TRT müdürü, iki dilli, iki uluslu Türkiye’ye selam mı çaktı?

l3adl3oy

New member
Katılım
15 Eki 2007
Mesajlar
1,797
Reaction score
0
Puanları
0

TRT müdürü, iki dilli, iki uluslu Türkiye’ye selam mı çaktı?
Sabahattin Önkibar


Bu sözü Kılıçdaroğlu etseydi kıyamet kopardı!
PKK ve onun siyasi kanadı BDP ne istiyor? Kürtlerin kurucu unsur olarak Anayasa’da yer almasını yani Türkiye Cumhuriyetini Türkler ve Kürtler beraber kurmuşlardır ifadesinin
bulunmasını!
Anayasa’da yer alırsa ne mi
olacak?
Kürtlerin ayrı bir ulus olduğu temel yasa ile tescillenecek!
PKK ve ardındakilerin onlarca yıllık hayali budur! Peki geldikleri nokta mı?
Tablo ortada!
Öcalan emretti, PKK eylemsizlik süresini bir ay daha uzattı!
Niçin mi?
İmralı’da yaptığı görüşmeler devam ediyor da ondan!
Hayır müzakere sadece İmralı’da değil, Washington’daki CIA Karargahı ile Erbil’deki Barzani’nin makamında da devam ediyor!
MİT Müsteşarı Fidan ABD’den, İçişleri Bakanı Atalay ile Türkiye’nin Bağdat Büyükelçisi de Erbil’den yeni döndüler!
Belli ki süreç bayağı bir hızlı işliyor!
İşte tam bu günlerde perde gerisinde yaşananları ve olacakları adeta anlatırcasına basit gibi görünen ama mesajı çok önemli bir şey oluyor!
Devlete ait Radyo Televizyon Kurumu bir maçın gösterimini Kürtçe yayın yapan TRT Şeş kanalına veriyor!
Ne var bunda o kanal zaten Kürtçe yayın yapıyor demeyin, iş öyle değil!
Maçın adı: Samsunspor-Adanaspor!
Her iki ilde Kürtçe bilenler, genel nüfusun yüzde 10’u bile değil!
O zaman bu Kürtçe yayın niçin?
Hayır başka bir kanalda maç Türkçe seslendirme ile yayınlanmıyor bunun altını ısrarla çiziyorum, seslendirme sadece Kürtçe!
Yoksa yoksa Türkiye’nin resmi diline Kürtçe ilave oldu da haberimiz mi olmadı?
Ya da TRT Müdürü İbrahim Şahin’in yeni misyonu Türklere Kürtçe öğretmek midir?
TRT Şeş’le zaten büyük bir gaflete adım atılmışken şimdi Türkler arasında yapılan maça bu Kürtçe yayın dayatması neyin nesidir!
Tekrar ediyorum, TRT’nin başındaki İbrahim Şahin denen adam, Samsun-Adana maçının anlatımının sadece Kürtçe olmasını emir buyurmuş!..
Soruyorum bunun adı Müslüman mahallesinde salyangoz satmanın çok çok ötesinde bir şey değil midir?
Sakın olay öyle değil, iki ayrı kanalda hem Türkçe hem de Kürtçe yayın var diye kıvırmasınlar, Türkçe ile yayın son anda başka bir kanalda Samsunluların ayağa kalkması ve Bülent Arınç’ın devreye girip İbrahim Şahin’i paylaması ile gerçekleşiyor!
Öyle olmasaydı, BDP Milletvekili dün Meclis’te kameralara; “Onlarca yıldır biz sizin dilinizle maç dinledik, bu sefer de siz bizim dilimizle maçı izleyin” der miydi ya da Samsunlular durduk yerde feveran ederler miydi?
TRT Müdürü İbrahim Şahin’in bu yaptığı ikinci resmi dil olarak toplumu Kürtçeye alıştırmak ve iki dilli, iki uluslu Türkiye’ye selam çakmak değil midir?
Sakın tesadüftür demeyin, referandum sonrasında PKK bağlamında işleyen süreci dikkate alın ve hükmünüzü ona göre verin! Art arda bu kadar tesadüf masallarda bile olmaz!

