TSK'dan Unakıtan'a ağır suçlama

Yazı malıye bakanlıgının veya genelkurmayın resmı yazısımı balıklama atlamada bı arastır bakalım.

Konuyla ilgili ANKA'ya bir değerlendirme yapan Genelkurmay yetkilileri "maddi imkansızlık" gerekçesinin perde arkasını şöyle açıkladılar:




belki görürsün kimin olduğunu şimdi .

ısrarla balıklama atlamayın konuya bu uyarım genele
 
hala kaynak goremıyorum hangı genelkurmay yetkısının nerede acıklaması var kendı kendınıze kaynak yaratıp tartısma yaratmayın askerıyenın yedıgı paraları herkes bılıo
 
Asıl sen zırvalama geveze......

ben orda isim vermedim . zırvalamasın kimse dedim geneleydi . neden üstüne alındın .sen kendin zırvaladığına inanıyorsan inan . banane . zaten tek zıplayan insan olduğun için tespitinede katılıyorum bir nebze .

burayı ikili tartışma alanına çevirmeyin . yazı gayet açık anlayana kadar defalarca yazıyı okuyabilirsin ama ikili tartışmaya döndürme konuyu

hala kaynak goremıyorum hangı genelkurmay yetkısının nerede acıklaması var kendı kendınıze kaynak yaratıp tartısma yaratmayın askerıyenın yedıgı paraları herkes bılıo

arkadaşım kaynak eleştirmek yasak . yazıda kaynak ve hersey açık .anlamıyorsan bu benim problemim değil .

askeriyenin yediği paraları herkes bilmiyor anlatda bilelim by çok bilmiş insan

ne biliyorsun söyle bakalım
 
Ben para yoktu bahanesine inanmıyorum.

Eğer asker biz karakolları taşıyacağız deseydi mutlaka gerekli poara verilirdi

ayrıca sormak lazım beş yıldızlı gazinolar yapılırken büyük anıta 1 tirilyonluk araç alınırken para nerden bulunuyordu

kim aldı bu paralarla bi düşün bakalım büyükanıt'a arabayı akp değil mi... tabi benim mehmetçiğime gelince cebinde akrep... ama seçim desteği için 1 trilyon ne ki elinin kiri kar yapan bi kuruluş'u satarsınız alırsınız.....:clap:clap:clap:clap:clap
 
kim aldı bu paralarla bi düşün bakalım büyükanıt'a arabayı akp değil mi... tabi benim mehmetçiğime gelince cebinde akrep... ama seçim desteği için 1 trilyon ne ki elinin kiri kar yapan bi kuruluş'u satarsınız alırsınız.....:clap:clap:clap:clap:clap

dostum saçmalama,
askerlerde madem para yok,"varmısın yokmusun"yarışmasına katılsınlar..sanırım orada hamdi bey gereken kolaylığı gösterir,
askerci bir millet olduğumuz için askeriyeye verilen değer hiçbir kuruma verilmiyor.bu gün askeriye için yardım kampanyası düzenlensin,herhalde inanılmaz bir yardım toplanır.askeriyenin mali açığı varsa,istanbul'un elit semtlerindeki lojmanları arsasıyla birlikte satışa çıkarabilir,bunu istanbul'da yaşayanlar bilir,neyin nerede olduğunu..
tabii toplanan paraları golf kuvvetleri komutanlığına aktarmasınlar..:clap:clap
 
bırakın hükumete yüklenmeyi. hükumetle problemi olanlar onların iktidarını hazmedemiyorlar.

sanki bilmiyosunuz yıllardır bu işlerin böyle olduğunu. orda çatışma var paşa golf oynuyo, maşşallah!

kahve içmeye helikopterle gitmeyiversin, tahteravalle mi gidiyor bilmem napmaya...

eleştirmeyecez askeri, üçlü istihbarata rağmen böyle tökezlemelerine unakıtan para vermedi diye mi müsmaha gösterecez. bütçenin kaçta kaçını yiyor bu adamlar haberiniz var mı?

yada konuşup durmayın sizin benim gibi şehit olan akrabanız, eşiniz dostunuz var mı? başı örtülü diye askeriye içine sokulmayan oğlu şehit olunca baştacımızsın diye milyonların gözünün içine baka baka yalan söylenen gariban insanlar..

unakıtanmış, inşallah başına bi iş gelir de iner o koltuktan. devlete ne zaman mal satılacak çocukları anında şirket kuruyor o sahada bunu bilmeyen zaten yok. ama askerle alakalı bi durumdan askerin kendisi sorumludur bu böyle bilinsin.

terörle mücadele kanunu elimizi kolumuzu bağladı diyorlar, yolsuzluk yapan bir sürü asker kaçı ciddi manada yargılanıp ceza aldı. yargılaması devam edeni tsk ziyareti diye ziyaret edip her naneye müdahil oluyorlar. uygulamayıver kanunu terörist gördüğünde gebert kim sana bişey diyecek. teröristin leşimi seni şikayet edecek?
 
Ya işte böyle insanoğlu iki yüzlü olmayagörsün.Bir günde kanun çıkaranlar kimlerdi
KDV oranlarıyla oynayan kimlerdi,Anayasayı delenler kimlerdi,Karakol için istenen para
o kadar büyük değidi .Zaten TSK tasarrufundaki bütçeden arttırmış Her şeye kılıf
uyduran SAyın maliye bakanı buna kılıf uyduramazmıydı.
 
dostum saçmalama,
askerlerde madem para yok,"varmısın yokmusun"yarışmasına katılsınlar..sanırım orada hamdi bey gereken kolaylığı gösterir,
askerci bir millet olduğumuz için askeriyeye verilen değer hiçbir kuruma verilmiyor.bu gün askeriye için yardım kampanyası düzenlensin,herhalde inanılmaz bir yardım toplanır.askeriyenin mali açığı varsa,istanbul'un elit semtlerindeki lojmanları arsasıyla birlikte satışa çıkarabilir,bunu istanbul'da yaşayanlar bilir,neyin nerede olduğunu..
tabii toplanan paraları golf kuvvetleri komutanlığına aktarmasınlar..:clap:clap

tam bitti denilen pkk neden hortladı bi tahmin edebiliyor musun...???

saçmalama demişsin acaba askeriye kendi içinde mi bütçe oluşturuyor yoksa hükümet mi bu bütçeyi hazırlıyor asıl sen saçmalama....

lojmanları satınca nerede kalacak alttan gelen astteğmen veya subaylar...????

ondan sonra yine çıkar bu askeriyeye suç atarsınız lojmanları sattı... şimdi yeni lojman ihalesinde yolsuzluk diye....
 
tam bitti denilen pkk neden hortladı bi tahmin edebiliyor musun...???

saçmalama demişsin acaba askeriye kendi içinde mi bütçe oluşturuyor yoksa hükümet mi bu bütçeyi hazırlıyor asıl sen saçmalama....

lojmanları satınca nerede kalacak alttan gelen astteğmen veya subaylar...????

ondan sonra yine çıkar bu askeriyeye suç atarsınız lojmanları sattı... şimdi yeni lojman ihalesinde yolsuzluk diye....

