MANGA
maNga'nın albüm macerası 2002 yılının Ocak ayında Ferman'ın telefonla tüm grup arkadaşlarını arayıp “Toplanıp konuşalım bir yarışma varmış ” demesiyle başladı. Bu telefon konuşmasının onları albüm sahibi yapacağına ihtimal vermedikleri gibi uzun yıllar müzikle ilgili hayalini kurdukları şeylerin gerçekleşeceğini birisi söyleseydi; tahminen; imkansız olduğunu düşüneceklerdi...
maNga ilk olarak Yamyam'ın barlarda “cover” parçaları yorumlayıp eğlendikleri gruptan istediği müziği yapamamasından dolayı yolunu ayırması ile 2001 sonlarına doğru şekillenmeye başladı.O'nun en büyük hayali kendi parçalarını çalmaktı, ve belki de bu olay onun hayatında yeni bir başlangıca sebep olacaktı. Artık yeni grubunun yapısını kafasında oturtmuştu. Yepyeni bir oluşumun parçası olmalıydı ki; fark yaratarak hayallerine koşabilsin. Rock müzikle elektroniği, sert gitar riffleriyle rap vokalleri birleştirmek istiyordu. Bunu üniversiteden okul arkadaşı olan Orçun ile paylaştı ve O’nun da katılmasıyla maNga'nın tohumlarını atmış oldu. Aklında olan ve sınırlarını çizmeye çalıştığı şeyin ulaşılması zor bir gerçek olduğunun da farkındaydı. Ama farkında olmadan yeni bir maceraya atılmak üzere ilk adımı atmıştı bile.Daha sonra Özgür,Efe ve Ferman'ın da katılmasıyla ilk kadro tamamlanmış oldu.Ve büyük bir heyecanla çalmayı en çok istedikleri coverları ve bunun yanında hep yapmak istedikleri kendi şarkılarını yapmaya başladılar.
Yarışmadan hemen önce Orçun özel nedenlerden dolayı grubu bıraktı ve Çanakkale’ye yerleşti.Bir süre bas gitar olmadan çalışmalarına devam eden maNga bir süre sonra ciddi bir bas gitarist arayışına girdi.Ferman’ın daha önceden beraber çaldığı yeni bas gitarist Cem'in yarışmaya gönderilecek şarkının kayıtlarına başlandığı gün gruba dahil olmasıyla maNga şu andaki yapısına kavuştu. Beş ayrı karakteri, beş ayrı müzik zevkini ve beş ayrı duruşu sergileyen maNga uzun yıllar sürecek albüm hayali için yola çıkmıştı artık. Beşlinin kesişim kümesi ise; Japon çizgi romanları olan maNga idi.
İlk besteleri “Kal Yanımda”nın geniş çevrelerce çok sevilmesi, baş koydukları yolda emin adımlarla yürümeleri için iyi bir sebep oldu. Böylelikle yeni besteler üretmeye başladılar. Bu dönem içinde “Bitti Rüya”, “Libido” ve “Yalan” gibi çok sevilen parçalarını yaptılar. Bu zaman zarfında Türkiye'nin dört bir yanına gidip 50'yi aşkın konserle müziklerini paylaştılar. Ve bir gece yarışma döneminden tanıdıkları prodüktörleri Haluk Kurosman 'dan (6.Cadde, Gripin', Vega…) gelen bir telefon ile artık emeklerinin karşılığını alacaklarına inanmaya başladılar. ”Yapıyoruz arkadaşlar!”
2002 yılı ortalarında Beyoğlu'nda bir kafede cereyan eden “bir gün bir şeyler yapacağız” konuşmaları artık gerçeğe dönüşmeye başlayacaktı maNga için. Ve her geçen gün maNga'yla beraber aynı yola baş koyan ve destek vere insan sayısının da arttığını fark etmek onları daha da umutlandırıyordu.. Kargo'nun solisti Koray Candemir, Vega, Göksel ve Kanada'lı rapper UnKnown MC onlarla destek veren insanlardan sadece birkaçı oldu.
