Arkadaşlar hatırlarsınız;Birinci dünya savaşına girişimizi,daha dünya savaşı başlamadan önce,sorumsuz, Enver ve Talat paşaların,Sadrazam Sa-id Halim Paşa’nın ve Padişah Sultan Reşad'ın haberleri bile yokken,Almanlarla gizli anlaşmalar imzalayarak adeta bir İmparatorlugun kaderiyle oynayıp,bir milletin yüz binlerce evladının şehit düşmesine ve Osmanlı imparatorlugu topraklarının işgal edilmesine yol açarak,600 yıllık İmparatorlugun sonunu hazırlamışlardır.Enver paşa ve ekürisi,kumar oynamışlardır ama Ceremesini koskoca bir İmparatorluk ve Osmanlı toplulugu ödemiştir.
Bildiginiz gibi ege denizinde İngiliz donanmasından kaçan iki Alman gemisinin,Çanakkale bogazından içeri alınarak,sadece sancagına Osmanlı bayragı dikilip,Karadeniz'de Rus topraklarını top ateşine tutmalar nedeniylede resmen savaşa katıldık.
Günümüzde ise malumunuz geçen hafta Hürriyet gazetesindeki bir haberde,Ülkemiz Hatay sınırları içinde bulunan, uçak yakıt tankları nedeniyle,aynı anda İsrail'in Suriye'de mechul bir yerleri bombalaması haberiyle bag kurulup,İsrail'in bu bombalama olayında Türkiye topraklarını kullandıgı tahmini yapılmıştı.Şahsi olarak bende Hürriyet'teki yakıt tankları fotograflarından bu tahminin dogrulugunu,kuvvetle muhtemel şeklinde degerlendirmiştim.Bombalama olayından,Hürriyetin haberine kadar geçen sürede bu bu konuda Dışişlerimiz tarafından hiç bir açıklama yapılmadı.Ta ki Hürriyetin haberinden iki gün sonraki gazete haberlerinde,Ülkemize gelen Suriye bakanının,bu olayı dogrulaması ve Türkiye'nin İsrail'e nota verdigini söylemesiyle,bombalama olayının,kamuoyu olarak resmen Suriyeli bakan tarafından bilgilendiriliyoruz.Başbakan Erdoganın tabiriyle"Müzik notası"misali ben İsrail'e ciddi bir nota verdiğimize de inanmıyorum.Olsa olsa bu nota veriş amacı,Suriye'yi oyalamak için verilmiştir.
Konuya İsrail açısından baktıgımızda,normal şartlarda hiç bir ülke,üzerinden savaş uçagı geçirecegi ülkeyle anlaşması olmadan,düşmanının topraklarını bombalaya cesaret edemez.Ederse ya o ülkeyi umursamıyordur ya da o ülkeyle gizli bir anlaşma yapmıştır.Öyleyse her iki durumda da ülkemiz için durum vahimdir.İsrail burnunun dibindeki Suriye topraklarını neden Türkiye toprakları üzerinden vurmak istemiştir ve bundaki amacı ne olabilir?Bana göre;ülkemiz açısından en zararsız ihtimal,ortada bir anlaşma yokkenİsrail ordusunun bir önemli görev için Türkiye'nin bir şey yapmayacagını düşünmesi ve düşmanı yanıltıp,görevi yerine getirmesidir.Ülkemiz açısından en tehlikesi ise iktidar tarafından,İsrail ve Abd'ye bir şekilde güvence verilmesidir ve İsrail bu bombalama olayıyla,Suriye'ye, Türkiye'nin Müslüman olmasına güvenme,Türkiye benim kontrolumun altında demeye getirmekte ve Suriye'yi Türkiye sınırında önlemler almak yoluyla savunmasını zayıflatmak ve psikolojik olarakta yıpratmak istemektedir.
Olaya Ülkemiz açısından baktıgımızdan ise,Hava Kuvvetlerimizin bu bombalama olayından haberiniz olmaması mümkün değildir ve zatende bu günkü haberlere görede,İsrail uçaklarının ülkemiz topraklarından geçiş saatleri bile Diyarbakır radar tarafından tesbit edildigi ögrenilmektedir.Bakın İsrail Uçaklarının seyir defteri,
Saat 23.15
Diyarbakır Radar Üssü Akdeniz üzerinde 9 İsrail savaş uçağını tespit etti.