dünyanın hiç bir yerinde MGK benzeri bir kurul yoktur., bu MGK'yı kim topluyor başbakanmı yoksa komutanlar mı ..tayyip beyin işi gücü yok ikide bir asker ile ne konuşacak ki???
askeriyelerin tüm unsurları şehir dışlarına taşınmalı,,arsaları yerli veya yabancılara satılmalı.bu paralar ile şehir dışlarına TOKİ kanalıyla askeri üsler veya inşaatlar yapılmalı..
bütçesinden en çok payı askeriyeye aktaran üç ülkeden biriyiz,

ha bide dediğin doğru ,tam bitti denilen pkk, akp iktidarında neden hortladı ilginç..tam doğu için yeni açılımlar düşünürken,yeni yatırımlar düşünürken,doğuda dtp'yi safdışı edecek bir parti çıkmışken,ekonomik ve sosyal bakımdan ülkeye bir düzen gelmişken,ergenekon adlı bela ortaya çıkmışken,AB ile ilişkiler en üst seviyeye gelmişken, acaba bu terör neden hortladı? güzel bir soru arkadaşım...
 
dünyanın hiç bir yerinde MGK benzeri bir kurul yoktur., bu MGK'yı kim topluyor başbakanmı yoksa komutanlar mı ..tayyip beyin işi gücü yok ikide bir asker ile ne konuşacak ki???
askeriyelerin tüm unsurları şehir dışlarına taşınmalı,,arsaları yerli veya yabancılara satılmalı.bu paralar ile şehir dışlarına TOKİ kanalıyla askeri üsler veya inşaatlar yapılmalı..
bütçesinden en çok payı askeriyeye aktaran üç ülkeden biriyiz,

ha bide dediğin doğru ,tam bitti denilen pkk, akp iktidarında neden hortladı ilginç..tam doğu için yeni açılımlar düşünürken,yeni yatırımlar düşünürken,doğuda dtp'yi safdışı edecek bir parti çıkmışken,ekonomik ve sosyal bakımdan ülkeye bir düzen gelmişken,ergenekon adlı bela ortaya çıkmışken,AB ile ilişkiler en üst seviyeye gelmişken, acaba bu terör neden hortladı? güzel bir soru arkadaşım...

askeriyenin bütün unsurları zaten şehir dışına yapılmıstı ama şehir genişledikçe şehrin ortasında kaldılar yavas yavas .. yapılmış şeylerin bidaha yıkılmasının bir anlamı varmı sence?tayyip bey otla mokla ugrasacagına askerle konusmalı bence..neden polisevleri memur lojmanları doktorevleri ögretmenevleri göze batmazda orduevleri batar anlamam..

ayrıca generalin o kadar şehit verildikten sonra golf oynaması cidden saygısızlıktır..ama helikopterleri uçakları kaldıranda o general değil unutmayın
 
bırakın hükumete yüklenmeyi. hükumetle problemi olanlar onların iktidarını hazmedemiyorlar.

askerliği yapan birisi sunu bilir . birisini görünce sana ateş açarsa ateş açabilirsin . sana ateş açıp seni öldürmesinden sonrada sen ateş açamazsın . çünkü ölmüş olursun yada ağır yaralı olursun . şimdi saçma sapan şeyleri bir yana bırakalım da neden hükümete yükleniyoruz ona gelelim . su konuyu incele :

http://www.hackhell.com/serbest-kursu/491044-eserinizle-ovunun.html#post3592128

inceleyemeyenler içinde terörü akp nin nasıl tırmandırdığı ile ilgili bir kaç yasa değişikliği :

AKP İktidarı Sürecinde:

● Güneydoğuda olağanüstü hal kaldırıldı. (30.11.2002)

● Bölücülere göz açtırmayan özel harekât birlikleri bölgeden uzaklaştırıldı.

● Birleşmiş Milletler Sosyal, Siyasal ve Medeni Haklar Sözleşmesi (İkiz Yasalar, halkların kendi geleceğini kendilerinin tayini) TBMM'de onaylandı. (04.06.2003)

● Terörle mücadele yasasının 8. maddesi kaldırıldı ve "bölücü propaganda" serbest hale getirildi. (19.07.2003)

● Eve dönüş yasası ile topluma kazandırma adı altında PKK'lılar affedildi ve dağa salındı. (29.07.2003)

● Bölücü DEP milletvekillerinin cezaları kaldırıldı, sokağa salındı. (09.06.2004)

● Bölücü milletvekilleri Abdullah Gül ve Bülent Arınç tarafından konutta ağırlandı. (11.06.2004)

● Başbakanın Diyarbakır'da 'alt üst kimlik' ve "terör sorunu yok kürt sorunu var" sözleri PKK'ya cesaret ve ümit verdi. (12.08.2005)

● 6. AB Uyum Paketinde İmar Yasası değiştirilerek apartman kiliselerinin yolu açıldı. Güneydoğu'da hızla çoğalan kiliselerin teröre destekleri yakından biliniyor.

● Medyada bölücü yayınların önü açıldı. Anadilde yayın başladı. (23.03.2006)

● Başbakan Erdoğan, kendisine "Artık şehit cenazesi istemiyoruz" diye bağıran vatandaşlara "Askerlik yan gelip yatma yeri değil" diye yanıtladı. (04.09.2006 - Hürriyet)

● Eşkıyaya haddini bildirmek isteyen Türk Silahlı Kuvvetlerine "öfkeyle kalkan zararla oturur" denildi. (16.04.2007)

● AKP hükümeti döneminde Türkiye Cumhuriyeti Devleti bölücü peşmerge bozuntuları tarafından tehdit edilen bir ülke haline geldi. (03.07.2007)

● Türk Ceza Kanunu değiştirilerek güvenlik kuvvetlerinin terör bölgesindeki etkin gücünün zaafa uğratılarak elinin kolunun bağlanması sağlandı.

● AİHM bir temyiz makamı gibi değerlendirildi ve AKP iktidarı bölücülerle ilgili bu kararlara dik bir duruş sergileyemedi.

● Bölgedeki Belediye Başkanlarının her fırsatta Türk Milletinin birliğine karşı eylem ve söylemlerde bulunmasına rağmen mevcut İçişleri Bakanı ve Başbakan bunlara göz yumdu.

● Belediye Başkanları teröristlere ve onların örgütüne doğrudan destek verdi (Ambulans, cenaze aracı, kürtçe dilin resmileştirilmesi kararları ve cenaze törenlerinin düzenlenmesi).

● Teröre yataklık ve yardım etmek suç olmaktan çıkartıldı.

● Şehitlerimize kelle, bölücübaşına Sayın ifadesinin Başbakan tarafından kullanılmış olması,

● Türk halkının 36 etnik gruptan oluştuğunun Başbakan tarafından ifade edilmesi,

● Avrupa Birliğinin ilerleme ve Türkiye raporlarında etnik ve dini azınlık yaratma, kürtçenin resmi dil olması ve bölücülerin sokağa salınması gibi kararlarında AKP iktidarının zafiyet içinde davranması.

