Tarihçi Cezmi Yurtsever: Kubilay'ı şeriatçılar değil, o günün ergenekoncuları öldürdü

biosx

New member
Katılım
15 Eki 2009
Mesajlar
2,332
Reaction score
0
Puanları
0
Konum
kürre-i arz
ym_yurtsever_k.jpg



Tarihçi Cezmi Yurtsever: Kubilay'ı şeriatçılar değil, o günün ergenekoncuları öldürdü


Tarihçi Cezmi Yurtsever, tarihe Menemen ya da Kubilay olayı olarak geçen olayların 'derin devletin din adamlarını tasfiye projesi' olduğunu ileri sürdü.

Yurtsever, Kubilay'ı dindar insanların değil o günün Ergenekoncular'ının öldürdüğünü iddia etti.
Yurtsever, Genel Kurmay Başkanlığı kozmik tarih arşiv belgelerinde araştırma yaptığını vurgulayarak, 23 Aralık 1930 tarihinde İzmir'in Menemen ilçesinde yaşanan olaylardan sonra bütün din adamlarının tek tek fişlendiğine dikkat çekti.
Askerliğini yedek subay olarak yapmakta olan öğretmen Mustafa Fehmi Kubilay'ı şeriat yanlıları diye ifade edilen kişilerin öldürmediğini anlatan Yurtsever, "O dönemden beri Kubilay, şeriat isteyen bir grup tarafından öldürüldüğü hep anlatıldı. Cumhuriyet tarihine ise irtica hadisesi olarak yansıtıldı. Sonrasında başlayan olayların ardından bölgede sıkıyönetim ilan edildi. Kurulan Divanı Harp'te failler idam edildi. Çeşitli cezalar verildi. Ancak asıl bu olaydan sonra yaşananlar dindarlara yönelik baskı ve fişleme faaliyetleridir." dedi.
Menemen olayını, derin devletin tertiplediğini öne süren Yurtsever, şunları söyledi: "Genelkurmay'ın Menemen olaylarının içinde yer alan Telgraf Memuru Nail Bey'in olay gözlem tanık raporu şaşırtan ilgilerle dolu. 23 Aralık 1930 tarihinde sabah 8 civarında yaşanan Menemen olayları ile ilgili açıklamalar yapan Nail Bey'in 'Menemen olaylarını yaratanlar telleri kestik diye bağırmaktalar. Bendeniz derhal telleri muayene ettim. Teller iyi ve İzmir'e malumat verdim. Bu sırada Jandarma Kumandanı Yüzbaşı Fahri Bey gelip şakilerle görüştü. Artık ne görüştüğünü ben anlayamadım. Yalnız kasaplar arasındaki mevkide bulunan halk tarafından alkışlandı. Yüzbaşı Fahri Bey çekilip gitti. Ne tarafa gittiğini şüphesiz bilemiyorum. Kubilay beyin kumandasında bir müfreze geldi. Müfreze kumandanı evkafın kahvesi önünde askeri durdurtup süngü tak emrini verdi. Kendisi şakilerin yakasını tuttu. Asker süngü taktı. Onlar dönmelerine devam ediyor. Beraberlerce Maarif kahvesinin önündeki büyük ağacın hizasına geldiler. Öbür taraftan dönüp gelen diğer arkadaşı bunların o vaziyetini görünce Kubilay Bey'in arkasından bir silahla vurdu' diye tanık ifadesi yayınlanıyor. Nail Bey, açıklamalarına Kublay Bey'i korumakla görevli askerlerin birdenbire kaçarak yok olduklarını da açıklıyor. Bundan sonra Kubilay arkadan aldığı kurşun yarası ile hükümet binası ve yanındaki Gazaz Camii bahçesine sığınıyor. Orada yere düşüyor. Mehdi Mehmet ve yanında bulunan şahsın yardımıyla Kubilay'ın kafası kesiliyor."
Buraya kadar telgraf memuru Nail Bey'in açıklamalarından resmi tarihin 80 yıldan beri topluma sunduğu 'Kubilay Mehdi Mehmet ve adamlarının önüne çıkarak eyleme son vermelerini istediği ve askerlerin manevra fişekleri ile ateş açtıkları ve Mehdi Mehmet'e isabet ettiği halde öldürmediği bunun üzerine Mehdi'nin 'Bana kurşun işlemiyor, ben Mehdiyim' konuşması yaptığı yönündeki bilgilerin Genelkurmay belgelerinde yer almadığını aktaran Yurtsever, "Menemen olayı başından sonuna kadar Menemen'deki olayları yakından izleyen Alay Kumandanlığı ve dönemin İçişleri Bakanlığı'nın bilgisi dahilinde hazırlanan bir tertip olayıdır. Mehdi Mehmet, olay esnasında içki içen serkeş ayyaşın birisidir. Kullanılan yönlendirilen ve kanlı eylem yaptırılan bir kişidir. Mehdi Mehmet şeriatçı değil ajan da olamaz; yönlendirilen, kullanılan, aklı yerinde olmayan hasta ruhlu bir insandır." ifadesini kullandı.
DİN ADAMLARINI TASFİYE SÜRECİ
Genelkurmay sitesinde yer alan tarihi belgeler arasında Türkiye genelinde çok sayıda din adamının rejim için tehlikeli görülerek izlendiği isim listesinin yer aldığını vurgulayan Yurtsever, "Olayların asıl sorumlusu görülen İstanbul'daki Erbilli Şeyh Esat Efendi, aslen Türkmendir. Mehmet Akif Ersoy'a hocalık yapmış, kurtuluş savaşı esnasında da General Fevzi Çakmak ile yakın işbirliği içinde olmuştur. Ahmet Yesevi'den Nakşibendi'ye kadar uzanan yüzyıllar içinde devletin destekçisi olan dini bir harekettir. Esat Efendi, Menemen olayından sonra sorgulaması, yapılmaksızın hakkında idam cezası verilmiş, 87 yaşının içinde bulunduğu için yasalara göre 65 yaşından büyük olduğu dikkate alınarak idam infazı yerine getirilmemiş, ancak oğlu ile birlikte 28 kişi asılmıştır. İlginçtir ki Menemen olayı esnasında Kubilay'ı yalnız bırakan askerlerin ve de olay öncesi Mehdi Mehmet ile görüşerek bilgi aktaran Yüzbaşı Fahri Bey ile Mehmet Ali Bey'in ifadeleri yoktur. Bu askerlerin neden ifadesi yoktur? " şeklinde konuştu.
Menemen olayıyla ilişkilendirilen din adamları listesinde Ramazanoğlu Mahmut Sami Bey'in adının geçtiğini vurgulayan Yurtsever, şunları söyledi: "Sami Bey, önce göz hapsine alındı. Sonra susturuldu. Ramazanoğulları ailesinin kuruculuğunu yaptığı Adana şehir merkezindeki vakfa ait yüzlerce dükkan, ırmak hamamı ve mescitler, camiler yıkılmış veya satılarak elden çıkarılmıştır. Hatta, Ramazanoğuları vakıf arazisi içinde yer alan İncirlik arazisi de 1950'li yıllarda Amerikalılara üs olarak verilmiştir. Bir Adanalı tarihçi olarak soruyorum: Ramazanoğlu Mahmut Sami Bey'in suçu neydi? Menemen olayını perde arasında derin devletin din adamlarını tasfiye planı vardır. Konuyla ilgili bütün bilgi ve belgeleri kişisel
sitesinde de yayınlayarak Kubilay ve Menemen olayını özgür tarihçilerin tartışmasına açıyorum." (CİHAN)


