ugurlar olsun

evrim122

New member
bir pazar sabahıydı*
ankara kar altında
zemheri ayazıydı
yaz güneşi koynunda
ucuz can pazarıydı
kalemim düştü kana

zalımlar pusudaydı
bedenim paramparça
ucuz can pazarıydı
kalemim düştü kana

uğurlar olsun, uğurlar olsun
hüzünlü bulutlar yoldaşın olsun
bir keskin kalem, bir kırık gözlük
yürekli yiğitlere hatıran olsun

çevirdim anahtarı
apansız bir ölüme
şarapnel parçaları
saplandı ciğerime
ucuz can pazarıydı
kan doldu gözlerime
isimsiz korkuları katmadım yüreğime
bembeyaz doğruları yaşadım ölümüne

uğurlar olsun, uğurlar olsun
hüzünlü bulutlar yoldaşın olsun
bir keskin kalem, bir kırık gözlük
yürekli yiğitlere hatıran olsun

selda bağcan
 

evrim122

New member
Ah ulan rıza

ah ulan riza

neden halâ gelmedi, yoksa
saati mi şaşırdı hıyar?
gerçi hiç saati olmadı ama
en azından birine sorar.

cebimde bir lira desen yok,
madara olduk meyhaneye!
ah eşşek kafam benim,
nasıl da güvendim bu hergeleye!

gelse, balığa çıkacaktık,
ne çekersek kızartıp birayla yutacaktık.
kafamız tam olunca, şarkılar döktürüp
enteresan hayâllere dalacaktık.

bu sandalı geçen hafta denk getirip
çalıntıdan düşürdük.
arkadaşlar ısrar etti,
biz de, iyi olur, bize uyar diye düşündük.

saat sekizde gelecekti,
bana birkaç milyon borç verecekti.
yoksa o nemrut karısı kaçtı da
onun peşinden mi gitti?

eğer öyleyse yandık,
gudubet gene yaptı yapacağını!
geçen sene de merdivenden itip
kırmıştı rıza'nın bacağını.

abi, kadında boy şu kadar;
kalça fırıldak, göz patlak, kafa çatlak!
korkuyorum, bir gün ya kendini asacak,
ya horlarken rıza'yı boğacak!

bak, şimdi acıdım, aşkolsun adama,
ben olsam, vallahi baş edemem!..
hele beş tane velet var ki boy-boy,
allah'tan düşmanıma dilemem!

aslında iyi çocuktur rıza, efendi huyludur,
herkesin suyuna gider.
yoksa, kalıba vursan hani,
tek başına on tane adam eder!

bir keresinde, hiç unutmam
üç-beş zibidi haraca dadandı;
rıza, sandalyeyi kaptığı gibi
herifleri hastaneye kadar kovaladı!

aynı mahallede büyüdük, aynı kızları sevdik,
aynı kafadaydık.
orta ikiden bıraktık, matematik ağır geliyordu,
biz, başka havadaydık.

aynı gömleği giyer, aynı sigaraya takılır,
aynı takımı tutardık.
fener'in her maçına iddialaşıp
millete az mı yemek ısmarladık!..

bir tek askerde ayrıldık,
bana bornova düştü, ona gelibolu.
döner dönmez evlendirdiler,
en büyük salaklığı da bu oldu!..

bense hiç düşünmedim, zaten param yoktu.
hep tek tabanca gezdim.
benim beğendiğimi anam istemedi,
onun gösterdiğini ben sevmedim.

neyse, bunlar derin mevzu...
anlaşıldı, bu herif artık gelmeyecek.
ufaktan yol alayım
anam evde yalnız, şimdi merağından ölecek!..

gittim, vurup kafayı yattım;
rüyamda gördüm, gülümseyerek geldiğini.
ne bilirdim, yolda kamyon çarpıp
hastaneye kavuşmadan can verdiğini!..

vay be rıza!..
sonunda sen de düşüp gittin azrail'in peşine!
dün, boşuna günahını almışım,
ne olur, kızma bu kardeşine!

öğlen kahvede söylediler, rıza öldü, dediler
ne kolay söylediler!
sanki dev bir taş ocağını
kökünden dinamitleyip üstüme devirdiler!

ah dostum... o kocaman gövdene
o beyaz kefeni nasıl kıyıp giydirdiler?
o zalim tabutun tahtalarını
senin üstüne nasıl böyle çivilediler?

yani sen şimdi gittin, yani yoksun,
yani bir daha olmayacak mısın?
yani bir daha borç vermeyecek,
bir daha bira ısmarlamayacak mısın?

peki, beni kim kızdıracak,
kim zar tutacak, kim ağzını şapırdatacak?
peki, beni bu köhne dünyada
senin anladığın kadar kim anlayacak?

ulan rıza... ne hayâllerimiz vardı oysa,
ne acayip şeyler yapacaktık...
totoyu bulunca dükkân açacak,
adını dostlar meyhanesi koyacaktık.

talih yüzümüze gülecekti be!..
karıyı boşayıp sıfır mersedes alacaktık.
hafta sonu iki yavru kapıp
boğaz yolunda o biçim fiyaka atacaktık!

