undead5858
New member
- Katılım
- 23 Mar 2008
- Mesajlar
- 699
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
Savunma Sanayii Müsteşarı Murad Bayar, Türkiye'nin üreteceği milli tankın, dünyanın en iyi atış kontrol sistemine sahip tankı olacağını söyledi.
Bayar, ''Türkiye'nin milli gururu'' olarak nitelediği milli görev bilgisayarını ise sadece helikopterler için değil, insansız hava araçları dahil, bütün hava araçlarında kullanmayı amaçladıklarını vurguladı.
Ayrıca MKEK'in, bir kaç yıldır, özgün bir modern piyade tüfeği üzerinde çalıştığına işaret eden Bayar, ''MKEK modern, hafif ve kullanışlı bir piyade tüfeği üretmeyi amaçlıyor. Buradan iyi bir sonuç alınacağını düşünüyoruz'' dedi.
Savunma Sanayii Müsteşarı Bayar, savunma sanayindeki projelerin son durumu konusunda, AA muhabirinin sorularını yanıtladı.
Türk savunma sanayinin, 'yüksek teknoloji' içeren ağır silahları üretme kapasitesine ulaştığını belirten Bayar, Milli Tank Projesi konusunda bilgi verirken, Türkiye'nin geliştireceği tankın, dünyadaki en yeni geliştirilen tank olacağını belirtti.
Bayar, ''Bu tankın atış kontrol sistemini ASELSAN geliştirecek, tank konusundaki teknik işbirliğini Güney Kore ile yapacağız. Milli tank konusunda, Otokar ile sözleşme görüşmeleri devam ediyor. Bizim hedefimiz bu yılın sonundan önce Otokar ile Milli Tank Geliştirme sözleşmesini imzalamaktır. Bu proje çok geniş kapsamlı bir projedir'' şeklinde konuştu.
Milli tank projesinde, 2012 yılına kadar projenin bitmesi ve ardından seri üretime geçiş hedefleniyor.
Proje kapsamında 250 tankın üretimi amaçlanırken, milli tank, bir çok özelliğiyle mevcut 3. nesil tanklardan daha ileri teknolojiye sahip olacak.
-MİLLİ GÖREV BİLGİSAYARI...-
Bayar bu arada, Türkiye'nin özgün savunma sanayi ürünleri konusunda önemli ilerlemeler sağladığını ve bunun en son örneğinin, tamamıyla Türk mühendisleri tarafından geliştirilen Milli Görev Bilgisayarı olduğunu vurguladı.
Bayar, ''Milli Görev bilgisayarı projesi, ATAK projesinin bir ön projesi olarak 2004 yılında başlatıldı. 3 yıldır devam eden projede yüzlerce Türk mühendisi görev aldı'' dedi.
ATAK projesindeki taarruz helikopterinin, her şekilde milli görev bilgisayarı tarafından komuta ve kontrolünün sağlanmasını amaçladıklarını vurgulayan Bayar, ASELSAN tarafından üretilen milli görev bilgisayarının taarruz helikopterlerine entegrasyonu çalışmalarının da, başarıyla tamamlandığını ifade etti.
-''FÜZE, HEDEFİ BAŞARIYLA VURDU''
Bayar, Milli Görev Bilgisayarının, taarruz helikopterlerine entegre edilmesi ve atış sisteminin başarıyla test edildiğini belirtirken, ''bununla ilgili ilk yapılan testlerde, helikopter üzerine entegre edilen milli görev bilgisayarı kontrolündeki silah sisteminden atılan tanksavar füze, hedefi başarıyla vurdu'' dedi.
Türk sanayinin kendi özgün milli görev bilgisayarını geliştirebileceğini kanıtladığını belirten Müsteşar Bayar, ''bu donanım ve yazılım olarak tamamıyla Türkiye'nin görev bilgisayarıdır, Milli Görev Bilgisayarı, Türkiye'nin, savunma sanayinde milli gururu olacak, Milli görev bilgisayarını, sadece helikopterler için değil, insansız hava araçları dahil, bütün hava araçlarında kullanmayı amaçlıyoruz'' şeklinde konuştu.
