TürkceRock GrupLarı TanıtımLarı..

DeeRPaRtY

IRC Operator
Katılım
20 Mar 2006
Mesajlar
8,466
Reaction score
0
Puanları
0
Konum
EastanbuL
110

912_1157211468_8940.jpg


Candan Tezel / Solist & bilgisayar
12 Şubat 1979 doğumlu. Karadeniz Ereğli TED Kolej'i mezunu, halen Yıldız Teknik Üniversitesi Elektrik Mühendisliği öğrencisi. Yaklaşık 11 senedir müzikle uğraşıyor.

Ozan Yılmaz / Klavye & bilgisayar
07 Temmuz 1979 Ankara doğumlu. Babası Zeki Yılmaz'ın (saksafon sanatçısı) desteği ile müzikte kendini geliştirdi. Eğitimine İstanbul Üniversitesi Fizik bölümünde devam etmektedir. 1997 yılından beri birçok müzik grubunda klavye çalmaktadır.

Nedim Ruacan / Davul
21 Aralık 1979 Brooklyn doğumlu. İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuar'ında iki sene keman, yedi sene vurmalı sazlar öğrenimi gördü. Bilgi Üniversitesi Müzik Bölümü'nü bitirdi. Bir sene Berklee College of Music okuluna devam etti. Babası Neşet Ruacan ile çalışmaya devam ediyor.

Mehmet Esemen / Gitar
29 Eylül 1979 İstanbul doğumlu. Müziğe 12 yaşında gitar çalarak başladı. 1996 yılından itibaren profesyonel olarak stüdyo ve sahne çalışmalarında bulundu. 1997 yılında girdiği Bilgi Üniversitesi Müzik Bölümü'nde Neşet Ruacan, Kamil Özler gibi isimlerle çalıştı. 2002 yılında kurulan Funktion ile birçok yerde konserler verdi.

Serkan Aktaş / Bas gitar
16 Ocak 1981 İstanbul doğumlu. Halen İstanbul Üniversitesi Yunan Dili Edebiyatı Bölümü'nde eğitimini sürdürmektedir.












6. CADDE

6Cadde.jpg


Grup, Emre Aydın ve Onur Ela’nın 1999 yılı, Mayıs ayında Dokuz Eylül Üniversitesi’nin kantininde tanışmalarıyla kuruldu. Pek çok kez isim ve eleman değiştiren ikili ilk ciddi deneyimini EQ adıyla Antalya E TV’de iki ay program yaparak gerçekleştirdi.

2000 yılında internet üzerinden yayımladıkları ilk demoları "Rüyamdaki Aptal Kadın" beklenenden fazla ilgi gördü. O dönemlerde kadrodan ayrılan arkadaşlarından sonra grup yola iki kişi olarak devam etme kararı aldı.

İkinci demoları "Tesadüfen"i 2001 yılında tamamlayıp, yayımladılar.
Grup, 2002 yılına kadar çeşitli üniversite şenliklerinde "6.Cadde" ismiyle sahne aldı. İkinci demoları "Tesadüfen"de yer alan "Dönersen" isimli şarkıyla Show TV’de yayınlanan "Sing Your Song" beste yarışmasında Türkiye Birincisi oldular. Aynı şarkıyla Universal Müzik Türkiye tarafından yayınlanan Sing Your Song Compilation albümünde yer aldılar. Prodüksiyonu Sıfır Müzik ve Universal Müzik Türkiye tarafından gerçekleştirilen ve kendi isimlerini taşıyan albümleri 6.Cadde ile profesyonel müzik hayatına başlamış oldular.

Muse, Coldplay, Starsailor, Pearl Jam, U2, Sting, Queen, Bush, Placebo, Travis, Oasis, aerosmith, Creed, Dido, MFÖ, Mavi Sakal, Kesmeşeker, Nazan Öncel, Erkin Koray, Özdemir Erdoğan, Orhan Gencebay, Müslüm Gürses başta olmak üzere bir çok grup ve sanatçıdan etkilenen grup, yaptıkları müziğe bir isim koymuyor.

Arabesk ve rock müziğin gerek tavır, gerekse yapı olarak birbirine yakın olduğunu düşünen 6.Cadde sahnede arabesk cover’lara da yer veriyor.
 
ALMORA
almora1152524116.jpg



Klasik rock enstrumanlarının yanında keman flüt yaylı tambur ve soprano vokal örgüsünü müziğine başarılı bir şekilde adapte eden ve ülkemizin senfonik metal tarzındaki ilk temsilcisi olan Almora grubu 2002 yılında çıkardığı debut albümü ile büyük başarı yakaladı. Zihni Müzik etiketi ile çıkan "Gates of Time" adlı bu albüm, Türkiye'de bir çok radyo t.v. dergi ve gazetede yer buldu ve bazı basın organları tarafından 2002 yılının en iyi on albümü arasında gösterildi. Almora grubu ayrıca 2002 yılı İstanbul Kemancı müzik ödülleri kapsamında "Yılın Yeni Topluluğu" ödülüne layık görüldü. Bunun yanında "Gates of Time" albümü yurt dışında da ilgi görürken, Ürdün'de 2003 yılının en çok satılan yabancı metal albümlerinden biri oldu.

Topluluk ilk albümünden sonra çeşitli festivallerde Dio, Kreator, Tankard ve Opeth gibi önemli gruplarla aynı sahneyi paylaştı.

Almora 29 Ekim 2003 tarihinde yine Zihni Müzik etiketi ile yayınlanan "Kalihora's Song" adlı ikinci albümü ile tekrar müzikseverlerin karşısına çıktı. Çıktığı günden itibaren yurtiçi ve yurtdışından olumlu tepkiler alan albüm yüksek bir başarı grafiği yakaladı.

Ve topluluğun 3. ve son albümü "Shehrâzad", Zihni Müzik etiketi ile 22 Eylül 2004 Çarşamba günü piyasaya çıktı . Çalışmaları Mayıs-Ağustos 2004 tarihleri arasında tamamlanan albümün miksajı ve masteringi Serdar Öztop tarafından yapıldı. Albümün prodüktörü ise aynı zamanda grubun gitaristi ve şarkı yazarı olan Soner Canözer. Daha önceki albümlerinden farklı olarak bazı parçalarda korolara da yer veren Almora'nın yeni albümünde toplam 9 parça bulunuyor. Albümün geneli İngilizce sözlü şarkılardan oluşuyor. 1993 yılında Sivas katliamında hayatını kaybeden aydınlarımız için yazılmış olan "Güneşin Ozanları" albümdeki tek Türkçe sözlü parça.

Grup yeni albümünün gala konserini 26 Eylül 2004 Pazar günü Therion grubu ile aynı sahneyi paylaşacağı Venue Maslak'ta verdi. 18 yaş sınırının olmadığı konserde yeni albüm parçalarını ilk defa seslendirdi. Almora bu konserin ardından 5 şehri kapsayan bir turneye çıktı.

2005 yılında 1945 adlı albümünü piyasaya sürdü. Şarkıların bir kısmını ünlü Türk tenör Hakan Aysev seslendirdi. Şarkıların söz yazarı ise yine Soner Canözer.

ACİL SERVİS

acil271182685577855xe8.jpg


1992 yılında kurulan Acil Servis grubu aynı yıl Cafe Gitar'da sahne almaya başladı. Kendi parçalarını da yavaş yavaş repertuvarlarına eklemeye başladıklarında artık İstanbul canlı müzik sahnesinin tanınır gruplarından biri haline gelmişlerdi.

Albüm hazırlıkları 1995 yılında başladı. Stüdyo Spectrum'da o dönem tonmayster olarak çalışan Serdar Öztop'la birlikte şarkılarını kaydettiler. Kayıtların büyük çoğunluğu bittikten sonra Raks Müzik'le anlaştılar. O dönemde Soner farklı müzikal çalışmalara girmek isteğini belirtip gruptan ayrıldı. Yerine Bülent Akbay geçti ve ilk albümleri 'Küçük Adam' 1996 sonunda piyasaya çıktı. Albümün ve ilk klip parçası Bebek'in gördüğü ilginin ardından konserler vermeye başlayan Acil Servis bir yandan da kulüplerde sahne almaya devam etti.

1998 yılında ikinci albüm hazırlıklarına başlayan grup plak şirketinin kapanması ve ekonomik kriz sebebiyle uzunca süre sadece klüplerde çalarak yoluna devam etti. Bu sırada Bülent gruptan ayrıldı ve grup Berke Özgümüş'le çalışmaya başladı. 2002 yılında çeşitli nedenlerle kulüp programlarına da son veren grup 2 sene kadar sadece provalarda bir araya gelerek albüm projesi üzerinde çalışmalarını sürdürdü.

2004 yılında yeniden kulüplerde sahne almaya başlayan Acil Servis'te davula yeniden Soner Doğanca geçti. Böylelikle grup orjinal kadrosuyla konser ve kulüp programlarına devam etti.

2006 yılında yeniden albüm çalışmalarına başlayan grup şu sıralar albüm repertuvarını hazırlıyor. 2007 sonbaharında çıkması planlanan albüm öncesi konser ve programlarına da devam eden grup bugüne kadar 100'ü aşkın konser ve 1000'e yakın kulüp performası gerçekleştirdi...


Ertan Kızıltan / Vokal
Emre Karabulut / Gitar
Orhan Yolsal / Gitar & geri vokal
Çetin Güney / Bas & geri vokal
Soner Doğanca / Davul

 
BADEM
badem2ws7.jpg



Tür: Türkçe Pop-Rock

Grup Elemanları:
Mustafa Kemal Öztürk: Vokal, piyano
Barış Bahçeci: Vokal, gitar, perküsyon
Mert Özdemir: Gitar, banço, mandolin, vokal
Doğaç Başaran: Bas gitar, vokal
Emre Yıldız: Davul, perküsyon

Teoman, Nil Karaibrahimgil, Aylin Aslım ve Nezih Ünen gibi ünlü sanatçı ve grupların yetiştiği Boğaziçi Üniversitesi Müzik Kulübü’nden (BÜMK) akustik tınılı ve çok sesli bir pop-rock grubu geliyor: Badem. Grup, şarkılarını günümüz toplumunda yüzeysel olarak yaşamaya başladığımız ve günden güne yitirdiğimiz aşk, sevgi ve hüzün duygularını yeniden canlandırmak için yazıyor. Türk halk şairi Karacaoğlan’ın şiirlerindeki felsefeyi benimseyen Badem, şairin sözlerini hem hızlı ve dinamik, hem de romantik ve ağır düzenlemelerle işliyor. Temalarını çok sesli melodik vokallerle ve akustik enstrüman ağırlıklı altyapılarıyla sunan Badem’in müziğinde Modern Folk Üçlüsü, MFÖ, Beatles, Eagles ve Beach Boys gibi grupların etkisi kendini hissettiriyor. Coldplay ve Travis gibi yeni dönem grupların atmosferini de grubun şarkılarında bulmak mümkün. BÜMK’de senelerce koristlik, koro şefliği ve kulüp başkanlığı faaliyetlerinde bulunmuş grup elemanları tam sekiz senedir beraber çalıyorlar.