ah ulan rıza... bu mahallenin,
nesini beğenmedin de öte yere taşındın?
ara sıra gıcıklaşırdın ama inan ki,
benim en kıral arkadaşımdın!..

ah ulan rıza... ben şimdi,
bu koca deryada tek başıma ne halt ederim?
senden ayrılacağımı sanma,
bir kaç güne kalmaz, ben de gelirim!..

yusuf hayaloğlu
 

evrim122

New member
merhaba nalan

merhaba nalân... bu sen misin,
yoksa sen mi sandim;
biri çimdiklesin beni...
söyle isiga gel de göreyim,
beni dümdüz eden,
o yalandan da yalan gözlerini...

merhaba nalân...
amortiden mi çiktin güzelim?
bak yine sapsal ettin bizi...
oysa ne güzel unutmustuk
ve ne güzel sona ermisti,
o gerzek pembe dizi! ..
hani, son bölümde sen yamuk yapip
fabrikatör nubar bey'in
tarabya kösküne gitmistin...
hani, arkadasim halit akçatepe'nin yaninda
beni acayip refüze etmistin...
ve iste o an gözümde,
eskicinin bile almadigi
bir eski esya gibi, bitmistin! ..
merhaba nâlan..
pismanliklar denizinin biletsiz yolcusu...
merhaba, artist olma hayallerinin
ikinci sinif karakter oyuncusu! ..

vay anasini sayin seyirciler,
vay anasini be... vay anasini! ..
bak, simdi aglarim ha,
tez kapatsin biri,
gözlerimin bozuk vanasini! ..
oysa, o zehir kusan fabrika yolunda
beraber islanmistik biz, nice yagmurda.
ve o gün, nubar bey'in çarpip kaçtigi
bir hayvancagizdi inleyen,
yol kenari çamurunda.

ve hep kendine ayirdigin
o bencil yüregin,
bir de o gariban köpege sizlamisti.
ve ben, ilk defa seni böyle bilmistim,
ve damarlarim ilk defa böyle cizlamisti! ..

merhaba nâlan... merhaba!
yoksul mahallemizin en havali kizi.
merhaba, yanlis aglara takilmis
muhtesem deniz yildizi! ..
ben sana bakinca, dolardim bulut gibi
dolardim da bir türlü yagamazdim...
sen bana bakinca,
bir aglamak dügümlenir bogazimda,
gurur yapar, aglamazdim...

ne düskündüm sana be!
hani hayvanlar yavrusunu yalarmis,
aynen öyle...
ne tutkuydu bizimkisi be!
hani ferhat daglari nasil delermis,
aynen öyle...
ve o nasil gidisti be!
hani bir tren gelir de üzerinden geçermis,
aynen öyle...
of nâlan of! ..
sen benim neler çektigimi bilsen,
bunu bilmekten ölürdün...
su kadarini söyleyeyim:
hani tas olsan,
yani tas olsan;
ortadan ikiye bölünürdün...

gitme nâlan, dur!
tekrar gitme ne olur! ..
aldiris etme saçma sapan sözlerime.
yoo... hayir, aglamiyorum,
galiba cigaranin dumani kaçti gözlerime.

belki de sen hakliydin,
bu mahallede ne bahtin açilir,
ne de boyun uzardi.
üstelik annen ölmüstü
ve sokaginiz,
acini kaldiramayacak kadar dardi...

terso gidiyordu hersey...
milllet isi-gücü birakmis,
aklini bize takiyordu.
altimizda çul yoktu,
üstümüzde dam akiyordu.
arap kizi camdan bakiyordu...

sen gittikten sonra ben,
hiç sorma...
el attigim her isi, çok geçmedi batirdim.
çünkü seni unutmanin tek yoluydu;
bütün kazancimi saraba yatirdim.

ama gelinligin duruyor.
baba yadigari cumbali evi de satmadim.
yalanim varsa kalkmayayim suradan:
ben seni bir tek gün,
bir tek gün bile unutmadim! ..

merhaba nâlan,
merhaba üzgün melek.
merhaba kadersizim, talihsizim.
merhaba titreyen elim, sanciyan belim,
agriyan dizim, vazgeçilmezim! ..

ama necdet tosun öldü nâlan,
artik yemekleri sen,
salatayi da ben yapacagim.
sami hazinses kadar olmasa da
bahçeyi sevdigin çiçeklerle donatacagim.

kemal sunal da öldü nâlan,
iyi kalpli amcalari birer-birer ugurladik.
ve dünya kirlendi,
filmler bozuldu
o masum sevdalar yasanmiyor artik...

sen varsin, ben varim.
bir de, acimasiz bir dünya var disarida...
esas film simdi basliyor,
ve bütün koltuklar bombos bu sinemada! ..

merhaba nâlan, merhaba! ..
sen ortada siçan, ben saskin körebe...
ulan seviyorum seni be! ..
ulan, nereden inceldiyse,
oradan kopsun be!..
Yusuf hayaloglu
 

N i h i L

New member
Emeqinize saqLık : Paylaşım için tşkler..!​
 

KıRmızıKız

Kayıp üLkenin Prensesi
günde 1 konu açma hakkımız var. 1 kereye mahsus konularını birleştiriorum..
teşekkürler
 

HTML

Üst