Tosttaki Peynirin Uzaması

1001Design

330i ///M3 Design
Altın Üye
Katılım
28 Eki 2006
Mesajlar
25,561
Reaction score
0
Puanları
0
Konum
Shut up and train!
İnsanlar ekmeği fırında pişirmeye başladıklarından beri tost yemeye de başladılar. Ancak o zamanlar ekmeğin tekrar ısıtılmasının nedeni değişikti. Amaç ekmeğin tadını değiştirmek değil daha uzun süre muhafaza edebilmekti.

Binlerce yıl boyunca ekmeğin, çatal benzeri demir çubuklara takılarak şiş yapar gibi ateşte kızartılma şekli değişmedi. Tost yapımında en büyük aşama 19. yüzyılda Amerika'da oldu. Tellerden ve teneke plakalardan yapılmış bir kafes, kömür sobasının üstüne yerleştiriliyor, bir kerede dört ekmek tost haline getirilebiliyordu. Elektriğin keşfi ile her şey değişti. 20. yüzyılın başlarında ilk elektrikli tost makineleri ortaya çıktılar.

İlk elektrikli makinelerde ısı kontrolü olmadığından, gözü makineden ayırmamak gerekiyordu. Ekmekler anında kömür olabiliyorlardı. Yine de bir dilim tost yemek için koca kömür sobasını yakmak ve beklemek gerekmiyordu. Asıl önemli olan mutfağa bağımlı olmaktan kurtulmaktı. Evin her köşesinde, günün her saatinde tost yapılıp yenilebiliyordu.

Termostatın da ilavesi ile tost makineleri günümüzdeki pratik şekillerine geldiler, insanlar için tost, hızlı bir şekilde karın doyurmanın bir sembolü oldu. Ancak peynirli tostu sevenler için küçük bir sorun vardı. İki ekmek arasında ısınan peynir, yağı da görünce, ısırırken kopmuyor, uzadıkça uzuyor, bir ucu ağızda iken diğer uç tostta kalarak adeta mideye gitmemekte direniyordu.

Peynirin bu azizliği sadece ayak üstü tost yerken değil, resmi bir yemekte çorba üzerine rendelenmiş peynirlerde de görülür. Minik peynir parçalan, sıcak çorbaya değince, kaşıkla ağza götürmek istenildiği zaman neredeyse yarım metre ince tel gibi uzarlar.

Isınan peynirin bu direnişinin nedeni, soğukken içinde uzun zincirler halinde bulunan protein molekülleridir. Bu moleküller, sıcak bir ortamda yağlı bir karışıma girdiklerinde, kıvırcık bir saç gibi kıvrım kıvrım şekle dönüşüp, aralarındaki kuvvetli bağlar nedeniyle, çekildiklerinde yay gibi uzayan lifler oluştururlar.

Bu durum şeklen pamuk yününün çekilip, uzatılıp iplik haline getirilmesine benzer. Uzama olayı benzer yapıya sahip plastik moleküllerinde de görülür. Isıtılınca kıvrılır, eğri büğrü olurlar, bir ucundan çekince de lifler halinde uzarlar.

Her şeyde olduğu gibi bu oluşumun da faydalı bir tarafı vardır. Yediğiniz tosttaki peynirin protein miktarını merak ediyorsanız, ısırdığınızda ne kadar üzüyorsa o kadar çok protein olduğunu anlayabilirsiniz.


ALINTI
 
yediginiz tosttaki protein metodunu kjehdal yöntemiyle tespit edebilirsiniz,
ayrıca proteinlerin arasındaki bağlar tetragonal yapıda olup vanderwals ve hidrojen bağlarıyla güçlenir
bunlar da benden:)
 
Geri
Üst