TTK Başkanlığı'na Tartışmalı İsim

Vtnsvr

New member
Halaçoğlu'nun yerine Atatürk’e hakaret eden
Atilla Yayla’ya destek veren bir isim geliyor

Yusuf Halaçoğlu’nu görevden alan AKP hükümeti Türk Tarih Kurumu’nun başına tartışmalı bir ismi atamaya hazırlanıyor. Cumhuriyet'in haberine göre Fethullah Gülen’e yakınlığıyla bilinen Türkiye Yazarlar Birliği’nin yönetim kurulu üyeleri arasında yer alan Ali Birinci’yi kamuoyu, türbana özgürlük ve Atatürk’e hakaret eden Atilla Yayla’ya destek kampanyalarına verdiği imzayla tanıyor.

Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu’ndan boşalan Türk Tarih Kurumu Başkanlığı’na getirilmesi beklenen Polis Akademisi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Birinci ile ilgili ilginç ayrıntılar ortaya çıktı.

Birinci’nin, AKP İzmir Gençlik Kolları panelinde yaptığı konuşmada, “Kemalizm ilerlemeden çok gerilemeye tekabül eder”, “Neden her yerde bu adamın (Atatürk) fotoğrafları var diye soracaklar” diyen ve büyük tepki çeken Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Atilla Yayla’ya destek çıktığı öğrenildi. Birinci’nin, Yayla’ya destek için imza toplayan 208 akademisyenden biri olduğu ortaya çıktı.



Bir imza da başörtüsü için!

Birinci’nin “Başörtüsüne özgürlük” kampanyasına da imza koyduğu öğrenildi. Birinci, üniversitelerde başörtüsünün serbest bırakılması için başlatılan kampanyaya katılan öğretim üyelerindendi. Kampanyanın duyurusunda “Her demokratik ülkede olduğu gibi üniversitelerimizde kılık-kıyafet serbestliğinin din, inanç, düşünce, ırk, grup ve cinsiyet ayrımı yapılmaksızın bütün öğrencilere tanınması gereğine inanıyoruz” denilmişti.

Birinci’nin bir diğer özelliği ise Fethullah Gülen’e yakınlığıyla bilinen Türkiye Yazarlar Birliği’nin yönetim kurulu üyeleri arasında yer alması. Birinci, bir süre önce Türkiye gazetesi yazarı tarihçi Yılmaz Öztuna’ya “Müverrih-i Maderzadın Fülannamesi” adlı kitabından intihal yaptığı gerekçesiyle dava açmıştı.

Birinci’nin TTK Başkanlığı’na atanmasına ilişkin kararnamenin dün Köşk’e gönderildiği öğrenildi. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Birinci ile yakın ilişkisinin olduğu, atamada sorun yaşanmayacağı belirtiliyor.

‘Görev süresi bitmişti’

Devlet Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, “Halaçoğlu’nun görev süresi, 6 aylık son uzatmanın bittiği haziran ayı sonu itibarıyla tamamlanmıştır. Dolayısıyla söz konusu olan ‘görevden alma’ işlemi değildir” denildi. Açıklamada, Halaçoğlu’nun 15 yıldan bu yana görev süresinin her yıl uzatılması suretiyle TTK Başkanlığı’nda değerli çalışmalarda bulunduğu vurgulandı.

Kimseye yakın değilim

Prof. Dr. Ali Birinci, teklifi doğruladı. Prof. Birinci, "Atama yapılmadan konuşmam doğru olmaz. Özkök Paşa doğru söyledi, kasaptaki ete soğan doğramam" dedi.