Saat 00.00
Hatay'ın Samandağ ilçesi üzerinde alçaktan uçan bir grup uçak görüldü.
Saat 01.00
Hatay'ın Hassa ilçesi ve Gaziantep'in Oğuzeli ilçesi yakınlarındaki araziye uçaklar boş yakıt tankları bıraktı.
Görüldügü gibi Diyarbakır Radar üssü,23:15 uçakları tesbit ediyor.Ve uçaklarÜlkemiz toprakları üzerinde uçmaya başlıyor.Normal olarak Diyarbakır ve Malatya üzerindeki alarm Uçaklarımızın bu uçakları karşılaması ve ikaz etmesi gerekir ve bir ülkenin yönetimininde,üzerinde bombalarla uçan yabancı devlet uçaklarına karşı kendi vatandaşlarının güvenligi için,tedbirini alması gerekir.Ayrıca görülüyor ki;Görevlerini yapan uçaklar yine görev dönüşü aynı rotayı izliyorlar ve ne garip ki hiç bir çatışma olmuyor ve düşürmüyor uçakları yani bir anlaşmanın oldugu ihtimalini kuvvetlendiriyor.
Pekala,böyle gizli bir anlaşma varsa neden yapılmıştır ve Bu anlaşmanın amacı ne olabilir?Bilmiyorum sizler bu soruya nasıl yanıtlar verirsiniz ama benim tahminim,İktidarımızın kimlik yapısı ve şimdiye kadar izledikleri tutarsız ve kişiliksiz dış politikalar nedeniyle,ne yazık ki hiç bir politikalarının olmadıgı şeklindedir.Bizim dış politikamız ne yazık ki ABD,AB ve İsrail tarafından degişik şekillerde kuyrugu kıstırılmış izlenimi veren bir politikadır ve Ne yazık ki Dış politikalarda şimdiye kadar bir sonuç alınamadıgı gibi bundan sonrada alınamayacaktır.Üstelik içinde bulundugumuz çok büyük bir tehlike vardır.Bu tehlike de şu andan itibaren,Ülkemizde, bir yerlerin, her an havaya uçurulması tehlikesidir.Bu tehlikenin adı El-kaide tehlikesidir.Neden El-Kaide tehlikesi derseniz?Şöyle açıklayayım;Biliyoruz ki El-Kaide'nin görünen düşmanı ABD ve İsrail,yani bu düşmanlarına karşı Suriye'nin yanında yer alıyor.İsrail 5 eylül gecesi, Türkiye üzerinden Suriye'yi bombalıyor ve bir şekilde bu bombalamaya göz yummuş olarak görülen ülkemiz,her yıl geleneksel olarak beklenen 11 eylül el-kaide saldırıları için Türkiye hedef seçiliyor.Ve klasik El-Kaide yöntemli bir araç Ankara'nın göbeginde tesadüfen bulunuyor.Aracın tek olması,Hedefin Ankara olması ki Ankara'nın da başkentimiz olması nedeniyle siyasilerimizin hedef alınacagını düşünüyorum,yeni El-Kaide şifresinde Ankara'nın geçmesi,Üzeyir Garih cinayeti nedeniyle ögrendiğimiz,dul kadın şifresinin yahudileri işaretlemesi nedeniyle,yardım istiyen kadın şifresininde israil'le ilgili olması olasılığı,Ve şifrede Ankara'daki iki kaleden,kasıtta El-Kaidenin Müslüman olmamıza ragmen,İsrail'in Suriye'yi bombalaması olayında siyaseten ve askeri olarak suçlu gördüğü iki kurumumuza saldırıyı kastetmiş olma olasılıgı,yukarıdaki tahminlerimi desteklemektedir sanıyorum.