Badem grubu Mustafa Kemal Öztürk (Vokal, piyano), Barış Bahçeci (Vokal, gitar, perküsyon), Mert Özdemir (Gitar, banço, mandolin, vokal), Doğaç Başaran (bas gitar, vokal) ve Emre Yıldız’dan (davul, perküsyon) oluşmakta. Taşoda Ses Tasarım & Müzik Prodüksiyon firmasıyla 2004’te sözleşme imzaladıktan sonra stüdyoya giren grup, ilk albümünü ekim 2005’te Sony BMG Music Türkiye’den çıkardı.

1995’te BÜMK korolarında tanışan Mustafa Kemal Öztürk ve Barış Bahçeci, Devrim Ünay adlı arkadaşlarıyla isimlerinin baş harflerinden oluşan Badem (BArışDEvrimMustafa) adıyla bir vokal topluluğu kurdular. Vokallerini gitar ve piyanoyla destekleyen Badem grubu BÜMK bünyesinde bir çok konser verdi. Bestelerinin yanında birçok türkü düzenlemesi yaptılar. Hayata bakışını ve şiirlerini çok sevdikleri Karacaoğlan’ın sözleriyle yaptıkları beste ve düzenlemelere konserlerinde yer verdiler. Gruba zaman içinde çok çeşitli sazlar eklendi. 1998’de bas gitar ve davul enstrümanları da eklendikten sonra grup şimdiki pop-rock formatına yakın bir hal aldı, ancak grubun uzun süre sabit bir davulcusu ve basçısı olmadı. Aynı sene Mert Özdemir gruba akustik gitarıyla dahil oldu ve Badem, Akdeniz Üniversitesi’nin düzenlediği Uluslararası Akdeniz Gençlik Şenliği’nde başarılı bir performans sergiledi. Grup bundan sonra sırasıyla 19 Mayıs Üniversitesi, İstanbul Üniversitesi ve Avrupa Müzik Şenliği’nde sahne aldı. 2000’de korolarda tanıştıkları Doğaç Başaran bas gitarist olarak gruba katıldıktan sonra Badem, yeni haliyle Boğaziçi Üniversitesi’nde birçok konser verdi. Bir süre sonra BÜMK’de tanıştıkları Emre Yıldız, Badem elemanlarının cover parçalar çaldıkları The Bridge isimli grupta davul çalmaya başladı. Aradan bir sene geçtikten sonra Badem grubunun da davulcusu oldu. Mert Özdemir’in askere gitmesinden sonra 2002’de Show TV’nin Sing Your Song adlı müzik yarışmasına Toprak ismiyle katılan grup elemanları finallere kalmalarına rağmen Mert’in askerde olmasından dolayı çekilme kararı aldılar. Yarışmadan yaklaşık bir yıl sonra Mustafa Kemal Öztürk ve Barış Bahçeci uzun süredir üstünde çalıştıkları yapım firması kurma planlarını Anıl Savaş Kılıç adlı arkadaşlarıyla birlikte gerçekleştirdiler ve Taşoda Ses Tasarım & Müzik Prodüksiyon firması kasım 2003’te faaliyetlerine başladı. Firmayla sözleşme imzalayan Badem, mayıs 2004’te altı farklı şehirdeki on adet üniversiteyi kapsayan başarılı bir turneye imza attıktan sonra albüm çalışmalarına başladı.

Vakitlerinin büyük bir kısmını ayırdıkları Badem dışında farklı işlere sahip grup elemanlarından Barış Bahçeci ve Mustafa Kemal Öztürk, Taşoda Ses Tasarım & Müzik Prodüksiyon’da çalışıyorlar. Mustafa aynı zamanda İTÜ Müzik İleri Araştırmalar Merkezi, Ses Mühendisliği, Yüksek Lisans Bölümü mezunu ve doktora öğrencisi. Mert Özdemir inşaat Mühendisi, Doğaç Başaran ise elektronik mühendisi olarak çalıştıkları işlerinden albümlerinin çıkmasına az bir süre kala istifa ettiler. Emre ise Boğaziçi Üniversitesi’nden yeni mezun oldu. Boş vakitlerinde sık sık görüşen Badem elemanlarından Doğaç ve Mustafa’nın masa tenisine merakı çok büyük, ancak Doğaç’ın üniversitelerarası Türkiye 5.liği bulunan Mustafa’ya karşı maç kazanması pek mümkün olmuyor.

Badem grubunun senelerdir konserlerini takip eden on binlerce kişinin beklediği albümü artık raflarda. Modern ve akustik ağırlıklı pop-rock sound’u ve çok sesli vokallerle söyledikleri Karacoğlan sözleriyle Badem grubu, genciyle yaşlısıyla geniş bir kesim tarafından büyük ilgi görüyor.


ßuLutsuzLuk ÖzLemi

bulutsuzluk.jpg


1990’lardaki müzik çalışmaları ile Türkiye’de birçok ilke imza atan Bulutsuzluk Özlemi kendi türlerinin ilklerinden biri olma özelliğini taşıyor. Türkiye’de yaşanan pop patlaması öncesinde ülkenin müzik piyasasının içinde bulunduğu kısır döngüyü kıran pop-rock çalışmaları sırasında Bulutsuzluk Özlemi’nden söz etmeden geçilemez.

Bugüne kadar kaydettikleri albümler ve Türkiye’nin her yerinde verdiği sayısız konserlerle müzikseverlerin aklından hiç çıkmayacak bir yer edindi. Müziğine Batı kaynaklı rock melodi ve ritmlerine Anadolu’nun yüzlerce yıllık birikimini de katmayı başaran ve bu sayede büyük ilgi gören Bulutsuzluk Özlemi, Türkiye’de uzun süre tartışılan "Türkçe sözlü rock yapılır mı?" sorusuna yaptıkları müzikle cevap verdi.

Şarkı sözlerinde işledikleri sosyolojik, psikolojik, ekonomik ve politik konularda herkes kendinden bir şey bulabildi. Nejat Yavaşoğulları, Sina Koloğlu, Akın Eldes, Sunay Özgür ve Utku Ünal’dan oluşan grup her zaman belli bir kalitenin üzerinde kalmayı başardı.

Irak Savaşı sırasında Nejat Yavaşoğulları’nın gitarının üzerindeki Savaşa Hayır yazısı Power Türk televizyon kanalı tarafından silikleştirilmiştir. Söz konusu kanalda sonra yayından da kaldırılan klip gelen tepkiler üzerine sansürsüz olarak tekrar yayınlanmıştır.

BURAK GÜVEN (Bas Gitar)

Bulutsuzluk Özlemi'ne 2001 başında katılan, Ankara doğumlu ve 1988 ODTÜ Elektronik Mühendisliği mezunu olan Burak kendini bildi bileli rock müzikle içiçe. Hem aktif olarak çalan, hem de herşeyi dinlemeye çalışan ve bunu aslında Ankara Atatürk Anadolu Lisesi’ndeki okul yıllarında iyi müziğe verilen öneme bağlayan Burak, uzun süre yurt dışında da kaldığı için müziği kaynağından takip etmenin tadına vardığına ve bilinçli bir dinleyici olma yolunda önemli mesafeler katettiğime inanıyor. İlk dönemlerde gelişmeleri çeşitli yabancı dergilerden takip ederken, şu dönemde internet sayesinde dünyanın dört bir yanında olan biteni anında takip edebildiği için rock gündeminden ayrı kalmamanın huzuru içerisinde. Münih, Londra ve Boston’da çok çeşitli konserlere giden, ayrıca bu işin endüstrileşme ve pazara dönüşme sürecini de bizzat yaşayan Burak, 15 yıla yakın bir süredir aktif olarak müzisyenlik de yaptığı için (profesyonel müzisyenliğe bas gitarla başladı, ancak epeydir sahnede elektro-gitar da çalıyor) işin teknik yönünü de daima ön plana tutmakta. Londra’da 1 yıldan fazla bir süre müzisyenlik yaparak ordaki endüstriyi de tanıma imkanına sahip olmuş. Ama sadece yüksek teknik gerektiren müzikleri değil basit düşünülmüş eserleri de dinlemekten haz duyuyor. Yıllarca plak koleksiyonu yapan Burak, artık CD döneminde olsak da plaktan alınan o hazzın CD’lere aynen yansıtılmasının başarıldığını sanmıyor.

Askerliğin ardından 1991 yılında bir özel firmada AR-GE mühendisi olarak çalışan, 1999 yazında mühendislikten ayrılıp kendini sırf müziğe verden Burak, yeni başlayanlara gitar ve bas dersi vermenin yanı sıra halen Blues Express ve Mustafa Hadi Dedi gruplarında da düzenli olarak çalmakta. Ayrıca Ankara Polis Radyosu zamanlarından beri 15-20 yıla yaklaşan radyo tutkusunun sonucu olarak Radyo ODTÜ’de tüm bilgi birikimini pazar akşamları Rock Tarihi programı vasıtasıyla paylaşmaktan son derece mutlu.

Deniz Demiröz (Solo Gitar)
Babasının müzisyen olması nedeniyle küçük yaşlara piyano ve kemanla müziğe başladı. Ortaokulu Akçakoca Lisesinde bitirdikten sonra 14 yaşında Bolu Anadolu Güzel Sanatlar Lisesini kazandı. Ana branş olarak piyano ve yan branş olarak keman eğitimi aldıktan sonra Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Merkezi Müzik Öğretmenliği Bölümünü kazandı ve ana branş olarak klasik gitarı seçti.

Çeşitli grup ve sanatçıların albümlerinde çaldı. 2005'ten beri Bulutsuzluk Özlemi'nde solo gitar çalıyor.

NEJAT YAVAŞOĞULLARI (Vokal, Gitar)

Doğma büyüme Anadoluhisarlı olan Nejat Yavaşoğulları, müziğe ilkokulda mandolin çalarak başladı. Haydarpaşa Lisesi'nde okuyan Nejat burada gitarla tanıştı. Üniversite yıllarında çeşitli gruplarla müzik çalışmalarını sürdürdü. Müzik üzerinde yoğunlaşan Nejat Yavaşoğulları Antalya Altın Portakal Şarkı Yarışması'nda en iyi sarkı ödülüne layık görüldü. 1980'li yılların başında Ferhan Şensoy Ortaoyuncular'la tiyatro müziği çalışmaları yaptı. 1986'da Bulutsuzluk Özlemi'ni kurdu. Bulutsuzluk Özlemi ile Türkiye'de müzik adına birçok ilke imzasını attı.

