Sercinho7
Dark Side of Creation
Bilgisayar, internet, dijital ortam müzik üretimini nasıl etkiledi? İşte yanıtı...
Dinleyici hareketleri o kadar değişti ki; kapağını görmediğiniz bir albüm bile en favori albümünüz olabiliyor artık. Kasetli dönemdeki gibi ambalaja -mecburi- sadakat kalmadı. Çünkü artık albümleri satın almak yerine internetten bilgisayarınıza indirmiş oluyorsunuz. Bilgisayardan da taşınabilir müzikçalarınıza aktardığınızda işlem tamamdır (Download trafiğini normal davranış biçimi haline getirmeyenler için söylüyoruz).
Son yıllarda müzik piyasasında dilimize pelesenk olan bir cümle var: "Albüm satışından kimse para kazanmıyor." İşte onun sebebi de bu. Müzisyenler üretiyor, CD basıp dağıtıyor ama nafile. Dinleyicinin 'net' çözümü bilgisayar... Bu bedavacılık sadece Türkiye'de yapılmıyor. Dünyanın her yerinde albüm satışları internet sayesinde düşüyor. Bu kimisine göre olumlu gelişme ama herkes aynı fikirde değil.
Teknolojinin gelişmesiyle değişen dinleyici hareketleri ve bunun yetişmekte olan genç müzisyenler üzerindeki yansımalarını konuşmak için Hayko Cepkin, Fuat ve Tarkan Gözübüyük'le bir araya geldik. Onlar müzik yaşamları boyunca teknolojik gelişmeleri yakından takip etmiş üç müzisyen...
Tarkan Gözübüyük'e göre albümlerin internetten indirilebilmesi aslında o kadar da kötü değil. "Çünkü" diyor Gözübüyük; "İnternet, albüm satışlarını etkiledi tabii ama müziğin yayılmasını da olumlu etkiledi". Önümüzdeki aylarda yeni albümleri piyasaya çıkacak olan Fuat ve Hayko Cepkin ise bu konuda hemfikir: "Bunu plak şirketleri düşünsün. Çünkü müzisyen ayakta kalmasını bilir".
Hayko'ya ve Fuat'a, "Beş yıl sonra artık albümünüzü CD olarak basmadan internete vermeyi düşünür müsünüz?" diye soruyoruz. Fuat, "Olabilir tabii" derken Hayko; "Bir ay içinde bile yapabilirim böyle bir şeyi" diyor.
Home-studio'lar
Tamam, konuştuğumuz müzisyenler kendi alanlarında söz sahibi olmuş üç isim. Onlar albüm satmasalar da konser vererek ayakta kalabiliyor. Müzik piyasasına yeni girecek gençler.... Onlar için bu ortamda kendilerini kabul ettirip söz sahibi olmak çok zor tabii, ama yine de çok fazla avantajları var.
Mesela artık eskisi gibi profesyonel stüdyolara gerek yok; gençler artık 'home-studio'lar sayesinde kendi evlerinde kayıt yapabiliyor. Hangi tarz müzikle ilgilenirlerse ilgilensinler; evlerinde bir bilgisayar, kayıt programı ve bir mikrofon olması yeterli.
"Peki kaliteyi etkiliyor mu?" diye soruyoruz... Fuat bu konuda biraz titiz; iyi ses kalitesi yakalanması için gerçek bir prodüktörün bilgisine sahip olmak şart diyor: "Evde amatör kayıt yapılır ama müzisyenin iyi bilgisi yoksa belli bir yere kadar yapabilir. Sınırları belliyse, profesyonel kaydın yanına bile yaklaşamaz. Stüdyoda dinlendiğinde zaten bunu apaçık görürsün". Hayko da aynı fikirde ancak o, evinde kendi tabiriyle 'canavar' gibi kayıt yapmış amatör gençlere de rastladığını belirtiyor.
"20 yıl önce bir milyon dolara mal olan ekipman şimdi bin dolara elinizin altında... Bilgisayarı bir enstrüman olarak kullananlar da var.
