ASİL_1
New member
TASAVVUFTAN İNCİ TANELERİ
Allah ve Habibinin aşkıyla yanıp tutuşanların başında Veliler gelir.Veli :Cümle eşyanın mertebe ve hakikatini bilen,mazhariyetine vasıl olan Kamil insandır.Velayet mertebesine eren Mütekamildir.Görünüşde işde güçte de olsa Allah ile olan manevi bağını bir an olsun koparmıyan,kainatın sırrına mazhar olan zatlar dır.
Hak aşığı, Peygamber dostu Muhammed Vehbi Hayyati (TERZİBABA)Hz.leri de büyük Anadolu Erenlerindendir.Ölmezden evvel ölmesini bilmiş,nefsini Aşk deryasında eritmiş,gönüllerin sevgilisi olan Terzibaba gibi erenler ömürlerini ibadet,zikir ve taatle geçirmiş,ömür ipliğine saadet incileri dizmiş,Mevlanın Rızasını kazanmak için gece /gündüz gözyaşı dökmüş,ciğer dağlamış ve ömrü çileyle geçmiş bir Mübarek kişi.
Ahirete meyli çok,dünyaya hiç olmayan Muhammed Vehbi ;ana-babasının isteği üzerine bir sanat sahibi olmak üzere terzilik mesleğiini seçti.TERZİBABA diye meşhur olması buradan gelmektedir.”HAYYAT”kelimesi de Terzi,Terzilik anlamını taşır.
Mevlana Halidi Bağdadi’nin(R.A)halfelerinden Erzincanlı Şeyh Abdullah Mekki Efendi ile görüşen Muhammed Vehbi ona talebe oldu.Nefsle mücadele ve riyazette çok gayretli olan Muhammed Vehbi’nin manevi mertebesi günden güne ilerledi....
Abdullah Mekki ile tanışmaları şöyle anlatılır :Muhammed Vehbi terzilik yaparken bir yanan dikiş diker,öte yandan da Devamlı Allahı zikredermiş,iğneyi kumaşa her geçirip çıkarışta dili ve kalbi ile Hakk’ı zikredermiş..Fakirleri çok sever ,elbise ve yırtıklarını bedava diker,harçlık verir,halini kimsenin bilmesini istemezmiş.
Birgün Erzincana’a seyyah fakirlerden biri gelmiş...Üzerindeki palto çok eski ve ele alınamıyacak kadar kirli olduğu için şehirdeki terzilerin hiçbiri bu seyyahın eski ve kirli paltosunu dikmek istememiş.”Şurada Terzi Baba var ,ona götür ,o diker diyerek alaylı bir edayla savuştururlar.Hakir görülen seyyah Terzi Babayı bulur,TerziBaba yabancı seyyaha büyük bir tevazu ve ilgi gösterir.”Paltonu bırak ,İnşaallah yarına hazırlarım ...”diyerek paltoyu önce güzelce yıkadı ,temizleyip dikti ve ertesi gün para bile almadan seyyaha teslim etti...Hangi kapıdan geldiği zahiren belli olmayan yabancı seyyah ;Terzi Baba ya nazar edip Allahın sevdiklerinin sohbetine kavuşması için kalben dua eder...
O Tarihlerde Mevlana Halidi Bağdadi Hazretleri ,Halifelerinden Abdullah Mekki efendiyi Anadoluya göndermişti.Erzuruma uğrayan bu zat daha sonra Erzincan taraflarına yöneldi.Erzincana yaklaşınca yanındaki arkadaşlarına ;”Mevlana Halid’in bize tarif ettiği memleket Allah bilir ya burasıdır.Burada bi zatın bizde emaneti vardır...” diyerek Erzincand konakladılar ...Bu zatın geldiğini duyan Erzincan halkı kın akın ziyarete gelmeye başladılar.Gelenler arasında Terzi Baba da vardır...Abdullah Mekki efendi ilk defa gördüğü TerziBaba içeri girince ayağa kaktı ,davet edip yanında yer verdi.Hiç kimseye yapmadığı iltifatı Terzi Baba ya yaptı.”Mevlana Halidi Bağdadi Hazretlerinin bizde bi emaneti var.O’na seni müstehak gördüm .Bu emanet sana çok menfaatler sağlar,kabul edersen sana teslim edeyim...”der.Ve Terzi Baba dan şu cevabı alır:”Siz bilirsiniz efendim...Maddi menfaatse,Dünya için Allah demem...”