Gündem - Tarihçi Cezmi Yurtsever: Kubilay'ı şeriatçılar değil, o günün ergenekoncuları öldürdü



menemen-telgraf.jpg


menemen-telgraf_1.jpg


menemen-telgraf_2.jpg



menemen-telgraf_3.jpg
 
' Yok artık daha neler! ' demeden önce yazıyı iyi okuyun, 'o günün Ergenekoncuları' diyor. Komplocular, hainler, satılmışlar her zaman oldu, olacak da.
 
Ben zaten muhafazakar kesimin birini öldüreceğini sanmıyorum..Onlar sessiz sedasız yaşarlar ama onların hep sessiz kalması yüzünden yada sineye çekmelerinden dolayı üzerlerine bu kadar geliyorlar.Kendi vatanında parya.
 
Danıştay Başkanı nı da katledildiğinde "Bu bir ikinci Kubilay olayıdır" dediler. ama Altından kim çıktı . Tabi Ergenekoncular.O gü n ortalığı ayağa kaldıranlar "Bu Laik cumhuriyete yapılmış bir saldırıdır "diyenler olayın ergenekon işi olduğunu öğrendikten sonra tek kelime edemez hale geldiler
 
sistemleri hep aynı.
İnşaallah güzel günler yakın
 
din adamlarının tek tek fişlendiğine dikkat çekti.

Bir tarihçinin bu kadar düşebileceğine inanmazdım.
Zaten bir isyan, bir katliam fişleme ile olmaktadır.

Bu adamlar kanlı emellere her daim hazırlarmış ki o katliamı gerçekleştirmişler.

Bugün, entellektüel din sözcülerinin masa başında TSK için yaptıkları da aynı şeydir.

Siz bunu hiçbir zaman anlayamayacaksınız, bir ülkenin askeri, ülkeyi korumanın dışında, devlet yöneticilerinin halkı köle etmelerinin de önünde büyük engeldir.
Siz bunu anlayamayacaksınız dedim çünkü görmeyeceksiniz ;)
 
belgeler lede isbat etse farketmiyor bazıları için...

‘İran’ dedik, ‘Dinciler’ dedik. Çünkü ben Atatürkçü, orduyu seven, vatanperver bir kadınım. O yüzden daha devletime hiç kızmadım ben. Başka gerçeklerle yüzleşmek istemedim. O yüzden hep İran demek işime geldi sanırım. İran’ın yaptığına inanmak istedim.Bilge EMEÇ
 
‘İran’ dedik, ‘Dinciler’ dedik. Çünkü ben Atatürkçü, orduyu seven, vatanperver bir kadınım. O yüzden daha devletime hiç kızmadım ben. Başka gerçeklerle yüzleşmek istemedim. O yüzden hep İran demek işime geldi sanırım. İran’ın yaptığına inanmak istedim.Bilge EMEÇ

aslında biraz da yaşadıkları ortam ve toplumun baskısını da unutmamak gerek.
 
aslında biraz da yaşadıkları ortam ve toplumun baskısını da unutmamak gerek.


belgeler orta da dökümanlar belli ama hala aynı şeyler sürmesi üzücü.:blushing: herkes hata yapabilir.hata dan dönmek erdemliktir.ama bu erdemliği mevlam herkese nasip etmemiş ...:utan
 
Tek partinin amili de zaten bunlar

Koca Osmanlı yı biz mi yıktık sanki?
 
Geri
Üst