Elekronik tabanlı müziklerde bilgisayar yazılımları kullanıyorlar. Müzik bir sahne performansıdır. Bilgisayar burada sadece bir araç. Sadece bilgisayar ortamında müzik yapmak, sanal müzik yapmak gibi algılanabilir. Bu ekipmanı doğru kullanmak önemli tabii ama amatör müzisyenlerin yaptıkları işleri sergilemeleri için çok iyi bir fırsat olduğu da ortada. Hayko ilk albümünü evde yapmıştı mesela" diyor Tarkan. "En düşük kalite ses kartıyla, evet" diye yanıtlıyor Hayko gülerek ve albümün kayıt öyküsünü anlatmaya başlıyor: "Üç ay eve kapattım kendimi. Bilgisayarı aldım ve baktım. Şimdi bilgisayar aldık ama ne yapacağız dedim. Benim o zaman en çok yardım aldığım kişi Kurban grubunun basçısı Kerem Tüzün'dü. Ona danıştım. Dedim 'Abi kayıt nasıl yapılır?, yapmam lazım'. O da anlattı. Her şeyi anlatması imkansız. Deneyim gerekiyor. Kendi kendime hatasıyla sevabıyla üç ay evde öğrendim. Herkes yapabilir."
Myspace ve Youtube
Hayko Cepkin örneği bu. Peki bu hikayeyi diğer amatör müzisyenlere adapte edelim ve bir örnek üzerinden gidelim. Diyelim evde kayıt yaptık. Yaptığımız besteleri en fazla beş arkadaşımızın dinlemiş (hayran kalmış) olması veya annemizin bizle gurur duyması yetmiyor. İçimizden bir ses parçalarımızı herkese dinletmek istiyor. Gidip bir plak şirketine albüm anlaşması yapacak durumda zaten değiliz. İşte bu noktada başta da bahsettiğimiz, internet devreye giriyor yine. Amatörlerin kendilerini gösterebilmelerini sağlayan en başarılı sitelerse myspace.com ve youtube.com. Myspace.com'a girip kendi 'uzayınıza' kayıtlarınızı ekleyip tüm dünyayla paylaşabilirsiniz. Profesyonel veya amatör üye sayısı milyonları aşan sitede kendinize 'müzik arkadaşlığı' bile kurabilirsiniz. Gnarls Barkley, Lily Allen ve Arctic Monkeys gibi ünlü isimlerin yıldızlarının myspace.com'da parladığını hatırlatmaya gerek yok herhalde. Sitedeki profilinize en afili fotoğraflarınızı, ilgi alanlarınızı, arkadaşlarınızı; sizi izleyenlere sunabiliyorsunuz. Profiliniz görüntülenme sayısı yarattığınız profille parallel ilerliyor tabii. Hatta Q dergisi çalışanları geçen yıl gayet çekici sanal bir karakter yaratarak, en fazla görüntülenen profillerden biri olmayı başarmıştı. Örneğin, Beşiktaş'taki evinizde kaydettiğiniz bestenizi, iki dakika sonra New Jersey'deki 'uzay arkadaşınıza' dinletebiliyorsunuz.
Bu paylaşıma destek olan diğer bir site ise Youtube. Daha çok 'komik' videoların fazlaca 'tık'landığı youtube, amatör müzisyenlere de fayda sağlıyor. Eğer nasıl göründüğünüzü önemsemiyorsanız, çektiğiniz herhangi bir videoyu da youtube'a ekleyebiliyorsunuz. Youtube'ta elinde gitarıyla şarkı söyleyen yüzlerce amatör gencin videosuna rastlamak mümkün. Kendi videonuzu kendiniz yaratabiliyorsunuz bu sayede.
