kubikubiii
New member
- Katılım
- 22 Haz 2007
- Mesajlar
- 75
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
İşte Atatürkçülük Bu
Bugünlerde herkes Atatürkçü!.. Atatürk'ün yeminli düşmanlarından, Kemalizm'i modası geçmiş bir üst yapı devrimciliği sayan tuzu kuru şematik ilericilere kadar herkes, koro halinde Atatürkçülük yapıyor.
Biz, oldum olası Kemalizm'i, antiemperyalist bir olgu olarak gördük ve ilerici düşüncelerimizin odak noktasına Kurtuluş Savaşımızın ulusçu ve devrimci geleneğini yerleştirmeye çalıştık. Bizler her dönemde bu düşünceleri savunurken, şeriatçı, ırkçı, ümmetçi, kafatasçı çevreler ile "Asya tipi üretim biçimi" diye başlayıp, Osmanlı despotizmini toplumculuk sayan teorik mezhepcilik, Kemalizm'i hep aşağılamaya çalıştı. Örnekler ortada, örnekler gazete sayfalarında, örnekler kitaplarda!..
İlk Meclis'in gizli tutanakları geçen aylarda yayınlandı. Bunlar cilt cilt önümde duruyor. Bunları okuyor, Kemalizm'i, Atatürkçülüğü yasakçı bir düzen sayanlara, Atatürk'ün gizli tutanaklardan aktaracağım ve de gazetelerde ilk kez çıacağını sandığım şu düşünceleri armağan etmek istiyorum.
Önce gizli tutanağın cilt ve sayfa numaralarını vereyim:
TBMM Gizli Celse Zabıtları, Devre: I, İçtima I, Tarih: 22.1.1921.i, 31, C: 3. Sayfa 334...
Atatürk'ün komünist düşünceleri suç sayıp saymama konusunda gizli oturumda söyledikleri şunlar. Konuşmadaki eski sözcüklerin yerine yenilerini koymaya çalışarak aktarıyorum:
"- Efendiler, iki türlü önlem alınabilirdi. Birisi doğrudan doğruya komünizm diyenin kafasını kırmak; diğeri Rusya'dan gelen her adamı derhal denizden gelmiş ise vapurdan çıkarmamak, karadan gelmiş ise, sınırın dışına atmak gibi zorlayıcı, şiddetli, kırıcı önlem kullanmak... Bu önlemleri almak, iki noktadan yararsız görülmüştür. Birincisi, iyi ilişkilerde bulunmayı gerekli saydığınız Rusya Cumhuriyeti tümüyle komünisttir. Eğer böyle zorlayıcı önlem uygularsak, o halde kayıtsız koşulsuz Ruslar'la ilişkide bulunmamak gerekir. Oysa biz, birçok siyasal düşünce ile birçok neden ve etkenden dolayı Ruslar'la temas ve ilişkide bulunmak ve görüşmek istedik ve istiyoruz ve isteyeceğiz. O halde uygulayacağımız önlemlerde dostluğunu istediğimiz bir ulusun, bir hükümetin ilkelerini tahkir etmemek zorundayız. İşte bunun içindir ki zorlayıcı önlem kullanmak istemedik. İkinci bir noktadan da zorlayıcı önlem kullanmayı yararlı görmedik: Bildiğiniz gibi bu düşünce akımlarına karşı, düşünceye dayanmayan kuvvetle karşılık vermek, o akımı yok etmedikten başka, herhangi bir kişiyle, herhangi bir insanla konuşulduğu zaman onun herhangi bir kişiyle, herhangi bir düşüncesini kuvvet zoru ile reddederseniz, o ısrar eder. Israr ettikçe kendi kendini aldatmakta daha çok ileri gidebilir. Bunda dolayı, düşünce akımları cebir ve şiddet ve kuvvetle reddedilmez. Tersine takviye edilir. Buna karşı en etkili çare, düşünce akımına karşı düşünceyi oluşturmak, düşünceye düşünce ile karşılık vermektir. Bundan dolayı, komünizmin memleket için, milletimiz için, dinimiz için, kabul edilmez olduğunu anlatmak, yani kamuoyunu aydınlatmak en yararlı çare görülmüştür..."
