Türkiye'nin dizginleri kimin elinde?

W

WoLF

Guest
ABD'de yayımlanan dış politika ve siyaset dergisi Foreign Policy'den tutuklamalar ve Türkiye demokrasisi üzerine bir analiz...
FOREIGN POLICY, AHMET ŞIK VE GÜLEN CEMAATİNİ YAZDI:
"Türkiye'nin dizginleri Pensilvanya'daki gizli mollaların elinde mi? Eğer öyle değilse, niçin iktidar tek bir araştırmacı gazeteciyi susturmakta bu kadar ısrarcı davranıyor?"

ABD'de yayımlanan dış politika ve siyaset dergisi Foreign Policy'de çıkan Justin Vela imzalı makalede Türkiye'nin katettiği önemli mesafenin, son 2 yılda yerini baskıya bıraktığı ileri sürüldü. Gülen Cemaatine ilişkin değerlendirmelere yer verilen makalede, kitabı nedeniyle tutuklu bulunan Ahmet Şık'ın durumunun anlatıldığı "Derin devletin parmaklıkları ardında" başlıklı makalede, "Türkiye'nin dizginleri Pensilvanya'daki gizli mollaların elinde mi? Eğer öyle değilse, niçin iktidar tek bir araştırmacı gazeteciyi susturmakta bu kadar ısrarcı davranıyor?" denildi.

Türkiye'nin son yıllarda önemli bir mesafe katettiği anlatılan makalede, artan baskı ortamına işaret edilerek, "Türk vatandaşları, demokrasilerinin geçirdiği evrimi fısıltıyla tartışsalar iyi ederler. Son yıllarda önemli mesafe kateden Türkiye'de, ülkenin yeni rotası yüksek sesle dillendirilmiyor" deniliyor.

"İddialar ilk günkü absürtlüklerini koruyor"

Son 2 yılda hükümeti eleştiren binlerce kişinin şafak baskınlarıyla tutuklandıkları belirtilen yazıda, Ahmet Şık'ın durumu anlatıldı. 5 Ocak'taki Odatv duruşmasında Ahmet Şık'ın yaptığı savunmaya yer verilen yazıda şunlar anlatıldı:

"Şık ifadesinde, telefon görüşmesi tutanakları, gazetelerde basılmış makaleler ve henüz tamamlamadığı, İslamcı Fethullah Gülen hareketinin Türkiye devleti içindeki yaygın nüfuzunu ortaya koyan İmam'ın Ordusu kitabının taslaklarından oluşan delilleri ciddiye almadığını ifade etti. Şık savunmasında, 'Bugün adaletten ve hukuktan yoksun, bozulmuş ve tahrip edilmiş dökümanlarla yürütülen, politik bir yargılama sebebiyle buradayım' diye konuştu. Şık'ın aleyhindeki iddialar, ilk günkü absürtlüklerini koruyor. Şık, profesyonel yaşamının önemli bir kısmını Ergenekon'un temsil ettiği yapıları ve bu yapıların yol açtığı insan hakkı ihlallerini araştırmaya vakfetmişti."

"Cemaat Türkiye'yi daha baskıcı bir noktaya götürüyor"

Ahmet Şık'ın gördüğü baskının analiz edildiği yazıda şunlar söylendi:

"Şık'ın üzerine giden silahlı kuvvetler değil, derin devletin başka bir ayağı. İmam'ın Ordusu kitabı, Fethullah Gülen'in yükselişini, yaşı ilerlemiş din adamının kendini sürgün ettiği Pensilvanya'dan, 140 ülkedeki binlerce okulu kapsayan muazzam ağı kuruşunu anlatıyordu. Dinlerarası diyalog çağrısı yapan ve dersliklerinde hem dinin hem de bilimin öğretilmesini savunan Gülen'in destekçileri, cemaatin eğitime katkıda bulunmak ve Türkiye ile dünyanın geri kalanında kamu hizmeti yapmaktan başka bir amaçları olmadığını ileri sürüyorlar. Ancak Gülen cemaatinin gerçek etki alanını hesap etmek oldukça zor; Foreign Policy tarafından 2008'de yapılan yılın entelektüeli oylamasına Gülen destekçileri hücum etmiş, yarım milyon kişinin oy kullandığı yarışmada ilk sırayı Gülen almıştı. Ancak Gülen, 'Cemaat' adıyla bilinen destekçilerini yalnızca internetteki oylamalara etki etmek için kullanmıyor. Erdoğan'ın Adalet ve Kalkınma Partisi'nin seçmen tabanın önemli kısmını oluşturan Cemaat mensupları, kendilerini Türkiye'deki bürokrasi, emniyet ve yargı teşkilatlarının da en üst makamlarında konumlandırmayı başardılar. Ve Şık örneğinde de görüldüğü gibi, yarattıkları etki Türkiye'yi daha baskıcı, özgürlüklüklerin kısıtlandığı bir noktaya doğru götürüyor."