Güzel Sanatlar Akademisi Mimarlık bölümünden mezun olan Nejat Yavaşoğulları halen restorasyon çalışmaları yapmaktadır. Müzisyen olarak Nejat, beste ve söz yazarlığının yanında grupta ritm gitar çalıp solistlik yapmakta. Bulutsuzluk Özlemi'nin liderliğini de üstlenen Nejat Yavaşoğulları, Türkiye'de birçok sanatçının yapamadıklarını başarmış, ileri görüşlü ve üretici bir sanatçı. Şarkı sözlerindeki özgürlük, toplumsal olaylar üzerindeki hassasiyetini müziğine yansıtması, müziğinde ticari amaç gütmemesi ve konserlerde seyirciyle adeta bütünleşmesi zaten Nejat Yavaşoğulları'nın gerçek kişiliğini ortaya koyuyor. Türk rock müziğinin gelişimini en fazla etkileyen müzisyenlerin başında Nejat Yavaşoğulları'nı saymak bütün müzik eleştirmenlerinin buluştukları ortak nokta olsa gerek.

SİNA KOLOĞLU (Klavye)

İstanbul doğumlu Sina Koloğlu müziğe dört-beş yaşlarında klasik piyano eğitimi alarak başladı. Galatasaray Lisesi mezunu olan Sina Koloğlu lise yıllarında tiyatro kolunda tiyatro müzikleri yaparak müzik hayatını sürdürdü. Liseler arası müzik yarışmalarında tiyatro müzikleri ile ödüller aldı. Bağımsız piyano konserleri verdi. Profesyonel olarak müziğe 1986 yılında Nejat Yavaşoğulları ile birlikte Bulutsuzluk Özlemi'nin kurulmasıyla başladı.

Gazi Üniversitesi Yönetim Bilimleri'nden mezun olan Sina on sene Cumhuriyet gazetesinde çalıştı. Her konuda muhabirlik yapan Sina son bes senedir Milliyet gazetesinde televizyon sayfasını hazırlamaktadır. Ayrıca Rating Canavarı köşesinde köşe yazarlığını sürdürmektedir. Grubun en eski elemanlarından olan Sina Koloğlu Bulutsuzluk Özlemi'ni bu günlere taşıyan isimlerin başında gelmektedir.

UTKU ÜNAL (Davul)

Bolu doğumlu Utku Ünal ilkokul ve liseyi İzmir’de tamamladı. Daha sonra ailesi ile Ankara’ya yerleşen Utku, ilk müzik derslerini müzisyen olan babasından küçük yaşlarda almaya başladı. 6 yaşında flütle başlayan müzik hayatı küçük yaşlarında keman ve mandolinle devam etti. 1987 yılında davul çalmaya başlayan Utku, 1990 yılına kadar amatör gruplarla konserler verdi. 1990’dan sonra birçok grupla Ankara ve İstanbul’da barlarda çaldı. Eylül 1996’da Bulutsuzluk Özlemi’ne katıldı. Gruba kısa sürede uyum sağlayan Utku Ünal değişik müzik tarzlarını denemiş ve bu tarzları iyi harmanlamış etkili bir davulcu.

ODTÜ Maden Mühendisliği bölümünden mezun olan Utku Ünal şu anda aynı konuda master yapmakta ve bir süredir Can Kozlu ile caz tarihi ve caz üzerine davul çalışmalarını sürdürmektedir. Bir süre önce İstanbul’a yerleşen Utku’nun etkilendiği davulcular arasında başta Tony Williams gelmektedir.


BERKE ÖZGÜMÜŞ (Davul)

16 yaşında davul çalmaya başladı. 1994 yılında İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi matematik bölümüne girdi. 1996-1999 yıllara arasında Pandora ve Iceberg gruplarıyla İstanbul'da çeşitli konserler verdi. Şu anda Bora Uslusoy band hariçinde, Acil Servis ve Mehmet Gürali Band'da çalıyor. Ayrıca Tahsin Ünivar, Nezih Yeşilnil, Birol Ağırbaş, Raci Pişmişoğlu, Demirhan Baylan, Kerim Çaplı ve de Yavuz Çetin ile birlikte çaldı.

Bir süre önce Bulutsuzluk Özlemi'ne Utku Ünal'ın yerine davulcu olarak girdi.

DENİZ DEMİRÖZ

Adapazarı doğumlu olan Deniz Demiröz’ün sırasıyla mezun olduğu okullar; Akçakoca Yalı İlkokulu, Akçakoca Lisesi Orta Bölümü, Bolu Anadolu Güzel Sanatlar Lisesi, Marmara Üniversitesi Müzik Öğretmenliği Bölümü.

1999-2000 yılları arasında Müjdat Gezen Sanat Merkezinde (MSM) Gitar Öğretmenliği yapmış, 2000-2004 yılları arasında da Hip-Hop Prova ve Davul Stüdyosu’nda gitar dersi vermiştir.

Müziğe ilkokul çağlarında başlamış, lisede piyano ve keman eğitimi almıştır. Üniversite yıllarında ana branş olarak klasik gitar eğitimini tamamlamıştır. Piyano, mandolin, blok flüt, şan derslerini de yardımcı ders olarak almıştır.

2000 yılından bu yana İstanbul barları ve gece klüplerinde birçok tanınmış sanatçı ile birlikte sahne almıştır.

 
ÇİLEKEŞ

cilekes1152352704.jpg


2002 yılının Ekim ayında kurulan ÇİLEKEŞ, vokalde Görkem Karabudak, elektronik gitarda Ali Güçlü Şimşek, bas gitarda Sedat Oğuzsoy ve davulda Cumhur Avcilden oluşuyor.

İlk konserini Kasım 2002de Ankara Saklıkentte gerçekleştiren Çilekeş, 2003 ve 2004 yıllarında verdikleri konserlerle önce Ankarada dikkatleri çektiler. 2004`ün Mayıs ayında önlerinde gerçekten önemli bir fırsat olduğunu henüz bilmedikleri Fanta Genç Yetenekler Aramızda yarışmasına katıldılar. Ön elemeleri aşan Çilekeş, İç Anadolu Bölgesi Finali`nde canlı performansıyla beğeni toplayarak Türkiye Finali`ne katılmaya hak kazandı. Grup, yarışmanın Türkiye Finali`nde Melih Kibar, Meltem Taşkıran, Teoman, Levent Yüksel, Engin Akıncı`dan oluşan jüri önünde yine canlı performansıyla göz doldurarak yarışmayı kazandı.

Bu gelişmenin ardından daha büyük organizasyonlarda, daha geniş kitlelere ulaşmaya başlayan Çilekeş, konserlerin yanında albüm çıkarma fikrini aklına koydu ve yeni parçalar yaparak bir demo hazırladı.

Canlı performanslarıyla gözdolduran grup, yarışmanın arkasından davet edildikleri ve 17 şehri kapsayan Türkiye turnesinde Candan Erçetin, Beyaz, Harem ve Nev ile birlikte yaklaşık 350 bin kişiye ulaşma fırsatı yakaladı. Böylece büyük çapta bir turneye çıkan ilk amatör grup oldular ve henüz ilk albümleri çıkmadan kayda değer bir dinleyici kitlesi yakalamayı başardılar.

Prodüksüyonuna 2005`in Mart ayında İTÜ MIAM`da davullları kaydederek başladıkları ve özellikle üniversite gençliği tarafından dört gözle beklenen ilk albümleri Y.O.K. Volkan Başaranın prodüktörlüğünde Haziran 2005te ONAIR tarafından yayınlandı. Şarkıların söz, beste ve düzenlemelerinin tümünün Çilekeşe ait olduğu albümde Rap müziğin yükselen ismi Fuat, Kurban grubunun davulcusu Burak Gürpınar ve alternatif müziğin önemli ismi Aylin Aslım da birer şarkıda konuk müzisyen olarak katıldılar.


DORİAN

dorian-yenidenhayata.jpg


Istanbullu Alternative Rock/Metal grubu

Dorian müziğe başladığı ilk günden şu ana kadar ki birikimlerini su yüzüne çıkarıyor. 2000 li yılların başından beri iyi müzik adamlarıyla çalışıp müziğini oturtmaya çalışan grup son halini 2002 yılında aldı.2002 yılı grup için daha da ciddi bir müzik yaklaşımının ve ilerlemenin göstergesi oldu. Başlayan festival performansları ve çeşitli konserlerle adını daha sık duyurmaya başlayan dorian, yapılan beste ve çeşitli yorumları stüdyo dışına taşımaya başladı.

Albüm çalışmalarını hızlandırıp aynı zamanda da çeşitli barlarda, cover çalışmalarının yanında bestelerini de insanlara dinletmeye çalışan grup belli bir noktada durup sadace albüm çalışmalarına odaklandı.Kendi tarzını yaratırken onlara ilham olan grup ve sanatçıların gölgesinde fazla kalmadan ilerlemeye çalışan grup, zaman zaman drum&bass, acid jazz, anadolu ve tasavvuf ezgilerini müziğinde yerinde kullanmaya özen gösteriyor.

9. Efes Dark Roxy Müzik Günlerine “rüyadan” adlı parçasıyla katılan grup 20.000 kişilik internet oyuyla jüri özel ödülü alarak yoluna devam etti, aradan geçen zamanı albumlerini tamamlamaya ayıran grup 2005 yılı mart ayında Türkiye de tarzları için olabilcek en iyi global müzik firması olan EMI music ile anlaştı. Albüm kayıtlarına nisan ortasında ATM stüdyosunda giren Dorian, albüm içerisine 10 parça koydu.Albümün Prodüktörlüğünü kendisi üstlenen Dorian, ilk albümlerinin ismini “Yeniden Hayata” olarak belirledi .2005 yılının Eylül ayında çıkmış albümün ilk çıkış parçası ise “bakma yüzüme”.



DUMAN

duman.jpg


Doksanlı yıllarin başlarında müzik yaşantilarına başlayan grup elemanlarından Kaan Tangöze (Vokal) ögrenim görmek amacı ile gittiği Seattle'da müzik yaşamına devam etti ve oradayken Türkiye'de çıkarmak istediği albüm için parçalarını hazırladı. Türkiye'de bulunan grubu Mad Madame ile Saettle ve Los Angeles'da yayınlanan toplama albümlerde yer aldi. Türkiye'ye döndüğünde Blue Blues Band ile beraber çalışan Batuhan Mutlugil'i (Gitar) ve Ari Barokas (Bas Gitar) ile beraber çaldıklari Mad Madame grubuna dahil ederek DUMAN isminde şimdiki gruplarini kurdular.
Böylece DUMAN "Eski Köprünün Altında" isimli albümleri ile büyük bir dinleyici kitlesinede ulaşmayı başardı. Çoğunlukla davulcu sorunu yaşayan grup bir çok isimle beraber çalıştı ama çoğunlukla albüm ve konserlerinde Türkiye'nin en basarili isimlerinden Alen Konakoğlu (Davul) eşlik etti. Özellikle "Belki Alışman Lazım" isimli albümden sonra stüdyo ve konser çalışmaların Alen Konakoğlu DUMAN grubunun 4. ismi oldu.
DUMAN hayranlari büyük bir sabırsızlıkla beklediği, ve grubun tam bir titizlikle hazırladıkları "Belki Alışman Lazım" isimli albüm, "Eski Köprünün Altında" isimli ilk albüme göre biraz daha melankolik bir albüm. İlk albümde bulunan daha eğlenceli parçalar yerini tamamen daha hüzünlü ifadeler ve Kaan'ın sesiyle bütünleşti. Aşk, umutsuzluk ve hüzün temasi disinda "Masal" isimli parçada Adnan Menderes ve Deniz Gezmiş'in asılmalarına eleştirili bir yaklaşimda bulunmuş.
Sezen Aksu'nun daha önce seslendirdiği "Her Seyi Yak" isimli parça ise Kaan'ın yorumu ile birkez daha alışılmış bir DUMAN tadı verdi ve çıkış parçası oldu. Umarız bir sonraki albümlerini daha kısa zaman içerisinde çıkararak hayranlarını yeni bir albümle sevindirebilirler.