Evet, Atatürk budur; Atatürkçülüğün 1921 yılında bu duyarlı konuya bakış açısı budur! Kaldı ki, aradan geçen altmış yıl içinde dünyada birçok baş döndürücü değişim olmuş, çeşitli devletler arasında çok yönlü ilişkiler oluşturulmuştur. 1980'lerde, yasakçı bir düzeni Atatürkçülüğe dayanarak savunmanın olanağı yoktur. Çünkü Atatürkçülük, Atatürk'ün sözlerinden ayrı bir siyasal sistem olarak değerlendirilemez. Atatürk ne dediyse, Atatürkçülük odur!
Kemalizm, Atatürkçülük, bir tek sözcükte özetlenebilir: Bağımsızlık!.. Bu bağımsızlık içinde, her türlü düşünce akımına özgürlük sağlamak Atatürkçülüğün temel ilkelerindendir.
Birbaşka ülkenin başkentinden yönetilecek komünizm de, sosyalizm de, kapitalizm de ülke bağımsızlığına ve Atatürkçülüğe aykırıdır! Ancak, tıpkı öteki NATO ülkeleri gib, şiddet kullanmamak ve şiddet yöntemlerini savunmamak koşulu ile her düşünceye anlatım ve örgütlenme özgürlüğü sağlamak, Atatürk'ün 1921 tarihindeki düşüncelerine tıpatıp sağlamaktadır.
Atatürk sosyalist değildi, doğru... Kemalizm ve Marksizm çok ayrı kavramlardır; bu da doğru... Bunların yanında bir başka doğru daha vardır: O da Atatürkçülüğün "McCartizm" demek olmadığıdır..
Şimdi lütfen bunu bugünle değerlendiriniz aynı düşünce az farklar da olsa var değil mi?
Bugünlerde herkes Atatürkçü!.. Atatürk'ün yeminli düşmanlarından, Kemalizm'i modası geçmiş bir üst yapı devrimciliği sayan tuzu kuru şematik ilericilere kadar herkes, koro halinde Atatürkçülük yapıyor.
Biz, oldum olası Kemalizm'i, antiemperyalist bir olgu olarak gördük ve ilerici düşüncelerimizin odak noktasına Kurtuluş Savaşımızın ulusçu ve devrimci geleneğini yerleştirmeye çalıştık. Bizler her dönemde bu düşünceleri savunurken, şeriatçı, ırkçı, ümmetçi, kafatasçı çevreler ile "Asya tipi üretim biçimi" diye başlayıp, Osmanlı despotizmini toplumculuk sayan teorik mezhepcilik, Kemalizm'i hep aşağılamaya çalıştı. Örnekler ortada, örnekler gazete sayfalarında, örnekler kitaplarda!..
İlk Meclis'in gizli tutanakları geçen aylarda yayınlandı. Bunlar cilt cilt önümde duruyor. Bunları okuyor, Kemalizm'i, Atatürkçülüğü yasakçı bir düzen sayanlara, Atatürk'ün gizli tutanaklardan aktaracağım ve de gazetelerde ilk kez çıacağını sandığım şu düşünceleri armağan etmek istiyorum.
Önce gizli tutanağın cilt ve sayfa numaralarını vereyim:
TBMM Gizli Celse Zabıtları, Devre: I, İçtima I, Tarih: 22.1.1921.i, 31, C: 3. Sayfa 334...
