S!yaĦ
Banned
F Tipi Cezaevleri konusunda girisimlerde bulunmak uzere 30 Ocak 2006 tarihinde Ankara'ya gelen İstanbul TAYAD heyetinin ve Ankara'daki orgut yandaslarinin katilimiyla 13 Subat 2006 tarihinden itibaren TBMM, Basbakanlik ve Adalet Bakanliginda cesitli girisimlerde bulundugu, orgut yayin organlarindan kamuoyuna yansidi.
Yapilan cesitli gorusmelerde, Adalet Bakanligi'nin F Tipi cezaevlerinde bazi iyilestirmelere gitmesi durumunda "Olum oruclarinin" sona erdirilecegi, temaslarini surdurdukleri bazi dernek, sivil toplum orgutleri ve sendika temsilcileriyle yapilan temaslarda ise "Olum orucu" eylemcisi Fatma Koyupinar'in durumunun agirlastigi, anilanin hayatini kaybetmeden bir cozume ulasmayi amacladiklari, bu eylemlerden orgutun yeteri kadar zarar gordugune iliskin bilgiler, orgutsel yayinlarda yerini aliyor.
Aclik grevi ve olum oruclari gibi eylemlerde, cezaevlerinin icindeki ve disindaki orgut mensuplarinin, dusuncelerinin birbirinden cok farkli oldugu goruluyor.
Orgutun olum oruclari nedeniyle bircok yetismis elemanini kaybetmesinin, orgut icerisindeki gorus ayriliklarinin daha da derinlesmesine neden oldugu goruluyor.
Gelismeler irdelendiginde bazi orgut yoneticilerinin beklentilerinin aksine tutuklular eyleme basladiginda Turkiye'de insanlarin sokaga dokulmedigi, son eylemlerde olen orgut uyelerinin cenazelerine 15-20 kisinin bile katilmadigi, tutuklu ailelerinin olayin cozulmesi girisimlerine katkida bulunamadigi ve bir araya gelmekten kacinir hale geldigi sonucuna variliyor.
Toplumda yeterli ilgi gormeyen ve arkasinda umdugu destegi bulamayan, eylemleriyle orgutlerini yok olma noktasina getiren, masum genclere ve yakinlarina aci cektirmekten baska bir sonuc yaratmayan orgut ust yonetimi, simdilerde TAYAD araciligi ile bu cikmazdan kurtulus yollari ariyor.
Varilan nokta, insanin yasama hakkinin "Politik ve ideolojik bir arac" olarak kullanilmasinin teror orgutlerine ait bir uygulama oldugunu bir kez daha ortaya koyuyor.
Cunku, akil ve ruh sagligi yerinde olan kisilerden, "Olum orucu" gibi bir eyleme katilmalari, sonucsuz ve utopik gelecek senaryolarina omurlerini adamalari beklenemez.
Yapilan cesitli gorusmelerde, Adalet Bakanligi'nin F Tipi cezaevlerinde bazi iyilestirmelere gitmesi durumunda "Olum oruclarinin" sona erdirilecegi, temaslarini surdurdukleri bazi dernek, sivil toplum orgutleri ve sendika temsilcileriyle yapilan temaslarda ise "Olum orucu" eylemcisi Fatma Koyupinar'in durumunun agirlastigi, anilanin hayatini kaybetmeden bir cozume ulasmayi amacladiklari, bu eylemlerden orgutun yeteri kadar zarar gordugune iliskin bilgiler, orgutsel yayinlarda yerini aliyor.
Aclik grevi ve olum oruclari gibi eylemlerde, cezaevlerinin icindeki ve disindaki orgut mensuplarinin, dusuncelerinin birbirinden cok farkli oldugu goruluyor.
Orgutun olum oruclari nedeniyle bircok yetismis elemanini kaybetmesinin, orgut icerisindeki gorus ayriliklarinin daha da derinlesmesine neden oldugu goruluyor.
Gelismeler irdelendiginde bazi orgut yoneticilerinin beklentilerinin aksine tutuklular eyleme basladiginda Turkiye'de insanlarin sokaga dokulmedigi, son eylemlerde olen orgut uyelerinin cenazelerine 15-20 kisinin bile katilmadigi, tutuklu ailelerinin olayin cozulmesi girisimlerine katkida bulunamadigi ve bir araya gelmekten kacinir hale geldigi sonucuna variliyor.
Toplumda yeterli ilgi gormeyen ve arkasinda umdugu destegi bulamayan, eylemleriyle orgutlerini yok olma noktasina getiren, masum genclere ve yakinlarina aci cektirmekten baska bir sonuc yaratmayan orgut ust yonetimi, simdilerde TAYAD araciligi ile bu cikmazdan kurtulus yollari ariyor.
Varilan nokta, insanin yasama hakkinin "Politik ve ideolojik bir arac" olarak kullanilmasinin teror orgutlerine ait bir uygulama oldugunu bir kez daha ortaya koyuyor.
Cunku, akil ve ruh sagligi yerinde olan kisilerden, "Olum orucu" gibi bir eyleme katilmalari, sonucsuz ve utopik gelecek senaryolarina omurlerini adamalari beklenemez.