Hükümetin küresel güçlere yakın durması, ne pahasına olursa olsun, AB'ye gireceğiz yaklaşımı ve AB'nin baştan beri bölücü teröre açıkça destek vermesi, AKP iktidarının da adeta teşvik edercesine AB raporlarına teslimiyeti terörü bugünkü boyutlara taşımıştır.

Şimdi buradan Başbakana sormak lazım;

● Sayın Başbakan Mecliste bu yasalar senin talimatınla çıkmadı mı?

● Bunları neden engellemedin?

● Başbakan olarak terörü önlemek ana göreviniz değil mi?

● BOP Eşbaşkanı olarak, Irak'ta akan 1.000.000 insanın kanından sorumlu değil misiniz?

● Askerin elini kolunu bağlamadan, BM yasalarının verdiği meşru müdafaa hakkını kullanarak, terörün kökünü ne zaman kazıyacaksınız? "TBMM meşru zemininde alınan tezkere kararını" etkin bir şekilde ne zaman kullanacaksınız? Yoksa şimdi de Mahalli seçimler öncesi diyerek, oy kaygısı ile gündem değiştirerek yeniden suya yazı mı yazacaksınız?

Sayın Başbakan: Terörün baş sorumlusu olan Barzani, Talabani ve Bölücübaşı'nın söylem ve arzuları da seçimde AKP ile birlikte değil miydi?




biraz araştırın konuları okuyun be kardeşim . bilginiz olmayabilir önemli değil . önemli olan bilmemek değil öğrenmemek . alın hepiniz neden yüklendiğimizi öğrenin .
 
dünyanın hiç bir yerinde MGK benzeri bir kurul yoktur., bu MGK'yı kim topluyor başbakanmı yoksa komutanlar mı ..tayyip beyin işi gücü yok ikide bir asker ile ne konuşacak ki???
askeriyelerin tüm unsurları şehir dışlarına taşınmalı,,arsaları yerli veya yabancılara satılmalı.bu paralar ile şehir dışlarına TOKİ kanalıyla askeri üsler veya inşaatlar yapılmalı..
bütçesinden en çok payı askeriyeye aktaran üç ülkeden biriyiz,

ha bide dediğin doğru ,tam bitti denilen pkk, akp iktidarında neden hortladı ilginç..tam doğu için yeni açılımlar düşünürken,yeni yatırımlar düşünürken,doğuda dtp'yi safdışı edecek bir parti çıkmışken,ekonomik ve sosyal bakımdan ülkeye bir düzen gelmişken,ergenekon adlı bela ortaya çıkmışken,AB ile ilişkiler en üst seviyeye gelmişken, acaba bu terör neden hortladı? güzel bir soru arkadaşım...

tabi kim topluyor mgk'yı bi düşün bakalım cumhurbaşkanı abdullah babanız.... bunu bilmiyorsan zaten sus....


Kuzey Irak’ta Kürt devleti kuruluyor, Kıbrıs’taki Türk devleti de aynı güçler tarafından yıkılmak isteniyor. MİT “Ulus devletler tehlikede, bir şeyler yapmak lazım” diye uyarıyor. Ankara’dakiler ise sürekli bizi arkadan hançerleyen ABD’den destek bekliyor ve “bekle-gör” politikasından medet umuyor.