Sahne performansı
Tarkan Gözübüyük, Fuat Ergin ve Hayko Cepkin'le sohbet buraya geliyor. Üçlüye, "Evde kaydını yaptın, myspace.com'a verdin, 15 bin arkadaş da yaptın. Sonra ne olacak?" diye soruyoruz. Hayko atılıyor; "Performans yapması gerekiyor" diyor. Üçü de bu konuda aynı şeyi düşünüyor: "Maç sahada, müzik sahnede konuşulur!" İnternette kendini bir star yapmış olabilirsin. Bütün internet forumlarında hakkında konuşuluyor olabilir ama asıl önemli olan mikrofonu eline alıp sahneye çıktığında ne yaptığın... İşte söyleşi üçlümüz, bunun için amatör gençlere evde çalışmalarını öneriyor. Hayko; "Festivallere katılsınlar, sabahın erken saatlerinde sahneye çıksınlar, çünkü müzisyenler sahnede pişerler. Yaptığın şey sana başka bir adrenalin kazandırır ve bunu kayıtta da kullanabilme şansın var" diyor. Fuat kendisinden örnek veriyor: "Berlin'de bizi daha kimse tanımazken konserleri takip ediyorduk. Nerede bir hip hop partisi var, oraya gidiyorduk. Oralarda performanslarımızı gösteriyorduk. Artık kendimizi göstermeye başlayınca da telefonlar, teklifler kendiliğinden gelmeye başlamıştı. Sahne tecrübesi olmadan albüm çıkarmak çok yanlış, bu yüzden. 100 hatta 200 konser vermiş olmak gerekiyor albüm yapmadan önce."
Hayko konser vermeden amatörce albüm yapmanın ruhen de kayıp olduğunu söylüyor. Tarkan müzik piyasasından örnekler veriyor: "Duman, Şebnem Ferah, Mor ve Ötesi, Athena, Teoman gibi isimler ilk albümlerini çıkarmadan sahne tozu yuttular ve yaptıkları müziğin karakterini, kimliğini sahnede edindiler". Tarkan'ın ardından Hayko'nun "Hepimiz Kemancı çocuğuyuz" sözü zaten olayı özetliyor.
Tarkan Gözübüyük, Hayko Cepkin ve Fuat Ergin'e ilk soruyu sorduğumuzda; "Hayko: Önce sen buyur Tarkan; Tarkan: Fuat lütfen sen başla" şeklinde girizgah yaptığımız söyleşimiz amatör müzisyenler için bir rehber oldu paylaştıkları deyenimleri sayesinde.
Dinleyici hareketleri o kadar değişti ki; kapağını görmediğiniz bir albüm bile en favori albümünüz olabiliyor artık. Kasetli dönemdeki gibi ambalaja -mecburi- sadakat kalmadı. Çünkü artık albümleri satın almak yerine internetten bilgisayarınıza indirmiş oluyorsunuz. Bilgisayardan da taşınabilir müzikçalarınıza aktardığınızda işlem tamamdır (Download trafiğini normal davranış biçimi haline getirmeyenler için söylüyoruz).
Son yıllarda müzik piyasasında dilimize pelesenk olan bir cümle var: "Albüm satışından kimse para kazanmıyor." İşte onun sebebi de bu. Müzisyenler üretiyor, CD basıp dağıtıyor ama nafile. Dinleyicinin 'net' çözümü bilgisayar... Bu bedavacılık sadece Türkiye'de yapılmıyor. Dünyanın her yerinde albüm satışları internet sayesinde düşüyor. Bu kimisine göre olumlu gelişme ama herkes aynı fikirde değil.
Teknolojinin gelişmesiyle değişen dinleyici hareketleri ve bunun yetişmekte olan genç müzisyenler üzerindeki yansımalarını konuşmak için Hayko Cepkin, Fuat ve Tarkan Gözübüyük'le bir araya geldik. Onlar müzik yaşamları boyunca teknolojik gelişmeleri yakından takip etmiş üç müzisyen...
Tarkan Gözübüyük'e göre albümlerin internetten indirilebilmesi aslında o kadar da kötü değil. "Çünkü" diyor Gözübüyük; "İnternet, albüm satışlarını etkiledi tabii ama müziğin yayılmasını da olumlu etkiledi". Önümüzdeki aylarda yeni albümleri piyasaya çıkacak olan Fuat ve Hayko Cepkin ise bu konuda hemfikir: "Bunu plak şirketleri düşünsün. Çünkü müzisyen ayakta kalmasını bilir".