Not: Kaynak Cumhuriyet - Hürriyet
 

VolkaN

Altın Üye
herkes fetullah gülene yakın akpnin atadığı herkes gazetelerde paranoyak olmus herseyin altında fetullah güleni arıyolar yada bilerek toplumu belirli bir ortama çekip rant peşine takılıyolar yakında söyle haber yaparlar yoldan gecen arabanın üstüne kaya düştü kaya fetullah gülenin evine yakınlığı ile biliniyor başlıkta su olur kesin tartısmalı kaza:) artık suyu çıktı bazı seylerin;)
 

YoobaaZ

Banned
Kaynak cumhuriyet ve hürriyet. Artık bu gazetelerin yazdığı haberlere kuşku ile bakıyorum. Bu haberde.
 

OrHUN_BEY

New member
Olayları zincirleme takip etmiyor sonra ahkam kesmeyi ne kadar da iyi beceriyorlar.

AKP iktidarı "kürd sorunu vardır ve benim sorunumdur" dedi.

AKP iktidarı zamanında erimiş olan terör yine hortladı. Bu sabah bile 3 erimiz şehit oldu.

kaynak : http://gencturkhaber.com/mehmet-koc-iskender-ercan-mehmet-gidis-sehit.html,068ff

AKP iktidarı zamanında güvenlik ve kolluk güçlerinin tüm yetkileri elinden alınarak resmen kollarımız kesildi.

AKP iktidarı zamanında Türk bayrakları yerlerde sürüklendi, TÜRKİYE sınırları içerisinde bayraklarımıza hain eli değdi.

AKP iktidarı zamanında teröristbaşı yeniden örgütünü yönetmeye başladı. "AKP benim istediklerimi yapıyor" diyebilecek duruma geldi.

AKP iktidarı zamanında şehitlerimiz kelle sayılıp cenazelerine devlet erkanı katılmazken teröristlerin leşlerini toprağa gömmek için devlet erkanı seferber oldu.

Ve işte bana göre dananın kuyruğunun parçalandığı yer...

AKP iktidarı zamanında Azerbaycan'dan geçilerek Ermenistan ile iyi ilişkiler kurulmaya çalışılırken yine tavizler verildi.

Ve yine bu zamanda Türkiye'de konser vermeyi başaran ermeni şarkıcının konserine kürd köpekleri çıkarma yaptı.

kaynak : http://www.gencturkhaber.com/Aram-Tigran-batman-pkk-apo-poster-bayrak-terorist.html,068d1
 

64general1

New member
Halaçoğlu'nun Yerine Atatürk Düşmanı Destekçisi!Halaçoğlu'nun Yerine Atatürk Düşmanı Destekçisi!



Türk Tarih Kurumu'na düşünülen Prof. Ali Birinci; Başörtüsüne özgürlük istemiş, Atatürk'e hakaret eden Atilla Yayla'ya destek vermiş!
Ajanslar ANKARA, 25 Temmuz 2008 Cuma




Yusuf Halaçoğlu'nu görevden alan AKP hükümeti Türk Tarih Kurumu'nun başına tartışmalı bir ismi atamaya hazırlanıyor. Fethullah Gülen'e yakınlığıyla bilinen Türkiye Yazarlar Birliği'nin yönetim kurulu üyeleri arasında yer alan Ali Birinci'yi kamuoyu, türbana özgürlük ve Atatürk'e hakaret eden Atilla Yayla'ya destek kampanyalarına verdiği imzayla tanıyor.

Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu'ndan boşalan Türk Tarih Kurumu Başkanlığı'na getirilmesi beklenen Polis Akademisi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Birinci ile ilgili ilginç ayrıntılar ortaya çıktı.

Birinci'nin, AKP İzmir Gençlik Kolları panelinde yaptığı konuşmada, "Kemalizm ilerlemeden çok gerilemeye tekabül eder", "Neden her yerde bu adamın (Atatürk) fotoğrafları var diye soracaklar" diyen ve büyük tepki çeken Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Atilla Yayla'ya destek çıktığı öğrenildi. Birinci'nin, Yayla'ya destek için imza toplayan 208 akademisyenden biri olduğu ortaya çıktı.


Bir imza da başörtüsü için!

