Toraman: Beşiktaş'tan Kopmak Zor

HardRhymeR

Çǿκ کε√díκ طę ∂طí
Katılım
7 May 2006
Mesajlar
2,904
Reaction score
0
Puanları
0
Konum
Beşiktaş'ın KaLbi KAPALI'dan...
Siyah beyazlı milli futbolcunun Futbol Federasyonu`nun TamSaha Dergisi`ne verdiği röportaj şöyle...

Beşiktaş`ın tecrübeli savunma oyuncusu İbrahim Toraman, geçtiğimiz sezon şampiyonluğu elde etmek için ellerine iki önemli fırsat geçtiğini ancak ikisini de değerlendiremediklerini söyledi.

Siyah beyazlı milli futbolcunun Futbol Federasyonu`nun TamSaha Dergisi`ne verdiği röportaj şöyle:

-Son olarak 8 Eylül 2007`deki 2-2 biten Malta maçında millî formayı giymiştin. Yaklaşık 2 yıllık bir aradan sonra ABD kampıyla yeniden kadroda yer almak sana neler hissettirdi?

"A millî formayı ilk kez 2002 yılında giydim ve 2007 yılının Eylül ayına kadar birçok kez Millî Takım için oynama fırsatım oldu. Son iki yıldır ise millî formadan uzak kaldım. Tabii işler her zaman istediğiniz gibi gitmiyor. Geçmiş hakkında artık çok fazla konuşmak istemiyorum. Her zaman alınan kararlara saygı duyulması gerektiğini söyledim. Şüphesiz Millî Takım`da olmak isteyip de içinde yer alamadığım dönemler oldu. Ancak profesyonel futbol hayatının içerisinde bunlar da var. Bunu bilerek yoluma aynı şekilde devam ettim ve tekrar Millî Takım`a seçildim. Bu ortamda bulunmak gerçekten güzel. İki yıllık bir aradan sonra millî formayı yeniden giyebilmek benim için mutluluk verici. Artık daha da önemlisi bu formayı düzenli giyebilmek ve Millî Takım`a sürekli hizmet edebilmek."

-Millî Takım`dan uzak kaldığın dönemlerde neler düşündün? Kadroların açıklandığı dönemlerde ismini göremediğinde verdiğin tepkiler de vardı…


"Futbolcu iyi oynadığı zaman Millî Takım`a seçilme beklentisi içine girer. Bu beklentisi gerçekleşmediği zaman da üzülür. Ben de hissettiğim duyguların bir dışavurumu olarak görüşlerimi dile getirdim. Ama her zaman saygı sınırları çerçevesinde kaldım, sivri sözler söylemedim. Tabii, ülkemizde şöyle bir durum var. Siz medyaya bir açıklama yaparsınız, onun üzerine dört-beş ek yapılarak yayınlanır. Ondan sonra da ortalık karışır. Bunun sıkıntılarını çektim. Oysa ki benim çok fazla beyanatım olmadı."



HİDDİNK`LE ÇALIŞMAK AYRICALIK

-Uzun süredir ayrı kaldığın Millî Takım ortamında artık Guus Hiddink gibi dünyanın da saygı gösterdiği bir teknik direktörle çalışacaksın. ABD kampında takımda ne gibi değişiklikler fark ettin?

"Hocamız daha yeni gelse bile yaşanan bir değişimi gözlemleyebiliyoruz. Hiddink, ABD kampına 30 futbolcu çağırdı ve bizleri yakından tanımak için yoğun bir çaba sarf etti. Onun bize olan yaklaşımının ve bizimle olan iletişiminin son derece iyi olduğunu söyleyebilirim. Ancak detaylı yorum yapmak için henüz erken olduğunu düşünüyorum. Ayrıca Hiddink gibi dünyaca ünlü ve Avrupa`da teknik direktör arayan her takımın gündemindeki ilk birkaç isimden biri olan antrenörle çalışmak gerçek bir ayrıcalık."

-Geride bıraktığımız sezonu kendi performansın açısından değerlendirdiğinde neler söyleyebilirsin?

"Aslında benim ne düşündüğümden çok başkalarının beni nasıl bulduğu daha önemli. Ben sahaya çıktığımda her zaman elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyorum. Futbolun içerisinde yeri gelir iyi oynamak da var kötü oynamak da. Benim gayretlerimin Beşiktaş camiası ve taraftarlarınca görüldüğünü düşünüyorum."

-Bir sezon öncesini iki kupayla kapatan Beşiktaş`ın geride bıraktığımız sezon her iki cephede de varlık gösterememesini nasıl değerlendirmek gerekiyor?