Atatürk'ün komünist düşünceleri suç sayıp saymama konusunda gizli oturumda söyledikleri şunlar. Konuşmadaki eski sözcüklerin yerine yenilerini koymaya çalışarak aktarıyorum:
"- Efendiler, iki türlü önlem alınabilirdi. Birisi doğrudan doğruya komünizm diyenin kafasını kırmak; diğeri Rusya'dan gelen her adamı derhal denizden gelmiş ise vapurdan çıkarmamak, karadan gelmiş ise, sınırın dışına atmak gibi zorlayıcı, şiddetli, kırıcı önlem kullanmak... Bu önlemleri almak, iki noktadan yararsız görülmüştür. Birincisi, iyi ilişkilerde bulunmayı gerekli saydığınız Rusya Cumhuriyeti tümüyle komünisttir. Eğer böyle zorlayıcı önlem uygularsak, o halde kayıtsız koşulsuz Ruslar'la ilişkide bulunmamak gerekir. Oysa biz, birçok siyasal düşünce ile birçok neden ve etkenden dolayı Ruslar'la temas ve ilişkide bulunmak ve görüşmek istedik ve istiyoruz ve isteyeceğiz. O halde uygulayacağımız önlemlerde dostluğunu istediğimiz bir ulusun, bir hükümetin ilkelerini tahkir etmemek zorundayız. İşte bunun içindir ki zorlayıcı önlem kullanmak istemedik. İkinci bir noktadan da zorlayıcı önlem kullanmayı yararlı görmedik: Bildiğiniz gibi bu düşünce akımlarına karşı, düşünceye dayanmayan kuvvetle karşılık vermek, o akımı yok etmedikten başka, herhangi bir kişiyle, herhangi bir insanla konuşulduğu zaman onun herhangi bir kişiyle, herhangi bir düşüncesini kuvvet zoru ile reddederseniz, o ısrar eder. Israr ettikçe kendi kendini aldatmakta daha çok ileri gidebilir. Bunda dolayı, düşünce akımları cebir ve şiddet ve kuvvetle reddedilmez. Tersine takviye edilir. Buna karşı en etkili çare, düşünce akımına karşı düşünceyi oluşturmak, düşünceye düşünce ile karşılık vermektir. Bundan dolayı, komünizmin memleket için, milletimiz için, dinimiz için, kabul edilmez olduğunu anlatmak, yani kamuoyunu aydınlatmak en yararlı çare görülmüştür..."
Evet, Atatürk budur; Atatürkçülüğün 1921 yılında bu duyarlı konuya bakış açısı budur! Kaldı ki, aradan geçen altmış yıl içinde dünyada birçok baş döndürücü değişim olmuş, çeşitli devletler arasında çok yönlü ilişkiler oluşturulmuştur. 1980'lerde, yasakçı bir düzeni Atatürkçülüğe dayanarak savunmanın olanağı yoktur. Çünkü Atatürkçülük, Atatürk'ün sözlerinden ayrı bir siyasal sistem olarak değerlendirilemez. Atatürk ne dediyse, Atatürkçülük odur!
Kemalizm, Atatürkçülük, bir tek sözcükte özetlenebilir: Bağımsızlık!.. Bu bağımsızlık içinde, her türlü düşünce akımına özgürlük sağlamak Atatürkçülüğün temel ilkelerindendir.
Birbaşka ülkenin başkentinden yönetilecek komünizm de, sosyalizm de, kapitalizm de ülke bağımsızlığına ve Atatürkçülüğe aykırıdır! Ancak, tıpkı öteki NATO ülkeleri gib, şiddet kullanmamak ve şiddet yöntemlerini savunmamak koşulu ile her düşünceye anlatım ve örgütlenme özgürlüğü sağlamak, Atatürk'ün 1921 tarihindeki düşüncelerine tıpatıp sağlamaktadır.
Atatürk sosyalist değildi, doğru... Kemalizm ve Marksizm çok ayrı kavramlardır; bu da doğru... Bunların yanında bir başka doğru daha vardır: O da Atatürkçülüğün "McCartizm" demek olmadığıdır..
Şimdi lütfen bunu bugünle değerlendiriniz aynı düşünce az farklar da olsa var değil mi?