Birinci'nin "Başörtüsüne özgürlük" kampanyasına da imza koyduğu öğrenildi. Birinci, üniversitelerde başörtüsünün serbest bırakılması için başlatılan kampanyaya katılan öğretim üyelerindendi. Kampanyanın duyurusunda "Her demokratik ülkede olduğu gibi üniversitelerimizde kılık-kıyafet serbestliğinin; din, inanç, düşünce, ırk, grup ve cinsiyet ayrımı yapılmaksızın bütün öğrencilere tanınması gereğine inanıyoruz" denilmişti.

Birinci'nin bir diğer özelliği ise Fethullah Gülen'e yakınlığıyla bilinen Türkiye Yazarlar Birliği'nin yönetim kurulu üyeleri arasında yer alması. Birinci, bir süre önce Türkiye gazetesi yazarı tarihçi Yılmaz Öztuna'ya "Müverrih-i Maderzadın Fülannamesi" adlı kitabından intihal yaptığı gerekçesiyle dava açmıştı.

Birinci'nin TTK Başkanlığı'na atanmasına ilişkin kararnamenin dün Köşk'e gönderildiği öğrenildi. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün Birinci ile yakın ilişkisinin olduğu, atamada sorun yaşanmayacağı belirtiliyor.


"Görev süresi bitmişti"

Devlet Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, "Halaçoğlu'nun görev süresi, 6 aylık son uzatmanın bittiği haziran ayı sonu itibarıyla tamamlanmıştır. Dolayısıyla söz konusu olan "görevden alma" işlemi değildir" denildi. Açıklamada, Halaçoğlu'nun 15 yıldan bu yana görev süresinin her yıl uzatılması suretiyle TTK Başkanlığı'nda değerli çalışmalarda bulunduğu vurgulandı.

Halaçoğlu'nun görevden alınmasına tepkiler büyük... "Diaspora'ya yaranmak için kurban edildi"

Ermeni soykırım yalanlarını bilimsel çıkışlarıyla çürüten diasporanın hedefindeki Türk Tarih Kurumu Başkanı Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu'nun 15 yıldır başarıyla sürdürdüğü görevinden alınması yurt çapında büyük tepkiye neden oldu. Siyasiler ve akademisyenler, Prof. Halaçoğlu'nun "diasporaya sıcak mesaj vermek uğruna" kurban edildiği görüşünde. CHP Mersin Milletvekili İsa Gök, Prof. Halaçoğlu'nun görevden alınmasını "Türkiye'nin dış politikada iflasının ilanıdır" sözleriyle değerlendirdi. AKP iktidarının bu takdirinin, Ermenistan ile ilişkilerin düzeltilmeye ve aranın ısıtılmaya çalışıldığı döneme denk gelmesini eleştiren Gök, şunları söyledi:

"Ermeni tezlerine karşı net ve bilimsel bir duruş gösteren kariyer sahibi bir akademisyenin görevden alınması, Ermenistan'a 'Bakın biz sizin tezlerinizi çürütenleri görevden alıyoruz" mesajı vermek anlamına gelir. Bu, bir devletin devlet politikasında, dış politikasında çok büyük bir hezimettir. Utanç duyulacak bir vakadır. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün maç için Ermenistan'a gerçekleştireceği ziyaret öncesi bu görevden almanın yapılması açıkça bir mesajdır. Aşırı sıcak bir mesajdır. Hatta Ermeni meselesinde Türkiye tezlerini savunan şahısların görevden alınması, Türkiye'nin dış politikasının iflasının ilanıdır."


Acziyet teşkil eder

MHP Tokat Milletvekili Reşat Doğru da, "Halaçoğlu'nun görevden alınmış olması, Türk milletinin hakkının korunması gereken şu ortamda yanlış bir uygulamadır. Hatta Ermenilere karşı acziyet teşkil eder. Haklı olduğumuz davalarda boynumuzu bükebilir." MHP İzmir Milletvekili Ahmet Kenan Tanrıkulu ise görevden almayı beklenmedik bir karar olarak nitelendirdi.

Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu, 15 yıllık görev süresince, Ermeni yalanlarını dik duruşu ve bilimsel çıkışlarıyla çürüterek büyük takdir toplamıştı.


Zamanlama hoş olmadı

DSP Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Hasan Macit, Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu'nun görevden alınmasının, Türkiye ile Ermenistan arasında başlatılan "diyalog" dönemine denk getirilmesini "manidar" bulduğunu söyledi. Macit, şunları söyledi: "AKP'nin yaptığı her uygulamada bir takım sıkıntılar yaşandığı, bu uygulamaların özellikle belirli tarihlere denk düşürülmeye çalışıldığı bir gerçektir. Halaçoğlu'nun görevden alınması, zamanlaması açısından son derece dikkat çekicidir. Bu olay, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün Ermenistan ile ilgili görüşlerini açıkladığı, Ermenistan maçı ile ilgili ziyaretlerin gündeme geldiği ve Ermeniler ile ilişkilerin başlatılmak istendiği bu günlere denk düşürülmüş olması açısından pek çok soru işareti taşımaktadır."


Ermenileri sevindirdiler

Prof. Dr. Salim Çöhce ise Halaçoğlu'nun görevden alınması ile ilgili olarak "Kırgınız ve çok kızgınız" yorumunu yaptı. Çöhce, "Üç beş Ermeni rahatlayacak diye böyle bir insanın, konusuna bu kadar hakim bir akademisyenin görevden alınması hiç hoş değil. Halaçoğlu, Ermeni meselesinde çok güzel çıkışlar yapmış ve Türk milletinin elini güçlendirmiştir. Son dönemde, arşivlerin dünya kamuoyunun dikkatine açılmasını talep ederek, bu meseleyi ve kavgayı Ermeni diasporasının sahasına taşımıştı. Bu, Türkiye'nin uzun yıllardır istediği ama yapamadığı bir girişimdi. Görevden alınması bizi üzdü" dedi.
İzlediğiniz bu içeriğin bağlantı adresi:
http://www.heddam.com/index.asp?H=9103
 

EgaziA

New member
herkes fetullah gülene yakın akpnin atadığı herkes gazetelerde paranoyak olmus herseyin altında fetullah güleni arıyolar yada bilerek toplumu belirli bir ortama çekip rant peşine takılıyolar yakında söyle haber yaparlar yoldan gecen arabanın üstüne kaya düştü kaya fetullah gülenin evine yakınlığı ile biliniyor başlıkta su olur kesin tartısmalı kaza:) artık suyu çıktı bazı seylerin;)
Neden hallaçoğlunu görevden aldılar..?Evet çok suyu çıktı!
 

Vtnsvr

New member
Halaçoğlu Niçin Azledildi !..



Türk Tarih Kurumu Başkanı Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu görevinden alındı. AKP iktidarı diyor ki, süresi dolmuştu. 15 yıldır başarı ile TTK başkanlığını sürdüren Halaçoğlu’nun bugün görev süresini uzatmamak azletmek, dahası cezalandırmak demektir. Bir çalışan niçin görevden alınır ? Çalışmaz, görevini suiistimal ederse. Var mı Yusuf Halaçoğlunda böyle bir durum ?

Yok. O halde böylesine başarılı ve Türkiye’nin menfaatleri doğrultusunda çalışan bilim adamının görev süresini uzatmamak kimin işine yarar ?..
Elbette “Sözde Soykırım” bayrağını yükseltip, milletler arası problem haline getirenlerin.

