CounTRy
Gülen Manyak
- Katılım
- 5 Haz 2006
- Mesajlar
- 10,687
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
Türkiye’de meslekler artık bir standarta kavuşuyor. 2006 yılında kurulan Mesleki Yeterlilik Kurumu (MYK), İngiliz ve İskoç sistemini örnek alarak mesleklerin standartlarını oluşturmak için çalışmalara başladı. Kurum, vatandaşın becerilerini de standartlar doğrultusunda ölçüp sertifika verecek. İşverenin gelecekte bu sertifikaya sahip olanlara iş vereceği ön görülüyor
Uluslararası akreditasyonlar gerçekleşerek, sertifikaların Avrupa ülkelerinde de geçerli olması hedefleniyor. "Sertifika Türkiye’de mecburiyet olacak" diyen MYK Başkanı Bayram Akbaş, projenin detaylarını anlattı.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı bünyesinde kurulan Mesleki Yeterlilik Kurumu (MYK), Türkiye’nin "mesleki standartını" belirlemek üzere çalışmalarına başladı. Kurum, standartları belirledikten sonra kişilerin, çalıştığı mesleğin standartlarını taşıyıp taşımadığını ölçerek sertifikayla belgelendirecek. Sertifikayı almak için kanunen bir zorunluluk olmayacağını söyleyen MYK Başkanı Bayram Akbaş, "Ancak zorunlu olmayan bir zorunluluk olacak" diyor.
MYK’nın geçmişi 1992 yılında İş ve İşçi Bulma Kurumu’nun başlattığı "Eğitim ve İstihdam" konulu projeye dayanıyor. Projenin bir bölümü mesleki standartları belirlemek, sınav ve belgelendirmeden oluşuyordu. 2000 yılında biten çalışmanın kanun taslağı hazırlandı. Ancak destek bulamayınca kanun haline gelemedi. Altı yıl sonra tekrar gündeme gelen proje, 21 Eylül 2006’da 5544 sayılı kanun kapsamında hayata geçti. Bu kanun çerçevesinde kurulan MYK, ilk genel kurulunu da Aralık 2006’da yaparak yönetim kurulunu belirledi. Kurum, 22 Aralık 2006’da resmen faaliyete başlamış oldu.
DİPLOMAYLA SERTİFİKA AYRIMLAŞACAK
Akbaş, mesleki yeterlilik konusunda en oturmuş sisteme sahip ülkelerin İngiltere ve İskoçya olduğunu söylüyor. Bu ülkelerde uygulamanın yüzyılı aşkın bir geçmişi olduğunu belirterek, "Kanun çalışmalarında bu sistemlerden esinlendik" diyor. Akbaş, MYK’nın temel amacını ise "Türkiye’nin Avrupa Birliği (AB) ile uyumlu mesleki yeterlilik sistemini kurmak ve işletmek" şeklinde tanımlıyor. MYK’nın ilk görevinin her mesleğin standartının hazırlanması olduğunu vurgulayan Akbaş şöyle devam ediyor:
"Standartları hazırladıktan sonra Milli Eğitim Bakanlığı’nın ve YÖK’ün bu standartlara göre eğitim ve programlarını ayarlaması için çalışacağız. Bir örgün veya yaygın eğitimde, eğitimi tamamlamışsanız, diplomanız sizin o konuda yeterli düzeyde bilgi sahibi olduğunuzu gösterir. Oysa edinilen bilgileri, hayata uygulamakta yeterli olup olmadığınızı test etmez. Bunu ancak uygulamalı sınavlarla yapabilirsiniz. Beceriyi belgelemek bu kurumun ana görevlerinden biri. Diplomayla sertifikayı ayrımlaştıran bir yanı var. Kurumun üçüncü görevi de uluslararsı akreditasyonunu sağlamak. İnsanlar sınırları geçtiklerinde becerilerini ispatlayacak belgeye ihtiyaçları var. Türkiye’de bu belgeyi veren kurum yok. Yabancı ülkeler akredite edilmiş belgelere bakıyor."
STANDARTLARI STK’LAR BELİRLEYECEK
Standartların belirlenmesini ve sertifika sınavlarını, MYK’nın yetkilendirdiği başta sivil toplum örgütleri (STK) olmak üzere mesleğin en ehil kurumları yapacak. Mart ayı içinde yapılacak toplantıyla bu kurumlar belirlenecek. MYK, daha çok "düzenleyici ve denetleyici" bir görev üstlenecek. Belirlenen standartlar, "ulusal meslek standartı" olarak tanınacak. En geç beş yılda bir gözden geçirilerek de güncellenecek.
Sınav merkezleri ise uluslararası akreditasyon kurumlarından akredite olacak. Bu uygulamayla sınav sonucunda alınacak sertifikanın, akreditasyonu tanıyan tüm ülkelerde geçerli olması hesaplanıyor. Akbaş, uygulamanın yararlarını, "Bu ülkemizde bir kaliteyi getirecek. Yaşam kalitemizi de arttıracak. Toplam rekabet gücüne de olumlu katkıda bulunacak. Son olarak da yabancıların Türkiye’de çalışmak istediklerinde onların elindeki belgelerin doğruluğunu onaylamak görevini de üstlenecek" sözleriyle aktarıyor.
