//:U.N.G.O.O.D
Altın Üye
Zaman yazarı Zeki Çol, köşesinde Şenol Güneş heyecanı ile kavrulan Trabzonspor'u değerlendirdi...
-Daha sezonun 4. haftası... Trabzonspor sahasında Bursaspor ile 1-1 berabere kalmış... Deplasmandaki Sivasspor galibiyetiyle çizilen pembe tablo, içerideki Diyarbakırspor, dışarıdaki Manisaspor yenilgilerine şimdi de bu beraberliğin eklenmesiyle yerini derin bir karamsarlığa bırakmış...
Üst düzey bir yönetici, Broos'la konuşuyor; "Taraftar öfkeli... Sana karşı tepkiler büyüyor... İstersen bırak hocam." diyor.
Broos şaşkın... Daha önce böyle bir öneriyle hiç karşılaşmamış. Ama dirençli... Teklifi reddediyor.
Sonrası çorap söküğü gibi geliyor. 4-3'lük Galatasaray yenilgisinin ardından yönetim, kesin kararını veriyor. Kayserispor maçının ardından Broos gönderilecek. Lig takvimi müsait. Hemen akabinde Ankaraspor maçı var. Trabzonspor, Ankaraspor ligden düşürüldüğü için haftayı bay geçecek. O sırada teknik adam değişikliği de gerçekleşecek.
Önerinin yapılacağı ilk isim Giray Bulak. Ama asıl beklenen Şenol Güneş. Güneş'in, Güney Kore'de her şey yolunda giderse ligi 6 Aralık'ta bitecek. Kabul ettiğinde de devre sonunda takımın başına geçecek.
O sırada Broos'a yoğun bir baskı var. "Alanzinho'yu oynat... Yattara'yı oynat..." Gerekçe de şu; Alanzinho bekleneni vermiş değil. Yattara hep sorunlu... "Oynasınlar da satışlarından para kazanalım."
Oysa Alanzinho, Broos'a göre yetersiz. Yattara ise sakat.
Kayserispor maçının on birinde Yattara sahada. Rakip oyuna çok iyi başlıyor... Öne geçiyor... Hatta üst üste iki önemli fırsatı da değerlendiremiyor. O anda Yattara'nın sakatlığı nüksediyor. Broos ilk yarı bitmeden Yattara'yı kenara alarak iki değişiklik yapıyor. Takım bir anda inanılmaz bir direnç gösteriyor... Kayserispor'u yeniyor.
Maç sonrası Broos'a sorulan sorulardan biri, sakat olmasına karşın oynattığı Yattara'yla ilgili... "Gerçeği bazılarının gözüne sokmak için" oynattığını söylüyor.
Hedef direkt yönetim. Artık kılıçlar çekilmiş durumda. Kimin gücü kime yeterse. FIFA Dünya Kupası play-off maçları nedeniyle oluşan boşlukta Broos ülkesine gidiyor. Orada verdiği bir demeç sonrasında ortalık iyice karışıyor. Broos'a göre söyledikleri yanlış tercüme edilmiş. Ama yönetim de aradığı kozu ele geçirmiş.
Arkasında durmak bir yana, hele yerel basında Broos adeta boy hedefi haline getiriliyor.
Artık ipler kopma noktasında. Oyuncu, oynanan oyunun farkında. Kasımpaşa maçında takım yürümüyor. Öne geçmesine karşın kaybediyor.
Aslında o maçı kaybeden takım değil... Gözden çıkardığı Broos'u bu denli tartıştıran, güvenmediğini, istemediğini her fırsatta hissettiren yönetim. Çünkü onların niyeti doğal olarak takımın huzurunu, motivasyonunu bozuyor.
Maçın ardından yaşananlar daha bir garip. Kaşıbeyaz'da yenilen yemekte Menajer Caner Çuvalcıoğlu futbolculara gidiyor. Sportif Direktör Ünal Karaman dururken, ona mesaj iletme görevi veriliyor. Yeri değil... Zamanı değil... Çuvalcıoğlu'nun görevi hiç değil. Ama o bazı oyuncuların kadro dışı bırakılacağını, ağır para cezası verileceğini, Egemen'in kaptanlığının gözden geçirileceğini söylüyor. Egemen, o güne dek defalarca yönetimle arkadaşlarının alacaklarının ödenmesi konusunda konuşmuş. Fakat cevap hep olumsuz olmuş. Dayanamıyor, "Öyleyse alacaklarımızı verir, cezayı onlardan kesersiniz" mealinde tepkisini dile getiriyor.
Cevap başkana iletiliyor. Başkan öfkeleniyor. 5 oyuncunun kadro dışı bırakıldığını açıklıyor. Bu yönetim kararı değil. Başkan tepkisi.
Bu 5 oyuncunun bir ortak noktası var. Hiçbirinin ödemeleri zamanında yapılmamış.
Aslında, Trabzonspor'daki başarısızlığın temelinde yatan da bu. Maç başları, transfer taksitleri, sezon başından beri ödenemiyor. Bu da oyuncuların performanslarının her geçen gün biraz daha düşmesine neden oluyor.
Tabii bu arada Broos'un da defteri dürülüyor.
Bu, Trabzonspor'da son 10 sezonda yaşanan 17. teknik adam değişikliği.
Karadeniz'de Temel fıkraları genelde yaşanmış olaylara dayanır. Yönetim kadro dışı kararını verdikten iki gün sonra, bu defa hatasının farkına varıyor ve bu oyuncularla ilgili değerlendirmelerin, "bu ne perhiz bu ne lahana turşusu" sözünü anımsatırcasına yeni teknik adam tarafından yapılacağını belirtiyor!
Olayların gelişimi işte böyle... Ortadaki vahim tablo da bu.
Trabzonspor yönetimi, hâlâ geçen sezon yaptığı hatanın bedelini ödüyor. Trabzonspor, üst üste yapılan yönetim yanlışlarının sayesinde, her geçen gün biraz daha kötüye gidiyor.
Çözüm Şenol Güneş mi?
Asla değil.
Güneş gelse ne yapacak? Bu kadro, bu yönetim anlayışı, bu ekonomik tablo ile hangi sihirli değneği kullanıp Trabzonspor'u şahlandıracak? Huzur arayışına gittiğini söylediği Güney Kore dönüşü, hiç kaçınılmaz, kendisini yine bir kaos ortamında bulacak.
Son söz...
Bu kulüp, öteden beri duygusal tepkilerden oluşan akıl tutulmalarının bedelini ödüyor.
Ve görünen o ki, şimdi de olası bir "Güneş tutulması"na zemin hazırlıyor.