Sonuç olarak;Enver ve Talat paşaların oynadıgı kumar gibi,oynanmış olma ihtimali olan bir kumar, tıpkı birinci Dünya savaşındaki gibi ceremesi olasıdır.Her ne riske edilecekse bunu,halkımızın bilme hakkı vardır.Eger bu halkın bilgisi dışında bir şeyler dönüyorsa da bu siyasilerimizin yardımlarıyla, ülkemizin emperyalizm tarafından ele geçirildiginin kanıtıdır.Umarım yukarıdaki yorumlar,benim uydurmalarımdır.Allah bizi,sorumsuz yöneticilerimizin,cehaletinden ve hırsından korusun.
Bildiginiz gibi ege denizinde İngiliz donanmasından kaçan iki Alman gemisinin,Çanakkale bogazından içeri alınarak,sadece sancagına Osmanlı bayragı dikilip,Karadeniz'de Rus topraklarını top ateşine tutmalar nedeniylede resmen savaşa katıldık.
Günümüzde ise malumunuz geçen hafta Hürriyet gazetesindeki bir haberde,Ülkemiz Hatay sınırları içinde bulunan, uçak yakıt tankları nedeniyle,aynı anda İsrail'in Suriye'de mechul bir yerleri bombalaması haberiyle bag kurulup,İsrail'in bu bombalama olayında Türkiye topraklarını kullandıgı tahmini yapılmıştı.Şahsi olarak bende Hürriyet'teki yakıt tankları fotograflarından bu tahminin dogrulugunu,kuvvetle muhtemel şeklinde degerlendirmiştim.Bombalama olayından,Hürriyetin haberine kadar geçen sürede bu bu konuda Dışişlerimiz tarafından hiç bir açıklama yapılmadı.Ta ki Hürriyetin haberinden iki gün sonraki gazete haberlerinde,Ülkemize gelen Suriye bakanının,bu olayı dogrulaması ve Türkiye'nin İsrail'e nota verdigini söylemesiyle,bombalama olayının,kamuoyu olarak resmen Suriyeli bakan tarafından bilgilendiriliyoruz.Başbakan Erdoganın tabiriyle"Müzik notası"misali ben İsrail'e ciddi bir nota verdiğimize de inanmıyorum.Olsa olsa bu nota veriş amacı,Suriye'yi oyalamak için verilmiştir.
Konuya İsrail açısından baktıgımızda,normal şartlarda hiç bir ülke,üzerinden savaş uçagı geçirecegi ülkeyle anlaşması olmadan,düşmanının topraklarını bombalaya cesaret edemez.Ederse ya o ülkeyi umursamıyordur ya da o ülkeyle gizli bir anlaşma yapmıştır.Öyleyse her iki durumda da ülkemiz için durum vahimdir.İsrail burnunun dibindeki Suriye topraklarını neden Türkiye toprakları üzerinden vurmak istemiştir ve bundaki amacı ne olabilir?Bana göre;ülkemiz açısından en zararsız ihtimal,ortada bir anlaşma yokkenİsrail ordusunun bir önemli görev için Türkiye'nin bir şey yapmayacagını düşünmesi ve düşmanı yanıltıp,görevi yerine getirmesidir.Ülkemiz açısından en tehlikesi ise iktidar tarafından,İsrail ve Abd'ye bir şekilde güvence verilmesidir ve İsrail bu bombalama olayıyla,Suriye'ye, Türkiye'nin Müslüman olmasına güvenme,Türkiye benim kontrolumun altında demeye getirmekte ve Suriye'yi Türkiye sınırında önlemler almak yoluyla savunmasını zayıflatmak ve psikolojik olarakta yıpratmak istemektedir.
Olaya Ülkemiz açısından baktıgımızdan ise,Hava Kuvvetlerimizin bu bombalama olayından haberiniz olmaması mümkün değildir ve zatende bu günkü haberlere görede,İsrail uçaklarının ülkemiz topraklarından geçiş saatleri bile Diyarbakır radar tarafından tesbit edildigi ögrenilmektedir.Bakın İsrail Uçaklarının seyir defteri,
Saat 23.15
Diyarbakır Radar Üssü Akdeniz üzerinde 9 İsrail savaş uçağını tespit etti.
Saat 00.00
Hatay'ın Samandağ ilçesi üzerinde alçaktan uçan bir grup uçak görüldü.