Farklı müzik zevklerine sahip olan ve birbirinden tamamıyla farklı beş karakterin ortaya çıkarttığı müzik doğal olarak farklı farklı tatlar barındırıyordu. Ferman uzun bir zaman dinlediği metal kökenli müziklerin dışında bir vokal arayışı içindeydi.Efe'nin kalbi hiphop ve elektronik müzik için atıyordu. YamYam'ın peşinde olduğu tek şey duygularını notalarla ifade etmekti. Özgür caz'a, R&B'ye ve funk'a meraklı olduğu için groove'un peşindeydi. Cem ise enerjik olan her türlü müziği seviyordu. Böylelikle maNga'nın sert gitarlardan,rap-melodik vokallerden ve elektronik altyapılardan oluşan müziği ortaya çıkmış oldu. Efe, maNga müziğini “beşimizin dinlediği farklı müziklerin aynı potada melodik bir formülle eritilmesidir. Hepimiz alternatif rock'dan hoşlanıyorduk, aynı zamanda herkes elektronik müziği de özümsemişti, hip hop ve rap vokaller de bizi her zaman heyecanlandırmıştır.” diye açıklıyor.
Zaman zaman derinden aşkı hissettiler, zaman zaman bulundukları şehrin klostrofobik yapısının verdiği duygu patlamalarını yansıttılar, zaman zaman aynaya bakıp yaşam tarzlarına ironik yaklaşımlar getirdiler… Her zaman doğdukları, büyüdükleri ve yaşadıkları coğrafi bölgenin duygu yoğunluğunu ve kültür birikimini içlerinde taşıdıkları gibi bu değeri müziklerine de yansıtmaya çalıştılar. Bazı parçalarda kendi yaşadıkları ortamı ve kendi jenerasyonlarını da eleştirdiler.Yağmur bir gece barda çalarken düşündü bunları. “Evet bizim kuşağımız tüketim kuşağıydı.” Ve bu sancının sonucunda “Libido” isimli parçalarını yaptılar.
maNga'nın kurulduğu günden beri en büyük hayali farklılık yaratıp, son dönemlerde Teoman, Duman, Vega, Mor ve Ötesi, Kurban, Athena ve Kargo gibi isimlerin genişlettiği ve yürüdüğü yolu birazcık daha genişletmek oldu. “Bizi hayatta en mutlu edecek şeylerden biri; bu yolda bizlerden daha iyi yeni grupların çıkması olur” diyerek geleceğe ne kadar umutla baktıklarını dile getiriyor Özgür.
MAVİ SAKAL
Mavi Sakal 1979 senesinde Tarsus Amerikan Lisesi'nde öğrenci olan Murat Tümer (Davul), Kaan Altan (Gitar), Tibet Ağırtan (Gitar, Vokal) tarafından kuruldu.
1984 yılında grup elemanları üniversite eğitimlerine devam etmek için İstanbul'a gelerek müzik çalışmalarını sürdürdüler.
1984 - 1992 seneleri arasında Türkiye çapında birçok solo konser düzenleyen grup aynı zamanda uluslararası Çeşme ve Antalya festivallerinde de konserler verdi.
Mavi Sakal "Çektir Git" adını verdiği ilk kasetini 1992 yılında piyasaya çıkarttı. Albüm grup üyeleri tarafından Boğaziçi Üniversitesi Stüdyolarında kayıt edilmişti. Mavi Sakal ilk albümleri ile hayran kitlesi toplamayı başardı. Bunun üzerine 6 ay sonra stüdyo'ya giren Mavi Sakal 1993 Şubat ayında "Mavi Sakal 2" yi piyasaya sürdü. Albümün açılış parçası "ŞAŞKIN" çok kısa sürede tüm radyo ve televizyonlarda boy göstermeye ve listeleri zorlamaya başladı. Bunun üzerine plak şirketleri "Mavi Sakal 2" yi CD olarak piyasaya sürdü. Bu yayımlanan ilk Türk Rock CD'si oluyordu. Grup 1993 Nisan - Mayıs aylarında 35 konserlik bir Türkiye turnesi gerçekleştirerek 116.000 izleyiciye ulaştı. Aynı zamanda albümün hit parçası "Çektir Git" tüm radyolarda ençok istek alan parçaların arasına girerek grubu listelerde üst sıralara çıkartıyordu.