İSTİSNA TUTULAN YEDİ MESLEK
Kanunda standartların belirlenmesine gerek duyulmayan yedi meslek bulunuyor. Bunlar daha çok insan ve hayvan sağlığıyla ilgili meslekler: "Doktorluk, diş hekimliği, eczacılık, ebelik, hemşirelik, veterinerlik ve mimarlık." En az lisans düzeyinde öğrenimi gerektiren ve mesleğe giriş şartları kanunla düzenlenmiş olan meslekler de yönetmeliğin kapsamı dışında yer alıyor.
Akbaş, "Bu yedi meslek geçmiş yıllardan beri AB’nin kendi içinde çalıştığı ve birebir tanımayı eğitim programlarıyla birebir eşitliği sağlanmış meslekler olduğu için yeni bir düzenlemeye ihtiyaç duyulmadı. Bunlar otomatikman karşılıklı tanınan meslekler" diyor.
Ömür boyu öğrenme zorunluluğu olacak yeni becerileriniz de mesleğiniz olabilecek
Akbaş, Kurumun temel işlevlerinden birinin de hayat boyu öğrenmeyi desteklemek olduğunu açıklayarak şunları söylüyor: "Ben bir meslek edindim, iş buldum, ömür boyu iş garantisi, oradan da emekli olacağım’ düşüncesi bitiyor. Artık ömür boyu öğrenme zorunluluğu var. Tornacıysanız bugün tezgah operatörü olmak zorundasınız. Yoksa işinizi korumanız çok zor. Kurum bu noktada kişilerin edindiği başka bir beceriyi de belgelendirme fırsatı verecek. ’Sen bunu nereden öğrendin" diye de sorulmayacak. Meslek değiştirebilirler. Sistem sonradan edinilen becerileri de meslek olarak kazandırmakta."
Yeterlilik belgesini sadece biz veririz
Akbaş, yeterlilik belgesi veren kuruluşlara da seslenerek, "Türkiye’nin ulusal meslek standartlarını hazırlama, yayınlama ulusal yeterlilik çerçeve belgesi oluşturma görev ve yetkisi MYK’ya verilmiştir" diyor ve şöyle devam ediyor: "Eğitim veren özel, hatta resmi bazı kurumlarda ’yeterlilik veriyoruz’ gibi bir takım açıklamalar oluyor. Bunun kamuoyunda doğru algılanmama riski var. Hiçbir kamu kurumunun devlet adına yeterlilik sistemi kurma gibi bir durumu asla söz konusu değildir. Yeterlilik belgesi verecek kuruluşun bizim yetkilendirdiğimiz bir kurum olması zorunludur. Ben sınav yapıp belge veriyorum diyebilir. Ama bu Türkiye’nin mesleki yeterlilik strateji belgesinde yer alan bir değer değildir. Bu anlamda iyi niyetli bazı fakültelerimiz, üniversitelerimiz bir takım açıklamalar yapabiliyorlar. Bu alanla ilgili bir proje uygulamış oluyorlar, ama bunu bir yeterlilik sistemi gibi görüyoruz tabii bu halkı doğru bilgilendirme adına kaygı duyduğumuz bir şey."
300 mesleğin standart taslağı var
Günümüze gelene kadar kanunda geçen boyutuyla ulusal tek bir meslek standartının bile olmadığını vurgulayan Akbaş, bu konuda yapılan çalışmalarla ilgili şu bilgileri veriyor: "Ancak şu anda 400’e yakın meslek standartı taslağı diyebileceğimiz çok değerli çalışmalar var. 1995-2000 arası 250 mesleğin standartının taslağı hazırlandı. 2003 - 2007 arasında Milli Eğitim Bakanlığı’nın bir projesi kapsamında 60 civarı çalışma yapıldı. Yine Türk Standartları Enstitüsü kendi bünyesinde 300’e yakın meslek standart çalışması yaptı. Bunların arasında aynı meslekler de var. Topladığınız da yaklaşık 300 mesleğin standardizasyonu taslağı şu anda Türkiye’de alt yapı olarak mevcut. MYK yönetmeliğinde bugüne kadar yapılan çalışmaları bünyesine alan bir madde de var. 2008 sonuna kadar yaklaşık 50 meslek standartını yayımlayabileceğimizi düşünüyorum."
Zorunlu değil ama olacak
Vatandaşların mesleki standart sertifikalarını almalarının kanunen bir zorunluluk olmadığını söyleyen Akbaş, ancak önemli iddialarda bulunuyor: "Sertifika, zorunlu olmayan bir zorunluluk olacak. İnsanlar bizim verdiğimiz sertifikaları almak zorunda değiller. Ama biz şunu iddia ediyoruz, sistemimiz oturduktan sonra işveren bu belgeye sahip olan kişilerin niteliklerinin objektif belirlendiğine kanaat getirdikten sonra, bu belge Türkiye’de mecburiyet olacak. Çünkü belgesi olmayan kişi iş bulamadığı zaman, bu sertifikayı alacaktır. Yaşam kalitemizin güvencesi de olacaktır."
Kaynak: Hurriyet - Ik