Tüyü Bitmemiş Yetim Hakkıymış...

Vtnsvr

New member
Kaynak: Zahide Uçar-İnternetajans

Başvekil gene şovunu yaptı…


Şaban Dişli’nin dişlemekle kalmayıp hortumladığı söylenen paralardan sonra bekledi, beklediiii… Baktı hain Baykal (!) unutmuyor, unutturmuyor… “Tüyü bitmemiş yetimin hakkını yedirmeyiiiiz” diye gürledi (!)…



Ne desem bilmem ki? Demek istediklerimi desem alim Allah bütün ömrüm “burnu uzadıkça uzayan Pinokyo’lara” tazminat ödemekle geçer. Neyse, bayan olduğumuz için kibarlık bizde kalsın. Çingene cazgırlığının nimetlerini niye alır bilir misiniz? Hiç kimse onlar kadar cazgır olamadığı için cazgırlıklarıyla “haklı” çıkarlar. Sen anladın sevgili okur ne demek istediğimi…



Seçim öncesi, Doğan Grubu'na ait POAŞ'ın toplam 985.5 milyon YTL'lik vergi borcu Maliye Bakanlığı tarafından 275.3 milyon YTL'ye indirildi.

Bu para seçim öncesi Doğan Grubuna “sus payı” diye verilirken, vatandaşın cebinden bağışlandığına göre, içinde tüyü bitmemiş yetimin hakkı yok muydu?



Bir haber daha:




Tayyip Erdoğan hükümeti, Citibank’ın 3 Milyar dolara (4 milyar YTL) yakın vergi borcunu, tamamen silmiştir. Maliye Bakanlığı Citibank ile 3 Milyar dolara yakın vergi borcu konusunda masaya oturmuş ve masadan vergi borcunu sıfırlayarak kalkmıştır. AKP Hükümeti, bu işlemi, göreve gelir gelmez, 2002 seçimlerinden bir buçuk ay sonra yaptı. Citibank’ın Maliye’den kaçırdığı 3 milyar dolara yakın vergi borcunun silinmesinin tarihi, 23 Aralık 2002. Maliye Bakanlığı raporlarında, işlemin “Bakan oluruyla” yapıldığı belirtiliyor.



Sanırım dünyada ki sıcak parayı yöneten Citibank bizim tüyü bitmemiş yetimlerden daha yetimdi ki, bu BAĞIŞ ile de tüyü bitmemiş yetim hakkı yenmemişti (!)…



Kefenin KDV’si %18, simitin KDV'si yüzde 18... Öte yandan havyarın KDV'si de yüzde 18... Evde içilen içme suyunun KDV'si yüzde 18, viskininki de yüzde 18... Hele fakir ve tüyü bitmemiş yetime çooook elzem olan bir “temel ihtiyaç(!)” var ki, KDV’si sıfır. Elmas ve kıymetli taşlar ithal ve ihracatında KDV sıfır. Bu işten en büyük parayı kazanan da tesadüfen Başbakan’ın yatlarında gezdiği ATASAY kuyumculuk… Zaten bu düzenlemede de yetim hakkı falan yenmemiştir(!).




Hükümetiniz iptal edileceğini bile bile bazı yasalar çıkarıyor. Yasa iptal edilene kadar talan yapılıyor. Yasa iptal edildikten sonra birilerine peşkeş çekilen yerler peşkeş çekilen kişilerde kalıyor. Mesela bu şekilde Marmara’da Atasay’lara bazı yerler verilmiş midir? Verilmiş ise “hile-i şeriye” yapılarak verilen bu yerlerde yetim hakkı yok mudur? Yoksa yetim yetimliğini bilip buralarda ki haklarından gönüllü olarak feragat mi etmiştir (!)?...




Kemal abiniz için çıkardığınız vergi affından cukkalanan paradaki tüyü bitmemiş yetimin hakkını biz bilmeden yetimleri tek tek tesbit edip dağıttınız mı(!)?...




