Uzunefe
Altın Üye
- Katılım
- 22 Haz 2005
- Mesajlar
- 13,353
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
Yaptığı şovlarla, çektiği reklamlarla, oynadığı sinema filmleriyle her zaman gündem oluşturan, ‘yaramaz çocuk’ Cem Yılmaz, kendisi hakkında ‘stand-up’la oyunculuğu karıştırıyor’ diyenlere ilginç açıklamalarda bulundu.
“O rolü ben istedim”
‘Cem Yılmaz oyuncu değil, stand-up’la oyunculuğu karıştırıyorlar’ diye söyleyenler olduğunu belirten Cem Yılmaz, “Kim ne söylüyorsa haklıdır. Konservatuvar mezunu değilim, biri bana ‘Konservatuvar mezunu değilsin’ diyorsa buna niye alınayım ki? Ama konservatuvar mezunu olmakla benim yaptığım işler arasındaki ilişkiyi anlayamıyorum. Onun için bu eleştiriler bana tuhaf geliyor. Bir ara da “Çok zeki çocuk” diye bir şey vardı. ‘Ne acayip adam bu Cem Yılmaz’ falan diye. Memlekette bu kadar beyin cerrahı vs. varken, ben plütonyumu parçalamış gibi muamele görmek istemem yani. ‘Organize İşler’ filmindeki rolümün her zamankinden farklı bir karakter olduğu için kabul ettim. Bir defa bu rol bana teklif edilmedi. Yılmaz Erdoğan filmi yazarken ben takip ediyordum. Oynamak istedim o rolü. Ben bu işin içinde olmak istedim. ‘Vay be, ne kadar değişik bir şey oynamış’ gibi bir şeyler duyuyorum ama bendeki yansıması ‘Hadi canım o kadar da demedik. Benim daha önce yaptığım şeyler bundan beş bin kat daha zordu. Örneğin Çağan Irmak, önce benimle çalışmak istediğini söyledi. Ama ‘Babam ve Oğlum’dan sonra ‘Müsait değilim’ dedi. Bizim sanat dünyası böyle bir dünya işte...
“Şöhrete alışamadım”
Kendini düşünen biri olmadığını belirten Yılmaz, “Her gittiğim yerde bana daha şakacı, daha şımarık, daha bir vurdumduymaz, daha bir adamsendeci olarak yaklaşılıyor. Ben buna şaşırıyorum. Ama öyle değil. Yetişme tarzım mı çok sağlam bilmiyorum ama burnum büyümedi. Kimseye bir şımarıklığım yok. Anne babaya bilakis hiç saygısızlık yapmam. Herkese ne kadar mesafeliysem aileme o kadar yakın ve saygılıyımdır. Çünkü ana gibi yar olmaz” şeklinde konuştu
Hayat yaşandıkça eğlenceli
Canının istediği her şeyi yapmaktan zevk aldığını anlatan Yılmaz, “İnsan ünden, şöhretten, paradan sıkılır mı? Hayatımda yalnızca bunlar yok ki. Daha doğrusu bunlar çok az var. Benim derdim bu değil. Derdim, canımın istediğini yapmakla ilgili. Ben canımın istediğini yaparım, sonra diyorlar ki ‘Bak şöhretten böyle oldu.’ Benim hayatım öyle çok eğlenceli değil. Hayatta sevdiğiniz şeyleri yaparsanız eğlenceli oluyor. İnsanları bu kadar eğlendiren bir adam bunu nasıl söyler derseniz, beni kimse eğlendiremiyor çünkü. Bu da normal herhalde.
“Gardımı aldım!”
Ben insanlardan bir şey istemem. Samimi ve doğru bulmuyorum. Sürekli gardını almış bir pozisyondayım. Çünkü çok kandırılıyorum. Daha doğrusu kandırmaya teşebbüs ediyorlar beni. Ve bunu gördüğüm zaman çok mutsuz oluyorum. İdareci değilimdir açıkçası. Karşı tarafın gönlü olsun diye idare etmem.
“Asosyal biriyim”
Geçenlerde bir arkadaşım, ‘Gel bir iki arkadaş sohbet ediyoruz’ dedi, gittim. Ama yapamıyorum. Bence iş yapmak konuşmaktan çok daha iyi. Ben zaten çocukluğumdan beri asosyalim. Hayatımda hiç dans etmedim. Gece sokağa da çıkmıyorum ama en çok gezen benmişim diye duyuyorum. Ya da en çapkını.