Saat 01.00
Hatay'ın Hassa ilçesi ve Gaziantep'in Oğuzeli ilçesi yakınlarındaki araziye uçaklar boş yakıt tankları bıraktı.
Görüldügü gibi Diyarbakır Radar üssü,23:15 uçakları tesbit ediyor.Ve uçaklarÜlkemiz toprakları üzerinde uçmaya başlıyor.Normal olarak Diyarbakır ve Malatya üzerindeki alarm Uçaklarımızın bu uçakları karşılaması ve ikaz etmesi gerekir ve bir ülkenin yönetimininde,üzerinde bombalarla uçan yabancı devlet uçaklarına karşı kendi vatandaşlarının güvenligi için,tedbirini alması gerekir.Ayrıca görülüyor ki;Görevlerini yapan uçaklar yine görev dönüşü aynı rotayı izliyorlar ve ne garip ki hiç bir çatışma olmuyor ve düşürmüyor uçakları yani bir anlaşmanın oldugu ihtimalini kuvvetlendiriyor.
Pekala,böyle gizli bir anlaşma varsa neden yapılmıştır ve Bu anlaşmanın amacı ne olabilir?Bilmiyorum sizler bu soruya nasıl yanıtlar verirsiniz ama benim tahminim,İktidarımızın kimlik yapısı ve şimdiye kadar izledikleri tutarsız ve kişiliksiz dış politikalar nedeniyle,ne yazık ki hiç bir politikalarının olmadıgı şeklindedir.Bizim dış politikamız ne yazık ki ABD,AB ve İsrail tarafından degişik şekillerde kuyrugu kıstırılmış izlenimi veren bir politikadır ve Ne yazık ki Dış politikalarda şimdiye kadar bir sonuç alınamadıgı gibi bundan sonrada alınamayacaktır.Üstelik içinde bulundugumuz çok büyük bir tehlike vardır.Bu tehlike de şu andan itibaren,Ülkemizde, bir yerlerin, her an havaya uçurulması tehlikesidir.Bu tehlikenin adı El-kaide tehlikesidir.Neden El-Kaide tehlikesi derseniz?Şöyle açıklayayım;Biliyoruz ki El-Kaide'nin görünen düşmanı ABD ve İsrail,yani bu düşmanlarına karşı Suriye'nin yanında yer alıyor.İsrail 5 eylül gecesi, Türkiye üzerinden Suriye'yi bombalıyor ve bir şekilde bu bombalamaya göz yummuş olarak görülen ülkemiz,her yıl geleneksel olarak beklenen 11 eylül el-kaide saldırıları için Türkiye hedef seçiliyor.Ve klasik El-Kaide yöntemli bir araç Ankara'nın göbeginde tesadüfen bulunuyor.Aracın tek olması,Hedefin Ankara olması ki Ankara'nın da başkentimiz olması nedeniyle siyasilerimizin hedef alınacagını düşünüyorum,yeni El-Kaide şifresinde Ankara'nın geçmesi,Üzeyir Garih cinayeti nedeniyle ögrendiğimiz,dul kadın şifresinin yahudileri işaretlemesi nedeniyle,yardım istiyen kadın şifresininde israil'le ilgili olması olasılığı,Ve şifrede Ankara'daki iki kaleden,kasıtta El-Kaidenin Müslüman olmamıza ragmen,İsrail'in Suriye'yi bombalaması olayında siyaseten ve askeri olarak suçlu gördüğü iki kurumumuza saldırıyı kastetmiş olma olasılıgı,yukarıdaki tahminlerimi desteklemektedir sanıyorum.
Sonuç olarak;Enver ve Talat paşaların oynadıgı kumar gibi,oynanmış olma ihtimali olan bir kumar, tıpkı birinci Dünya savaşındaki gibi ceremesi olasıdır.Her ne riske edilecekse bunu,halkımızın bilme hakkı vardır.Eger bu halkın bilgisi dışında bir şeyler dönüyorsa da bu siyasilerimizin yardımlarıyla, ülkemizin emperyalizm tarafından ele geçirildiginin kanıtıdır.Umarım yukarıdaki yorumlar,benim uydurmalarımdır.Allah bizi,sorumsuz yöneticilerimizin,cehaletinden ve hırsından korusun.