icemen
New member
- Katılım
- 7 Şub 2007
- Mesajlar
- 20,136
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
BİR KISIM AZINLIKLARIN TEŞVİKİ İLE YUNANLI SUBAYLAR BEŞİKTAŞ KULÜBÜ LOKALİNİ YAĞMA ETTİLER.
1918 yılında "1.Cihan Harbi" sona ermiş ve "Mondros Mütarekesinin" tabii sonucu olarak 13 Kasım 1918 günü müttefikler İstanbulu işgal etmişlerdir. O günlerde Beşiktaş Jimnastik Kulübü Akaretlerdeki lokali elinden alındığı için Beşiktaş Çarşısı bir kilise binasında ikamet etmek mecburiyetinde kalmıştı. Siyah-Beyazlılar burada çok acı bir felakete uğradılar ve 1903 ile 1918 yılları arasında elde ettikleri tüm şild, kupa, madalya, flama gibi şampiyonluk göstergelerini, çok önemli belgelerle, fotoğraflarını kaybettiler. İstanbulun işgalini takip eden günlerde, kulübün bu son lokali rumlar tarafından ele geçirilmişti.
Beşiktaş Jimnastik Kulübünün faaliyetlerini ve parlak başarılarını çekemeyen bu kimseler, Yunan Subaylarını da aralarına alıp, tecavüz planlarını fiiliyata dökmekten çekinmediler. Azınlıklar arasında Fısıltı Gazetesiyle yayılmış olan "Beşiktaş Kulübü, Mustafa Kemal Paşa ile gizli işbirliği yapıyor" söylentileri şüphesiz yağmalamanın asıl sebebi olarak gösterilebilir. Atanın Beşiktaş Kulübüne yaptığı ziyaretleri ve 56 sahasında gerçekleştirdiği sohbetleri gören (Fuat Balkan tarafından çekilmiş) fotoğraflarda maalesef bu yağma sırasında telef oldular.
BU ACININ NE DEMEK OLDUĞUNU FENERBAHÇEDE ÇOK İYİ BİLİR VE AÇTIĞI YARAYI HİSSEDER
Fenerbahçe Kulübü 94 yıllık tarihinde birçok acılar çekti ve felaketler yaşadı. Bunların en talihsizi şüphesiz 1932 yangınıdır. Sarı-lacivertlerin 1914 yılında yerleştiği Kuşdili Semtinin o dönemdeki en gösterişli binası 5-6 Haziran 1932 gecesi birkaç saat içinde 25 yıllık varlığının bütün şerefli anılarıyla birlikte yanıp küloldu. Tıpkı Beşiktaşta olduğu gibi, Şampiyonluk kupaları şildler, birincilik madalyaları, flamalar ve en acı olanı önemli evraklar, fotoğraflar alevler arasında birer birer yokoldular. 1918de Atatürkün imzaladığı "Şeref Defteri" de tesadüfen yöneticilerden birinde olduğu için bu önemli belgenin yok olması önlenmiş oldu. Yukarıda da belirttiğimiz gibi, Atatürkün Beşiktaşla ilgisi "Yıldırım Orduları Kumandanlığı" görevine başlamadan önce ve 1915te "Çanakkale Müdafihi" olarak adını dünya tarihine yazdırdığı günlerde başlamıştır. Bunu kanıtlayan belgelerden biri olarak Akaretler Yokuşu üzerinde oturduğu 76 nolu binanın dış kapısı yanındaki "Mermer Kitabe"de şu satırlar yer almaktadır: "Atatürk, 1.Dünya Savaşından düşmana karşı İstanbulu koruyup kurtaran, Çanakkale Müdafihi Anafartalar Kumandanı Mustafa Kemal Paşa iken bu evde kiracı olarak kalmıştır." Çanakkale Savaşı 19 Şubat-1 Aralık 1915 tarihleri arasında cereyan ettiğine göre Atatürk-Beşiktaş diyaloğunun 1915 yılında başladığı bu belgeyle açık seçik ortadadır. Uzun lafın kısası, bu belge de göstermektedir ki, Ulu Önder Atatürkün ilk gözağrısı başka bir deyişle gençlik ateşini yaktığı ilk spor kulübü BEŞİKTAŞtır. Beşiktaş kurucularından eskrimci Fuat Balkan Mustafa Kemal Atatürkün yakınlık duyduğu asker sporculardan biriydi. Milli mücadele yıllarında Makedonya ve Batı Trakyadaki kahramanlıklarından sonra emrindeki üç melis taburunu 17 Eylül 1917 günü Dramadan hareketle Türkiyeye getiren Fuat Balkanın umumi karargahı paha biçilmez bir hediye şeklinde Türk ordusuna kavuşturduğundan kendisini nasıl tebrik edeceğini bilememişti. Mustafa Kemal Atatürk, Yıldırım Orduları Grup Kumandanlığı görevine başlamadan önce 1916nın ilk günlerinde, Akaretlerdeki evinin arka kapısından Beşiktaş Jimnastik Kulübü idman sahasına inmiş (Şimdiki Plazaların bulunduğu alan) Ahmet Fetgeri ile Fuat Balkan Beyleri yanına çağırıp, kendileriyle şu konuşmayı yapmıştır:
"EFENDİLER, SİZLERİN VE SPORCULARINIZIN CİDDİ ÇALIŞMALARINI, ÇEVİKLİK VE MAHARETLERİNİ UZUN ZAMANDAN BERİ BÜYÜK BİR ZEVKLE, DİKKATLE İZLİYORUM. SPORDAN YOKSUN BİR GENÇLİK NASIL Kİ VATAN MÜDAFASI SIRASINDA ETKİLİ OLAMIYORSA İNSAN DENEN VARLIĞIN KAFA YAPISI DA NE DERECE TEKAÜL EDERSE ETSİN, BEDENİ İKİŞAFI NOKSAN VE YETERSİZ OLURSA O VÜCUT O KAFAYI İLERİYE GÖTÜREMEZ, TAŞIYAMAZ. BUGÜN BÜNYENİZDE TOPLAYIP, İBNİ METODLARLA YETİŞTİRMEYE ÇALIŞTIĞINIZ BU GENÇLER, TAM ANLAMDA BEDENEN VE FİKREN GELİŞTİKLERİ ZAMAN VATAN MÜDAFASINDA İLMİ SAHALARDA OLDUĞU GİBİ SPOR ALANLARINDA DA AVRUPALI HASIMLARINA TÜRKÜN ÖLMEZ GÜCÜNÜ İSPAT EDECEKLERDİR. SİZİ CANDAN KUTLAR, BAŞARILARINIZI HER ZAMAN DUYMAK İSTERİM"....