Türkiye çok önemli bir dönemeçten geçiyor. Irak yanı başımızda patlamaya hazır bomba gibi… Kıbrıs’ın verilmesi için düğmeye basıldı. AB ile maceramız ise teslimiyetçiliğin de ötesine geçti. Türkiye’nin yaşadığı tehlikeyi en bariz şekilde ifade eden MİT Müsteşarı oldu. Müsteşar Emre Taner, belki de MİT’in tarihinde ilk defa, kamuoyuna önemli bir konuda açıklama yapıyor ve kısaca “Ulus devletler tehdit altında, etrafımızda olup bitenlere seyirci kalamayız” diyordu. Milli İstihbarat Teşkilatı’nın (MİT) bu açıklaması iki açıdan önemli… Birincisi, MİT’in görevi istihbarat toplamak… Türkiye ve etrafındaki olaylarla ilgili en iyi sağlam bilgiye sahip kuruluşun MİT olduğu kesin… Bu sebeple bu açıklamanın sağlam bilgilere ve belgelere dayandığı kabul edilmeli, ciddiye alınmalı. MİT’in tehlike uyarısı İkincisi, MİT başbakanlığa bağlı bir kuruluş. Bütün gelişmeleri ve topladığı bilgileri Başbakan”a bildiriyor. Millî Güvenlik Kurulu’na da bilgi veriyor. MİT’in kamuoyuna açıklanan bu görüşlerinin Başbakanlığa ve MGK’ya da bildirildiği kesin… Eğer MİT buna rağmen kamuoyuna açıklama yapma gereği duymuşsa, bu çok önemlidir. MİT, üstü kapalı olarak “Ey ahali, etrafımız ateş çemberi, yanı başımızda yeni devlet kuruluyor, ulus devletler tehlike altında. Biz bu bilgileri ilgili yerlere aktardık ama kimse ciddiye almıyor. Haberiniz olsun” demeye getiriyor. MİT’in açıklamasının ardından Başbakan Erdoğan’ın partisinin grup toplantısındaki, “Olup bitenlere seyirci kalamayız” sözleri bir nevi savunmadır. Gerçekten Başbakan etrafımızda olup bitenlere seyirci kalmayı düşünmüyorsa, yetkilerini kullanarak, bunun gereklerini yerine getirir. Bunu yapmıyor da konuşuyorsa bu işte bir terslik var demektir. Saddam’ın asılması ABD Başkanı Bush, Irak’ı işgal etmeye başladığı sırada, bunun bir haçlı seferi olduğunu söylemişti. Bush’un bu sözlerine ABD’nin Irak’ı işgal etmesine destek veren Müslüman ülkeler bile sert tepki göstermişti. Bunun üzerine Bush çark etmiş, yanlış anlaşıldım diye geçiştirmişti. Son olaylar, Bush’un Irak’ın işgalinin haçlı seferi olduğu yolundaki açıklamalarını doğruladı. Çünkü ABD Irak’ı işgal etmekle yetinmedi. Irak halkına dünyada eşi ve benzeri görülmemiş zulümleri yaşattı, yaşatmaya da devam ediyor. ABD askerlerinin Irak’ta yaptıkları zulüm ve işkenceleri anlatmak bile insanlık adına utanç verici. O iğrenç görüntüler hâlâ herkesin hafızasında… ABD, bu kadarla da yetinmedi. Müslüman bir devletin devlet başkanını, Müslüman halkı bayram namazına gitmeye hazırlandığı saatlerde (Irak ve bazı ülkelerde Kurban Bayramı Türkiye’den bir gün önce başladı) idam ettirdi. ABD, Saddam’ı bayram sabahı asarak, hem Irak halkına, hem de bütün dünya Müslümanlarına gözdağı verdi. Asıl amacının da haçlı seferi olduğunu bir kez daha gösterdi. Haçlı seferlerinde Müslüman halktan zulümle alınan malların yerine de Müslüman Irak halkının petrollerine kondu. ABD, hem Irak’ta Müslüman halkı Sünni-Şii diye birbirine düşürdü, hem de Irak halkının can damarı olan petrolleri ele geçirdi. ABD Irak’ı nifak tohumlarını ekti. Irak’ta Sünniler ile Şiiler her gün çatışıyor, Kürtler ise ABD’nin himayesinde keyif çatıyor. Büyüklere masallar Hemen burnumuzun dibinde, hatta bize Hakkâri’den bile daha yakın olan Kuzey Irak’ta bir Kürt devleti kuruluyor. Kürt devletinin kuruluşunu da müttefikimiz diye övündüğümüz ABD yapıyor. Ne hazindir ki, Türkiye, Kürt devleti kurmak için her yolu deneyen ABD’den terör örgütü PKK’yı bitirmesi için destek bekliyor. Bu amaçla koordinatörlük bile kuruldu. Başbakan Erdoğan, sonunda koordinatörlüğün amacına ulaşamadığını ve başarısız olduğunu kabul etti. Ama koordinatör duruyor. Başarısızsa niçin görevden alınmaz veya değiştirilmez? Bunu soran yok. ABD ise koordinatörlükte istediği amaca ulaştı. Türkiye’nin aslan payı ihalesini ABD PKK Koordinatörünün ortağı olduğu şirket aldı. Türkiye kaybederken, Amerika bir kez daha kazandı. Biz ise olup bitenleri seyretmek zorunda kaldık. ABD ile terör örgütü PKK’nın Irak’taki varlığını bitirmek için yapılan işbirliği tam anlamıyla hezimete uğradı. ABD’nin terör örgütü PKK’yı bitirmek gibi bir niyeti yok. Bunu bütün dünya anladı, bir tek Ankara’dakiler anlamadı… ABD, güya PKK terör örgütünü bitirmek istediğini söylüyor. Ama diğer yandan Kuzey Irak’ta güvenliği bizzat kendilerinin eğittiği PKK’lı teröristlere teslim ediyor. İki yüzlülük, kahpelik olur ama bu kadar insanın gözüne sokarcasına müttefiki arkadan hançerlemek olur mu?!! Dünyada böyle bir kahpelik sanırım daha görülmemiştir. ABD ile Türkiye’nin terör örgütü PKK konusunda yaptığı işbirliğini masal diye anaokulundaki çocuklara anlatsan ciddiye almazlar. Bir varmış bir yokmuş diye başlayan çocuklara masallar bile daha ciddi ve inandırıcı… Enkazı bile göstermediler Türk işçileri taşıyan uçak, Irak’ta düştü. 28 Türk işçi hayatını kaybetti. Türkiye’den bir heyet, uçağın düşüş sebebini araştırmak için Bağdat’a gitti. Ancak müttefikimiz (!) Amerika, Türk yetkililerini uçağın enkazına bile yaklaştırmadı. Amerikalılar, düşen uçağın enkazını alelacele toplayıp sakladı. Amerikalılar, parçaları hırsızlara karşı koruma altına aldıklarını iddia ettiler. Ancak uçağın düştüğü alan askerî bölge olduğu için sivillerin girmesi zaten mümkün değil. Amerika’nın bu tutumu, uçağın düşürüldüğü iddiasını doğruluyor. Çünkü görgü tanıkları uçağın düşürüldüğünü söylüyor. Iraklı milisler de “uçağı düşürdüklerini” iddia ediyor. Gerçek olan bir şey varsa, uçağın düşürülmesinde Amerika’nın parmağı olduğu. Türkiye’nin düşürüldüğü aciz duruma bakın; Türk işçileri taşıyan uçak düşüyor veya düşürülüyor. Uçağın enkazına bile yaklaştırılmıyoruz. Üstelik bunu müttefikimiz diye umut bağladığımız Amerika yapıyor. Biz aynı Amerika’dan terörün bitirilmesi için hâlâ destek bekliyoruz. PKK’yı bitireceğiz masalı Türkiye, Amerika’dan Irak’taki terör örgütü PKK’nın varlığını bitirmesini bekliyor. Amerika, “gücümüz yetmiyor!” masalıyla Türkiye’yi oyalarken, bölücü terör örgütü PKK ile Kerkük’ün durumunu görüşmek için pazarlığa oturdu. PKK’nın Irak’taki siyasi kolu PÇDK’da, ABD’li askerler ile PKK’lı teröristler, Kerkük için resmen pazarlık yaptı. Bundan cesaret alan Kuzey Irak’taki Kürtler de iyice küstahlaştı. Akıllarınca Türkiye’ye “Kerkük’e karışmayın” mesajı vermeye kalktılar. Kerkük elden gidiyor Kerkük’te Türkmenler yıllardır Saddam Hüseyin’in zulmüyle inledi. Saddam’ın soykırımına uğradılar, ezildiler, hor görüldüler. ABD’nin Irak’a girmesiyle zulüm belki biraz durulur sandılar ama bir kez daha hayal kırıklığına uğradılar. Çünkü zulüm artarak devam etti. Bu kez zulmeden Saddam değil, Peşmergeler ve ABD’lilerdi. ABD’nin de desteğini arkasına alan Kürtler, Türkmenleri yerlerinden yurtlarından etti. Bütün Türk kayıtlarını yok ettiler. Tapu sicillerinden resmî nüfus kayıtlarına kadar ne varsa yakıp tahrip ettiler. Bununla kalsa iyi… Hor görüldüler, aşağılandılar, işkencelere maruz kaldılar. Kadınlar, kızlar tecavüze uğradı. Amerikalılar ve Peşmergeler, sorgusuz sualsiz binlerce Türkmen’i katletti. Şimdi Türkmenleri daha büyük tehlike bekliyor. Kerkük resmen elden gidiyor. Kürtler ve ABD, Kuzey Irak’ta bir tek Türkmen bırakmamaya kararlı… Bunun için ne gerekiyorsa yapıyorlar. Irak’ın değişik yerlerinden 227 bin Kürt (aileleriyle birlikte 600 bin kişi) Kerkük’e getirilerek yerleştirildi ve seçmen kayıtları yapıldı. Kürtlere Kerkük’e gitmeleri halinde ileride yüksek miktarda para alacakları vaadinde bulunuluyor. Bu iddialar, kimi zaman aile başına 10 ile 20 bin dolar arasında değişiyor. Bu da bu rakamın daha da artacağını gösteriyor. Artık Kerkük Türk yurdu olmaktan çıkıyor. Kerkük türkülerini bundan sonra daha bağrı yanık dinleyeceğiz… Güçleri yetmiyormuş! Bütün bu olup bitenleri müttefikimiz ABD planlıyor ve uyguluyor. Ankara’nın bu konudaki tavrı ise tam evlere şenlik... Dışişleri Bakanı Abdullah Gül’ün yaptığı açıklamalardan anladığımıza göre, Türkiye, PKK terör örgütünün elebaşları Murat Karayılan ile Cemil Bayık’ı ABD’den istedi. ABD ise “Havanızı alırsınız” anlamında diplomatik üslupla “Gücümüz yetmiyor” karşılığını veriyor. Sanırsınız ki, dünyanın ordusuyla savaşıyorlar. Güçleri bölmek istemiyorlarmış da.. güçleri yetmiyormuş da… Kendi ellerinle besleyip büyüttüğün ve koruduğun adamı teslim etmiyorsan, bunun diplomasideki karşılığı kahpeliktir. Asıl üzücü olan durum ise Türkiye Devleti Dışişleri Bakanı’nın ABD’nin bu saçmalığını ciddiye alıp kamuoyu ile paylaşmasıdır. “Havanızı alırsınız” demeye getiren ABD’ye gereken cevabın ne zaman verileceğini merak ediyoruz. Amerika’nın Irak’taki ikiyüzlü ve hain tutumu aslında Türkiye’ye gözdağı anlamına geliyor. Bir yandan Türk işçileri taşıyan uçak düşürülüyor, diğer yandan PKK’lılarla pazarlık yapıyorlar. Bu da yetmemiş gibi Kerkük’e Kürtleri yerleştiriyorlar. Bütün bunlar Türkiye’yi köşeye sıkıştırmak ve Kerkük’e müdahale etmesini önlemek amacıyla yapılıyor. Türk devleti yıkılıyor Kürt devleti kuruluyor Türkiye AB uğruna Kıbrıs’ı gözden çıkardı. Rauf Denktaş’ı “statükocu ve çözüm üretmemekle” suçlayan AKP iktidarı, Mehmet Ali Talat’ın Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı seçilmesi için elinden geleni yaptı. Başarılı da oldu. Şimdi aynı Talat, güya barış uğruna Kıbrıs’ı elden çıkarmak için çabalıyor. Kendisine engel olacağını düşündüğü Rauf Denktaş’ın oğlu Serdar Denktaş’ın genel başkan olduğu Demokrat Parti’yi AKP’nin desteğiyle hükümetin dışına iten Talat, şimdi Kıbrıs’ta istediği gibi at koşturuyor. Mehmet Ali Talat, Rumların istekleri doğrultusunda Lokmacı geçidini yıktırdı. Bilmeyenler üç-beş merdiven basamağının yıkılması olarak olayı değerlendirebilir. Ancak durum öyle değil. Birincisi Mehmet Ali Talat kafasına göre iş yaptı. KKTC Anayasasına göre, Lokmacı geçidinin bulunduğu alan Türk askerlerinin koruması altında. O bölgedeki söz hakkı Türk askerinin, yine bizim Genelkurmay’ın… Talat, kafa tutuyor Talat, Türk Genelkurmay’ına danışmadan kafasına göre “Köprüyü yıkacağım” dedi. Bu karardan, yapılan açıklamalara bakılırsa Başbakan Tayyip Erdoğan’ın da haberi yoktu. Ancak Erdoğan, Talat’ı desteklemekten de geri durmadı. Erdoğan, "KKTC kararını vermiştir, bize onu desteklemek düşer. Orası tanıdığımız bir devlet değil mi? Oranın bir Cumhurbaşkanı yok mu? Hükümeti yok mu? Bize de saygı duymak düşer" dedi. Apar topar Ankara’ya gelen Talat, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt ile görüştü. Talat, görüşmeden sonra Lokmacı geçidi konusunun gündeme gelmediğini açıkladı. Orgeneral Büyükanıt ise hemen ardından yaptığı açıklamada, görüşmede tamamen Lokmacı geçidi konusunun ele alındığını söyledi. Görüşmelerden çıkan sonuca göre Genelkurmay, Lokmacı geçidinin açılmasına karşı çıkmıştı. Ancak Talat, Genelkurmay’a rağmen, KKTC Anayasasında Türk askerlerine bırakılan alandaki Lokmacı geçidini yıktırdı. Rumlar bir kez daha istediklerini elde etmişlerdi. Karşılığında biz yine havamızı almıştık. Yine bir hususun açıklığa kavuşturulmasında fayda var. Lokmacı geçidini Türkiye yaptırdı. Avrupa Birliği istedi diye Genelkurmay’ın karşı çıkmasına rağmen yıktırıldı. Amaç Rumların Türk tarafına geçişini kolaylaştırmaktı. Oysa Lefkoşa’da iki tane açık kapı zaten var. Biri, Ledra Palas, yayalar için, açık... Diğeri, Metehan, otomobiller için, açık... Bunlar söylenmediği için, hiç kimsenin aklına şu soru da gelmiyor: “Rumlar zaten açık olan iki tane kapıdan geçmiyorsa, üçüncü kapıdan neden geçsin?” Buradaki amaç, Rumların Türk tarafına geçişini sağlamak değil, Türkiye’ye rağmen Kıbrıs’ta bir şeyler yapmaktır. Kuzey Kıbrıs’taki Türk devletinin varlığını yok etmek için Rumların istediği tavizleri adım adım yerine getirmektir. Rumlar önce geçidin yıkılmasını istedi. Geçit yıkılınca yeni tavizler istemeye başladılar. Kıbrıs Rum yönetimi lideri Tasos Papadopulos, ''işgal ordusu'' olarak nitelediği Türk Ordusu çekilmeden ve semboller kaldırılmadan Lokmacı köprüsünün karşılıklı geçişlere açılmayacağını söyledi. Açıkça, “Bu taviz yetmez, yeni tavizler isterim” diyor. Yarın Kıbrıs’ın tamamını isteyecekler. Dikkat edin… Türkiye’nin güneyinde çok önemli gelişmeler yaşanıyor. Kuzey Irak’ta Türklerin çoğunlukta olduğu bölgede bir Kürt devleti kurduruluyor. Türkmenlerin toprakları ve zenginlikleri Kürtlere peşkeş çekiliyor. Kuzey Kıbrıs’ta da yine Türk topraklarında kurulu olan Türk devleti yıkılmak isteniyor. Türk toprakları da Rumlara peşkeş çekilmeye çalışılıyor… Bütün bunlar olup biterken de Türkiye de “bekle-gör” politikası izliyor… Daha ne kadar bekleyeceğiz?..


