Tribün Müslümanları

Horasan.

New member
Katılım
21 Ocak 2009
Mesajlar
63
Reaction score
0
Puanları
0
Tribün Müslümanları

2.5 yıl önce İzmir, Karaburun'un bir köyünde imamlık yapan Ahmet Soytürk'le bir konu için telefonla görüşmüştük. "24 yıldır beni yobaz yapamadılar. Benim dedem, Atatürk'le omuz omuza savaşmış çılgın bir Türk'tü. Ben dedemden daha çılgınım. Yobaz olmak yerine aydın din adamı olmayı yeğledim" demişti.

Kara yobazlara ders veren köy imamından anlamlı sözler

Bu olay üzerine bir başka köye sürülmüştü imam Soyturk... Bu olayı yazarken, bikini-haşema üzerindeki sözleri arasında bize "İçki içenlere hoşgörülü olmak gerektiğini" de söylemişti.

Vay, sen misin bunu söyleyen; 'ahlak bekçiliği'ne soyunan Vakit'in bir muhabiri kendisini telefonla arayarak sorgulamış, "yazını tekzip et" demiş. Hadi oradan git demiş, karşısındakine... Bunu dün çektiği fakstan öğreniyoruz. Hüseyin Üzmez olayı üzerine; yobazların ders alması gereken güzel bir yazı göndermiş. Özetle diyor ki:

"Bundan 1500 sene önceki koşullarda söylenmiş söylemlerin doğru yorumunu yapabilmek için o söylemlerin niçinini-nedenini irdelemek gerekir. Yani işin özüne inmek gerekir. Dinimizdeki yasak ve emirler kişilerin ve toplumun yararını gözetir. Dindeki hiçbir kural aksine yorumlanamaz. Sanayi devrimi ile birlikte baş döndürücü bir biçimde gelişerek değişmiştir. Dünya peygamberler çağının dünyası değildir artık. Peygamberimiz Hz. Muhammet de bu gelişmeyi görerek kendisinden sonra bir daha peygamber gelmeyeceğini bildirmiştir.

KURAN BİR BÜTÜNDÜR

Parça parça değerlendirmek onu yanlış anlamamıza neden olabilir. Kendi kendimize Kuran'ı bütünüyle göz önüne alarak ana fikri ne olabilir diye bir soru yönelttiğimizde; bir soru üzerine peygamberimizin verdiği "Din güzel ahlaktır" cevabının ne kadar isabetli olduğunu görürüz.

Şekilci yaklaşımlarla iyi Müslüman olunamaz. Çok kısa sürede Emeviler tarih sahnesinden silindikleri halde İslam'ın özünü kavrayan Türkler, Selçuklu ve Osmanlı'dan sonra hálá vardır. Eğer Anadolu'da İslam medeniyeti devam edecekse bu dinde şekilciliğin terk edilip dinin özüne dönülmesi ile olacaktır."

SAPIKLIK ÖRNEKLERİ

Düşüncelerinden dolayı üç kez sürülmüş olan emekli imam Ahmet Soytürk "Toplumumuzda 'Hüseyin Üzmez olayı'ndan daha vahim olaylar yaşanmaktadır" diyerek şu örnekleri veriyor:

" Ahlaksızlığı sebebiyle imamlıktan odacılığa sürgün edildikten sonra emekli olunca, iktidar partisinde ilçe yönetiminde görev aldığı için, ilçenin müftüsünden üstün hizmet ödülü alan cinsel sapığa şahidim.

Kayınpederi tarafından tacize uğramış bir gelinin köy imamı olarak bana sığınmasına tanık oldum.

Arkamda beş vakit namaz kılan bir hacının, 12-13 yaşındaki kız çocuğuna elle sarktığı şikayetini aldım.

Babasının torpili ile görevli olduğu köye hiç gitmeden üç yıl devletten maaş alan müftü evladı yüzünden bunları şikayet ettiğim için çeşitli bahanelerle soruşturuldum.

Müftüye iyi yalakalık yaptıkları için hac ve umreye gönderilen imamlar gördüm
.

Dindar diye tabir edilen insanlarımız amellerinde Tanrı rızasını kazanmayı amaç edinirler.

İslam'ı şekli olarak yaşayıp da Tanrı rızasını amaç edinenler de vardır.

Bunlara bilinçsiz Müslüman denilebilir. Neyin ne olduğunu iyi bildikleri halde dinin şekilci yüzünü ön planda tutarak dindar gözükenler vardır ki işte bunlar tribünlere oynarlar.


Bunlara da 'tribün Müslümanları' denir.

İçki içenlere de hoşgörü ile baktığını söyleyebilen bir imamı sorgulamaya kalkan 'tribüncüler', kendi hırsız ve dinsel sapıklarını sorgulayamazlar!"

Diyanet İşleri Başkanı Bardakoğlu, geçmişte bu tür durumlara karşı açık tavır koysaydı, bugün Hüseyin Üzmez için "Utanıp gizleneceğine konuşuyor" diyerek isyan noktasına gelmezdi.

Obama, antipatiyi sempatiye dönüştürür mü

SON günlerde dünyada ve Türkiye'de olanlarla ilgili iki konuda naçizane fikirlerimi aktarmak istiyorum.

Birincisi... Liberal postmodern dünyanın ve temsilcisi ABD'nin renkli vaatleri ve 'ak' düşleri sona erdi. Ve görüldü ki 'siyah, beyaz' bir dünya gerçeği var artık, Obama'yla sanki bu ilan edildi. Yani simgesel olarak Beyaz Saray, 'siyahi başkanı' ile buluştu. Yaşanan bu gelişmelere baktıkça üzülerek görüyorum ki modern dünya ahlakını düne kadar yerin dibine batıranlar, bugün modern dünya söylemlerinin bayraktarlarından (özgürlük, eşitlik, kardeşlik) Luther King'in düşlerinden söz edebiliyor.

Ancak ilginç bir gelişme daha var ki Amerika'ya karşı yaşanan dünyevi antipati sempatiye mi dönüşüyor? Acaba Obama bunu sürdürebilecek mi? Hatırlanacak olursa Amerika'da 2006 yılında yapılan Temsilciler Meclisi seçimlerini Demokrat Parti adayları, Cumhuriyetçi Başkan Bush'a rağmen, zaten zaferle sonuçlandırmışlardı.

Buradan anlaşılıyor ki Amerikan yönetimi ve halkı, yavaş yavaş gelen ekonomik krizi ve olabilecek sosyal çöküşleri çoktan fark etmişlerdi. Asıl soru peki bunlar olmasaydı bugün acaba Obama Amerika'nın yeni devlet başkanı olabilir miydi?

İkincisi... Galiba ülkemizdeki Batı kompleksi 'aydın'larımız arasında bir 'Orhan Pamuk' kompleksine dönüşüyor. Tarlada karga kovalayan ve bir gün 'taştan korkulukları' kuşlar tarafından pisletilerek cezalandırılan Atatürk, 'Mustafa' adında içi boş bir 'korkuluğa' dönüştürülüyor!

Tebrikler...

Nobel'imiz doğmuştu, Oscar'a mı hamileyiz? Hayırlı olsun...
Şahin GÜNGÖR- Mimar
http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/goster/haber.aspx?id=10305238&yazarid=42
 
Geri
Üst