replik68
New member
Türkiye Komünist Partili öğrencilerin “Başbakan Açıkla: Parasız eğitim mümkün mü?” sloganıyla günlerdir hazırlığını yaptıkları eylem Ankara'da gerçekleşti.
Eylemden bir gün önce Ankara Valiliği TKP İl yönetimine tehdit dolu bir tebligat yapma girişiminde bulunmuş, polis memurlarının getirdiği tebligat İl Yönetimi tarafından “gayrımeşru” bulunarak valilik makamına geri gönderilmişti.
Günler öncesinden duyurusu yapılan eylemle ilgili il yöneticilerini tehdit eden vesikanın ardından Türkiye'nin çeşitli illerinden TKP'li gençler otobüslere binerek Ankara'ya hareket ettiler.
2 Ekim Cuma sabahı Ankara'ya dağılarak eylemi beklemeye başlayan gençler, öğle saatlerine kadar bir “alternatif eylem” için hazır olarak beklediler.
Valilik yetkililerinin daha önce tehdit ettikleri TKP yönetimi ile temas ederek, Başbakanlığa yürüyüş eylemi konusunda “uygun bir formül” önermelerinin ardından, eylemi düzenleyen öğrencilerin kendi aralarında belirlemiş oldukları Meşrutiyet Caddesi yürüyüşü iptal edildi ve Sakarya caddesindeki buluşma daha önce duyurulduğu gibi saat 13:00'de başladı. Saat 13:30'da üniversite öğrencileri, liseliler ve Öğrenci Velileri Derneği mensuplarından oluşan 1000 – 1500 kişilik grup sloganlar atarak eyleme başladı. Yıldız Üniversitesi öğrencisi Mert Uzun'un kısa konuşmasının ardından sloganlarla Yüksel Caddesi tarafına yürüyen kitle çevrede toplanan halktan büyük destek gördü..
“Parasız eğitim, AKP'siz Türkiye”, “Öğrenci düşmanı, milyarder Tayyip”, “AKP dikkat et, ayakkabı geliyor”, “AKP'ye karşı halkımız saflara”, “Müşteri değil öğrenciyiz”, “Cemaate değil, eğitime bütçe” sloganları atılırken, TKP'li öğrencilerin üzerinde bir çift ayakkabı bulunan “Biri IMF'ye, biri Tayyip'e” dövizleri dikkat çekti.
Atatürk Bulvarı'nı altgeçitten sloganlarla geçen kortej burada eklenen katılımcılarla birlikte Güvenpark'a çıktı. Metro altgeçidinden geçmesi 20 dakikadan uzun süren kortej daha sonra hoparlörlerin de kurulmuş olduğu Belediye binası önündeki alanda toplandı.
Burada bir saati bulan bir basın açıklaması/miting gerçekleştirildi. Güvenpark çevresindeki otobüs duraklarında, heykel çevresinde biriken, çoğu öğrenci okutan emekçiler olduğu anlaşılan yüzlerce insan da yapılan konuşmaları dikkatle dinlerken, burada da topluluğa katılım devam etti.
TKP'li öğrenciler adına uzun bir konuşma yapan Mert Uzun, başbakan gibi milyar dolarları olmayan, çocuklarına gemicikler almayan, parası olmadığı için çocuklarını okutamayan insanları, okumak için savaşım veren gençleri selamlayarak, parasız eğitimin bir hak olduğunu vurguladı. “İnsanlarımıza çok değil bundan 30 yıl önce üniversitelerin parasız olduğunu hatırlatmak gerekir. Kimi aydın geçinen insanların da dillerinden düşürmedikleri, 'eğitim dediğin paralı olur' yalanlarına karşı çıkmak gerekir.” diyen Uzun, parasız eğitimin gerçekleşeceği bir Türkiye hayali üzerinde durdu ve “AKP'siz Türkiye işte böyle bir Türkiye olacaktır” dedi.
