Türkiye 1-0 Azerbaycan [ 2012 Avrupa Şampiyonası]

yyildirayy

Moderatör
Moderatör
Katılım
11 Mar 2008
Mesajlar
20,694
Reaction score
0
Puanları
0
Konum
ATATÜRK' ü inkar eden bizden değil; ondan bundandı






A Milli Takımımızın 2012 Avrupa Şampiyonası grup elemelerinde Azerbaycan ile yapacağı karşılaşmanın biletlerinin satışı bugün (09.10.2011) saat 11.00'den itibaren başladı.

Ay Yıldızlıların grubundaki son karşılaşması olması açısından büyük öneme sahip karşılaşma 11 Ekim Salı akşamı oynanacak.

Milli maçın bilet fiyatları şöyle:

1. Kategori : 54 TL
2. Kategori : 38 TL
3. Kategori: 27 TL
Kale Arkaları: 17 TL
 
A Milli Takım'ın ilk 11'i belli oldu
A Milli Futbol Takımımız'ın Azerbaycan ile oynayacağı kritik maça hangi 11'le çıkacağı belli oldu.

A Milli Futbol Takımı, 2012 Avrupa Futbol Şampiyonası Elemeleri A Grubu'ndaki onuncu ve son maçında Azerbaycan ile karşılaşacak.

Ay-yıldızlı takımın Play-Off yolundaki son müsabakası olan karşılaşma Ali Sami Yen Spor Kompleksi Türk Telekom Arena'da oynanacak ve saat 20.00'de başlayacak. Mücadeleyi Danimarka Futbol Federasyonu'ndan Peter Rasmussen yönetecek.

Bu kritik maç öncesinde de teknik direktör Guus Hiddink'in hangi 11'ile sahaya çıkacağı belli oldu:

NTV Spor'un son dakika bandıyla geçtiği habere göre; A Milli Takımımız, Azerbaycan maçına şu 11'le başlayacak:

Sinan
Sabri
Gökhan Zan
Egemen
Hakan Balta
Emre
Mehmet Topal
Hamit
Arda
Kazım
Burak
 
'Hain' attı, 'Gardaş' yattı!

Gönül isterdi ki bu yazı 100'e çıkmış nabız, kısılmış ses ve titreyen ellerle yazılıyor olsun...

1996'da olduğu gibi, 2000'de, 2002'de hissedilen duygularla...

Maalesef artık durum biraz farklı. Milli piyangodan amorti vurmuş havasındayız...

Hedefimiz ikincilikti, doğrudur ama bunu kazanış biçimimiz hanginizi mutlu etti Allah aşkına?

Milli Takım final maçı oynuyor, tribünlerde kocaman boşluklar... Yakışıyor mu?

Üstüne üstlük her stadımızda vazgeçemediğimiz alışkanlık, kulüp formaları boy boy...

Taraftar 'milli' değil ki, sahadakiler 'takım' olsun...

Neyse ki az ve öz seyirci desteği fazlasıyla verdi... Onlara da helal olsun...

Asıl bahsetmek istediğim şey farklı...

Çünkü gecenin öne çıkanları malum...

Aylardır 'hain' damgası vurulan, Berlin'deki maçta taraftarlarımızca ıslıklanan, gol attığında sevinmemesine rağmen, 'Türk değil' diye yerin dibine sokulan Mesut, dün gece yine aynı Mesut'tu... Maçtan önce atılan başlıklarda olduğu gibi, bugünün başlıkları da hep Mesut üzerine olacak...

Üstüne üstlük aylardır onu yerin dibine sokanlar, şimdi omuzlarında taşıyacak, göreceksiniz...

Çünkü biz buyuz. Biz Türk'üz... Dün dediğimizi bugün unuturuz...

Bir olayı asla derinlemesine incelemez, düşünmez ve rasyonal bir karar vermeyiz...

Duygularımız bizi nereye sürüklerse o an, o gün ona göre davranırız... Sonrasını düşünmeden...

İşte Mesut sonrasını düşünecek kadar Alman olduğu için sindiremediniz onu içinize...

Ama o sizin 'hain, hain!' naralarınız arasında nal gibi yapıştırdı cevabı size...