Bakanlık alınma sebebini zaten açık ediyor. Diyor ki:
“Bugünlerde yaşanan başka herhangi bir diplomatik ya da siyasi gelişme arasında bağ kurulması, sadece gerçek dışı bir çarpıtma olarak.” (cnntürk)
(AGİT kararı ve kapatma davası ile bu azledilmeyi çakıştırmayın diyor bakanlık)

Son birkaç yüzyıldır “Kürt- Ermeni” kartını açarak, mutlaka kazanmak isteyen batı emperyalizmine karşı bulunduğu makamda yiğitçe direnen Halaçoğlu’nun alınmasına endişelenmek gerekir. Şimdiden yerine geçirilecek cemaatçinin adı terennüm ediliyorken, tedirginliğimiz misliyle olmalı. Abant Platformlarında devlet karşıtı politika üreten Gülen cemaatinden birisi o makama gelirse ne olur ?

Uygun ortamını bulduğunda, Orhan Pamuk gibi “Türkler Ermenileri kesti” der.

Habitat sonrası başlatılan Sivil Toplum Kuruluşları furyasında kurulan Tarih Vakfını genişçe incelemiştim. Rockefeller, Soros ve belli başlı Avrupalı vakıfların yerel ayaklarındandır. Branşı tarih olmayan tarihçileri ile Batının Türkiye üzerinde ki politikalarını yerelleştirmek ve Türk siyasetini yönlendirmek isterler. Cemaat, sosyal demokrat ya da muhafazakâr görünümlü kurdurulmuş diğer vakıflarla yatay ilişki içindedirler. Sanki bu toplumun STK gibi toplanır ve millet adına karar alırlar.



Bunlardan biriside “Sözde soykırımı tarihçilerin çözmesi” gerektiği tezidir. 3 Kasım 2002 AKP iktidarı iş başına gelene kadar Türkiye’nin tezi “Soykırım olmamıştır” üzerine inşa edilirdi. 1. Dünya Savaşı sırasında yaşananlar Osmanlı Devletin güvenliğini çözme girişimi idi. AKP her millî konuyu sulandırdığı gibi bunu da sulandırdı ve Batı Emperyalizminin menfaati doğrultusunda değiştirdi.

Stratejik ortağın kontrolünde başlayan “Türkiye’ye sözde soykırımı” kabul ettirme projesinin devamı, uluslar arası baskı ile toprak talebi, vatan topraklarının bölünmesi ile neticelenecek sancılı bir süreci başlatmıştır.. Benzer şekilde ilerleyen “suni Kürt” baskılarının neticesi de farklı kulvarda yürümekle birlikte benzer netice alınma gayelidir. Türk Milletinin yasalara ve uluslararası yaptırımlara karşı boynunu kıldan ince olacağı varsayımı üzerinden hareketle, işbirlikçi STK ve iktidarlar kullanılmaktadır.

Tarih Vakfı, Abant Platformları ve Soros’un yemlediği kuş beyinli aydınlar tarafından “Sözde soykırımı tarihçiler” çözsün emperyal fikrini, Başbakan Erdoğan kabul ederek seslendirmiştir. O vakte kadar “Türkler soykırım yapmamıştır” tezini savunan ve bir milim geri adım atmayan Türkiye, başbakan marifeti ile “Sözde soykırımı Ermeni ve Türk tarihçiler incelesin” belki yapmışızdır(a) getirmiştir işi.

KKTC’ni referandumla yok etme hareketini “Çözümsüzlük çözüm değildir” diyen Başbakan Erdoğan ve Dış işleri Bakanı Gül’ün getirdiği nokta benzeri fiili bir durum söz konusudur. Türkiye’yi çözümsüz davranmakla suçlayan iktidar ile yönetilmiş olmanın ikinci kırılma noktası geçtiğimiz ay Irak’ta başbakan Erdoğan’ın “Sözde Kürt Devletine” ettiği teşekkürde gizlidir. Olası kapanma davası öncesinde fay hattında 3. kırılma gerçekleşmiştir.

O da az önce sözünü ettiğim olmayan soykırımı Türkiye’nin kabul eder noktaya getirilmesinin ilk aşaması olan “Sözde soykırımı tarihçilerin” çözmesini kabuldür. Halil Berktay, Hasan Cemal, Altan biraderler benzeri kimliklerin kontrolünde yürütülen “Türkler soykırımla yüzleşmeli” harekâtı Başbakan Erdoğan’dan sonra Cumhurbaşkanı Gül tarafından da Haziran 2008’de Çankaya makamının onayını almış durumdadır.