Hayko'ya ve Fuat'a, "Beş yıl sonra artık albümünüzü CD olarak basmadan internete vermeyi düşünür müsünüz?" diye soruyoruz. Fuat, "Olabilir tabii" derken Hayko; "Bir ay içinde bile yapabilirim böyle bir şeyi" diyor.
Home-studio'lar
Tamam, konuştuğumuz müzisyenler kendi alanlarında söz sahibi olmuş üç isim. Onlar albüm satmasalar da konser vererek ayakta kalabiliyor. Müzik piyasasına yeni girecek gençler.... Onlar için bu ortamda kendilerini kabul ettirip söz sahibi olmak çok zor tabii, ama yine de çok fazla avantajları var.
Mesela artık eskisi gibi profesyonel stüdyolara gerek yok; gençler artık 'home-studio'lar sayesinde kendi evlerinde kayıt yapabiliyor. Hangi tarz müzikle ilgilenirlerse ilgilensinler; evlerinde bir bilgisayar, kayıt programı ve bir mikrofon olması yeterli.
"Peki kaliteyi etkiliyor mu?" diye soruyoruz... Fuat bu konuda biraz titiz; iyi ses kalitesi yakalanması için gerçek bir prodüktörün bilgisine sahip olmak şart diyor: "Evde amatör kayıt yapılır ama müzisyenin iyi bilgisi yoksa belli bir yere kadar yapabilir. Sınırları belliyse, profesyonel kaydın yanına bile yaklaşamaz. Stüdyoda dinlendiğinde zaten bunu apaçık görürsün". Hayko da aynı fikirde ancak o, evinde kendi tabiriyle 'canavar' gibi kayıt yapmış amatör gençlere de rastladığını belirtiyor.
"20 yıl önce bir milyon dolara mal olan ekipman şimdi bin dolara elinizin altında... Bilgisayarı bir enstrüman olarak kullananlar da var.
Elekronik tabanlı müziklerde bilgisayar yazılımları kullanıyorlar. Müzik bir sahne performansıdır. Bilgisayar burada sadece bir araç. Sadece bilgisayar ortamında müzik yapmak, sanal müzik yapmak gibi algılanabilir. Bu ekipmanı doğru kullanmak önemli tabii ama amatör müzisyenlerin yaptıkları işleri sergilemeleri için çok iyi bir fırsat olduğu da ortada. Hayko ilk albümünü evde yapmıştı mesela" diyor Tarkan. "En düşük kalite ses kartıyla, evet" diye yanıtlıyor Hayko gülerek ve albümün kayıt öyküsünü anlatmaya başlıyor: "Üç ay eve kapattım kendimi. Bilgisayarı aldım ve baktım. Şimdi bilgisayar aldık ama ne yapacağız dedim. Benim o zaman en çok yardım aldığım kişi Kurban grubunun basçısı Kerem Tüzün'dü. Ona danıştım. Dedim 'Abi kayıt nasıl yapılır?, yapmam lazım'. O da anlattı. Her şeyi anlatması imkansız. Deneyim gerekiyor. Kendi kendime hatasıyla sevabıyla üç ay evde öğrendim. Herkes yapabilir."
Myspace ve Youtube
Hayko Cepkin örneği bu. Peki bu hikayeyi diğer amatör müzisyenlere adapte edelim ve bir örnek üzerinden gidelim. Diyelim evde kayıt yaptık. Yaptığımız besteleri en fazla beş arkadaşımızın dinlemiş (hayran kalmış) olması veya annemizin bizle gurur duyması yetmiyor. İçimizden bir ses parçalarımızı herkese dinletmek istiyor. Gidip bir plak şirketine albüm anlaşması yapacak durumda zaten değiliz. İşte bu noktada başta da bahsettiğimiz, internet devreye giriyor yine. Amatörlerin kendilerini gösterebilmelerini sağlayan en başarılı sitelerse myspace.com ve youtube.com. Myspace.com'a girip kendi 'uzayınıza' kayıtlarınızı ekleyip tüm dünyayla paylaşabilirsiniz. Profesyonel veya amatör üye sayısı milyonları aşan sitede kendinize 'müzik arkadaşlığı' bile kurabilirsiniz. Gnarls Barkley, Lily Allen ve Arctic Monkeys gibi ünlü isimlerin yıldızlarının myspace.com'da parladığını hatırlatmaya gerek yok herhalde. Sitedeki profilinize en afili fotoğraflarınızı, ilgi alanlarınızı, arkadaşlarınızı; sizi izleyenlere sunabiliyorsunuz. Profiliniz görüntülenme sayısı yarattığınız profille parallel ilerliyor tabii. Hatta Q dergisi çalışanları geçen yıl gayet çekici sanal bir karakter yaratarak, en fazla görüntülenen profillerden biri olmayı başarmıştı. Örneğin, Beşiktaş'taki evinizde kaydettiğiniz bestenizi, iki dakika sonra New Jersey'deki 'uzay arkadaşınıza' dinletebiliyorsunuz.