Taarruz helikopterine ASELSAN, TAI ve TÜBİTAK MAM tarafından geliştirilen milli görev bilgisayarı ve yazılımlarının entegrasyonu çalışmaları; testlerde, helikopter üzerine entegre edilen milli görev bilgisayarı kontrolündeki silah sisteminden atılan tanksavar füzenin hedefi başarıyla vurmasıyla tamamlanmış oldu.
Türk mühendislerince geliştirilen görev bilgisayarı ve yazılımları helikopter üzerindeki seyrüsefer, haberleşme, elektronik harp, hedef tespit, platform yönetimi ve silah yönetimi fonksiyonlarını bir bütün olarak yönetmekte ve pilotlara dijital kokpit üzerinden kumanda imkanı veriyor.
Görev bilgisayarı, dost düşman ayırma gibi çok stratejik ve hayati konularda tamamıyla özgün bir teknoloji vadediyor.
-ATAK HELİKOPTER PROJESİ-
Taarruz-Taktik/Keşif helikopteri projesine de (ATAK) değinen Bayar, ATAK projesinde, ilgili şirketlerden ilgili ülkelerden ihraç lisanslarının alınması sürecinde olduklarını, Aralık ayı sonuna kadar ihraç lisans sürecini tamamlayarak, sözleşmeyi fiilen yürürlüğe sokmayı amaçladıklarını belirtti.
Kara Kuvvetleri Komutanlığının (KKK) ihtiyacının karşılanmasına yönelik ATAK Projesi çerçevesinde, 51 adet ( 41 adet opsiyonel taarruz taktik/keşif helikopteri temin edilecek.
TAI'nin ana yüklenici olduğu programda Aselsan ve İtalyan AgustaWestland alt yüklenici olarak görev alıyor.
Söz konusu projede helikopterlerin ana gövdesi İtalyan ortağın tasarımı iken, silah ve seyrüsefer sistemlerini idare edecek ana bilgisayar sistemi ile termal görüş ve nişangah sistemleri ise yüzde 100 yerli olarak ASELSAN ve TÜBİTAK Mam tarafından geliştirildi.
TAI, helikopterlerin yeni konfigürasyonunun fikri mülkiyetine ortak olmasının yanı sıra, ''nihai montaj'' ve ''uçuş işlemleri'' de dahil olmak üzere bütün gövde üretimi için dünyada tek kaynak oldu. TAI ayrıca helikopterlerin, İtalya ve İngiltere dışında tüm dünya ülkelerine satış hakkına da sahip.
-BARIŞ KARTALI PROJESİ...
Türk savunmasında önemli bir yer tutması beklenen Erken Uyarı Sistemine ilişkin çalışmaların da, gecikmeli de olsa sürdüğüne dikkati çeken Bayar, bu konudaki son gelişmeler konusunda şunları söyledi:
''Türkiye'nin 'Barış Kartalı' programı kapsamında Boeing tarafından üretilen, 737 Havadan Erken Uyarı ve Kontrol (AEW&C) uçağı projesinde, Boeing firması ile görüşmelerimize devam ediyoruz. Projeyle ilgili olarak, yeni proje takvimi ve sözleşmeden doğan gecikmenin etkileri ne olacak, bu konuları görüşüyoruz. Bu görüşmelerde bir ilerleme kaydettik.
Temmuz ayında ilk teslim edilmesi gerekiyordu, ancak bu teslim edilemedi ve biz bu nedenle, sözleşme gereğince haklarımızı korumak için atmamız gereken adımları atıyoruz. En erken yıl sonunda görüşmelerin bir noktaya varacağını düşünüyoruz.
Bizim alacağımız AWACS uçağı, ABD'nin ve NATO'nun kullandığı uçaklardan daha ileri bir teknolojiye ve yeni bir tasarıma sahip olacak.''