DÜŞ SOKAĞI SAKİNLERİ


dussokagicd2xu.jpg


Grup 1993'te Murat Çelik ve Murat Yılmazyıldırım tarafından kuruldu.


Albümleri

* Düş Sokağı 1993 - Eylül (Piccatura)
* Yaşadıkça 1997 - Şubat (EMI)
* Üç 1999 - Kasım (EMI)


Solo Çalışmaları

* Yelkenin Gözyaşları - Murat Yılmazyıldırım (1999)
* Kırık Yelken - Murat Yılmazyıldırım (2000)
* Su Düşleri - Murat Çelik (2000) (Piccatura)
* Cennet - Murat Yılmazyıldırım (2002)
* Seyyah - Murat Çelik (2002) (Piccatura)
* Büyü - Murat Yılmazyıldırım (2003)
* Kara Aşka Beyaz Göndermeler - Murat Yılmazyıldırım (2004)
* Gözyaşı Ağacı - Murat Yılmazyıldırım (2005)


Kitap

* Murat Yılmazyıldırım "Serbest Vezin Sembolik Şizofreni", psikolojik deneme, Beyaz Balina Yayınları, 2002
* Murat Çelik "GÜLZİYA", roman, Birun Yayınları, 2004
* Murat Çelik "Aşk'ın Elif Hâli", şiir, Birun Yayınları, 2005


 
EYYAM

eyyam.jpg


Bülent Güven (Gitar- Klavye-Geri Vokal)

Çiğdem KAVİ (Bass Gitar)

Mehmet Yusuf UĞURER: (Vokal)

Sefa Deniz ALEMDAR (Davul, Perküsyon )

Hakan ŞAVKLI (Gitar)


2007 YıLında Cıkardığı iLk ALßümü Rock Makamının Tanıtım konserLerine ßa$Lamı$ OLup iStanbuL Rock DinLeyicisinin PerformansLarıyLa kısa Süre Dikkatini Cekti..

Grup Türk Müziği iLe kendine YakınLıkLarını GörkemLi ve Sert Sahne Duru$LarıyLa Geni$ ßir DinLeyici kitLesini kendine Cekmeyi ßa$ardı..



Kadrosuna

Yüksek Sadakatten kısa ßir Süre Önce AyrıLan DavuLcu DENİZ ALEMDAR

Kronik, Oßjektif ve EUROPE Gißi GrupLarın GitaristLiğini Yapmı$ HAKAN ŞAVKLI

EYYAM 'ın kurucusu OLan Gitarist ve KLavyeci BÜLENT GÜVEN

ßass Gitarda ÇİĞDEM KAVİ

VokaLde YUSUF UĞURER ßuLunmaktadır..



eyyam1.jpg



Eyyam'ın ilk albümü "ROCK MAKAMI" tüm müzik marketlerde!

1. Sabahlar Olmasın / Söz & Müzik: Bülent Güven

2. Şehir / Söz & Müzik: Bülent Güven

3. Dönme Bana / Söz & Müzik: Bülent Güven

4. Rock Makamı / Söz & Müzik: Cavit Murtezaoğlu

5. Bilmem / Söz & Müzik: Pelin Gürkan , Bülent Güven

6. Günaydın / Söz & Müzik: Pelin Gürkan , Bülent Güven

7. Herşey Bitmiş / Söz: Pelin Gürkan Müzik: Bülent Güven

8. Yüz Kilo Rakı / Söz & Müzik: Bülent Güven

9. Medet Ya / Söz & Müzik: Bülent Güven

10. Dostlar / Söz: Pelin Gürkan Müzik: Bülent Güven

11. Benden Sorma / Söz & Müzik: Bülent Güven

12. El Benden Etek Senden / Söz & Müzik: Cavit Murtezaoğlu​
 
GECE YOLCULARI

geceyolculari.jpg


1993 yılında kurulan Gece Yolcuları'nın kurulduğu amatörlük günlerinden beri samimi, her yaş grubundan olumlu tepki alabilen, hem müzikal, hem de grup duruşu açısından kendi kulvarını ve tarzını yaratabilen, evrensel bir müzik grubu konseptli albümler üreterek bunu kitlelerle paylaşabilen bir grup olmayı hedefleyen bir grup.

Gece Yolcuları grubunun sözlerinin ve bestelerinin tamamı kendisine ait olup, melodik, pop - rock olarak tariflenebilecek bir müzik tarzında üretim yapıyorlar. 10 yıllık geçmişi boyunca türkiye’nin bir çok yerinde konserler ve bar programları yaparak, hem kendi müziğini ilerletmiş, hem de dinleyicileriyle buluşma imkanı yakalamıştır. Bu açıdan oldukça tanınan ve sevilen bir müzik grubu haline gelen grubun üyelerini tanıyalım:

edis ilhan (solist--perküsyon)

İstanbul’da doğdu. Trakya ünv. makine mühendisliği mezunu. müziğe lise öğrenimi sırasında etnik vurmalı çalgılarla başladı.Değişik müzik guruplarında tumba,bongo,djembe,doli,bendir vb. vurmalı sazlar çaldı. 1993 yılında üniversite öğrenimi sırasında gece yolculari grubunun kuruluşunda yer aldı. O tarihten bu yana gece yolculari grubu ile müzik yapmaktadır.

Uğur Arslantürkoğlu (ritm gitar—back vokal)

İstanbul’da doğdu. Trakya ünv. makine mühendisliği mezunu. müziğe üniversite öğrenimi sırasında başladı. klasik, akustik ve elektrik gitar çalıyor. Grubun kuruluşundan önce değişik solistlere back vokal yaptı. Profesyonel olarak bar programları yaptı ve çeşitli gruplarda gitar çaldı. 1993 yılında grubun kuruluşunda yer aldı. O tarihten bu yana gece yolculari ile müzik yapıyor.

Bülent E. Albayrak (davul)

İstanbul’da doğdu. Marmara ünv.eğitim fak.coğrafya mezunu. müziğe lise yıllarında başladı. Birçok amatör ve profesyonel grup ve solistle çalıştı. Müzik okullarında davul dersleri verdi. 2000 yılında gece yolculari grubuna katıldı. O tarihten bu yana Gece Yolcuları grubu ile müzik yapmaktadır.

Yasin Arslantürkoğlu (bas gitar)


İstanbul’da doğdu. Anadolu ünv. kamu yönetimi mezunu. microsoft sistem mühendisi. Müziğe ortaokulda özel müzik dersleri ile başladı. Lise yıllarında çeşitli amatör guruplarla çalıştı. 2000 yılına kadar değişik solistlere eşlik etti. 2000 yılında Gece Yolcuları grubuna katıldı. O tarihten bu yana Gece Yolcuları grubu ile müzik yapmaktadır.

Murat Arslantürkoğlu (solo gitar)

İstanbul'da doğdu. Makine ressamlığı mezunu ve profesyonel fotoğrafçı. Müziğe lise yıllarında Keyboard la başladı. Daha sonra gitarla ilgilendi. Birçok amatör grupla çalıştı. Özel dersler verdi. 1999 yılında Gece Yolcuları grubuna katıldı. O tarihten bu yana gurupla çalışıyor.






GRİPİN

gripin3.jpg


09-11-1978 tarihinde doğan S. Birol Namoğlu, amatör müziğe İSTEK Kemal Atatürk lisesinde okurken Emir Işılay ve Murat Emre ile beraber kurdukları lise grubunda vokalistlik yaparak başladı. Bu grupla lise festivallerinde çaldı.

1998 yılında Serdar Derekoy ve Mustafa Keçeli ile beraber kurduğu Yanki grubu ile Boğaziçi Üniversitesi 1. Amatör Müzik yarışmasında en iyi erkek solist ödülünü, Yanki grubu da en iyi performans, en iyi grup ve jüri özel ödüllerini aldı. 1999'da Evren Gülçığ ile beraber Gripin'i kurdu.

06-09-77 tarihinde doğan Evren Gülçığ, 1993 yılında Şişli Terakki Lisesi'ndeki grubuyla Altın Mikrofon 2.lik ödülünü aldı. 1994-1995 arasında Emir Işılay ile kurduğu Pharoh isimli grupta gitar caldı. 1997 yılında Birol Namoğlu ile beraber “İsmi Lazım Değil” bir grupta gitar çaldı. 1997-1998 yılları arasında bir yandan Pera Güzel Sanatlar'da caz armonisi eğitimi alırken bir yandan tiyatro müzikleri hazırladı. 1999 da Birol Namoğlu ile beraber Gripin'i kurdu.

21-02-1982 tarihinde doğan Arda İnceoğlu, amatör müzik hayatına Evrim Lisesi'nde başladı. Lise konserleri ve yarışmalara katıldı. 2001 yılında Kung fu ile çalışmaya başladı. Kung Fu ile birçok konser ve festivaller ile beraber Line ve Kadıköy Budha Bar'da çaldi. 2002 yılı yazında Gripin'e geldi.

26-12-1981 tarihinde doğan Murat Başdoğan, amatör müzik hayatına Şişli Terakki Lisesi`nde başlayan bir diğer Gripin üyesi olan Murat, Krem Sedef ile beraber kurduğu Popcorn adlı okul grubuyla birçok lise festivalinde sahneye çıktı. 2001 yılında kendini aniden Gripin'de buldu.

22-05-1980 tarihinde doğan İlker Baliç, Kadıköy Anadolu Lisesi Grubu şeklinde kurdukları kung fu ile 9 sene çaldı. 2000'de Gripin'e katıldı. Halen cumaları Kung Fu ile Budha Bar'da sahne alıyor.








GRUP DÜŞ

grupdus.jpg


Alper Gür,

03/12/1980 İstanbul doğumlu
Ortaokul ve liseyi Tercüman kolejinde tamamladı, çeşitli kurslar ve özel hocalardan müzik eğitimi aldı. Liseden sonra Müjdat Gezen sanat merkezinde müzik eğitimine başladı, halen devam ediyor.
Grupta klavye ve akordeon çalıyor.
Hobileri: seyahat etmek, bisiklete binmek, sinema ve tiyatroya gitmek.