Bu paylaşıma destek olan diğer bir site ise Youtube. Daha çok 'komik' videoların fazlaca 'tık'landığı youtube, amatör müzisyenlere de fayda sağlıyor. Eğer nasıl göründüğünüzü önemsemiyorsanız, çektiğiniz herhangi bir videoyu da youtube'a ekleyebiliyorsunuz. Youtube'ta elinde gitarıyla şarkı söyleyen yüzlerce amatör gencin videosuna rastlamak mümkün. Kendi videonuzu kendiniz yaratabiliyorsunuz bu sayede.
Sahne performansı
Tarkan Gözübüyük, Fuat Ergin ve Hayko Cepkin'le sohbet buraya geliyor. Üçlüye, "Evde kaydını yaptın, myspace.com'a verdin, 15 bin arkadaş da yaptın. Sonra ne olacak?" diye soruyoruz. Hayko atılıyor; "Performans yapması gerekiyor" diyor. Üçü de bu konuda aynı şeyi düşünüyor: "Maç sahada, müzik sahnede konuşulur!" İnternette kendini bir star yapmış olabilirsin. Bütün internet forumlarında hakkında konuşuluyor olabilir ama asıl önemli olan mikrofonu eline alıp sahneye çıktığında ne yaptığın... İşte söyleşi üçlümüz, bunun için amatör gençlere evde çalışmalarını öneriyor. Hayko; "Festivallere katılsınlar, sabahın erken saatlerinde sahneye çıksınlar, çünkü müzisyenler sahnede pişerler. Yaptığın şey sana başka bir adrenalin kazandırır ve bunu kayıtta da kullanabilme şansın var" diyor. Fuat kendisinden örnek veriyor: "Berlin'de bizi daha kimse tanımazken konserleri takip ediyorduk. Nerede bir hip hop partisi var, oraya gidiyorduk. Oralarda performanslarımızı gösteriyorduk. Artık kendimizi göstermeye başlayınca da telefonlar, teklifler kendiliğinden gelmeye başlamıştı. Sahne tecrübesi olmadan albüm çıkarmak çok yanlış, bu yüzden. 100 hatta 200 konser vermiş olmak gerekiyor albüm yapmadan önce."
Hayko konser vermeden amatörce albüm yapmanın ruhen de kayıp olduğunu söylüyor. Tarkan müzik piyasasından örnekler veriyor: "Duman, Şebnem Ferah, Mor ve Ötesi, Athena, Teoman gibi isimler ilk albümlerini çıkarmadan sahne tozu yuttular ve yaptıkları müziğin karakterini, kimliğini sahnede edindiler". Tarkan'ın ardından Hayko'nun "Hepimiz Kemancı çocuğuyuz" sözü zaten olayı özetliyor.
Tarkan Gözübüyük, Hayko Cepkin ve Fuat Ergin'e ilk soruyu sorduğumuzda; "Hayko: Önce sen buyur Tarkan; Tarkan: Fuat lütfen sen başla" şeklinde girizgah yaptığımız söyleşimiz amatör müzisyenler için bir rehber oldu paylaştıkları deyenimleri sayesinde.
Alıntıdır..
Müjde Yazıcı[Radikal]