737-700, 21. yüzyıl aviyonikleri, seyir ekipmanı ve uçuş güvertesi özelliklerini taşıyor. İleri teknolojisi sayesinde, uçağın bakım süresi minimum düzeyde. 737 serisi dünya çapında tedarikçi, parça ve destek ekipman üssüne sahip. Uçak aynı zamanda Northrop Grumman'ın entegre ''düşman veya dostu tanıma'' kabiliyetine sahip Çok işlevli Elektronik Taramalı Radar anteniyle donanmış durumda. Sistem aynı zamanda, geleceğe yönelik maliyet-etkin yükseltme, kapsamlı bir iletişim seti ve havadan yakıt aktarım kabiliyeti için esnek, açık bir mimariye de sahip bulunuyor.
-PROJELERİN FİNANSMANI...
Türk savunma sanayinde, bu sene sonundan itibaren, projelere ciddi bir kaynak aktarmaya başlayacaklarını vurgulayan Bayar, ''çünkü gelecek yıl, Türk Savunma Sanayindeki önemli projelerin uygulamaya başlanacağı bir yıl olacak'' şeklinde konuştu.
Müsteşarlığın yürüttüğü savunma sanayi projelerinde, yılda 2,5 milyar dolarlık bir kaynağa sahip olduklarının altını çizen Bayar, projeleri finanse ettiklerini, bunun yanı sıra projeler geliştikçe, TUSAŞ, ASELSAN ve MKE gibi şirketlerin de yeniden yapılanma çalışmaları içinde bulunduklarını kaydetti.
Bayar, ''bizim, savunma sanayi şirketlerinden beklentimiz, Türk Silahlı Kuvvetler'in tüm ihtiyaçlarına cevap verecek, yüksek teknoloji ürünleri, sistemler, teçhizat, yazılımların seri üretimidir'' dedi.
-FÜZELER...-
Türkiye'nin füze çalışmalarını ROKETSAN'ın yürüttüğünü kaydeden Bayar, ROKETSAN'ın bu konuda tamamıyla özgün bir çalışma içinde bulunduğunu ifade etti.
Bayar füze çalışmaları konusunda şunları söyledi:
''ROKETSAN, orta ve uzun menzilli tanksavar projelerini başarıyla yürütüyor, önümüzdeki dönemde bunun prototipleri ortaya çıkacak. Hava savunma sistemleri konusunda da çalışmalar yürüten ROKETSAN, bundan sonra güdümlü füze çalışmalarına da ağırlık verecek.''
-YENİ PİYADE TÜFEĞİ ÇALIŞMALARI
Türkiye'nin dünyanın en büyük kara kuvvetlerine sahip olduğunun altını çizen Bayar, bu nedenle, başta piyade tüfeği olmak üzere, özgün silah teknolojilerini geliştirmesi gerektiğini vurguladı.
Makine ve Kimya Endüstrisi Kurumunun (MKEK), bir kaç yıldır özgün bir modern piyade tüfeği üzerinde çalıştığını vurgulayan Bayar, ''MKEK, modern, hafif ve kullanışlı bir piyade tüfeği üretmeyi amaçlıyor ve buradan iyi bir sonuç alınacağını düşünüyoruz'' şeklinde konuştu.
Şarjörsüz ağırlığı yaklaşık 5 kg olan G3 piyade tüfeği, günümüz tüfeklerinin ortalama özelliklerine sahip, yarı otomatik ve seri ateşleme yapabiliyor. Süngü desteği olan tüfek, değiştirilebilen şarjör sistemine sahip. G3, genellikle ağır, hantal bir tüfek olarak biliniyor. Ancak, yüksek isabet ve tahribat gücüne sahip bulunuyor.
-GÖZETLEME UYDULARI-
Türkiye'nin büyük bir askeri güce sahip ülke olarak, gelişmiş gözetleme sistemlerine de sahip olması gerektiğine vurgu yapan Bayar, bu konudaki çalışmaları konusunda şunları kaydetti:
''Görüntü hassasiyeti çok üst düzeyde olan bir gözetleme uydusu konusundaki ihale çalışmaları yürütülüyor. Bu ihale sonucu çok gelişmiş bir gözetleme uydusu temin edeceğiz.