Bakınız, odatv ne yazdı:




“Sokaktaki vatandaş konut edindirme yardımı için Başbakan’ın ağzına bakıtılır, ülke gündemi de Ergenekon ve AKP kapatma davasına kilitlenirken, Türkiye Büyük Millet Meclisi Cumhuriyet tarihinin en büyük borç silme operasyonuna imza attı. Silinecek borç tutarı 90 milyar YTL. Borcun resmi sahibi Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF); müsebbibi batan – batırılan bankalar. Alacağımdan vazgeçtim diyen ise Hazine, yani Türkiye Cumhuriyeti yurttaşları. Borcun faizinin silinmesi kabul edilebilir ama anapara nasıl siliniyor; hakikaten üzerinde tartışmak lazım. Çünkü bu para ‘amme alacağı’ niteliğindedir. Borcun silinmesi de bir çeşit aftır.”

Evet Sayın Başbakan, bu parada da sanırım tüyü bitmemiş yetim hakkı yoktu (!)…

Ha, bir de Cargill'imiz var değil mi? Cargill İznik gölü civarında bulunan tarım arazisine kanunsuz olarak fabrika kurdu. Bursa 2. idare mahkemesi firmaya yapı ruhsatı verilmesine ilişkin kararı 2 defa durdurdu. Ve siz Bush'un ricası ile mısır şekerine olan kotanın kaldırılması ve Toprak Koruma Ve Arazi Kullanımı Kanunu'na ek madde ilave ederek (27-06-2006) günü jet hızı ile geçirip Cargill işini hallettiniz. ABD'ye gittiğinizde Türkiye'ye bile gelmeye sabredemeden ABD'den Bakanınıza "Cargill işini çözün" talimatı vererek Bush'un hatırını Türk Devleti'nin çıkarlarından üstün tuttunuz.


O tarım arazileri üzerinde de zaten yetim hakkı falan yoktu değil mi Sayın Başbakan?

Daha kaçak villalara, likit yumurtalara gelemedik bile. Vatandaşa yardım diye sıfır vergi ile “Mehmetçik Vakfı’ndan vergi kesiliyor” gıda bankası denilen dernekler kurdunuz. Halkı dilenciliğe alıştırdığınız. Bu dernekler vasıtası ile de Ülker ve yan kuruluşu Halk Gıda, Kiler gibi yandaşlarınızın ürünlerini dağıttınız. Bu para aktarımlarında da zaten tüyü bitmemiş yetim hakkı falan yoktu (!)




“Çok laf yalansız ,çok para haramsız olmaz” diyen atalarımıza kulak verirsek, işçilikten başlayan hayat yolculuğunuzda zenginlikte Krallar listesine nasıl girdiniz? Gayrimenkuller hariç 2 milyar dolar parayı size Hızır Aleyhisselam’mı getirdi(!)? O paradan yetim hakkını nasıl ayıkladınız?




5-7 Nisan arası Unakıtan ve özelleştirmeden sorumlu müsteşarı ve bir başka müsteşarla hiçbir resmi işlem yapılmaksızın Suudi Arabistan’a neden gitti? Kemal Abiniz’in dönüşünden 2 gün sonra Suudi Prensi Türkiye’ye gelerek doğruca Bodrum’a niye gitti? Bodrum’da arazi tesbit ve değerlendirmelerini neden yaptı? Unakıtan’ın Suudi Arabistan’a yaptığı gizli gezi ve Suudi Prensi’nin Bodrum’a gelişi ile ilgisi nedir? Neden Unakıtan’ın bu seyahatinin formalitelerinin tamamlanması cihetine sonradan gidildi?

Sayın Başbakan; siz, Cumhurbaşkanı, Unakıtan gibi önemli isimlerin sık sık Arap Ülkeleri’ne gidişinizin sebebi ve bunların bir kısmını gizli yapmalarının altında yatan gerçek nedir? Katar, Kuveyt, Dubai, Suudi Arabistan gibi ülkeler de sizin İsviçre’niz mi? Hani sizden önce ÖRTÜLÜ ile içli-dışlı olanlar İsviçre’ye giderlerdi ya (!)…




Bir de Erzurum’a gönderdiğiniz müfettişlikten gelme "sizin Belediye Başkanlığı döneminizle ilgili dava dosyalarınızı incelemiş ve olumlu rapor tutmuştu" bir valiniz var. Bu valinin aldığı 360 milyarlık arabada da zaten yetim hakkı falan yoktu. Birçok şaibesi olan valiniz Manisa’ya tayin oldu diye Erzurumlu nerede ise kurban kesecek ama Manisalılar'a da sabır dilemekten kendilerini alamıyorlar.