http://www.ufukotesi.com/habergoster.asp?haber_no=20070101


askeriye verilen paraya bak 10 milyon dolar ne çok değil mi....:durdurun:durdurun

+ demişsin ki ab ilişkilerinde en üst düzeyde... tabi daha çok sömürmek için en üst düzeye çıktı ama sadece çıktı bizi 100 senede geçse almayacaklar o küçük beynine sok....

+ dtp saf dışı demi doğuda DTP 20 millet vekili çok güzel saf dışı bırakım... leyla zana gibi bi o.ç cezaevinden çıkartılıp milletvekili yapan hükümetin....

+ ekonomi felan demişsin dünyayı görmüyon bizi zaten söylemiyorum.... çıktık bi alamete gidiyoruz kıyamete....

+ergenekon demişsin daha iddaanemesi bile orada yokken :clap:clap hala dalga dalga atatürkçüleri içiri almaya devam edin bi düşünsene neden bi kere alınıp bi kerede bitirilmedi bu olay işte.... tek tek ne kadar atatürkçü varsa alınıyor... halkı uyandırırmamak için anla....:goz::goz:

terörle
 
tabi kim topluyor mgk'yı bi düşün bakalım cumhurbaşkanı abdullah babanız.... bunu bilmiyorsan zaten sus....


Kuzey Irak’ta Kürt devleti kuruluyor, Kıbrıs’taki Türk devleti de aynı güçler tarafından yıkılmak isteniyor. MİT “Ulus devletler tehlikede, bir şeyler yapmak lazım” diye uyarıyor. Ankara’dakiler ise sürekli bizi arkadan hançerleyen ABD’den destek bekliyor ve “bekle-gör” politikasından medet umuyor.