"2008-09 sezonunda iki kupayı da aldıktan sonra bu sezonu kupasız geçmek bizleri fazlasıyla üzdü. Ancak burada yapılması gereken tek bir şey var. Nasıl üstün başarılar da çabucak unutuluyorsa, başarısızlıklarımızı da gereken dersleri çıkardıktan sonra unutmalı ve önümüze bakmalıyız. Takım halinde kötü bir sezon geçirdik. Her ne olursa olsun, kaliteli bir takımımız var ve yeni sezonda daha iyi olacağımıza inanıyorum."

-İki kupaya sahip olmanın getirdiği bir doygunluk ve tatmin hissi sizin kötü bir sezon geçirmenizde rol oynamış olabilir mi?

"Başarılar da başarısızlıklar da kolay unutulduğu için böyle bir duygu içine girdiğimizi sanmıyorum. Geçmiş başarılar geçmişte kalır. Eğer onlarla yaşamaya devam ederseniz, başarılı olmanız mümkün değil. Bu sezon da şampiyonluğu elde etmek için elimize iki önemli fırsat geçti ama biz ikisini de değerlendiremedik."

-Peki, Beşiktaş`ın şampiyonluğu yakalayamamasında hangi faktörler etkili oldu?

"Takımı belirli bir noktaya getirdik. Ancak hiç beklemediğimiz maçlarda puan kayıpları yaşadık ve o atmosferden bir türlü çıkamadık. Son 5-6 maçın olduğu periyoda gelmiştik. O zamana dek kaybettiğimiz puanlar bizi şampiyonluk yolunda geriye bıraktı. Sezona iyi başlangıç yapamamak ve alınan beraberliklerin de bunda rolü oldu. Suçu takım olarak kendimizde arıyoruz."

-Bu sezon seni bazen sağ bek, bazen stoper, bazen de ön libero olarak izledik. Bu durum sana "Nerede olsa oynuyorum, aman ne güzel" diye mi düşündürüyor, yoksa belli bir mevkiin oyuncusu olmak, oyuncunun kapasitesini sergilemesi açısından daha mı avantajlı?

"Ben stoperim. Yani savunma oyuncusuyum. Ama takımlarda değişen koşullar, hocaların düşünceleri ve taktikleri gereği sizden farklı görevler üstlenmeniz istenebiliyor. Sizin de bunları yerine getirmeniz lâzım. Demek ki ben değişik yerlerde başarılı olabiliyorum ki bana bu tarz görevler veriliyor. Farklı bölgelerde oynamayı asla sorun etmiyorum. Baktığınız zaman sağ bek ve ön libero pozisyonları da alışkın olduğum stoper bölgesinden çok da farklı değil. Çok yönlü olmanın benim için bir avantaj olduğunu düşünüyorum."

BURSASPOR BASKI YAŞAMADI

-Bir yandan şampiyon Beşiktaş, diğer yanda kariyerli yabancı teknik adamlar, geniş kadrolarla Fenerbahçe ve Galatasaray dururken Bursaspor şampiyonlukla kucaklaştı. Sence Bursaspor`u bu üç takımın önüne geçiren faktörler nelerdi?

"Türk futbolunda yaratılan baskı ortamına dayanabilmek gerçekten güç. Üç büyük takımın futbolcuları bunu fazlasıyla yaşıyor. Taraftar, camia ve medya baskısı var. Tüm bunların oluşturduğu başarma azmi bazen ters etki yapabiliyor. İstediklerinizi sahaya yansıtamıyorsunuz. Şampiyonluğa oynayan takımın her maçını kazanması gerekiyor. Kaybettiği zaman büyük yaralar alıyor, büyük üzüntüler yaşanıyor. Bunu atlatmakta da zorluk çekiliyor. Bursaspor üç büyük takımın bu dezavantajını kullanarak aradan sıyrıldı. Bence Bursaspor son ana kadar şampiyon olacağına inanmadı. Psikolojik olarak kendilerini ikinciliğe hazırladılar. Sezon başında ya da ikinci yarıdan itibaren kendilerini şampiyonluğa odaklasalardı, şampiyon olamazlardı diye düşünüyorum. Kendilerini hiçbir zaman baskı altına almadılar. Bu yüzden sahaya çıktıklarında rahat oldular. Bazı maçlarda da şans kendilerinden yanaydı."

-Bursaspor`un şampiyonluğu Türk futbolunda neleri değiştirebilir?