"Tutuklamaktaki hedefledikleri başarısızlığa dönüştü"

Ahmet Şık'ın "Türkiye'de derin devlete hala dokunulmadığı, yalnızca derin devletin sahiplerinin değiştiği" şeklindeki görüşlerine de yer verilen makalede, "Eğer hükümet, Şık'ı tutuklayarak yaptığı araştırmaları önlemeyi hedeflediyse, bu hedefin acınacak bir başarısızlığa dönüştüğünü söylemeliyiz. Şık'ın yasaklanan kitabı, büyük ihtimalle taslağı bulunduran arkadaşları tarafından, internete dağıtıldı. Sonrasındaysa, bir grup gazeteci ve entelektüelin imzasıyla, Şık'ın evindeki bilgisayarda ele geçmesinin ardından polis tutanaklarına yansıyan 000 Kitap adıyla yayınlandı. Kitap, İstanbul'un merkezinde yer alan İstiklal Caddesi'ndeki ve havaalanındaki kitabevlerinin vitrinlerinde, en dikkat çeken noktalarda sergileniyor" denildi.

Fethullah Gülen cemaatine ilişkin değerlendirmelere de yer verilen makalede şunlar anlatıldı:

"Ilımlı İslam çağrısında bulunan Gülen'e yöneltilen eleştiriler dindarlık ekseninden ziyade, hareketin şeffaf olmadığı noktasında yoğunlaşıyor. Gülen grubunun, kağıt üstünde laik olan hükümet ve toplum üzerinde önemli bir etkisi olduğu biliniyor, AKP'nin cemaatle olan ilişkisini AKP'li milletvekilleri de doğruluyorlar. Gülen hareketinin büyüklüğü ve toplum üzerindeki etkisi tam olarak kestirilemezken, Zaman Gazetesi ve Samanyolu Yayın Grubu gibi basın organlarıyla yakın ilişkilerinin yanı sıra, Türkiye İşadamları ve Sanayiciler Konfederasyonu (TUSKON) gibi yapıların harekete bağlılığı, cemaatin son derece organize ve iyi finanse edilen bir ağ kurduğunu gösteriyor."

"Türkiye yıllardır karşılaşmadığı bir prestij kaybı yaşıyor"

Makalede, yapılan toplu tutuklamaların, Türkiye'ye yıllardır karşılaşmadığı bir prestij kaybı yaşattığı vurgulayan Justin Vela, "Özellikle Ahmet Şık'ın da sanıkları arasında olduğu dava, çoğunlukla başarılarla anılabilecek bir on yılın üzerinde çirkin, kara bir leke olarak duruyor. AK Parti 2002'de iktidara geldiğinden bu yana, yarattığı siyasal istikrar ortamı, bir zamanlar tüm gücü elinde bulunduran orduyu dizginlemesi ve Türkiye'yi G20 ülkeleri arasında Çin'den sonra ikinciliğe yerleştiren ekonomik büyüme sayesinde takdir topladı. Ancak artan baskı ve kısıtlamalar, Türkiye'nin ifade özgürlüğündeki altın çağının bittiğine işaret ediyor" diye yazdı.

"Ya biat edecek, ya sessiz kalacak ya da tutuklanacaksınız"

İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün İstanbul'daki araştırmacılarınan Emma Sinclair-Webb'in verdiği bilgilerin de aktarıldığı makalede, Gülen cemaati ile AK Parti arasında muhtemel bir ayrılık yaşanacağına dair görüşler yer aldı.

Vela makalesini Ahmet Şık'ın mahkemedeki savunmasını bitirdiği, "Ya biat edecek, ya sessiz kalacak, ya da tutuklanacaksınız. Evet, işte, Türkiye'de iktidarda olan yeni güç bu" sözleriyle bitirdi.

KaynaK
 
Geri
Üst