Türkiye çok önemli bir dönemeçten geçiyor. Irak yanı başımızda patlamaya hazır bomba gibi… Kıbrıs’ın verilmesi için düğmeye basıldı. AB ile maceramız ise teslimiyetçiliğin de ötesine geçti. Türkiye’nin yaşadığı tehlikeyi en bariz şekilde ifade eden MİT Müsteşarı oldu. Müsteşar Emre Taner, belki de MİT’in tarihinde ilk defa, kamuoyuna önemli bir konuda açıklama yapıyor ve kısaca “Ulus devletler tehdit altında, etrafımızda olup bitenlere seyirci kalamayız” diyordu. Milli İstihbarat Teşkilatı’nın (MİT) bu açıklaması iki açıdan önemli… Birincisi, MİT’in görevi istihbarat toplamak… Türkiye ve etrafındaki olaylarla ilgili en iyi sağlam bilgiye sahip kuruluşun MİT olduğu kesin… Bu sebeple bu açıklamanın sağlam bilgilere ve belgelere dayandığı kabul edilmeli, ciddiye alınmalı. MİT’in tehlike uyarısı İkincisi, MİT başbakanlığa bağlı bir kuruluş. Bütün gelişmeleri ve topladığı bilgileri Başbakan”a bildiriyor. Millî Güvenlik Kurulu’na da bilgi veriyor. MİT’in kamuoyuna açıklanan bu görüşlerinin Başbakanlığa ve MGK’ya da bildirildiği kesin… Eğer MİT buna rağmen kamuoyuna açıklama yapma gereği duymuşsa, bu çok önemlidir. MİT, üstü kapalı olarak “Ey ahali, etrafımız ateş çemberi, yanı başımızda yeni devlet kuruluyor, ulus devletler tehlike altında. Biz bu bilgileri ilgili yerlere aktardık ama kimse ciddiye almıyor. Haberiniz olsun” demeye getiriyor. MİT’in açıklamasının ardından Başbakan Erdoğan’ın partisinin grup toplantısındaki, “Olup bitenlere seyirci kalamayız” sözleri bir nevi savunmadır. Gerçekten Başbakan etrafımızda olup bitenlere seyirci kalmayı düşünmüyorsa, yetkilerini kullanarak, bunun gereklerini yerine getirir. Bunu yapmıyor da konuşuyorsa bu işte bir terslik var demektir. Saddam’ın asılması ABD Başkanı Bush, Irak’ı işgal etmeye başladığı sırada, bunun bir haçlı seferi olduğunu söylemişti. Bush’un bu sözlerine ABD’nin Irak’ı işgal etmesine destek veren Müslüman ülkeler bile sert tepki göstermişti. Bunun üzerine Bush çark etmiş, yanlış anlaşıldım diye geçiştirmişti. Son olaylar, Bush’un Irak’ın işgalinin haçlı seferi olduğu yolundaki açıklamalarını doğruladı. Çünkü ABD Irak’ı işgal etmekle yetinmedi. Irak halkına dünyada eşi ve benzeri görülmemiş zulümleri yaşattı, yaşatmaya da devam ediyor. ABD askerlerinin Irak’ta yaptıkları zulüm ve işkenceleri anlatmak bile insanlık adına utanç verici. O iğrenç görüntüler hâlâ herkesin hafızasında… ABD, bu kadarla da yetinmedi. Müslüman bir devletin devlet başkanını, Müslüman halkı bayram namazına gitmeye hazırlandığı saatlerde (Irak ve bazı ülkelerde Kurban Bayramı Türkiye’den bir gün önce başladı) idam ettirdi. ABD, Saddam’ı bayram sabahı asarak, hem Irak halkına, hem de bütün dünya Müslümanlarına gözdağı verdi. Asıl amacının da haçlı seferi olduğunu bir kez daha gösterdi. Haçlı seferlerinde Müslüman halktan zulümle alınan malların yerine de Müslüman Irak halkının petrollerine kondu. ABD, hem Irak’ta Müslüman halkı Sünni-Şii diye birbirine düşürdü, hem de Irak halkının can damarı olan petrolleri ele geçirdi. ABD Irak’ı nifak tohumlarını ekti. Irak’ta Sünniler ile Şiiler her gün çatışıyor, Kürtler ise ABD’nin himayesinde keyif çatıyor. Büyüklere masallar Hemen burnumuzun dibinde, hatta bize Hakkâri’den bile daha yakın olan Kuzey Irak’ta bir Kürt devleti kuruluyor. Kürt devletinin kuruluşunu da müttefikimiz diye övündüğümüz ABD yapıyor. Ne hazindir ki, Türkiye, Kürt devleti kurmak için her yolu deneyen ABD’den terör örgütü PKK’yı bitirmesi için destek bekliyor. Bu amaçla koordinatörlük bile kuruldu. Başbakan Erdoğan, sonunda koordinatörlüğün amacına ulaşamadığını ve başarısız olduğunu kabul etti. Ama koordinatör duruyor. Başarısızsa niçin görevden alınmaz veya değiştirilmez? Bunu soran yok. ABD ise koordinatörlükte istediği amaca ulaştı. Türkiye’nin aslan payı ihalesini ABD PKK Koordinatörünün ortağı olduğu şirket aldı. Türkiye kaybederken, Amerika bir kez daha kazandı. Biz ise olup bitenleri seyretmek zorunda kaldık. ABD ile terör örgütü PKK’nın Irak’taki varlığını bitirmek için yapılan işbirliği tam anlamıyla hezimete uğradı. ABD’nin terör örgütü PKK’yı bitirmek gibi bir niyeti yok. Bunu bütün dünya anladı, bir tek Ankara’dakiler anlamadı… ABD, güya PKK terör örgütünü bitirmek istediğini söylüyor. Ama diğer yandan Kuzey Irak’ta güvenliği bizzat kendilerinin eğittiği PKK’lı teröristlere teslim ediyor. İki yüzlülük, kahpelik olur ama bu kadar insanın gözüne sokarcasına müttefiki arkadan hançerlemek olur mu?!! Dünyada böyle bir kahpelik sanırım daha görülmemiştir. ABD ile Türkiye’nin terör örgütü PKK konusunda yaptığı işbirliğini masal diye anaokulundaki çocuklara anlatsan ciddiye almazlar. Bir varmış bir yokmuş diye başlayan çocuklara masallar bile daha ciddi ve inandırıcı… Enkazı bile göstermediler Türk işçileri taşıyan uçak, Irak’ta düştü. 28 Türk işçi hayatını kaybetti. Türkiye’den bir heyet, uçağın düşüş sebebini araştırmak için Bağdat’a gitti. Ancak müttefikimiz (!) Amerika, Türk yetkililerini uçağın enkazına bile yaklaştırmadı. Amerikalılar, düşen uçağın enkazını alelacele toplayıp sakladı. Amerikalılar, parçaları hırsızlara karşı koruma altına aldıklarını iddia ettiler. Ancak uçağın düştüğü alan askerî bölge olduğu için sivillerin girmesi zaten mümkün değil. Amerika’nın bu tutumu, uçağın düşürüldüğü iddiasını doğruluyor. Çünkü görgü tanıkları uçağın düşürüldüğünü söylüyor. Iraklı milisler de “uçağı düşürdüklerini” iddia ediyor. Gerçek olan bir şey varsa, uçağın düşürülmesinde Amerika’nın parmağı olduğu. Türkiye’nin düşürüldüğü aciz duruma bakın; Türk işçileri taşıyan uçak düşüyor veya düşürülüyor. Uçağın enkazına bile yaklaştırılmıyoruz. Üstelik bunu müttefikimiz diye umut bağladığımız Amerika yapıyor. Biz aynı Amerika’dan terörün bitirilmesi için hâlâ destek bekliyoruz. PKK’yı bitireceğiz masalı Türkiye, Amerika’dan Irak’taki terör örgütü PKK’nın varlığını bitirmesini bekliyor. Amerika, “gücümüz yetmiyor!” masalıyla Türkiye’yi oyalarken, bölücü terör örgütü PKK ile Kerkük’ün durumunu görüşmek için pazarlığa oturdu. PKK’nın Irak’taki siyasi kolu PÇDK’da, ABD’li askerler ile PKK’lı teröristler, Kerkük için resmen pazarlık yaptı. Bundan cesaret alan Kuzey Irak’taki Kürtler de iyice küstahlaştı. Akıllarınca Türkiye’ye “Kerkük’e