1993 yılının Aralık ayında Mavi Sakal bir açıklama yaparak solistleri Tibet AĞIRTAN'ın gruptan ayrıldığını ve müzik çalışmalarına tek başına devam edeceğini açıklıyordu.
Uzun bir sessizlik döneminden sonra Mavi Sakal davulda Murat Tümer, gitarda Kaan ALTAN birlikteliğine 1996 Ekim ayında vokalde Genç Osman YAVAŞ, bas gitarda Andy WAND'un katılımı ile yeni bir şekil verdi. Grup elemanları 8 aylık provalar sonucunda Temmuz ve Ağustos aylarında stüdyo'ya girerek "Mavi Sakal 97/ İki Yol" adını verdikleri üçüncü albümlerini hazırladılar.
Albümün yapımını Tümer & Tümer üstlenerek dünya standartlarında bir yapım ortaya çıkartmayı amaçladı. Kayıtlar Finlandiya'da Finnvox Stüdyoları ile Londra'da Batman, 007 Goldeneye, Evita, The Saint ve Les Miserables gibi dünyaca ünlü film müziklerinin kayıt edildiği CTS stüdyolarında gerçekleştirildi.
Mavi Sakal "Mavi Sakal 97/ İki Yol" adını verdiği albümünde Status Quo, Moody Blues, Jose Feliciano ve Brian Johnson (AC/DC) gibi dünyaca ünlü sanatçılara sayısız platin ve altın plak kazandırmış, üç Grammy sahibi bir prodüktörle, Pip Williams ile çalıştı. Aynı zamanda ikinci prodüktör, Waltari ve Staratovarius gibi önemli heavy metal toplulukları ile altın plaklar kazanmış Mikko Karmila albümde 5 şarkının prodüktörlüğünü ve ses mühendisliğini üstlendi.
Gruba Hammond Org'da Finli sanatçı Pate Kivinen ve kontrbas'da bir başka Finli Juho Martikainen eşlik etti. Aynı zamanda albümün üç parçasına Moody Blues topluluğunun piyanisti Bias Boshell katkıda bulundu. Grubun eski solisti Tibet Ağırtan albümde geri vokallerde Mavi Sakal'a destek verdi.
Mavi Sakal 97/ İki Yol'da ayrıca senfonik parçalarda Londra Senfoni, Londra Filarmoni ve ST.Martin In The Fields orkestralarından seçilen 40 müzisyenden oluşan London Session Orchestra gruba eşlik etti. Senfonik parçaların orkestrasyonu Pip Williams tarafından yazılırken, orkestra organizasyonu yine konunun uzmanı Isobel Griffiths tarafından yapıldı. Büyük orkestranın şefliğini Gavyn Wright yaparken James Shearman yönetti. Senfoni kayıtları Jamess Collins tarafından gerçekleştirilerek mixler İngiltere'de Chapel Studios'da yapıldı.
Mavi Sakal 13-14 Aralık 1997 tarihlerinde STATUS QUO grubunun davetlisi olarak Londra WEMBLEY ARENA'da iki konser verdi.
Mavi Sakal albümle aynı adı taşıyan İki Yol adlı parçanın klibini Amerika'lı genç yönetmen Charles Richards ile 15 - 18 Ekim tarihleri arasında çekerek Kasım ayında düzenlenecek ve grubun uluslararası projelerinin açıklanacağı basın toplantısı ile müzikseverleriyle buluştu.
Grup 1998 senesinde Doritos sponsorluğunda ‘Kan Kokusu’ adını verdikleri albümlerinin Türkiye turnesine çıkarak 32 ilde konserler verdi.
Mavi Sakal 1999 senesinden beri birkez daha sessizliğe gömülmüştü.
Mavi Sakal bu albüm için yepyeni bir ekiple yola çıkmıştı. Murat Tümer(davul), Batur Yurtsever(bas), Taylan Dedeoğlu(gitar), Tibet Ağırtan(vokal,gitar) vardı bu ekipte. "Kurucu kadro" dan Kaan Altan ise Karapaks ve Kesmeşeker ile yoluna devam edecekti. Taylan Dedeoğlu ve Batur Yurtsever Mavi Sakal'a yıllarca destek olmuş, projelerde yardım etmiş tecrübeli ve başarılı müzisyenler. 2007'de çıkan "Yeni..den" albümü, 4 yeni parça ve 4 de eski Mavi Sakal parçasının tekrar kaydını içeriyor ve hard rock sevenler için birebir. Kayıtlardan, şarkılardan kalite ve tecrübe akıyor. Bu kadro, yola devam etmekte.