Tayyip Erdoğan'ın “her üniversiteyi bitiren iş bulacak diye bir kaide yok” sözlerini hatırlatan Uzun, zenginlerin partisi AKP'nin halka verecek hiçbir şeyi olmadığını vurguladı.
Mert Uzun, konuşmasının bir bölümünü eğitimdeki tarikat gölgesine ayırmıştı. “Parasız eğitimi gerçek kılacağız, gençleri, arkadaşlarımızı cemaatlerin ördüğü ağa iten paralılaştırmayı geri çevireceğiz” diye konuşan Uzun'un sözleri zaman zaman çevrede toplanan emekçilerin de katıldığı şekilde sloganlarla kesildi.
Mert Uzun'un ardından bir öğrenci velisi olan Zeynep Gültekin söz aldı ve emekçi insanların çocuklarının eğitim alması için nelere katlandıklarını hatırlattı. “Boğazınızdan kesip dershanelere gönderdiğiniz, üniversiteyi kazansın diye çabaladığınız çocuğunuz, bir de üniversiteye girecek olursa neler oluyor” sorusunu soran Gültekin, “Harç parası, yurt parası, yurt çıkmazsa ev kirası... Bunlara nasıl yetişeceksiniz?” diye seslenirken, sözlerini parasız eğitim için geleceğine sahip çıkan gençleri kucaklayarak bitirdi.
Liseli bir gencin söz alarak, “parasız eğitimi gerçek kılacağız. Okullarımızı tarikatlerin, cemaatlerin hakimiyetine bırakmayacağız, paranın saltanatına okullarımızda meydan okuyacağız” sözünü vermesinden sonra emekli öğretmen Cafer Yıldırım son konuşmayı yaptı ve emekçilerin, emekçi çocuklarının eğitim almada yaşadıkları güçlükleri anlattı. AKP'nin müslümanlığının kendine olduğunu vurgulayan Yıldırım, sokaklarda yaşayan çocukların yaşadıklarını da hatırlattı. Müslümanlığına toz kondurmayan AKP'nin tek derdinin para olduğunu vurgulayan Erdoğan, parasız eğitim için, mücadele etmek gerektiğini söyledi.
Konuşmaların ardından oluşturulan 15 kişilik bir heyet Başbakanlık'a geçti. Burada kalem müdürü tarafından karşılanan heyete kaleme yalnızca iki kişinin alınacağı söylendi. Heyet böyle bir görüşmeyi kabül etmediklerini söyledi ve burada basına seslenerek kendilerini bekleyen eylemci kitlenin yanına döndü.
Mert Uzun'un son konuşması ile eylem sona erdi. Mert Uzun, bu konuşmasında “biz parasız eğitim için burada toplanırken, amacımız halkımıza sesimizi duyurmak, süngüsü düşürülmüş emekçileri parasız eğitim için mücadeleye çekmekti. Başbakan, buradaki binlerden falan da değil 15 kişiden korktu. Korkar, korkacaktır. İki ayakkabımızın birini IMF'ye birini de bu ülkeyi paranın saltanatına esir edenlere ayırdık. Şimdi geldiğimiz yerlere döneceğiz. Mücadelemizin önemli bir adımını attık bugün” dedi ve toplananlara “Parasız eğitim mücadelesini sonuna kadar sürdürmek için okullarımızda, liselerimizde, mahallemizde anlatmaya, insanları bu mücadeleye katmaya hazır mısınız?” diye sordu ve sloganlarla yanıtını aldı.
Bu son konuşmanın bitirilmesinin ardından toplananlar dağılmaya başladı.
Bu sırada Atatürk Bulvarına bakan GAMA binasının çatı katından “Eğitim cüzdana sığmaz” yazılı, üzerinde Tayyip Erdoğan yüzlü domuz kumbara olan bir pankart sallandı. Uzun süre asılı kalan pankart daha sonra polisler tarafından indirildi.