Sayın Başbakan, bu liste öylesine uzun ki…





Türkiye yolsuzluk ve rüşvet konusunda dünyada 64. sırada. İhalede şeffaflık konusunda 3. Dünya ülkeleri ile birlikte sayılıyor.




Bir de beni kahkaya boğan bir sözünüz daha var:“Çetelerin üzerine gittik (!)”




Bakın Sayın Başvekil, Şırnak’da görev yapan bir polis memuru anlatıyor. Gece olunca nerede ise konvoy halinde kaçak benzin geçiyor ve biz sadece seyrediyoruz diyor. Bu kaçak benzin işi öyle yaygın ki, bu işi yapanlar benzinlik zinciri kurmuşlar. Şeş kaza bunlardan bir benzin aldığınızda araba mutlaka bakıma giriyor. Bunların kontrolleri bile yapılmıyor. Ayrıca bu çetelerin içinde kaç tane AKP’li var?




Sayın Başbakan, İstanbul’da kapkaç çetelerini yöneten zatın avukatı kim? Sizin önceki İçişleri Bakanınızın oğlu M.A. olmasın. İstanbul’u Kürt Mafyası’nın eline sizin hükümetiniz teslim etti. Şimdi “beyaz-toz” paraları oteller, beyaz eşya, benzinlik gibi yerlerde aklanıyor. Bunların bir çoğu da PKK yandaşı... Sizin istihbaratınız herhalde onun bunun yatak odasını dinlemekten bu çeteleri dinleyemiyor(!)... PKK 2005’den bu yana büyük şehirlerde korku terörü yapmak için veya olası bir iç savaşa hazırlık yapıyor. Esrar-eroin paraları ile birçok işyeri değerinin çok üstünde satın alınıyor. Buralar pkk için sığınma yerleri. Sahi, bu arada sizin istihbarat daireniz ne yapıyor? Adamlar Karacaahmet’den füze fırlatabilecek noktaya gelirken sizinkiler nerede? Siz herhalde vatan, bağımsızlık, bayrak diyenleri PKK’dan daha tehlikeli buluyorsunuz (!)


Sayın Başbakan, Yalova’da bir misyoner derneği var. Adı-sanı açık, gizli bir tarafı yok yani. Depremin hemen arkasından gelmiş Alman bir misyoner. Bu misyoner Yalova’da Muş Mahallesi de denilen mahalle ile çok ilgili. Yeniyılda 250 adet kart bastırıyor. Bu kartlar ayine katılan hristiyanlaştırılmış Türk Vatandaşları için. Muş Mahallesi olarak da bilinen Özden Mahallesi’nde ki Kürt çocukları neden özellikle ilgi alanlarında dersiniz? Emperyal güçler zaten ayrılık tohumlarını ektikleri bu vatandaşlarımızı bir de hristiyanlaştırarak din birliğinden de uzaklaştırıyorlar. Dil-din birliği kalmamış insanları bu topraklarda nasıl tutacağız Sayın Başbakan?


İ.T. T. Evi Derneği olarak faaliyet gösteren bu derneğin Başkanı AKP’li olan Belediye Başkanı ile mutlu(!) dostluklar yaşıyormuş. Öyle ki, belediyenize itfaiyeye bir ek bina, Zabıtaya bir ek bina, Özden Mahallesi “Muş Mahallesi” ne bir çocuk parkı yaptırdığı söyleniyor. Giden çocuklardan birine bir vatandaşımız dernekte ne yaptıklarını sormuş. Çocuk sohbet ettiklerini anlatmış. Sonra da dernek başkanının peygamberimize “O bir sahtekar, o bir yalancıdır” dediğini anlatmış. Hazır sırası gelmişken şu ılımlı İslam dialogcularına da bir “SELAM” şey ettirelim…




Sayın Başvekil, tabanınız yıllarca Atatürk’e dinsiz diye iftira etti. Söyler misiniz, Atatürk’ün sağlığında emperyalistlerin böyle bir şey yapması mümkün müydü? Ve size inanan garibanlar hala sizlerin islamı temsil ettiğinize inanıyor, yazık… Hakikaten ayette ki gibi: Gözleri vardır görmezler, kulakları vardır duymazlar… İnsanın feraset gözünü kapatan en önemli etkenler nedir biliyor musunuz? Haram, yalan ve iftira…



Can Ataklı’nın bir araştırma yazısından öğrendiğimize göre ;Hazreti Muhammed’in Medine’deki mezarı 1926 yılında Vahabi Suudi Krallığı tarafından yıkılmak istenir. Suudi Kralının bu girişimi Atatürk’ün yazdığı “Peygamber efendimizin mezarının bir taşına dokunursanız ordumu aşağı gönderirim” telgrafı üzerine durur.