Alper, yemek yemeyi çok seviyor. Grubun en tonton elemanı. Cevat ve Can ondan daha çok yiyor gibi görünseler de Alper kiloları alan taraf oluyor. Ama o da, hayranları da bu durumdan oldukça memnun. Alper müzikle ilgilenmeseydi büyük bir ihtimalle makine mühendisi olacaktı. Daha önceki hayatında da galiba kamyon şoförüydü. :)

Can Çelebi,

16/03/1981 İstanbul doğumlu
50.Yıl Tahran Lisesinden mezun
Marmara Üniversitesi müzik öğretmenliği bölümünde okuyor.
Grupta klasik gitar çalıyor.
Hobileri: müzik dinlemek, tatil yapmak.

Can grubun en sessiz üyesi ama özellikle uykusuzken onu susturmak imkansız. Gitara aşık. Beste yaparken ya da gitar çalışırken gitara sarılarak uyuya kaldığı çok olmuş. Müzikte öğrenmenin sınır olmadığını düşünüyor. Can müzisyen olmasaydı yine müzisyen olurdu. Belki İşletme Fakültesi'ne giderdi ama yine gitar çalacaktı.

Cevat Öztürk,

25/11/1980 İstanbul doğumlu
50.Yıl Tahran Lisesinden sonra Güneş Koleji'nde öğrenimini tamamladı.
Üniversiteye hazırlanıyor.
Grupta akustik gitar çalıyor.
Hobileri: spor yapmak, uyumak, yüzmek.

Cevat, grubun en hiperaktif elemanı. Yerinde duramıyor. Müziğe aşık ve dans etmeye bayılıyor. Grup elemanları için en zor şey Cevat'ı uyurken uyandırmak. Hatta bir keresinde Ankara'da TRT için bir programa hazırlanırken Cevat'ı uyandıramayınca otel odasının kapısını zorla açmak zorunda kalmışlar. Bu arada Cevat konservatuarın yanı sıra Tıp Fakültesi'ni kazanıp Jinekolog olmak istiyor. Eeee.. ne de olsa okumanın sonu yok.




GRUP MERDİVEN

grupmerdiven.jpg


Serhan Kelleözü, 1956 yılında Adana'da doğdu. 1981 yılında Çukurova Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Akademisi İşletme Bölümün bitirdi. Ancak müziğe olan yoğun tutkusu, profesyonel olarak müzisyenliği seçmesini sağladı. 1986 yılında Grup Merdiven i kurdu Evli ve iki çocuk babası olan Serhan Kelleözü 1989 yılında Altın Çınar Şarkı yarışmasında 179 grup arasında OLUŞUM isimli parçasıyla birincilik kazandı. Başta Adana Altın Koza film festivali olmak üzere, Seyhani Silifke, Bandırma Festivalleri gibi bir çok festivalin tanıtımı parçalarına imzasını attı. 1996 yılında ALİŞ isimli sinema filminin ve yine 1996 yılında Levent KIRCA'nın İSMİ LAZIM DEĞİL, yılında Şebnem KISAPARMAK'ın İSKELE SOKAK dizilerinin müziklerini hazırladı. Ayrıca 19 tiyatro müziğini besteleyen Serhan Kelleözü'nün halen söz ve müziği kendisine ait olan 615 bestesi bulunmaktadır. -AKDENİZ AKŞAMLARI , HASRETLER AYRILIKLA BAŞLAR, DİVANE,ARA BENİ ARA en tanınmış eserleridir

 
HARAMİLER

haramiler.jpg


1960 lı yıllardaki ilk Haramiler grubunun kurucu üyesi Uğur Dikmen in de destek vermesiyle yine Haramiler adında bir grup genç üyeler tarafından 1991 yılında Eskişehir de kurulur. İlk Haramiler grubu gibi Anadolu Rock tarzında müzik yapmaktadırlar. İlk albümleri Alın Yazısı 1998 de Ada Müzik etiketiyle çıktı. Albümün en ilgi gören parçası olan Mavi Duvar a video klip çekildi. Drama Köprüsü, Alın Yazısı, Balıkçının Öyküsü, Camdan Küre gibi güzel parçaların bulunduğu albümüyle Anadolu Rock müziğini bize yeniden yaşatan Haramiler cover parçalardan oluşan 2. albümünü 2002 yılında piyasaya sürer. Grup bu albümünde Dadaloğlu, Fabrika Kızı, Leylim Ley vs. gibi klasikleşmiş parçaları bize yeniden sunmuştur.

Şimdiye kadar yayınlanan iki albümü bulunan grup, albümlerinde özellikle Anadolu ezgilerini yoğun olarak kulanmıştır. Solistleri Ayhan Yener ile 2006 yılında vizyona giren Keloğlan Kara Prense Karşı isimli filmin soundtrack çalışmasını yapmışlardır.
 
Haramiler bizim üniversitede tıp okumuş insanlar bildiğim kadarı ile=)
 
KNIGHT ERRANT

kngiht.jpg


Sözlük anlamı “Kralın haksızlıklarına baş kaldıran, maceracı gezgin şovalye” olarak geçen Knight Errant, 1993 yılında kurulan bir müzik grubu için idealist davranma bağlamında uygun görülen bir isimdir. Knight Errant, şovalyelik kurumu artık olmasa bile haksızlıkların her daim var olduğuna inanan insanların nazarında hayata karşı duruşlarını simgeler.
Kuruluşundan itibaren çeşitli eleman değişiklikleri yaşayan grup, bu arada ilk parçalarını üretmeye başlar ve ilk konserini Kasım 1994’te İstanbul’da (Cazibe Bar) verir. 1996’da yapılan gitar, vokal ve keman takviyeleriyle çekirdek kadrosunu oluşturan, kemanın etkisiyle sert metal rifflerine başarılı bir melodik yapılandırma getiren Knight Errant müziği, aslen heavy metal dinleyici olmayan müzikseverler tarafından da beğeni ve coşkuyla karşılanır.
1997 yılının ikinci yarısından itibaren verilen konserlerin rock camiasında ve basınında uyandırdığı geniş yankılar, Knight Errant’a Kod Müzik etiketiyle çıkaracağı ilk albümünün yolunu açmıştır: Takvimler Temmuz 1999’u gösterdiğinde grubun kendi ismini taşıyan debut albümü müzik mağazalarındaki yerini alır.
Albüm sonrası, zaten varolan hayran kitlesini artıran ve konserlerine devam eden grubun yurt dışına yönelik faaliyetleri de bundan itibaren belirginleşmeye, meyvelerini vermeye başlar. Alanında dünyanın en prestijli yayını sayılan, 50 bin tirajlı Alman Rockhard dergisine verilen bir röportaj, Knight Errant’la birlikte, fazla tanınmayan Türkiye heavy metaline de yurt dışında ilgi uyanmasını sağlar.
Knight Errant’ın ilk yurt dışı konseri, çoğu rock / metal topluluğunun rüyalarını süsleyen bir etkinlik olmuştur: Almanya’nın Hamburg kenti yakınlarında her yıl düzenlenen Wacken Open Air festivali. Knight Errant’ın, Avrupa’nın ve dünyanın çeşitli ülkelerinden 40 bin kişinin izlemek için geldiği festivalde çalan ilk Türk grubu olması, ülkemiz rock müzik tarihi açısından kilometre taşı olacak bir ilktir. Toplam 60 grubun sahne aldığı festivalde açılış grubu olarak yer alması ise Knight Errant’la birlikte Türkiye heavy metalindeki gelişime verilen önemin simgesel bir işaretidir.
Prodüktörlüğünü yine grubun üstlendiği çalışmanın kayıt,mix ve mastering işlemleri Nekropsi grubundan da tanıdığımız Cem ÖMEROĞLU tarafından Nisan 2004-Kasım 2005 tarihleri arasında gerçekleştirildi.
Doğal bir sound ile işlenen 11 yeni şarkıda Doğu ve Batı kültürlerine ilişkin gerek müzikal, gerekse tematik pek çok unsurun bir araya geldiğini fark eden grup, ikinci albümü için Alman düşünür GOETHE’nin Doğu felsefesinden etkilenerek yazdığı “Doğu - Batı Divanı” adlı eserine göndermede bulunan “DİVAN” adını uygun gördü. Doğu-batı sentezlemesinden kaçınılan, ancak her iki tarzdan da yararlanılan albüme doğulu bir sanatçının, Mehmed SİYAH KALEM’in eserleri ile görsellik katılması bunun bir dışavurumu olarak algılanmalıdır.
Grubun 2005 yılı itibariyle kadrosu;
Barbaros Bensoy (vokal),
Ilgın Ayık (keman),
Ali Ulupınar (gitar),
Hamid Nejatemin (gitar),
İlker Ölmez (bas),
Murat Aslanoğlu (davul)’dan oluşmaktadır.
 