CEVAP YERİNE…
BBP’ye Öcalan’ı sordum, tehdit aldım!

Geçtiğimiz hafta bu sütunda Büyük Birlik Partisi’ne, AKP iktidarının Öcalan’la yapılan müzakere konusunu sordum ve suskunluklarının gerekçesini açıklamalarını istedim. Genel Merkezden tık yok. İstanbul yönetiminden bir yeni yetme ise mail atarak aklınca beni tehdit etmeye kalktı ve BBP’ye soru soramayacağımı söyledi? Yoook bu işi tehditle geçiştiremezsiniz, benim öyle şeyleri takmayacağımı o delikanlıya birileri fısıldamalıdır. Ayrıca ben BBP’ye hakaret etmedim sadece AKP’nin Öcalan’la yaptığı müzakereye neden suskun olduklarını sordum ve bu suskunluğun perde gerisinde bir şeylerin olup olmadığını sorguladım. Ey BBP yönetimi cevap ver, Öcalan’la müzakereye onay veriyor musun, vermiyor musun? Suskunluğun niçin?

DEHŞETE DÜŞTÜM…
Bu sözü Kılıçdaroğlu etseydi kıyamet kopardı!

“Tarihimizde olduğu gibi Türkiye’de keşke her inanç grubunun ayrı mahkemesi olsa ne iyi olurdu!..” Bu sözü eden Türkiye Cumhuriyetinin Başbakanıdır ve Marmara Üniversitesi’nin yeni eğitim döneminin açılışında edilmiştir. Evet Üniter ve Milli Devlet olan Türkiye Başbakanının söylediğine bakar mısınız?.. Bu dehşet ifadeye medyadan zerre bir eleştiri yok, zira bizim medyamızın çok büyük bölümü artık kendini Başbakan’ın koruyucusu gibi görüyor, dolayısı ile eleştirmek haddine mi!.. Peki aynı sözü kazara Kemal Kılıçdaroğlu etseydi ne olurdu lütfen tahayyül edin!.. Hiç abartmıyorum, bu ifade manşetlere oturtulur ve Kılıçdaroğlu hem ekranlardan hem köşelerden günlerce dövülürdü!.. Ondan sonra bu ülkede demokrasi ve basın özgürlüğü var deniliyor!.. Bir başka şey, birileri Başbakan’a kapitülasyonları ve onunla verilen ayrı yargılama hakkının ne rezil bir şey olduğunu anlatmalıdır!.. Ah Tayyip Bey, hadi tarih bilmiyorsun, bilene danışsana!

BULAMADI…
Osmanımın mumunun söndüğü an!

Danıştay saldırısı ve Ergenekon davasının kilit ismi gizli tanık, iki kişinin katili kız kardeşini para ile pazarlayan Osman Yıldırım ya da bazılarının ifadesi ile Osmanımın mumu çabuk söndü yani yalanı ilk keşifte hemen ortaya çıktı… Hatırlamaya çalışın, bu adam attığı bombaları Veli Küçük ve Muzaffer Tekin’den aldığını iddia etmişti… Önceki gün bu iddia bağlamında Osman Yıldırım keşfe götürüldü ve “Bana bombaların teslim edildiği yeri elimle koyduğum gibi bulurum” dediği evi saatler boyu bulamadı… Şimdi insafla soralım yalan söylediği daha ilk aşamada ortaya çıkan böylesine karışık bir adama dayanılarak bir dava nasıl dizayn edilir? Sadece bu Osman Yıldırım tiyatrosu bile Ergenekon’u anlatmaya yetmiyor mu?


 
Samsun-Adana maçının kürtçe yayınlanmak istendiğini duyunca benimde kafam attı.Allah'tan Samsun halkı bazıları gibi ceset kesilmeyip tepki gösterdi.Evetçiler darbecileri yargılıyorsunuz değil mi! Demokrasi de getirdiniz...2.Sevr antlaşmasını imzaladınız,bunun hesabını vereceksiniz...!
 
Geri
Üst