karışmayın” mesajı vermeye kalktılar. Kerkük elden gidiyor Kerkük’te Türkmenler yıllardır Saddam Hüseyin’in zulmüyle inledi. Saddam’ın soykırımına uğradılar, ezildiler, hor görüldüler. ABD’nin Irak’a girmesiyle zulüm belki biraz durulur sandılar ama bir kez daha hayal kırıklığına uğradılar. Çünkü zulüm artarak devam etti. Bu kez zulmeden Saddam değil, Peşmergeler ve ABD’lilerdi. ABD’nin de desteğini arkasına alan Kürtler, Türkmenleri yerlerinden yurtlarından etti. Bütün Türk kayıtlarını yok ettiler. Tapu sicillerinden resmî nüfus kayıtlarına kadar ne varsa yakıp tahrip ettiler. Bununla kalsa iyi… Hor görüldüler, aşağılandılar, işkencelere maruz kaldılar. Kadınlar, kızlar tecavüze uğradı. Amerikalılar ve Peşmergeler, sorgusuz sualsiz binlerce Türkmen’i katletti. Şimdi Türkmenleri daha büyük tehlike bekliyor. Kerkük resmen elden gidiyor. Kürtler ve ABD, Kuzey Irak’ta bir tek Türkmen bırakmamaya kararlı… Bunun için ne gerekiyorsa yapıyorlar. Irak’ın değişik yerlerinden 227 bin Kürt (aileleriyle birlikte 600 bin kişi) Kerkük’e getirilerek yerleştirildi ve seçmen kayıtları yapıldı. Kürtlere Kerkük’e gitmeleri halinde ileride yüksek miktarda para alacakları vaadinde bulunuluyor. Bu iddialar, kimi zaman aile başına 10 ile 20 bin dolar arasında değişiyor. Bu da bu rakamın daha da artacağını gösteriyor. Artık Kerkük Türk yurdu olmaktan çıkıyor. Kerkük türkülerini bundan sonra daha bağrı yanık dinleyeceğiz… Güçleri yetmiyormuş! Bütün bu olup bitenleri müttefikimiz ABD planlıyor ve uyguluyor. Ankara’nın bu konudaki tavrı ise tam evlere şenlik... Dışişleri Bakanı Abdullah Gül’ün yaptığı açıklamalardan anladığımıza göre, Türkiye, PKK terör örgütünün elebaşları Murat Karayılan ile Cemil Bayık’ı ABD’den istedi. ABD ise “Havanızı alırsınız” anlamında diplomatik üslupla “Gücümüz yetmiyor” karşılığını veriyor. Sanırsınız ki, dünyanın ordusuyla savaşıyorlar. Güçleri bölmek istemiyorlarmış da.. güçleri yetmiyormuş da… Kendi ellerinle besleyip büyüttüğün ve koruduğun adamı teslim etmiyorsan, bunun diplomasideki karşılığı kahpeliktir. Asıl üzücü olan durum ise Türkiye Devleti Dışişleri Bakanı’nın ABD’nin bu saçmalığını ciddiye alıp kamuoyu ile paylaşmasıdır. “Havanızı alırsınız” demeye getiren ABD’ye gereken cevabın ne zaman verileceğini merak ediyoruz. Amerika’nın Irak’taki ikiyüzlü ve hain tutumu aslında Türkiye’ye gözdağı anlamına geliyor. Bir yandan Türk işçileri taşıyan uçak düşürülüyor, diğer yandan PKK’lılarla pazarlık yapıyorlar. Bu da yetmemiş gibi Kerkük’e Kürtleri yerleştiriyorlar. Bütün bunlar Türkiye’yi köşeye sıkıştırmak ve Kerkük’e müdahale etmesini önlemek amacıyla yapılıyor. Türk devleti yıkılıyor Kürt devleti kuruluyor Türkiye AB uğruna Kıbrıs’ı gözden çıkardı. Rauf Denktaş’ı “statükocu ve çözüm üretmemekle” suçlayan AKP iktidarı, Mehmet Ali Talat’ın Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı seçilmesi için elinden geleni yaptı. Başarılı da oldu. Şimdi aynı Talat, güya barış uğruna Kıbrıs’ı elden çıkarmak için çabalıyor. Kendisine engel olacağını düşündüğü Rauf Denktaş’ın oğlu Serdar Denktaş’ın genel başkan olduğu Demokrat Parti’yi AKP’nin desteğiyle hükümetin dışına iten Talat, şimdi Kıbrıs’ta istediği gibi at koşturuyor. Mehmet Ali Talat, Rumların istekleri doğrultusunda Lokmacı geçidini yıktırdı. Bilmeyenler üç-beş merdiven basamağının yıkılması olarak olayı değerlendirebilir. Ancak durum öyle değil. Birincisi Mehmet Ali Talat kafasına göre iş yaptı. KKTC Anayasasına göre, Lokmacı geçidinin bulunduğu alan Türk askerlerinin koruması altında. O bölgedeki söz hakkı Türk askerinin, yine bizim Genelkurmay’ın… Talat, kafa tutuyor Talat, Türk Genelkurmay’ına danışmadan kafasına göre “Köprüyü yıkacağım” dedi. Bu karardan, yapılan açıklamalara bakılırsa Başbakan Tayyip Erdoğan’ın da haberi yoktu. Ancak Erdoğan, Talat’ı desteklemekten de geri durmadı. Erdoğan, "KKTC kararını vermiştir, bize onu desteklemek düşer. Orası tanıdığımız bir devlet değil mi? Oranın bir Cumhurbaşkanı yok mu? Hükümeti yok mu? Bize de saygı duymak düşer" dedi. Apar topar Ankara’ya gelen Talat, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt ile görüştü. Talat, görüşmeden sonra Lokmacı geçidi konusunun gündeme gelmediğini açıkladı. Orgeneral Büyükanıt ise hemen ardından yaptığı açıklamada, görüşmede tamamen Lokmacı geçidi konusunun ele alındığını söyledi. Görüşmelerden çıkan sonuca göre Genelkurmay, Lokmacı geçidinin açılmasına karşı çıkmıştı. Ancak Talat, Genelkurmay’a rağmen, KKTC Anayasasında Türk askerlerine bırakılan alandaki Lokmacı geçidini yıktırdı. Rumlar bir kez daha istediklerini elde etmişlerdi. Karşılığında biz yine havamızı almıştık. Yine bir hususun açıklığa kavuşturulmasında fayda var. Lokmacı geçidini Türkiye yaptırdı. Avrupa Birliği istedi diye Genelkurmay’ın karşı çıkmasına rağmen yıktırıldı. Amaç Rumların Türk tarafına geçişini kolaylaştırmaktı. Oysa Lefkoşa’da iki tane açık kapı zaten var. Biri, Ledra Palas, yayalar için, açık... Diğeri, Metehan, otomobiller için, açık... Bunlar söylenmediği için, hiç kimsenin aklına şu soru da gelmiyor: “Rumlar zaten açık olan iki tane kapıdan geçmiyorsa, üçüncü kapıdan neden geçsin?” Buradaki amaç, Rumların Türk tarafına geçişini sağlamak değil, Türkiye’ye rağmen Kıbrıs’ta bir şeyler yapmaktır. Kuzey Kıbrıs’taki Türk devletinin varlığını yok etmek için Rumların istediği tavizleri adım adım yerine getirmektir. Rumlar önce geçidin yıkılmasını istedi. Geçit yıkılınca yeni tavizler istemeye başladılar. Kıbrıs Rum yönetimi lideri Tasos Papadopulos, ''işgal ordusu'' olarak nitelediği Türk Ordusu çekilmeden ve semboller kaldırılmadan Lokmacı köprüsünün karşılıklı geçişlere açılmayacağını söyledi. Açıkça, “Bu taviz yetmez, yeni tavizler isterim” diyor. Yarın Kıbrıs’ın tamamını isteyecekler. Dikkat edin… Türkiye’nin güneyinde çok önemli gelişmeler yaşanıyor. Kuzey Irak’ta Türklerin çoğunlukta olduğu bölgede bir Kürt devleti kurduruluyor. Türkmenlerin toprakları ve zenginlikleri Kürtlere peşkeş çekiliyor. Kuzey Kıbrıs’ta da yine Türk topraklarında kurulu olan Türk devleti yıkılmak isteniyor. Türk toprakları da Rumlara peşkeş çekilmeye çalışılıyor… Bütün bunlar olup biterken de Türkiye de “bekle-gör” politikası izliyor… Daha ne kadar bekleyeceğiz?..