Mavi Sakal
Tibet Ağırtan (vokal,gitar)
Taylan Dedeoğlu (gitar)
Batur Yurtsever (bas)
Murat Tümer (davul)
MOĞOLLAR
1967'de Silüetler'de çalışan Aziz Azmet ve Murat ses, aynı yıl Selçuk Alagöz grubunda Çalışan Cahit Berkay ve Engin Yörükoğlu ile tanışır, hepside çalıştıkları gruplarda yaptıkları müziğin kendi yapmak istedikleri müzik olmadığını düşünmektedirler beraber bir grup oluşturmaya karar verirler. Aralarına vahşi kediler grubunun basçısı Haluk Kunt'uda alıp, Moğollar ismi ile çalışmaya başlarlar.
Kısa bir süre sonra yine bir ara Selçuk Alagöz grubunda çalışmış olan ve Almanyada Cem Karaca Apaşlarla yaptığı turneden dönen Hasan Sel, Haluk Kunt'un yerini alır. İlk 45'likleri "Eastern Love/Artık çok geç" , Şubat 68'de çıkar. Bu plağın hemen ardından"Mektup/Lazy John"u yapan grup, Haziranda Altın Mikrofon yarışmasına katılır ve "Ilgaz" ile üçüncü olur. Bu başarı ve ardından çıkan 45'lik Moğollar adının daha çok insan tarafından duyulmasını sağlar.
Konserler verirler. İlginç konserlerdir bunlar; örneğin, Diskotek dergisi tarafından 3 Nisan 1968'de İstanbul Fitaş sineması'nda düzenlenen, Haramiler ve Kaygısızların da katıldığı konsere "silindir şapkaları, uzun siyah frakları ile üç keman bir viyolonsel ve bir trompet eşliğinde" çıkar Moğollar elemanları. İlk solo konserlerini ise 19 Ekim 1968'de İstanbul Fitaş Sineması'nda verirler. Yabancı şarkıların yanı sıra kendi bestelerini de seslendiren Moğollar, konserlerinde büyük ilgi görür.
Ünleri İstanbul dışına çıkar, Anadolu'ya ulaşır. Aynı tarihlerde dördüncü plaklarını çıkaran Moğollar 1968'i tanınmış bir grup olarak kapatır. 1969 yılının Şubat ayında grupta bir eleman değişimi yaşanır. Hasan Sel ayrılır, yerine Taner Öngür girer. Moğollar, 1969 yılını, neredeyse tüm Türkiyeyi kapsayan büyük bir turneyle geçirir. Bu turne sırasında yaşadıkları onların müziğinde önemli bir değişime neden olur.
Turne öncesinde İstanbul'da verdikleri konserlerde kimi türkü düzenlemeleri ve halk müziği sazlarını kullanmaları ilgi görür, fakat bu turne Moğollar'ın Anadoluyu yakından tanımalarını sağlar, bu da onların tarzlarının daha belirginleşmesini gerçekleştirir. Ve Moğollar bu tarza bir isim verirler : Anadolu Pop. Bu adı ilk telaffuz eden Taner Öngür'dür ve Mart 1970'de Hey dergisine bu adı seçmelerinin nedenini ve amaçlarını açıklayacaktır:"...ispatlamak istediğimiz, halk müziğimizin çok sesli bir ruha sahip olması. Ayrıca folklorumuzdaki dinamizm'in pop müziğin dinamiğine yakın olması...Geri kalmış popüler müziğimizin ileri teknik ve zengin folklorumuzla birleşmesiyle bir kişilik kazanması...."
Moğollar, bu açıklamayı yaptıkları tarihlerde, Anadolu Pop'un yalnızca düzenlemelerden ibaret olmadığını ve bu tarzda beste de yapılabileceğini kanıtlamak için bir 45'lik çıkarırlar "Dağ ve çocuk/İmece" her iki parça da yerli melodi ve ritimlerden yola çıkılarak yapılmış bestelerdir, büyük ilgi görür. Böylece Moğollar, Anadolu Pop'un yaratıcıları, "Dağ ve çocuk" ta bestelenmiş ilk Anadolu Pop hit'i olarak tarihteki yerini alır.