Bu noktaya gelmiş ve pişirilmek üzere Ankara’da ocağa konacak yemeğe soğuk su katması muhtemel, Yusuf Halaçoğlu işte bu yüzden görevden alındı.

Tam da AKP’nin kapatılma davası görüşülürken, Batılı liderlerden kapatılmaya karşı çıkılması talebinde bulunan Başbakan Erdoğan, “Ermeni Tezinize” destek veriyoruz manasında algılanabilecek bir harekette bulunarak “Soykırım Olmamıştır” diyen Halaçoğlu’nu azletmiştir.

Abdullah Gül’ün Bilkent’te Malum Tezi Kabul Konuşması

14 Haziran 2008’de Bilkent’in mezuniyet törenine katılan Gül, Türk bayrakları ile protesto edildikten sonra şu konuşmayı yaptı: ““Ermeni soykırımı iddialarını araştırmak ve açıklık getirmek tarihçilere aittir. Türkiye, tarihi ile barışıktır. Tarihi yazmak siyasetçilerin değil tarihçiler ve bilim adamlarının işi olmalıdır.” (14 Haziran 2008- Basın)

Şimdiye kadar hangi tarihi problemi tarihçiler çözmüştür ?..
Keşke o konuşmada buna bir örnek verse idi. Üstelik ortada böyle bir problem olmadığı halde. 1. Dünya savaşı şartlarında, Rusya’nın kontrolüne girerek Osmanlı’yı cephe gerisinden vuran bir takım çeteci unsurların güvenliği ve iaşesi sağlanarak yine devletin sınırları içinde başka bir yere nakledilmesi hadisesi bugün karşımıza “Niçin kendinizi savundunuz mantıksızlığı” ile çıkmasından ibaret emperyal bir yalandır.

“Sözde soykırım yalanı” Başbakan Erdoğan ve Cumhurbaşkanı Gül’ün onayı ile bambaşka safhaya girmiştir. Aynı anda AGİT bakın nasıl bir karar almıştır.


““AGİT, Türkiye'nin sözde soykırım iddialarına karşı ortaya koyduğu 'Tarihi olayları, tarihçiler araştırsın' tezini kabul etti. .. katılımcı ülkelerin ihtilaflı tarihi dönemecine tarafsız ve bilimsel ışık tutulmasını teminin, ilgili. Tarihi, siyasi ve askeri arşivlerde araştırma yapmak üzere, gerektiğinde üçüncü ülkelerin de tarihçileri ve uzmanlarından oluşan ortak Tarih komisyonları kurulmasını teşvik eder.' (4 Temmuz 2008- Basın) İşte o komisyonda bulunması kuvvetle muhtemel Yusuf Halaçoğlu, “Sözde soykırımın olmadığını” belgeleyeceği için, o göreve “soykırım olmuştur” diyen Halil Berktay veya “Bask Modeli” öneren Nuri Gürgür tipi aydınlanma sürecini batı kontrolünde sürdüren kozmopolitler getirilecektir.

Oysa, “Görev süresi dolmuştu” denilerek azledilen Halaçoğlu gibi vatan evlâdının tekrar göreve iadesi gerekir. Türkiye’nin menfaati bunu gerektirir.

Ortak tarih komisyonunda son sözün 3. devlete ait olacağı gerçeğinin altını çizerek, toprak tazminine kadar gidecek bu yanlış karardan bir an önce dönülmesi gerekir. AKP’nin geçmiş icraatlarına bakarak TTK’nun başına “Ermeni Tezine” destek verecek birisinin getirileceği kuvvetle muhtemeldir.

Millî bir hükümete ihtiyacın giderek arttığı dönemi yaşıyoruz !..


Neval KAVCAR
 

HTML

Üst