MANGA

manga2aj.jpg


maNga'nın albüm macerası 2002 yılının Ocak ayında Ferman'ın telefonla tüm grup arkadaşlarını arayıp “Toplanıp konuşalım bir yarışma varmış ” demesiyle başladı. Bu telefon konuşmasının onları albüm sahibi yapacağına ihtimal vermedikleri gibi uzun yıllar müzikle ilgili hayalini kurdukları şeylerin gerçekleşeceğini birisi söyleseydi; tahminen; imkansız olduğunu düşüneceklerdi...
maNga ilk olarak Yamyam'ın barlarda “cover” parçaları yorumlayıp eğlendikleri gruptan istediği müziği yapamamasından dolayı yolunu ayırması ile 2001 sonlarına doğru şekillenmeye başladı.O'nun en büyük hayali kendi parçalarını çalmaktı, ve belki de bu olay onun hayatında yeni bir başlangıca sebep olacaktı. Artık yeni grubunun yapısını kafasında oturtmuştu. Yepyeni bir oluşumun parçası olmalıydı ki; fark yaratarak hayallerine koşabilsin. Rock müzikle elektroniği, sert gitar riffleriyle rap vokalleri birleştirmek istiyordu. Bunu üniversiteden okul arkadaşı olan Orçun ile paylaştı ve O’nun da katılmasıyla maNga'nın tohumlarını atmış oldu. Aklında olan ve sınırlarını çizmeye çalıştığı şeyin ulaşılması zor bir gerçek olduğunun da farkındaydı. Ama farkında olmadan yeni bir maceraya atılmak üzere ilk adımı atmıştı bile.Daha sonra Özgür,Efe ve Ferman'ın da katılmasıyla ilk kadro tamamlanmış oldu.Ve büyük bir heyecanla çalmayı en çok istedikleri coverları ve bunun yanında hep yapmak istedikleri kendi şarkılarını yapmaya başladılar.
Yarışmadan hemen önce Orçun özel nedenlerden dolayı grubu bıraktı ve Çanakkale’ye yerleşti.Bir süre bas gitar olmadan çalışmalarına devam eden maNga bir süre sonra ciddi bir bas gitarist arayışına girdi.Ferman’ın daha önceden beraber çaldığı yeni bas gitarist Cem'in yarışmaya gönderilecek şarkının kayıtlarına başlandığı gün gruba dahil olmasıyla maNga şu andaki yapısına kavuştu. Beş ayrı karakteri, beş ayrı müzik zevkini ve beş ayrı duruşu sergileyen maNga uzun yıllar sürecek albüm hayali için yola çıkmıştı artık. Beşlinin kesişim kümesi ise; Japon çizgi romanları olan maNga idi.
İlk besteleri “Kal Yanımda”nın geniş çevrelerce çok sevilmesi, baş koydukları yolda emin adımlarla yürümeleri için iyi bir sebep oldu. Böylelikle yeni besteler üretmeye başladılar. Bu dönem içinde “Bitti Rüya”, “Libido” ve “Yalan” gibi çok sevilen parçalarını yaptılar. Bu zaman zarfında Türkiye'nin dört bir yanına gidip 50'yi aşkın konserle müziklerini paylaştılar. Ve bir gece yarışma döneminden tanıdıkları prodüktörleri Haluk Kurosman 'dan (6.Cadde, Gripin', Vega…) gelen bir telefon ile artık emeklerinin karşılığını alacaklarına inanmaya başladılar. ”Yapıyoruz arkadaşlar!”
2002 yılı ortalarında Beyoğlu'nda bir kafede cereyan eden “bir gün bir şeyler yapacağız” konuşmaları artık gerçeğe dönüşmeye başlayacaktı maNga için. Ve her geçen gün maNga'yla beraber aynı yola baş koyan ve destek vere insan sayısının da arttığını fark etmek onları daha da umutlandırıyordu.. Kargo'nun solisti Koray Candemir, Vega, Göksel ve Kanada'lı rapper UnKnown MC onlarla destek veren insanlardan sadece birkaçı oldu.
Farklı müzik zevklerine sahip olan ve birbirinden tamamıyla farklı beş karakterin ortaya çıkarttığı müzik doğal olarak farklı farklı tatlar barındırıyordu. Ferman uzun bir zaman dinlediği metal kökenli müziklerin dışında bir vokal arayışı içindeydi.Efe'nin kalbi hiphop ve elektronik müzik için atıyordu. YamYam'ın peşinde olduğu tek şey duygularını notalarla ifade etmekti. Özgür caz'a, R&B'ye ve funk'a meraklı olduğu için groove'un peşindeydi. Cem ise enerjik olan her türlü müziği seviyordu. Böylelikle maNga'nın sert gitarlardan,rap-melodik vokallerden ve elektronik altyapılardan oluşan müziği ortaya çıkmış oldu. Efe, maNga müziğini “beşimizin dinlediği farklı müziklerin aynı potada melodik bir formülle eritilmesidir. Hepimiz alternatif rock'dan hoşlanıyorduk, aynı zamanda herkes elektronik müziği de özümsemişti, hip hop ve rap vokaller de bizi her zaman heyecanlandırmıştır.” diye açıklıyor.
Zaman zaman derinden aşkı hissettiler, zaman zaman bulundukları şehrin klostrofobik yapısının verdiği duygu patlamalarını yansıttılar, zaman zaman aynaya bakıp yaşam tarzlarına ironik yaklaşımlar getirdiler… Her zaman doğdukları, büyüdükleri ve yaşadıkları coğrafi bölgenin duygu yoğunluğunu ve kültür birikimini içlerinde taşıdıkları gibi bu değeri müziklerine de yansıtmaya çalıştılar. Bazı parçalarda kendi yaşadıkları ortamı ve kendi jenerasyonlarını da eleştirdiler.Yağmur bir gece barda çalarken düşündü bunları. “Evet bizim kuşağımız tüketim kuşağıydı.” Ve bu sancının sonucunda “Libido” isimli parçalarını yaptılar.
maNga'nın kurulduğu günden beri en büyük hayali farklılık yaratıp, son dönemlerde Teoman, Duman, Vega, Mor ve Ötesi, Kurban, Athena ve Kargo gibi isimlerin genişlettiği ve yürüdüğü yolu birazcık daha genişletmek oldu. “Bizi hayatta en mutlu edecek şeylerden biri; bu yolda bizlerden daha iyi yeni grupların çıkması olur” diyerek geleceğe ne kadar umutla baktıklarını dile getiriyor Özgür.









MAVİ SAKAL



mavisakallm9.jpg


Mavi Sakal 1979 senesinde Tarsus Amerikan Lisesi'nde öğrenci olan Murat Tümer (Davul), Kaan Altan (Gitar), Tibet Ağırtan (Gitar, Vokal) tarafından kuruldu.

1984 yılında grup elemanları üniversite eğitimlerine devam etmek için İstanbul'a gelerek müzik çalışmalarını sürdürdüler.

1984 - 1992 seneleri arasında Türkiye çapında birçok solo konser düzenleyen grup aynı zamanda uluslararası Çeşme ve Antalya festivallerinde de konserler verdi.

Mavi Sakal "Çektir Git" adını verdiği ilk kasetini 1992 yılında piyasaya çıkarttı. Albüm grup üyeleri tarafından Boğaziçi Üniversitesi Stüdyolarında kayıt edilmişti. Mavi Sakal ilk albümleri ile hayran kitlesi toplamayı başardı. Bunun üzerine 6 ay sonra stüdyo'ya giren Mavi Sakal 1993 Şubat ayında "Mavi Sakal 2" yi piyasaya sürdü. Albümün açılış parçası "ŞAŞKIN" çok kısa sürede tüm radyo ve televizyonlarda boy göstermeye ve listeleri zorlamaya başladı. Bunun üzerine plak şirketleri "Mavi Sakal 2" yi CD olarak piyasaya sürdü. Bu yayımlanan ilk Türk Rock CD'si oluyordu. Grup 1993 Nisan - Mayıs aylarında 35 konserlik bir Türkiye turnesi gerçekleştirerek 116.000 izleyiciye ulaştı. Aynı zamanda albümün hit parçası "Çektir Git" tüm radyolarda ençok istek alan parçaların arasına girerek grubu listelerde üst sıralara çıkartıyordu.

1993 yılının Aralık ayında Mavi Sakal bir açıklama yaparak solistleri Tibet AĞIRTAN'ın gruptan ayrıldığını ve müzik çalışmalarına tek başına devam edeceğini açıklıyordu.

Uzun bir sessizlik döneminden sonra Mavi Sakal davulda Murat Tümer, gitarda Kaan ALTAN birlikteliğine 1996 Ekim ayında vokalde Genç Osman YAVAŞ, bas gitarda Andy WAND'un katılımı ile yeni bir şekil verdi. Grup elemanları 8 aylık provalar sonucunda Temmuz ve Ağustos aylarında stüdyo'ya girerek "Mavi Sakal 97/ İki Yol" adını verdikleri üçüncü albümlerini hazırladılar.

Albümün yapımını Tümer & Tümer üstlenerek dünya standartlarında bir yapım ortaya çıkartmayı amaçladı. Kayıtlar Finlandiya'da Finnvox Stüdyoları ile Londra'da Batman, 007 Goldeneye, Evita, The Saint ve Les Miserables gibi dünyaca ünlü film müziklerinin kayıt edildiği CTS stüdyolarında gerçekleştirildi.

Mavi Sakal "Mavi Sakal 97/ İki Yol" adını verdiği albümünde Status Quo, Moody Blues, Jose Feliciano ve Brian Johnson (AC/DC) gibi dünyaca ünlü sanatçılara sayısız platin ve altın plak kazandırmış, üç Grammy sahibi bir prodüktörle, Pip Williams ile çalıştı. Aynı zamanda ikinci prodüktör, Waltari ve Staratovarius gibi önemli heavy metal toplulukları ile altın plaklar kazanmış Mikko Karmila albümde 5 şarkının prodüktörlüğünü ve ses mühendisliğini üstlendi.

Gruba Hammond Org'da Finli sanatçı Pate Kivinen ve kontrbas'da bir başka Finli Juho Martikainen eşlik etti. Aynı zamanda albümün üç parçasına Moody Blues topluluğunun piyanisti Bias Boshell katkıda bulundu. Grubun eski solisti Tibet Ağırtan albümde geri vokallerde Mavi Sakal'a destek verdi.

Mavi Sakal 97/ İki Yol'da ayrıca senfonik parçalarda Londra Senfoni, Londra Filarmoni ve ST.Martin In The Fields orkestralarından seçilen 40 müzisyenden oluşan London Session Orchestra gruba eşlik etti. Senfonik parçaların orkestrasyonu Pip Williams tarafından yazılırken, orkestra organizasyonu yine konunun uzmanı Isobel Griffiths tarafından yapıldı. Büyük orkestranın şefliğini Gavyn Wright yaparken James Shearman yönetti. Senfoni kayıtları Jamess Collins tarafından gerçekleştirilerek mixler İngiltere'de Chapel Studios'da yapıldı.

Mavi Sakal 13-14 Aralık 1997 tarihlerinde STATUS QUO grubunun davetlisi olarak Londra WEMBLEY ARENA'da iki konser verdi.

Mavi Sakal albümle aynı adı taşıyan İki Yol adlı parçanın klibini Amerika'lı genç yönetmen Charles Richards ile 15 - 18 Ekim tarihleri arasında çekerek Kasım ayında düzenlenecek ve grubun uluslararası projelerinin açıklanacağı basın toplantısı ile müzikseverleriyle buluştu.

Grup 1998 senesinde Doritos sponsorluğunda ‘Kan Kokusu’ adını verdikleri albümlerinin Türkiye turnesine çıkarak 32 ilde konserler verdi.

Mavi Sakal 1999 senesinden beri birkez daha sessizliğe gömülmüştü.

Mavi Sakal bu albüm için yepyeni bir ekiple yola çıkmıştı. Murat Tümer(davul), Batur Yurtsever(bas), Taylan Dedeoğlu(gitar), Tibet Ağırtan(vokal,gitar) vardı bu ekipte. "Kurucu kadro" dan Kaan Altan ise Karapaks ve Kesmeşeker ile yoluna devam edecekti. Taylan Dedeoğlu ve Batur Yurtsever Mavi Sakal'a yıllarca destek olmuş, projelerde yardım etmiş tecrübeli ve başarılı müzisyenler. 2007'de çıkan "Yeni..den" albümü, 4 yeni parça ve 4 de eski Mavi Sakal parçasının tekrar kaydını içeriyor ve hard rock sevenler için birebir. Kayıtlardan, şarkılardan kalite ve tecrübe akıyor. Bu kadro, yola devam etmekte.

Mavi Sakal

Tibet Ağırtan (vokal,gitar)
Taylan Dedeoğlu (gitar)
Batur Yurtsever (bas)
Murat Tümer (davul)









MOĞOLLAR

moollar.jpg


1967'de Silüetler'de çalışan Aziz Azmet ve Murat ses, aynı yıl Selçuk Alagöz grubunda Çalışan Cahit Berkay ve Engin Yörükoğlu ile tanışır, hepside çalıştıkları gruplarda yaptıkları müziğin kendi yapmak istedikleri müzik olmadığını düşünmektedirler beraber bir grup oluşturmaya karar verirler. Aralarına vahşi kediler grubunun basçısı Haluk Kunt'uda alıp, Moğollar ismi ile çalışmaya başlarlar.