İşte dinsiz diye yıllardır iftira edilen Atatürk, işte Müslüman diye göğe çıkartılan sizler… Peygamberimize hakaret edenlere değil karşı durmak, üstelik iş birliği yapıyorsunuz.

Gene Yalova’da bir iş adamı. Bürosunda Atatürk resmi asılı. Yanında çalışan Yalova’lı bir personel şahit oluyor. Kürt kökenli bu iş adamı akşam giderken Atatürk’ün resmini indirip bebek katili APO’nun resmini asıyormuş. Çalışanının baktığını görünce yanındakilere yüksek sesle şunu söylemiş: “Birgün gelecek bu resim burada daima asılı kalacak”… Bu zat da hem Yalova Ticaret odasında, hem de İl Encümen’de… Ve tabii ki AKP’li… İşte partiniz bu yüzden DTP’nin oylarını aldı. AKP’li olarak hem paralarına para kattılar, hem de her yere hükmettiler. Artık PKK bütün ülkede kendine yataklık edecek bol paralı, siyasi iktidarın içinden gelen koruyucu-kollayıcı insanlara sahiptir.



Bu yazdıklarım sadece birkaç örnek, daha fazlasına yer müsait değil.






Sayın Başbakan, çeteleri hakikaten müthiş bir şekilde çökertmişsiniz (!)…Alkış(!)... Alkış(!)...







 

vega vhj

New member
gözleri vardır görmezler....kulakları vardır duymazlar.... cepleri vardır seni beni bide %47'leri alırlar....
 

nedensiz35

New member
vurguncular vurcuncular sinemalarda vurguncular...

bu yazının tamamını okumanız çok hayırlı olcaktır
 

ares74

New member
dostum , doğru söyleyeni 9 köyden kovarlar.
yazdıklarına dikkat et ergenekoncu diye atarlar içeriye. uyarmadı deme sonra
 

TAURUS

unutulur mu??
dostum , doğru söyleyeni 9 köyden kovarlar.
yazdıklarına dikkat et ergenekoncu diye atarlar içeriye. uyarmadı deme sonra
ergenekoncu deseler gene bi derece bide dini boyutu var işin çarpılır falan tayyip yüce bi zat ya...(Allahım sen affet bazı YOBAZLARIN yüzünden at gözlüğünü bile haketmeyen insanların yüzünden dediklerime bak....)

şimdi bi artist gelirse tayyipe kimse öyle bi yakıştırma yapmadı diye düşünürse hiç düşünmesin http://www.sonnoktagazetesi.com/v2/HaberAyrinti.asp?ID=7037
 

ramo46

New member
Bunların yaptıklarını dünyanın hiç bir lügatı tarif edemez...!


***************************************************************
 

shamur_80

New member
babam derki türkiye cumhuriyetinin gelmiş geçmiş en büyük soyguncusudur diyor başbakanımız içinde gerçekten babam bile sadece televizyon ve gazetelerden takip bunu anlıyorsa vayy geldi ülkemizin haline... ama şimdi çıkar derlerkii ne var yane önceki hükümetlerde olmadımı bu tip olaylar...

saygılar
 

RuTH

Altın Üye
Seçim öncesi, Doğan Grubu'na ait POAŞ'ın toplam 985.5 milyon YTL'lik vergi borcu Maliye Bakanlığı tarafından 275.3 milyon YTL'ye indirildi.

Bu para seçim öncesi Doğan Grubuna “sus payı” diye verilirken, vatandaşın cebinden bağışlandığına göre, içinde tüyü bitmemiş yetimin hakkı yok muydu?
Az önce tv de bu konuyla ilgili bir belgesel mahiyetinde konunun
uzmanları ile yapılan röportajları dinledim, dinlemez olaydım...

Uzlaştırma adı altında 700 milyon dolar Aydın Doğan yahudisinin cebinde kaldı...
Vergiler de sana bana girdi...
 

HTML

Üst