http://www.ufukotesi.com/habergoster.asp?haber_no=20070101


askeriye verilen paraya bak 10 milyon dolar ne çok değil mi....:durdurun:durdurun

+ demişsin ki ab ilişkilerinde en üst düzeyde... tabi daha çok sömürmek için en üst düzeye çıktı ama sadece çıktı bizi 100 senede geçse almayacaklar o küçük beynine sok....

+ dtp saf dışı demi doğuda DTP 20 millet vekili çok güzel saf dışı bırakım... leyla zana gibi bi o.ç cezaevinden çıkartılıp milletvekili yapan hükümetin....

+ ekonomi felan demişsin dünyayı görmüyon bizi zaten söylemiyorum.... çıktık bi alamete gidiyoruz kıyamete....

+ergenekon demişsin daha iddaanemesi bile orada yokken :clap:clap hala dalga dalga atatürkçüleri içiri almaya devam edin bi düşünsene neden bi kere alınıp bi kerede bitirilmedi bu olay işte.... tek tek ne kadar atatürkçü varsa alınıyor... halkı uyandırırmamak için anla....:goz::goz:

terörle

gerçekten çok komiksin,..

Eğer AKP olmasaydı,şu anda doğudaki teröristler için devlet kurulması için Batıdan bize baskı gelecekti,AKP olmasa DTP orada %90 oy aldığı vakit , ve Batıya çıkıpta " ben doğunun temsilcisiyim fakat beni meclise sokmuyorlar,bu yüzden bu ülkede demokrasi yoktur ve ben hakkımı istiyorum" deme hakkına sahip olacaktı.Ama AKP bu oyunu bozarak PKK'nın en büyük düşmanı haline gelmiştir..Ayrıca doğuda bulunan kardeşlerimizin de hepsinin pkk sempatizanı olmadığını kanıtlamıştır..

Dünyanın hiç bir yerinde siyasete askeriye müdahale etmiyor,MGK lafta kurul olarak cumhurbaşkanı (Başkomutan) tarafından toplanıyor..bunu sen böyle bilmeye devam et..
Bana ABD'yi kötülemişsin ,Ben senden daha çok ABD karşıtıyım,ABD'nin ne mal olduğunu her Türk gibi bende biliyorum..Irak işgali ile ilgili bir alıntı yapmışsın tamamen katılıyorum..Hatta 11 eylül palavrasına bile el kaide terör örgütüne bile inanmıyorum..
Ergenekon ilk başta biraz saçma gelmişti ama parçalar birleştikçe,bir örgüt bir yapılanma olduğu ortaya çıkıyor..fakat daha tam olarak neticelenmedi.
Eğer sen Asker ve anayasa mahkemesi ile devletin elini kolunu bağlarsan,o devletin dışarıda güçlü olmasını bekleyemezsin..en ufak bir iyi gelişmede sizin gibi kafası büyükleri(beynin için yorum yapmayacağım) laiklik elden gidiyor,şeriat geliyor diye kandırarak ülkeyi ayrımcılığa sokanlarda senin karşıt olduğun ABD ve yandaşları..kullanıldığının farkında değilsin koca kafalı(beynin hakkında yorum yapmayacağım) arkadaşım..
he bir de askeriyeye para yetmiyorsa her hava üssüne golf sahası yapılmasın,veya yapılacaksa aktütüne yapılsın da paşamızda hiç değilse bu sayede orayı ziyaret etmiş olsun..
 
Geri
Üst