Kısa bir süre sonra yine bir ara Selçuk Alagöz grubunda çalışmış olan ve Almanyada Cem Karaca Apaşlarla yaptığı turneden dönen Hasan Sel, Haluk Kunt'un yerini alır. İlk 45'likleri "Eastern Love/Artık çok geç" , Şubat 68'de çıkar. Bu plağın hemen ardından"Mektup/Lazy John"u yapan grup, Haziranda Altın Mikrofon yarışmasına katılır ve "Ilgaz" ile üçüncü olur. Bu başarı ve ardından çıkan 45'lik Moğollar adının daha çok insan tarafından duyulmasını sağlar.

Konserler verirler. İlginç konserlerdir bunlar; örneğin, Diskotek dergisi tarafından 3 Nisan 1968'de İstanbul Fitaş sineması'nda düzenlenen, Haramiler ve Kaygısızların da katıldığı konsere "silindir şapkaları, uzun siyah frakları ile üç keman bir viyolonsel ve bir trompet eşliğinde" çıkar Moğollar elemanları. İlk solo konserlerini ise 19 Ekim 1968'de İstanbul Fitaş Sineması'nda verirler. Yabancı şarkıların yanı sıra kendi bestelerini de seslendiren Moğollar, konserlerinde büyük ilgi görür.

Ünleri İstanbul dışına çıkar, Anadolu'ya ulaşır. Aynı tarihlerde dördüncü plaklarını çıkaran Moğollar 1968'i tanınmış bir grup olarak kapatır. 1969 yılının Şubat ayında grupta bir eleman değişimi yaşanır. Hasan Sel ayrılır, yerine Taner Öngür girer. Moğollar, 1969 yılını, neredeyse tüm Türkiyeyi kapsayan büyük bir turneyle geçirir. Bu turne sırasında yaşadıkları onların müziğinde önemli bir değişime neden olur.

Turne öncesinde İstanbul'da verdikleri konserlerde kimi türkü düzenlemeleri ve halk müziği sazlarını kullanmaları ilgi görür, fakat bu turne Moğollar'ın Anadoluyu yakından tanımalarını sağlar, bu da onların tarzlarının daha belirginleşmesini gerçekleştirir. Ve Moğollar bu tarza bir isim verirler : Anadolu Pop. Bu adı ilk telaffuz eden Taner Öngür'dür ve Mart 1970'de Hey dergisine bu adı seçmelerinin nedenini ve amaçlarını açıklayacaktır:"...ispatlamak istediğimiz, halk müziğimizin çok sesli bir ruha sahip olması. Ayrıca folklorumuzdaki dinamizm'in pop müziğin dinamiğine yakın olması...Geri kalmış popüler müziğimizin ileri teknik ve zengin folklorumuzla birleşmesiyle bir kişilik kazanması...."

Moğollar, bu açıklamayı yaptıkları tarihlerde, Anadolu Pop'un yalnızca düzenlemelerden ibaret olmadığını ve bu tarzda beste de yapılabileceğini kanıtlamak için bir 45'lik çıkarırlar "Dağ ve çocuk/İmece" her iki parça da yerli melodi ve ritimlerden yola çıkılarak yapılmış bestelerdir, büyük ilgi görür. Böylece Moğollar, Anadolu Pop'un yaratıcıları, "Dağ ve çocuk" ta bestelenmiş ilk Anadolu Pop hit'i olarak tarihteki yerini alır.

Temmuz 1970'te bir eleman değişikliği daha yaşanır, Aziz Azmet gruptan ayrılıp solo çalışmaya başlar ve o sıralarda yeni isim yapmaya başlayan Üç Hürel ile bir süre çalışır. Yerine Ersen katılır. Ersenle "Ternek"45liğini yaparlar, ancak bu birliktelik uzun sürmez. 1970 ağustos sonunda, Moğollar Ersen'den ayrılır ve Paris'e gider.

Paris'te Moğollar, CBS firması ile üç yıllık bir anlaşma imzalar ve bir 45'lik "Behind the dark/Hitchin" yaparlar, ayrıca "Guild international du disque"isimli bir plak şirketine bir albüm yaparlar. Bu albüm "Danses et Rythmes de la Turquie-d'Hier d'Aujourd'hui"1971 yılında "Academie Charles Cros" büyük plak ödülünü alır.

Bu arada Moğollar Paris'te o tarihlerde Belçikada yaşamakta olan Barış Manço ile karşılaşırlar ve onunla çalışmaya başlarlar. Kurdukları birlikteliğe "Manchomongol"adını verirler. Barış Manço, bu konuda Hey dergisine şunları söyler o tarihlerde : "Artık biz bir bütünüz. Ne ben Moğollar'ın şarkıcısıyım, ne de onlar benim grubum.Yepyeni bir grup olduk. Adımız MançoMongol. Kafaca anlaşan, aynı fikir seviyesine gelmiş olan bizler, yaptıklarımızın daha iyi olması için, sesimizi bütün dünyaya kuvvetlice duyurabilmek için, başbaşa vermenin zamanı geldiğini anladık. Ancak bu böyle olmaz. Birlikte Türkiyeye dönen Barış Manço ve Moğollar, dört ay değişik yörelerde konserler verdikten sonra ayrılır. Geriye beraber yaptıkları iki 45'lik plak kalır.

Bu arada Moğollar'ın Paris'te doldurdukları albüm Mart 1971'de Academie Charles Cross ödülünü alır. Türkiyede büyük yankısı olur bu ödülün. Örneğin Hürriyet gazetesi tam sayfa olarak duyurur bu haberi "Moğollar'ın davul ve zurna ile doldurduğu plak Akademi armağanı aldı." Aynı tarihlerde, yine Paris'te CBS firmasından çıkan 45'lik "Behind the dark/Hitchin" şöyle sunulur dinleyiciye : "Pikabınızın kolunu plağın üstüne koyup dinlemeye başladığınız anda Doğu'dan gelen bir grubun varlığını anlayacaksınız. Moğollar, bir çeşit 'sitar' olan bağlama'yı pop müziğine iyi uygulamaları ile dikkati çekiyor. Öğütleyebileceğimiz tek şey, yalnızca Türklerin bildiği bu ritmin akışına, sihirine kendinizi bırakmanız."

Barış Manço'dan ayrıldıktan sonra tekrar Paris'e dönen Moğollar, bu kez Engin Yörükoğlu'nu orada bırakarak Türkiye'ye döner.Yörükoğlu ani bir kararla, 31 Temmuz 1971'de Dominique Meraud ile evlenerek Paris'e yerleşir. Bu beklenmedik ayrılık Mavi Işıklar'ın davulcusu Ayzer Danga ile telafi edilmeye çalışılır, bir sene bu format'ta gider."Alageyik destanı/Moğol halayı" 45'liği bu dönemde yapılır.

Ancak Ağustos 1972'de Murat Ses gruptan ayrılır. Bu arada Selda ile bir 45'lik yapar Moğollar. Daha sonra Ersen gruba yeniden katılır. Eylül 1972'de ilginç bir olay yaşanır : Cem Karaca ile çalışan Kardaşlar, Ersen ile çalışan Moğollar solistlerini değişirler. Bu görülmedik olay Moğolların tekrar gündeme gelmesini sağlar. Cem Karaca ve Moğollar güçlü bir birliktelik oluşturmuş ve uzun sürecek bir dostluğun temeli atılmış olur, çeşitli konser turneleri ve plak çalışmalarıyla geçen iki senelik bir zaman sonunda bu defa Taner Öngür ile Ayzer Danga Moğollar'dan ayrılır. Eskilerden bir tek Cahit Berkay kalmıştır. Bu arada Cem Karaca ve Moğollar'ın en önemli parçalarından biri "Namus Belası "çıkar piyasaya.

Bir süre sonra Cahit Berkay Moğollar'ı dağıtıp Fransa'ya gider orada Engin Yörükoğlu ile buluşur, yanlarına katılan çeşitli müzisyenlerle Moğollar adı altında iki albüm ve bir 45'lik yaparlar. 1974 sonu ile 1976 yılları arasında Cahit Berkay ve Engin Yörükoğlunun sürdürdüğü moğollar 1976'da çalışmalarına son verir, bu dönemden kalan en önemli albüm, Fransa'da RCA firmasından çıkan "Hitit Sun" Türkiyede "Düm - Tek" tir bu albümde Cahit Berkay'ın enstrümental besteleri Anadolu Pop'tan jazz rock'a doğru yönelmeyi işaretlemektedir.

1976'dan sonra yalnızca bireysel çalışmalarını sürdürür 'çekirdek' Moğollar elemanları. Cahit Berkay, filim müzikleri yapar aradaki yıllarda.'90'larda, Cem Karaca ve Uğur Dikmen'le Rock kumpanyası adlı grubu kurar, birlikte iki albüm yaparlar. Engin Yörükoğlu, Fransada çeşitli jazz grupları kurar, sonraları İstanbul'da Jazz Stop isimli bir kulüp açarak orada çalmaya başlar. Taner Öngür ise Dostlar ve Cem Karaca Dervişhan'da çalışır bir süre. Daha sonra Almanya'ya yerleşir. 1992'de Türkiye'ye döner, "Alarm" isimli ilk ve tek solo albümünü çıkartır. Murat Ses, Kurtalan expres'le çalışır, bir ara kısa sürelerle Dostlar ve Dervişhan'la çalışır, kendi grubu Ağrı dağı efsanesini kurar,sonraları Avusturya'ya yerleşen Ses, halen orada yaşamaktadır. Avusturyada, New Age denilebilecek bir tarzda üç albüm yapmıştır bu güne kadar.

1992'de bir televizyon programında dinlediği Moğollar'dan etkilenen Leman dergisi çizerlerinden Kaan Ertem, "Moğollar tekrar bir araya gelsin" çağrısıyla bir imza kampanyası açar .4000'den fazla imza toplanır bu kampanya dahilinde.Cahit Berkay, Taner Öngür ve Engin Yörükoğlu arada bir bir araya gelip bu konuyu görüşürler, yeniden Moğollar'ı kurmak konusunda tereddütleri vardır, ancak kampanya'ya gelen mektuplar onlara cesaret verir.Yanlarına genç bir müzisyen Serhat Ersöz'ü alarak, 31 Mayıs 1993'te İstanbul Cemal Reşit Rey konser salonunda verdikleri muhteşem bir konserle geri dönerler. 1994'te "Moğollar94" , 1996'da "Dört Renk" , 1998'de "30.yıl" 2000'de " 1968 -2000" albümlerini çıkarırlar.

