKP'nin kalemşorluğuna soyunmuşlardır. Neyse ki daha beterleri de var… Serdar Turgut onların eline su dökemez… Henüz "ulusalcılık hastalıktır" demekten ileri geçmedi. Sahte belge düzenlemedi. İftira atarak muhbirlik yapmadı…
Bu ayrımı yaptıktan sonra Serdar Turgut'un saptırmalarına devam edelim:
"Bu tarikatin kendine göre ritüelleri bile var. …(Bu) insanlardan biriyle konuşurken Atatürk'ün adı geçince o insanın bakışlarının değiştiğini resmen görebilirsiniz. Bu tarikattaki insanlar her türlü çılgınlığı yapmaya hazırdırlar… Tarikatın aşırı eğilimli üyeleri kendilerini Atatürk gibi görür…"
Ritüel dediği, Anıtkabir ziyaretleri ve Atatürk anıtları önündeki saygı duruşları ve istiklal marşının söylenmesi olsa gerek. Çünkü ben ulusalcıyım ve ritüel denebilecek başka hiçbir hareket bilmiyorum.
Eğer belli törenlerde saygı duruşu yapmak, istiklal marşı söylemek bir ritüelse bunu bugünlere gelmemizi sağlayanlara karşı bir minnet duygusu olarak yapmaya gururla devam edeceğim.
Anıt ve anıtkabir ziyaretleri ise ona tapınmak değil, ondan güç almak, bağlılığımızı ve yolunda olduğumuzu birbirimize göstererek dayanışma içinde olmak içindir…
"Sap gibi durmak" veya şefaat dilenmek için değil !…
Ahlak, namus, onur, insan sevgisi, dostluk, ahde vefa (yeminine, sözüne bağlılık; bize emanet edilene hıyanet etmemek) vb….gibi değerlere yellenenler elbette ulusalcılığı da sonuna kadar kötüleyeceklerdir.…
Ulusalcıların kendilerini Atatürk gibi görmeleri Atatürk'ün onlara verdiği sorumluluktandır.
Atatürk, devrimi korumak ve ileri götürmek için gençlere güveniyor ve onlara "Atatürk sizsiniz!..." diyordu..
Atatürk devrimini korumak ve ileri götürmek isteyen herkes bu duyguyu içinde taşımalıdır…
Evet, bu anlamda ulusalcılık, bizce herkesin tutulması gereken bir hastalıktır…
Çünkü ulusal olmadan evrensel olunmaz.
Serdar Turgut gibilerse on yıllardan beri süren bu fetret döneminin fahişeleridirler!…
Hizmette kusur olmaz
Yazan: Altan ARISOY