Temmuz 1970'te bir eleman değişikliği daha yaşanır, Aziz Azmet gruptan ayrılıp solo çalışmaya başlar ve o sıralarda yeni isim yapmaya başlayan Üç Hürel ile bir süre çalışır. Yerine Ersen katılır. Ersenle "Ternek"45liğini yaparlar, ancak bu birliktelik uzun sürmez. 1970 ağustos sonunda, Moğollar Ersen'den ayrılır ve Paris'e gider.
Paris'te Moğollar, CBS firması ile üç yıllık bir anlaşma imzalar ve bir 45'lik "Behind the dark/Hitchin" yaparlar, ayrıca "Guild international du disque"isimli bir plak şirketine bir albüm yaparlar. Bu albüm "Danses et Rythmes de la Turquie-d'Hier d'Aujourd'hui"1971 yılında "Academie Charles Cros" büyük plak ödülünü alır.
Bu arada Moğollar Paris'te o tarihlerde Belçikada yaşamakta olan Barış Manço ile karşılaşırlar ve onunla çalışmaya başlarlar. Kurdukları birlikteliğe "Manchomongol"adını verirler. Barış Manço, bu konuda Hey dergisine şunları söyler o tarihlerde : "Artık biz bir bütünüz. Ne ben Moğollar'ın şarkıcısıyım, ne de onlar benim grubum.Yepyeni bir grup olduk. Adımız MançoMongol. Kafaca anlaşan, aynı fikir seviyesine gelmiş olan bizler, yaptıklarımızın daha iyi olması için, sesimizi bütün dünyaya kuvvetlice duyurabilmek için, başbaşa vermenin zamanı geldiğini anladık. Ancak bu böyle olmaz. Birlikte Türkiyeye dönen Barış Manço ve Moğollar, dört ay değişik yörelerde konserler verdikten sonra ayrılır. Geriye beraber yaptıkları iki 45'lik plak kalır.
Bu arada Moğollar'ın Paris'te doldurdukları albüm Mart 1971'de Academie Charles Cross ödülünü alır. Türkiyede büyük yankısı olur bu ödülün. Örneğin Hürriyet gazetesi tam sayfa olarak duyurur bu haberi "Moğollar'ın davul ve zurna ile doldurduğu plak Akademi armağanı aldı." Aynı tarihlerde, yine Paris'te CBS firmasından çıkan 45'lik "Behind the dark/Hitchin" şöyle sunulur dinleyiciye : "Pikabınızın kolunu plağın üstüne koyup dinlemeye başladığınız anda Doğu'dan gelen bir grubun varlığını anlayacaksınız. Moğollar, bir çeşit 'sitar' olan bağlama'yı pop müziğine iyi uygulamaları ile dikkati çekiyor. Öğütleyebileceğimiz tek şey, yalnızca Türklerin bildiği bu ritmin akışına, sihirine kendinizi bırakmanız."
Barış Manço'dan ayrıldıktan sonra tekrar Paris'e dönen Moğollar, bu kez Engin Yörükoğlu'nu orada bırakarak Türkiye'ye döner.Yörükoğlu ani bir kararla, 31 Temmuz 1971'de Dominique Meraud ile evlenerek Paris'e yerleşir. Bu beklenmedik ayrılık Mavi Işıklar'ın davulcusu Ayzer Danga ile telafi edilmeye çalışılır, bir sene bu format'ta gider."Alageyik destanı/Moğol halayı" 45'liği bu dönemde yapılır.