Abdullah Mekki Efendi bu cevap karşısında;”Oğlum sen bulacağını buldun...Teslim edeceğim emanet seni dünya sevgisinden kurtarmaktan başka bir şey değildi...”diyerek Terzi Babaya himmetle nazar kılıp emaneti teslimetti...
Kemale ermesinden sonra Terzi Babaya hilafet verilip;Din ilmini öğretmek ve Marifetullaha kavuşturmak vazifeleri verildi.
“Ümmi bir cahilin başına bu kadar insan toplanmış “dedikoduları yapanlar yanında,Terzi Babaya bağlananların sayısı hergeçen gün çığ gibi çoğaldı.Ünü sadece Erzina değil tüm Anadoluya Osmanlı coğrafyasına yayıldı....Dedikodular halk arasında ayyuka çıkınca beldenin müftüsü Terzi Babayı imtihan için davet etti.Maksat;sorulacak sualler cevaplanamayınca ,Terzi Babayı etrafa cahil ilan etmekdi...
Büyük bir ilim meclisi toplandı ,Terzi baba ilim meclisinin huzuruna alındı.Çok sayıda dinleyici halk da vardı.Sıfat-ı Subutiyyenin kaç tane olduğu sorusunu diğer sualler takip etti...Terzi Baba büyük bir hakikati ortaya çıkarmak için:”Allah’ın,bu şehirde yaşıyanlara yedi diğer beldelere göre sekiz Sıfat-ı Subutiyyesinin olduğunu söyliyerek şöyle dedi:
İlim,Semi,Basar,İrade,Hayat,Kelam, ve Tekvin yanında bu şehre göre Allah-ü Teala’nın Kudret sıfatı yoktur.Çünkü bu beldenin insanları Allah’ın Kudret sıfatını inkar ediyorlar.Eğer inansalardı ;Allah-u Teala bir ümmi kulunda insanlara doğru yolu gösterme kaabiliyetini ve ilmini yaratmaya Kaadir dir.”derlerdi....Bu ifade üzerine ;ilim meclisinde bulunanlar ve müftü Terzi Babanın ilm-i Ledünniye sahip ,Kamil bir zat olduğuna kanaat getirip,ellerine kapanmak suretiyle af dileyip gereken hürmeti gösterirler....
Allah ve Habibinin aşkıyla yanıp tutuşanların başında Veliler gelir.Veli :Cümle eşyanın mertebe ve hakikatini bilen,mazhariyetine vasıl olan Kamil insandır.Velayet mertebesine eren Mütekamildir.Görünüşde işde güçte de olsa Allah ile olan manevi bağını bir an olsun koparmıyan,kainatın sırrına mazhar olan zatlar dır.
Hak aşığı, Peygamber dostu Muhammed Vehbi Hayyati (TERZİBABA)Hz.leri de büyük Anadolu Erenlerindendir.Ölmezden evvel ölmesini bilmiş,nefsini Aşk deryasında eritmiş,gönüllerin sevgilisi olan Terzibaba gibi erenler ömürlerini ibadet,zikir ve taatle geçirmiş,ömür ipliğine saadet incileri dizmiş,Mevlanın Rızasını kazanmak için gece /gündüz gözyaşı dökmüş,ciğer dağlamış ve ömrü çileyle geçmiş bir Mübarek kişi.
Ahirete meyli çok,dünyaya hiç olmayan Muhammed Vehbi ;ana-babasının isteği üzerine bir sanat sahibi olmak üzere terzilik mesleğiini seçti.TERZİBABA diye meşhur olması buradan gelmektedir.”HAYYAT”kelimesi de Terzi,Terzilik anlamını taşır.
Mevlana Halidi Bağdadi’nin(R.A)halfelerinden Erzincanlı Şeyh Abdullah Mekki Efendi ile görüşen Muhammed Vehbi ona talebe oldu.Nefsle mücadele ve riyazette çok gayretli olan Muhammed Vehbi’nin manevi mertebesi günden güne ilerledi....
Abdullah Mekki ile tanışmaları şöyle anlatılır :Muhammed Vehbi terzilik yaparken bir yanan dikiş diker,öte yandan da Devamlı Allahı zikredermiş,iğneyi kumaşa her geçirip çıkarışta dili ve kalbi ile Hakk’ı zikredermiş..Fakirleri çok sever ,elbise ve yırtıklarını bedava diker,harçlık verir,halini kimsenin bilmesini istemezmiş.