Maç sonrasında verdiği röportajda da kendisine yöneltilen 'çifte sevinç' sorusunu onayladı... "Doğrudur" dedi... Hem de Almanca! Kızardı mı yüzünüz? Sanmam...

İsterdim ki bu kadar 'milliyetçi' olan milletimiz, tek kelime Türkçe bilmeden yıllardır bu ülkenin ekmeğini Türk statüsünde yiyen ve milli formayı sırtında taşıyan Aurelio'ya, Kazım'a da iki çift laf edebilsin ama nerdeee!

Bir diğer tuhaflık da 'gardaş' diyip de bağrımıza bastığımız Azerbaycan konusunda...

Yahu kardeşimiz, eyvallah da neden hep 3 puan mevzubahis olunca akla geliyor bu kan bağı?

Bu kadar mı menfaatçi, bu kadar mı şark kurnazı olduk biz? Azerbaycan'ın en başarılı takımı kim, en meşhur yemeği mesela... Ya da en iyi şarkıcı hangisi? En güçlü kalemi? Bilen var mı? Yok...

O nasıl kardeşlikmiş öyle, amanın!

Allah muhafaza şu maçta aslan gibi mücadele eden takım bize bir çelme taksa neler demiştik onlara neler! Manşetler bile döşenirdi büyük puntolarla, "Kardeş kurşunu yedik" diye... Yalan mı?

Kendi vatanında yiyecek ekmek, içecek su bulamadığı için belki de ağlaya ağlaya gurbete kaçan ailenin çocuğu bize insanlık dersi veriyor, hayat dersi veriyor yıllardır! Görmesini bilene... 20 yaşına kadar ondan bir "Nasılsın?"ı esirgeyen biz, bütün hayatını hiçe sayıp, bizi seçmesini bekliyoruz... Seçmeyince de "hain" ilan ediyoruz... Hadi oradan!

Ermenistan maçına bayrağının stada sokulmasını yasakladığımız o 'gardaş', aynı turnuvada kendi ülkesindeki maçlarda ibret-i alem için gözümüze gözümüze sokarken dev Türk bayraklarını, biz 50'ye 70 bayrakları almadık Bursa'da stadımıza ey ahali! Kardeşmiş... Yesinler sizin o menfaatçi kardeş anlayışınızı...

Almanya bize nasıl futbol dersi verdiyse, Mesut Özil ve Azerbaycan takımı da insanlık, mertlik, adamlık dersi verdi... Tabi almasını bilene...

Umarım tüm kötü tabloya, kötü futbola ve kötü idareye rağmen play-offu geçer, 2012'ye gideriz. Türkiye'nin her büyük turnuvada yer alması lazım. Bunun bir alışkanlık olması lazım, büyük bir başarı değil... Çünkü zaten her gittiğimizde turnuvaya damga vuruyoruz... Önemli olan gidebilmek...

Okyanusta yüzmeyi biliyoruz da derede boğuluyoruz... Dereyi görmeden paça sıvamayı çok iyi bilmemize rağmen...

Önemli olan maç kazanmak, takım yaratmak değil ey güzel ülkem... Önemli olan dik durabilmek, mantıklı düşünebilmek...

Rüzgarda anlık duygularla bir oraya bir buraya savrulan yaprak değil, o yaprakları döken ağaç olabilmek...

Yaprak sararır, uçar gider...

Mevsimi gelince yeniden açar...

Bizim gibi savrulan yaprakları çöpçüler yerden toplar, gider...

Bunu bir anlayamadık!

Bir kez olsun popülist değil, gerçekçi bakamadık...

Ümitler 2012'ye kaldı! Yersek...

Ha bu arada unutmadan, şu maçlar bizim ligimizde oynanmış olsa Almanya, "teşvik yiyen" , Azerbaycan da "hatır şikesi yapan" konumundaydı... Abarttım mı? Huyum kurusun, kesin abartmışımdır...

Kalın sağlıcakla...

ALP KOPARAL





Kaynak
 
Keske yenilseydik. bu futbolla her mac madara olmak daha kötü
 
Haklısın.. yenilseydik keşke.. yani
 
Geri
Üst