ße YouRSeLF
New member
Alman basını TBMM'deki türban oylamasına geniş yer verdi..
Alman Volksstimme gazetesi Atatürk'ün kurduğu devletin altı son derece önemli bir noktada oyuluyor yorumu yaparken, Süddeutsche gazetesi ise Türkiye'nin hiçbir zaman laik bir ülke olmadığını ileri sürdü.
VOLKSSTİMME: "ATATÜRK'ÜN KURDUĞU DEVLETİN ALTI OYULUYOR"
Magdeburg'da yayımlanan Volksstimme adlı gazetede de Türkiye'deki başörtüsü tartışmasına ilişkin bir yorumda şu ifadeler yer aldı:
"Türkiye bir kez daha laik anayasa ile İslamı yeniden doğuşu sembolize eden bir yol ayrımında. Kemal Atatürk'ün kurduğu devletin altı son derece önemli bir noktada oyuluyor. Türban karşıtları, köktendinci geleneklerin üniversitelere girmesine izin verilmesinin şeriat devletinin başlangıcı olacağı korkusu içinde kitlesel gösteriler yapıyor. Oysa AKP Genel Başkanı, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan şimdiye kadar İslam bayrağının taşıyıcısı değil, ilerlemeden yana ve Avrupa dostu olarak tanındı. Yoksa takiye mi yapıyordu?"
SÜDDEUTSCHE ZEITUNG: "TÜRKİYE HİÇBİR ZAMAN LAİK BİR ÜLKE DEĞİLDİ"
Süddeutsche Zeitung'da yer alan "Örtü ve Hoşgörü" başlıklı yazıda, "Türkiye hiç bir zaman laik bir ülke değildi, bu başörtüsü tartışmalarında da kendini gösteriyor" denildi. Christiane Schlötzer imzalı yazı şöyle devam ediyor:
"Modern Türkiye kurulduğunda anayasasında, 'Türk devletinin dini İslamdır' ibaresi yer alıyordu. Laiklik, 1937 yılında Atatürk'ün ölümünden bir yıl önce, sultanlık ve halifeliğin kaldırılması sürecinde, genç cumhuriyet 14 yaşında iken anayasaya girdi. Atatürk, dini, ilerlemenin önünde bir engel olarak görüyordu. Ama halkın inancına dokunmanın kolay olmadığını Atatürk'ün mirasçıları kısa zamanda anladılar. Bu yüzden de devlet, dini olan herşeyi kontrol etmeye başladı"
Buna örnek olarak cuma vaazlarında okunacak konuların Diyanet İşleri tarafından saptanmasını, kiliselerin çatılarının tamiri için bile devletten izin alınması gerektiğini ve hiçbir kamu kurumunda başörtüsü takılamamasını gösteren Christiane Schlötzer imzalı yazı şöyle devam ediyor:
"Türkiye laik bir ülke olsaydı, Hristiyan - Ortodoks vatandaşlarının din adamları yetiştirmesine izin verir, kadınların başlarını örtüp örtmediğine karışmaz, sadece din bir zorlama unsuru olarak kullanıldığında devreye girerdi. Ama şu anda bu hoşgörüyü beklemek imkansız, çünkü sembol olarak başörtüsü tartışması, iktidar mücadelesinin aracı oldu"
http://www.haberturk.com/haber.asp?id=54679&cat=160&dt=2008/02/07
ECNEBİLERE GÜN DOĞUYOR :melek
Alman Volksstimme gazetesi Atatürk'ün kurduğu devletin altı son derece önemli bir noktada oyuluyor yorumu yaparken, Süddeutsche gazetesi ise Türkiye'nin hiçbir zaman laik bir ülke olmadığını ileri sürdü.
VOLKSSTİMME: "ATATÜRK'ÜN KURDUĞU DEVLETİN ALTI OYULUYOR"
Magdeburg'da yayımlanan Volksstimme adlı gazetede de Türkiye'deki başörtüsü tartışmasına ilişkin bir yorumda şu ifadeler yer aldı:
"Türkiye bir kez daha laik anayasa ile İslamı yeniden doğuşu sembolize eden bir yol ayrımında. Kemal Atatürk'ün kurduğu devletin altı son derece önemli bir noktada oyuluyor. Türban karşıtları, köktendinci geleneklerin üniversitelere girmesine izin verilmesinin şeriat devletinin başlangıcı olacağı korkusu içinde kitlesel gösteriler yapıyor. Oysa AKP Genel Başkanı, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan şimdiye kadar İslam bayrağının taşıyıcısı değil, ilerlemeden yana ve Avrupa dostu olarak tanındı. Yoksa takiye mi yapıyordu?"
SÜDDEUTSCHE ZEITUNG: "TÜRKİYE HİÇBİR ZAMAN LAİK BİR ÜLKE DEĞİLDİ"
Süddeutsche Zeitung'da yer alan "Örtü ve Hoşgörü" başlıklı yazıda, "Türkiye hiç bir zaman laik bir ülke değildi, bu başörtüsü tartışmalarında da kendini gösteriyor" denildi. Christiane Schlötzer imzalı yazı şöyle devam ediyor:
"Modern Türkiye kurulduğunda anayasasında, 'Türk devletinin dini İslamdır' ibaresi yer alıyordu. Laiklik, 1937 yılında Atatürk'ün ölümünden bir yıl önce, sultanlık ve halifeliğin kaldırılması sürecinde, genç cumhuriyet 14 yaşında iken anayasaya girdi. Atatürk, dini, ilerlemenin önünde bir engel olarak görüyordu. Ama halkın inancına dokunmanın kolay olmadığını Atatürk'ün mirasçıları kısa zamanda anladılar. Bu yüzden de devlet, dini olan herşeyi kontrol etmeye başladı"
Buna örnek olarak cuma vaazlarında okunacak konuların Diyanet İşleri tarafından saptanmasını, kiliselerin çatılarının tamiri için bile devletten izin alınması gerektiğini ve hiçbir kamu kurumunda başörtüsü takılamamasını gösteren Christiane Schlötzer imzalı yazı şöyle devam ediyor:
"Türkiye laik bir ülke olsaydı, Hristiyan - Ortodoks vatandaşlarının din adamları yetiştirmesine izin verir, kadınların başlarını örtüp örtmediğine karışmaz, sadece din bir zorlama unsuru olarak kullanıldığında devreye girerdi. Ama şu anda bu hoşgörüyü beklemek imkansız, çünkü sembol olarak başörtüsü tartışması, iktidar mücadelesinin aracı oldu"
http://www.haberturk.com/haber.asp?id=54679&cat=160&dt=2008/02/07
ECNEBİLERE GÜN DOĞUYOR :melek