Ankara sokakları ve meydanları gençliğin coşkusunu, kararlılığına, iradesine böyle tanıklık etti.
İşte Bodrum
Eylemden bir gün önce Ankara Valiliği TKP İl yönetimine tehdit dolu bir tebligat yapma girişiminde bulunmuş, polis memurlarının getirdiği tebligat İl Yönetimi tarafından “gayrımeşru” bulunarak valilik makamına geri gönderilmişti.
Günler öncesinden duyurusu yapılan eylemle ilgili il yöneticilerini tehdit eden vesikanın ardından Türkiye'nin çeşitli illerinden TKP'li gençler otobüslere binerek Ankara'ya hareket ettiler.
2 Ekim Cuma sabahı Ankara'ya dağılarak eylemi beklemeye başlayan gençler, öğle saatlerine kadar bir “alternatif eylem” için hazır olarak beklediler.
Valilik yetkililerinin daha önce tehdit ettikleri TKP yönetimi ile temas ederek, Başbakanlığa yürüyüş eylemi konusunda “uygun bir formül” önermelerinin ardından, eylemi düzenleyen öğrencilerin kendi aralarında belirlemiş oldukları Meşrutiyet Caddesi yürüyüşü iptal edildi ve Sakarya caddesindeki buluşma daha önce duyurulduğu gibi saat 13:00'de başladı. Saat 13:30'da üniversite öğrencileri, liseliler ve Öğrenci Velileri Derneği mensuplarından oluşan 1000 – 1500 kişilik grup sloganlar atarak eyleme başladı. Yıldız Üniversitesi öğrencisi Mert Uzun'un kısa konuşmasının ardından sloganlarla Yüksel Caddesi tarafına yürüyen kitle çevrede toplanan halktan büyük destek gördü..
“Parasız eğitim, AKP'siz Türkiye”, “Öğrenci düşmanı, milyarder Tayyip”, “AKP dikkat et, ayakkabı geliyor”, “AKP'ye karşı halkımız saflara”, “Müşteri değil öğrenciyiz”, “Cemaate değil, eğitime bütçe” sloganları atılırken, TKP'li öğrencilerin üzerinde bir çift ayakkabı bulunan “Biri IMF'ye, biri Tayyip'e” dövizleri dikkat çekti.
Atatürk Bulvarı'nı altgeçitten sloganlarla geçen kortej burada eklenen katılımcılarla birlikte Güvenpark'a çıktı. Metro altgeçidinden geçmesi 20 dakikadan uzun süren kortej daha sonra hoparlörlerin de kurulmuş olduğu Belediye binası önündeki alanda toplandı.
Burada bir saati bulan bir basın açıklaması/miting gerçekleştirildi. Güvenpark çevresindeki otobüs duraklarında, heykel çevresinde biriken, çoğu öğrenci okutan emekçiler olduğu anlaşılan yüzlerce insan da yapılan konuşmaları dikkatle dinlerken, burada da topluluğa katılım devam etti.
TKP'li öğrenciler adına uzun bir konuşma yapan Mert Uzun, başbakan gibi milyar dolarları olmayan, çocuklarına gemicikler almayan, parası olmadığı için çocuklarını okutamayan insanları, okumak için savaşım veren gençleri selamlayarak, parasız eğitimin bir hak olduğunu vurguladı. “İnsanlarımıza çok değil bundan 30 yıl önce üniversitelerin parasız olduğunu hatırlatmak gerekir. Kimi aydın geçinen insanların da dillerinden düşürmedikleri, 'eğitim dediğin paralı olur' yalanlarına karşı çıkmak gerekir.” diyen Uzun, parasız eğitimin gerçekleşeceği bir Türkiye hayali üzerinde durdu ve “AKP'siz Türkiye işte böyle bir Türkiye olacaktır” dedi.
Tayyip Erdoğan'ın “her üniversiteyi bitiren iş bulacak diye bir kaide yok” sözlerini hatırlatan Uzun, zenginlerin partisi AKP'nin halka verecek hiçbir şeyi olmadığını vurguladı.