Ancak Ağustos 1972'de Murat Ses gruptan ayrılır. Bu arada Selda ile bir 45'lik yapar Moğollar. Daha sonra Ersen gruba yeniden katılır. Eylül 1972'de ilginç bir olay yaşanır : Cem Karaca ile çalışan Kardaşlar, Ersen ile çalışan Moğollar solistlerini değişirler. Bu görülmedik olay Moğolların tekrar gündeme gelmesini sağlar. Cem Karaca ve Moğollar güçlü bir birliktelik oluşturmuş ve uzun sürecek bir dostluğun temeli atılmış olur, çeşitli konser turneleri ve plak çalışmalarıyla geçen iki senelik bir zaman sonunda bu defa Taner Öngür ile Ayzer Danga Moğollar'dan ayrılır. Eskilerden bir tek Cahit Berkay kalmıştır. Bu arada Cem Karaca ve Moğollar'ın en önemli parçalarından biri "Namus Belası "çıkar piyasaya.
Bir süre sonra Cahit Berkay Moğollar'ı dağıtıp Fransa'ya gider orada Engin Yörükoğlu ile buluşur, yanlarına katılan çeşitli müzisyenlerle Moğollar adı altında iki albüm ve bir 45'lik yaparlar. 1974 sonu ile 1976 yılları arasında Cahit Berkay ve Engin Yörükoğlunun sürdürdüğü moğollar 1976'da çalışmalarına son verir, bu dönemden kalan en önemli albüm, Fransa'da RCA firmasından çıkan "Hitit Sun" Türkiyede "Düm - Tek" tir bu albümde Cahit Berkay'ın enstrümental besteleri Anadolu Pop'tan jazz rock'a doğru yönelmeyi işaretlemektedir.
1976'dan sonra yalnızca bireysel çalışmalarını sürdürür 'çekirdek' Moğollar elemanları. Cahit Berkay, filim müzikleri yapar aradaki yıllarda.'90'larda, Cem Karaca ve Uğur Dikmen'le Rock kumpanyası adlı grubu kurar, birlikte iki albüm yaparlar. Engin Yörükoğlu, Fransada çeşitli jazz grupları kurar, sonraları İstanbul'da Jazz Stop isimli bir kulüp açarak orada çalmaya başlar. Taner Öngür ise Dostlar ve Cem Karaca Dervişhan'da çalışır bir süre. Daha sonra Almanya'ya yerleşir. 1992'de Türkiye'ye döner, "Alarm" isimli ilk ve tek solo albümünü çıkartır. Murat Ses, Kurtalan expres'le çalışır, bir ara kısa sürelerle Dostlar ve Dervişhan'la çalışır, kendi grubu Ağrı dağı efsanesini kurar,sonraları Avusturya'ya yerleşen Ses, halen orada yaşamaktadır. Avusturyada, New Age denilebilecek bir tarzda üç albüm yapmıştır bu güne kadar.
1992'de bir televizyon programında dinlediği Moğollar'dan etkilenen Leman dergisi çizerlerinden Kaan Ertem, "Moğollar tekrar bir araya gelsin" çağrısıyla bir imza kampanyası açar .4000'den fazla imza toplanır bu kampanya dahilinde.Cahit Berkay, Taner Öngür ve Engin Yörükoğlu arada bir bir araya gelip bu konuyu görüşürler, yeniden Moğollar'ı kurmak konusunda tereddütleri vardır, ancak kampanya'ya gelen mektuplar onlara cesaret verir.Yanlarına genç bir müzisyen Serhat Ersöz'ü alarak, 31 Mayıs 1993'te İstanbul Cemal Reşit Rey konser salonunda verdikleri muhteşem bir konserle geri dönerler. 1994'te "Moğollar94" , 1996'da "Dört Renk" , 1998'de "30.yıl" 2000'de " 1968 -2000" albümlerini çıkarırlar.
Albümleri /Diskografi
Kaleden Kaleye Şahin Uçurdum / Ilgaz Eastern Love / Artık Çok Geç
Dağ Ve Çocuk / İmece
Hitchin / Behind The Dark
Ternek / Haliç'te Güneşin Batışı (Ersen'le birlikte)
Garip Çoban / Berkay Oyun Havası
Behind The Dark / Madımak / Lorke
Hitchin / Hamsi
Alageyik Destanı / Moğol Halayı
Anadolu Pop
Hitchin
Hitit Sun
Tanrıların Arabaları / Bu Nasıl Dünya?
Düm-tek
Moğollar
Anılarla
Anadolupop 70'li Yıllar
Moğollar'94
Dört Renk
30. Yıl
Moğollar 1968-2000
Yürüdük Durmadan