Birgün Erzincana’a seyyah fakirlerden biri gelmiş...Üzerindeki palto çok eski ve ele alınamıyacak kadar kirli olduğu için şehirdeki terzilerin hiçbiri bu seyyahın eski ve kirli paltosunu dikmek istememiş.”Şurada Terzi Baba var ,ona götür ,o diker diyerek alaylı bir edayla savuştururlar.Hakir görülen seyyah Terzi Babayı bulur,TerziBaba yabancı seyyaha büyük bir tevazu ve ilgi gösterir.”Paltonu bırak ,İnşaallah yarına hazırlarım ...”diyerek paltoyu önce güzelce yıkadı ,temizleyip dikti ve ertesi gün para bile almadan seyyaha teslim etti...Hangi kapıdan geldiği zahiren belli olmayan yabancı seyyah ;Terzi Baba ya nazar edip Allahın sevdiklerinin sohbetine kavuşması için kalben dua eder...
O Tarihlerde Mevlana Halidi Bağdadi Hazretleri ,Halifelerinden Abdullah Mekki efendiyi Anadoluya göndermişti.Erzuruma uğrayan bu zat daha sonra Erzincan taraflarına yöneldi.Erzincana yaklaşınca yanındaki arkadaşlarına ;”Mevlana Halid’in bize tarif ettiği memleket Allah bilir ya burasıdır.Burada bi zatın bizde emaneti vardır...” diyerek Erzincand konakladılar ...Bu zatın geldiğini duyan Erzincan halkı kın akın ziyarete gelmeye başladılar.Gelenler arasında Terzi Baba da vardır...Abdullah Mekki efendi ilk defa gördüğü TerziBaba içeri girince ayağa kaktı ,davet edip yanında yer verdi.Hiç kimseye yapmadığı iltifatı Terzi Baba ya yaptı.”Mevlana Halidi Bağdadi Hazretlerinin bizde bi emaneti var.O’na seni müstehak gördüm .Bu emanet sana çok menfaatler sağlar,kabul edersen sana teslim edeyim...”der.Ve Terzi Baba dan şu cevabı alır:”Siz bilirsiniz efendim...Maddi menfaatse,Dünya için Allah demem...”
Abdullah Mekki Efendi bu cevap karşısında;”Oğlum sen bulacağını buldun...Teslim edeceğim emanet seni dünya sevgisinden kurtarmaktan başka bir şey değildi...”diyerek Terzi Babaya himmetle nazar kılıp emaneti teslimetti...
Kemale ermesinden sonra Terzi Babaya hilafet verilip;Din ilmini öğretmek ve Marifetullaha kavuşturmak vazifeleri verildi.
“Ümmi bir cahilin başına bu kadar insan toplanmış “dedikoduları yapanlar yanında,Terzi Babaya bağlananların sayısı hergeçen gün çığ gibi çoğaldı.Ünü sadece Erzina değil tüm Anadoluya Osmanlı coğrafyasına yayıldı....Dedikodular halk arasında ayyuka çıkınca beldenin müftüsü Terzi Babayı imtihan için davet etti.Maksat;sorulacak sualler cevaplanamayınca ,Terzi Babayı etrafa cahil ilan etmekdi...
Büyük bir ilim meclisi toplandı ,Terzi baba ilim meclisinin huzuruna alındı.Çok sayıda dinleyici halk da vardı.Sıfat-ı Subutiyyenin kaç tane olduğu sorusunu diğer sualler takip etti...Terzi Baba büyük bir hakikati ortaya çıkarmak için:”Allah’ın,bu şehirde yaşıyanlara yedi diğer beldelere göre sekiz Sıfat-ı Subutiyyesinin olduğunu söyliyerek şöyle dedi:
İlim,Semi,Basar,İrade,Hayat,Kelam, ve Tekvin yanında bu şehre göre Allah-ü Teala’nın Kudret sıfatı yoktur.Çünkü bu beldenin insanları Allah’ın Kudret sıfatını inkar ediyorlar.Eğer inansalardı ;Allah-u Teala bir ümmi kulunda insanlara doğru yolu gösterme kaabiliyetini ve ilmini yaratmaya Kaadir dir.”derlerdi....Bu ifade üzerine ;ilim meclisinde bulunanlar ve müftü Terzi Babanın ilm-i Ledünniye sahip ,Kamil bir zat olduğuna kanaat getirip,ellerine kapanmak suretiyle af dileyip gereken hürmeti gösterirler....