Mert Uzun, konuşmasının bir bölümünü eğitimdeki tarikat gölgesine ayırmıştı. “Parasız eğitimi gerçek kılacağız, gençleri, arkadaşlarımızı cemaatlerin ördüğü ağa iten paralılaştırmayı geri çevireceğiz” diye konuşan Uzun'un sözleri zaman zaman çevrede toplanan emekçilerin de katıldığı şekilde sloganlarla kesildi.
Mert Uzun'un ardından bir öğrenci velisi olan Zeynep Gültekin söz aldı ve emekçi insanların çocuklarının eğitim alması için nelere katlandıklarını hatırlattı. “Boğazınızdan kesip dershanelere gönderdiğiniz, üniversiteyi kazansın diye çabaladığınız çocuğunuz, bir de üniversiteye girecek olursa neler oluyor” sorusunu soran Gültekin, “Harç parası, yurt parası, yurt çıkmazsa ev kirası... Bunlara nasıl yetişeceksiniz?” diye seslenirken, sözlerini parasız eğitim için geleceğine sahip çıkan gençleri kucaklayarak bitirdi.
Liseli bir gencin söz alarak, “parasız eğitimi gerçek kılacağız. Okullarımızı tarikatlerin, cemaatlerin hakimiyetine bırakmayacağız, paranın saltanatına okullarımızda meydan okuyacağız” sözünü vermesinden sonra emekli öğretmen Cafer Yıldırım son konuşmayı yaptı ve emekçilerin, emekçi çocuklarının eğitim almada yaşadıkları güçlükleri anlattı. AKP'nin müslümanlığının kendine olduğunu vurgulayan Yıldırım, sokaklarda yaşayan çocukların yaşadıklarını da hatırlattı. Müslümanlığına toz kondurmayan AKP'nin tek derdinin para olduğunu vurgulayan Erdoğan, parasız eğitim için, mücadele etmek gerektiğini söyledi.
Konuşmaların ardından oluşturulan 15 kişilik bir heyet Başbakanlık'a geçti. Burada kalem müdürü tarafından karşılanan heyete kaleme yalnızca iki kişinin alınacağı söylendi. Heyet böyle bir görüşmeyi kabül etmediklerini söyledi ve burada basına seslenerek kendilerini bekleyen eylemci kitlenin yanına döndü.
Mert Uzun'un son konuşması ile eylem sona erdi. Mert Uzun, bu konuşmasında “biz parasız eğitim için burada toplanırken, amacımız halkımıza sesimizi duyurmak, süngüsü düşürülmüş emekçileri parasız eğitim için mücadeleye çekmekti. Başbakan, buradaki binlerden falan da değil 15 kişiden korktu. Korkar, korkacaktır. İki ayakkabımızın birini IMF'ye birini de bu ülkeyi paranın saltanatına esir edenlere ayırdık. Şimdi geldiğimiz yerlere döneceğiz. Mücadelemizin önemli bir adımını attık bugün” dedi ve toplananlara “Parasız eğitim mücadelesini sonuna kadar sürdürmek için okullarımızda, liselerimizde, mahallemizde anlatmaya, insanları bu mücadeleye katmaya hazır mısınız?” diye sordu ve sloganlarla yanıtını aldı.
Bu son konuşmanın bitirilmesinin ardından toplananlar dağılmaya başladı.
Bu sırada Atatürk Bulvarına bakan GAMA binasının çatı katından “Eğitim cüzdana sığmaz” yazılı, üzerinde Tayyip Erdoğan yüzlü domuz kumbara olan bir pankart sallandı. Uzun süre asılı kalan pankart daha sonra polisler tarafından indirildi.
Ankara sokakları ve meydanları gençliğin coşkusunu, kararlılığına, iradesine böyle tanıklık etti.
İşte Bodrum