Albümleri /Diskografi

Kaleden Kaleye Şahin Uçurdum / Ilgaz Eastern Love / Artık Çok Geç
Dağ Ve Çocuk / İmece
Hitchin / Behind The Dark
Ternek / Haliç'te Güneşin Batışı (Ersen'le birlikte)
Garip Çoban / Berkay Oyun Havası
Behind The Dark / Madımak / Lorke
Hitchin / Hamsi
Alageyik Destanı / Moğol Halayı
Anadolu Pop
Hitchin
Hitit Sun
Tanrıların Arabaları / Bu Nasıl Dünya?
Düm-tek
Moğollar
Anılarla
Anadolupop 70'li Yıllar
Moğollar'94
Dört Renk
30. Yıl
Moğollar 1968-2000
Yürüdük Durmadan​
 
Ellerine sağlık
 
güzel bilgilendirme olmuş . eyyam ın vokali çok iyi bence ses rengi çok süper
 
Kargo



kargo.jpg


1990' lı yıllar Türkiye' de pop müzik patlamasının yasandığı yıllardır, ancak 1993 yılında Türkiye' de rock müzik rüzgarları esmeye başlamıştır. Kiminle mi? Tabii ki Kargo ile. Çıkardıkları ilk albüm "Sil Baştan" ile pop müzigin prim yaptığı günlerde başarılı rock parçalarına imza attılar, ancak albümün beklenen satışa ulaşmaması grup içinde bir takim problemlere yol açtı ve grupta dağılmalar başladı.

1994 yılında Kargo' dan geriye sadece grubun kurucusu Selim ve bas gitarcısı Mehmet Şenol Şişli kalmıştı. Selim ve Mehmet gruba yeni üyeler arayışına girmişlerdi çünkü amaçları Kargo grubunu, aralarına katacakları yeni üyelerle, en güzel yerlere taşımaktı. Aynı yıl içerisinde gruba konservatuar öğrencisi olan Serkan Çeliköz klavyeci olarak dahil oldu. Bunu takiben Burak Karataş' ın gruba davulcu olarak dahil olmasıyla geriye bir tek yer boş kaldi, o da solist kontenjanı idi. Bir aksam bir barda dinledikleri ve sesini çok begendikleri Koray Candemir solist kontenjanının rakipsiz adayı idi. Koray' ın solistlik teklifini kabulü ile albüm çalışmalarına start verdiler.

Takvimler 1996 yılını gösterdiğinde, Türkiye radyo ve televizyonlarında ortalığı adeta kasıp kavuran bir rock parçası yayınlanmaya başladı Bu parçanın adı "Yüzleşme" idi. Yüzlerce pop müzik parçası arasından başarıyla sıyrılan Yüzleşme, listelerde bir numaraya kadar yükselip uzun süre yerini kimseye kaptırmadı. Özellikle gençlerin beğenisini kazanan Yüzleşme, 96 yazının Kargo şarkılarıyla hareketli geçeceğinin sinyalini veriyordu. Bu sinyal, albümün diğer hiti "Son Defa"' nin yaz ortasında kliplenmesi ile gerçeklik kazandı. Müzik piyasasında bir rock grubunun da başarılı olabileceği üçüncü klibin çekildiği "Adımı Çağır" parçasından sonra kanıtlanmış oldu.

Kargo parçalarının Tv ve radyolarda sık sık yayınlanması grubun geniş bir hayran kitlesi kazanmasına ve albüm satışlarının olumlu şekilde etkilenmesine neden oldu. Böylece Kargo, ilk albümde yasadıkları sıkıntılara "Yarına Ne Kaldı" albümü ile nokta koymuş oldu. Artık önlerinde hayranları ile seyahat edecekleri uzun bir müzik yolculuğu vardı.

1997 yılının Nisan ayında merakla beklenen ikinci albüm "Sevmek Zor" piyasaya çıktı. Albümün ilk klip parçasi "Şairin elinde" idi. Şairin Elinde, ilginç sözleri ve başarılı klibi ile en az Yüzleşme kadar ses getirdi. Sevmek Zor albümündeki her parça farklı bir duyguya ev sahipliği yapıyordu. Aldatma, kırgınlık, kayboluş gibi temaların büyük bir başari ile işlendiği parçalar, Kargo fanları tarafından çok sevildi. Albümün ikinci klibi, 97 Temmuzunda, "Sen Her Zaman" isimli parçaya geldi ve bu klip de Kargo fanı olsun olmasın bir çok insan tarafından çok beğenildi.

1997 yılında ikinci albümünde çıkmasıyla ilk albümde olduğu gibi başarılı konserler vermek üzere bir turneye çiktilar ancak plak ve organizasyon şirketinin başarısız organizasyonu, Kargo' nun hayal ettiği konserleri verememesine yol açtı. Bu da, her ne kadar iyi bir satış rakamına ulaşmış olsa da, ikinci albümde Kargo' nun duraksamasına neden oldu.

Kargo, plak şirketine duymuş olduğu kızgınlıgı yaptıkları müzik ile dile getirmek istiyordu. 97 yılının son aylarında stüdyoya girerek üçüncü albümlerini hazırlamaya başladılar.

1998 yılının Haziran ayında Yalnızlık Mevsimi piyasaya çıktı. İlk klip, rock ile alaturka müziğin çok başarılı bir şekilde harmanlandığı "Arabik Fahişe"' ye geldi. Bu parça, Kargo fanlarının yanısıra, underground cephesinden büyük bir destek gördü. Üçüncü albüm çok basarılı çalışmaların olduğu bir albümdü, fakat plak şirketi ikinci klibin çekimini bir türlü gerçekleştiremiyodu. Bu durum albümün unutulmasına neden olacakken, Kargo plak şirketini değiştirdi ve hemen albümün en önemli hitlerinden "Kalamış Parkı"' na basarılı bir klip çekildi. Bu klibin bir de özelliği vardi. Kalamış Parkı ' nin klibi, Kargo tarihinde ilk kez slow parçaya çekilmiş bir klipti. Dogu Batı kültürünün farklılığını anlatan "Boğaziçi"' ne çekilen ve çok başarılı görüntülerin bulunduğu üçüncü klibin ardından Kargo, Türk müzik piyasasında önemli bir yerde olduğunu ve Avrupa standartlarında bir grup olduğunu kanıtlamış oldu. Yalnızlık Mevsimi adından da anlaşılacağı üzere yalnızlık duygusunun her yönüyle işlendiği bir albüm oldu. Yalnızlığın yanı sıra doğu batı kültürünün sentezi ve bu sentezin getirdiği sosyal sorunlar da bu albümde başarılı bir şekilde irdelenmişti.

Üçüncü albümün diğer albümlerden bir farkı vardı. İlk kez albüm kapağında, Kargo kendi resmini kullanmamıştı ki bu cesaret gerektiren bir davranıştı. Onlar bu albümde parçaların ne kadar iddialı oldugunu albüm kapağında izledikleri politika ile kanıtladılar. Yalnızlık Mevsimi albümü gerek sözleri, gerek müziği, gerekse klipleri ile Kargo' nun müzik geçmisinde ve kariyerinde ulaştığı en yüksek nokta oldu.

1999 yilinda bas gitarcı M.Ş.Ş'nin askerde olması nedeniyle albüm çıkarılmadı. 2000 yılının Mart ayında Kargo dördüncü albümleri "Sen Bir Meleksin" ile müzik piyasasina iki yıllık bir aradan sonra tekrar merhaba dedi. 4' üncü albüm diğer albümlere göre gerek sözler gerekse müzik açısından daha soft bir albüm olmuştu. Bunun en büyük nedeni ise, Kargo'nun 2'inci ve 3'üncü albümde plak şirketiyle yaşadıkları sorunların ardından rahat bir döneme giriş yapmaları idi. Sen Bir Meleksin albümünün diğer albümlere göre daha akustik ve soft bir albüm olusu, hayran kitlesini yaş ortalamasının artmasına neden oldu. Bu albümle Kargo' yu orta yaş ve üzerinde olan insanlar da severek dinlemeye basladi. Sen Bir Meleksin albümünün ilk klip parçasi "Renklerin İçinde" oldu. Bu klibi takiben konser ve bar programlarinin favori parçası olan, Kargo'nun ilk elemanları ile çıkardıkları Sil Baştan albümünde de yer alan "Yanımda Sen olmayınca" 'ya klip çekildi. Yanımda Sen Olmayınca' nin yanısıra, ilk Kargo albümü olan Sil Baştan' ın o dönemin büyük hiti olan "Yıllar Sonra" sarkısını da Koray'ın güzel yorumuyla dinlemek bu albümde mümkün oldu. Yıllar sonra yeni haliyle kliplenince Kargo tarihinde iki defa klip çekilen ilk şarkı ünvanını da kazandı. Dördüncü albümün çıkmasıyla Kargo muhteşem sahne performansını konser ve bar programlarında sahneleme fırsatını bir kez daha yakalamış oldu. Efes Dark sponsorluğunda verdikleri konser turnesi, aynı zamanda Kargo'nun Efes Dark reklamlarında yer alması ve özel bir CD çıkarmasıyla daha da renklendi.

Sen bir meleksin albümünün büyük başarısına rağmen Kargo üyelerinin artık kendi özel projelerine zaman ayırmalarının vakti gelmişti. Hayranlarına "Best of Kargo" albümü ve remikslenerek sunulan "Ayrılık Şarkısı" ile bir süreliğine veda ettiler. Ara dönemlerinde Koray ilk solo albümü "Sade"' yi yayınladı ve aynı zamanda Ferzan Özpetek tarafindan çekilen "Cahil Periler" filmi ile beyazperde de, gerek seslendirdiği ve rol aldığı reklam filmleriyle, gerekse de sunuculuğunu yaptığı "Sing Your Song" yarışma programı ile ekranlardan sevenlerine ulaştı. Selim ve Serkan ise, Aslı ile başladıkları prodüktörlük çalışmalarını tam gaz sürdürdüler, Mister No, Tarık, Aslı ve Yalın akla ilk gelen isimlerden. Burak da, baterisiyle bazı sanatçılara destek verdi. MŞŞ ise bu dönemde iki kitap yazıp, yeni projesi olan Biraderler grubu üstünde çalıştı.

2003 yılında yeniden albüm çıkarma üstünde konuşan grup elemanları olumlu karara varılması ile 2004 yılının başında albüm kayıtları başladı. Fakat çesitli nedenler yüzünden kendi bireysel projelerini gerçekleştirmek isteyen MŞŞ, bu albüme katılmamaya karar verdi. Athena grubundan ayrılan Canay Cengen ile albüm kayıtları ve konserlerde kendilerine destek vermesi için anlaşan Kargo, yoğun tempolu çalışmaları sonucunda "Ateş ve Su" adlı albümleri ile 2004 Mayıs ayında tekrar sevenleri ile buluştu.

Türkiye' de genç elemanlardan oluşan ve alternatif olarak çıkan ilk rock grubu olarak nitelendirebileceğimiz Kargo, birçok genç rock sanatçısı ve gruplarına yol açarak Türkiye' de rock müziğin bugüne gelmesinde ilk adımı attı. Yeni çıkan grup ve kişilere yardımları ile de rock müziğin gelişmesine ne kadar önem verdiklerini ispatladılar. Kargo' ya bizlere ve Türk müzik piyasasına böyle bir fırsat verdikleri için sonsuz teşekkürler.​
 
acil servis başlığı ile verilen resim aslında wisky grubuna aittir :D
 
Geri
Üst