W
WoLF
Guest

Geçtiğimiz hafta Başbakan ve Kemal Kılıçdaroğlu arasında gelişen diyalog, Tevrat üzerinden yürütüldü.
Başbakan’ın yaptığı konuşmada İsraillilere yönelik olarak ne demişti hatırlayın.
Yahudiliğin On Emir’inden örnek vererek ”Öldürmeyeceksin!” emrine karşı çıktıklarını anlatmadı, bağırdı adeta.
Sanki Netenyahu’ya Tevrat’tan ders vermek istercesine.,
Kılıçdaroğlu da, On Emir’in başka bir faslından hareketle; “Çalmayınız!” dedi Başbakan’a buna karşılık.
Her ikisi de konuşmalarında referans olarak Tevrat’ı gösterdiler.
Tamam da, özellikle Başbakan’ın Danışmanları, Tevrat’ı iyice incelemeden vermişler konuşma metnini Başbakan’a.
Başbakan, eline tutuşturdukları metine uygun olarak demek istiyor ki; “İsrailliler Allah’ın emrine karşı gelerek, On Emir’de yazılanın tersine Marmara Gemisi’nde bulunan 9 masum Türk’ü öldürdüler.”
Üstelik Başbakan Erdoğan’a göre İsrailliler bu yanlış hep yaparak, günah işliyorlar kendi dinlerince.
Netenyahu başta olmak üzere Tevrat’ı iyi okuyan her İsrailli, Başbakan’ın bu sözlerini hayretle dinlemiş olmalılar.
Yalnız Başbakan değil bu yanlışı yapan, Taraf Gazetesi de daha önce On Emir’den alıntı yaparak manşetten “Öldürmeyeceksin” demişti.
Oysa hem Başbakan, hem de Taraf bu konuda büyük bir yanlışın içindeler.
- Neden mi?
Nedeni şu;
Tevrat’a göre, Hz. Musa’nın Rab’dan yani Yehova’dan aldığı bu “On Emir” Yahudiler arasındaki ilişkiye düzenler.
Yani, “Öldürmeyeceksin” emri, “Yahudi, Yahudi’yi öldürmesin” anlamındadır.
Tevrat’ta geçen ayetlere bakılırsa, Başbakan’ın söylediğinin aksine, “kimseyi sağ bırakmayacaksın, yok edeceksin, helak edeceksin” gibi ifadelerle dolu birçok ayete rastlarsınız.
Tevrat’ta Tesniye, Bap 20, 16 ve 18. Ayette;
"Allah'ın Rabbin sana miras olarak vermekte olduğu bu kavimlerin şehirlerinden nefes Alan kimseyi sağ bırakmayacaksın. Allah'ın Rabbin sana emrettiği gibi tamamen yok edeceksin" diyor örneğin.
Hezekiel, Bap 9, Ayet 5-6 da;
"Vurun; gözünüz esirgemesin ve acımayın; ihtiyarı, genci ve ere varmamış kızı ve çocuklarla kadınları helak için vurun" der.
Yani Tevrat kısaca diyor ki; “Eğer diğer milletler, benim seçtiğim kavim olan Yahudiler’e savaşmadan teslim olurlarsa, onları köle edin kendinize. Yok eğer savaşırlarsa, kadın erkek, çoluk çocuk, genç ihtiyar, hatta kundaktaki bebek ve bazen o şehrin içindeki hayvanları bile katletmekten imtina etmeyin.”
Yahudiler ne yapıyor peki?
Aynı Tevrat’ta yukarıda bahsi geçen ayetlere uygun bir şekilde, çoluk çocuk, genç ihtiyar, kadın erkek demeden öldürüyorlar teslim olmayan Filistinlileri.
Yani İsrail, inandığı dinin emirlerini yerine getiriyor. İnancına göre yaşıyor..
"İnancına göre yaşamak isteyen" İsrail'e hoşgörü göstermek mümkün mü?
Fundementalist İsrail yöneticilerine şimdi bizler, “siz laik değilsiniz” dersek, “Türkiye’de siz de inancınıza göre yaşamak için mücadele etmiyor musunuz? demezler mi bize?
Hz. Musa'nın, seferden dönüşte esir getiren komutana kızarak "Ben sana herkesi öldür demedim mi, niye esir getirdin?" diye çıkıştığını okumanız mümkün Tevrat’ı incelerseniz.
Hz.Yeşu'nun, katliam devam etsin diye mızrağıyla nasıl güneşi tuttuğuna (inanışa göre güneş battıktan sonra adam öldürmeye devam edilemeyeceği için Hz.Yeşu, güneşi mızrağıyla tutarak batmasını geciktirmektedir) ve daha birçok vahşete rastlanılan Tevrat’a atıfta bulunarak, İsrailliler’e bu konuda ders vermek, yanlıştı anlayacağınız.
Tevrat’ı Başbakan gibi kulaktan dolma değil, gerçekten okuyup inceleyen Oscar Wilde, "Çocuklarımın ahlakı bozulmasın diye, Kutsal Kitabı onlara okutmuyorum" dememiş boşuna.
KaynaK