"Çok fazla bir değişikliğin olacağını düşünmüyorum. Büyük takımlar artık lig mücadelesini çok daha ciddiye alacaklardır. Futbolda yaratılan mali pastanın büyümesi ve Anadolu takımlarının bundan daha fazla pay alması onların da bir atılım içerisinde olmasını sağlıyor. Ancak üç büyüklerin kadrolarını ciddi şekilde kuvvetlendirip yeni sezona öyle girmelerini bekliyorum. Anadolu takımlarının "Bursaspor`un yaptığını biz de yaparız. Hedef şampiyonluk" gibi iddialı sözler etmemesi lâzım. Ligin başından itibaren o baskı ve stresi kaldırmak hakikaten zor. Yine büyük takımlar çok puan kaybederse, Anadolu takımlarından bir tanesi de bunu iyi değerlendirirse, başka şampiyonların gelmesi de mümkün olur."

-Millî Takımımızın önünde Avrupa Şampiyonası elemeleri var. Ama öncesinde Dünya Kupası elemelerinde nerede yanlış yaptığımızı ortaya koymak gerekebilir. Senin bu konudaki görüşlerin neler? Neden sadece İspanya`nın değil, Bosna-Hersek`in de arkasında kaldık?

"Öncelikle şunu söyleyeyim, çok iyi bir kadromuz var. Gelişime açık oyunculara sahibiz. Ama Dünya Kupası elemelerinde hiç beklemediğimiz maçlarda puanlar kaybettik. Kaybedilen bu sürpriz puanlar, bizim finallere gitmemizi engelledi. Daha iyi organize olmamız ve taktiksel olarak birbirimizi daha iyi anlamamız gerekiyor ki, sonuca gidebilelim."

-Millî Takımımızın 2012 Avrupa Şampiyonası grubundaki şansı hakkında neler söylersin?

"Maçlar oynanmadan kâğıt üzerinde Almanya ve Türkiye favori gösteriliyor. Oysa geçmiş elemelerde kaybettiğimiz sürpriz puanlara bakarsak, kolay gibi gözükebilecek maçların bile zor geçeceğini hesap etmemiz gerekir. Burada önemli olan bizim Millî Takımımızın ne yapacağıdır. Tecrübeli oyunculardan kurulu bir takımımız var. Bizden beklenen oyunu ortaya koymamız halinde, gruptan çıkarız diye düşünüyorum."

-Genç oyuncular arasında beğendiğin stoperler var mı?

"Beşiktaş`ta A takımı zorlayan Atınç Nukan var. Manisaspor`la oynanan maçta Mustafa Hoca kendisine ilk kez bir Turkcell Süper Lig maçında şans verdi. 1993 doğumlu bir oyuncu. Fiziği gayet düzgün. Yaşı daha çok genç ve iyi özellikleri var. Kendini geliştirirse ileride hem Beşiktaş`a hem de Milli Takım`a faydalı bir oyuncu olur."

-Dünya Kupası finalleri başladı. Favorin kim?

"Benim favorim İspanya. Hem son yapılan Avrupa Şampiyonası`nı kazandılar hem de her mevkide üst düzey oyuncuları kadrolarında barındırıyorlar. Brezilya ve Arjantin`i de hesaba katmak gerekir."

-Dünya Kupası`nın yıldızları hangi oyuncular olur?


"Arjantinli Lionel Messi ve Portekizli Cristiano Ronaldo diğerlerinden çok farklı oyuncular."

-Artık 29 yaşındasın, hedeflerin arasında hâlâ Avrupa`da forma giymek var mı?

"Benim için Beşiktaş`tan kopmak gerçekten zor. Bu sezon sözleşmem bitiyordu ama ben 3 yıllık daha mukavele imzaladım. Ayrılmak isteseydim, rahat bir şekilde Avrupa`da bir takıma gidebilirdim. Ama burada sevdiğim ve sevildiğim bir yerdeyim. Beşiktaş taraftarı ve camiasını seviyorum. Onların da duygularının benim için aynı olduğunu hissediyorum. Bazıları, "Kariyerin açısından iyi olur, neden gitmiyorsun?" diye soruyor ama mutlu olduğum bir yerden gitmek bana zor geldi. Fakat gelecek neler getirir bilinmez. Avrupa`ya gitmek her zaman düşünülebilir."

DHA
 
sen yüreğinle oynamaya devam et İbo..seviyoruz seni..
 
Adamsın be toraman adam.. !!
 
Aynı haberi fanatik gazetesi de yayınladı ve bir kere daha yanlı basından nefret ettim.. Haber başlığına " Avrupa'ya Gidebilirdim " yazmışlar. Yazıyı okumadan bu başlığı okursanız sadece anlam çok değişir. Toraman diyor ki; fırsat varken avrupayı tercih etmedim, "sevdiğim ve sevildiğim yerde kaldım". Kötü niyet bişi yok ama kolpa basın konuyu nasıl yansıtıyor..
 
Geri
Üst