Bu yeni gözetleme uydusu için yabancı bir firmayı ana yüklenici olarak seçeceğiz, ama yerli savunma sanayi şirketlerimiz de bu projede alt yüklenici olarak görev alacaklar.''
AA
Bayar, ''Türkiye'nin milli gururu'' olarak nitelediği milli görev bilgisayarını ise sadece helikopterler için değil, insansız hava araçları dahil, bütün hava araçlarında kullanmayı amaçladıklarını vurguladı.
Ayrıca MKEK'in, bir kaç yıldır, özgün bir modern piyade tüfeği üzerinde çalıştığına işaret eden Bayar, ''MKEK modern, hafif ve kullanışlı bir piyade tüfeği üretmeyi amaçlıyor. Buradan iyi bir sonuç alınacağını düşünüyoruz'' dedi.
Savunma Sanayii Müsteşarı Bayar, savunma sanayindeki projelerin son durumu konusunda, AA muhabirinin sorularını yanıtladı.
Türk savunma sanayinin, 'yüksek teknoloji' içeren ağır silahları üretme kapasitesine ulaştığını belirten Bayar, Milli Tank Projesi konusunda bilgi verirken, Türkiye'nin geliştireceği tankın, dünyadaki en yeni geliştirilen tank olacağını belirtti.
Bayar, ''Bu tankın atış kontrol sistemini ASELSAN geliştirecek, tank konusundaki teknik işbirliğini Güney Kore ile yapacağız. Milli tank konusunda, Otokar ile sözleşme görüşmeleri devam ediyor. Bizim hedefimiz bu yılın sonundan önce Otokar ile Milli Tank Geliştirme sözleşmesini imzalamaktır. Bu proje çok geniş kapsamlı bir projedir'' şeklinde konuştu.
Milli tank projesinde, 2012 yılına kadar projenin bitmesi ve ardından seri üretime geçiş hedefleniyor.
Proje kapsamında 250 tankın üretimi amaçlanırken, milli tank, bir çok özelliğiyle mevcut 3. nesil tanklardan daha ileri teknolojiye sahip olacak.
-MİLLİ GÖREV BİLGİSAYARI...-
Bayar bu arada, Türkiye'nin özgün savunma sanayi ürünleri konusunda önemli ilerlemeler sağladığını ve bunun en son örneğinin, tamamıyla Türk mühendisleri tarafından geliştirilen Milli Görev Bilgisayarı olduğunu vurguladı.
Bayar, ''Milli Görev bilgisayarı projesi, ATAK projesinin bir ön projesi olarak 2004 yılında başlatıldı. 3 yıldır devam eden projede yüzlerce Türk mühendisi görev aldı'' dedi.
ATAK projesindeki taarruz helikopterinin, her şekilde milli görev bilgisayarı tarafından komuta ve kontrolünün sağlanmasını amaçladıklarını vurgulayan Bayar, ASELSAN tarafından üretilen milli görev bilgisayarının taarruz helikopterlerine entegrasyonu çalışmalarının da, başarıyla tamamlandığını ifade etti.
-''FÜZE, HEDEFİ BAŞARIYLA VURDU''
Bayar, Milli Görev Bilgisayarının, taarruz helikopterlerine entegre edilmesi ve atış sisteminin başarıyla test edildiğini belirtirken, ''bununla ilgili ilk yapılan testlerde, helikopter üzerine entegre edilen milli görev bilgisayarı kontrolündeki silah sisteminden atılan tanksavar füze, hedefi başarıyla vurdu'' dedi.
Türk sanayinin kendi özgün milli görev bilgisayarını geliştirebileceğini kanıtladığını belirten Müsteşar Bayar, ''bu donanım ve yazılım olarak tamamıyla Türkiye'nin görev bilgisayarıdır, Milli Görev Bilgisayarı, Türkiye'nin, savunma sanayinde milli gururu olacak, Milli görev bilgisayarını, sadece helikopterler için değil, insansız hava araçları dahil, bütün hava araçlarında kullanmayı amaçlıyoruz'' şeklinde konuştu.
Taarruz helikopterine ASELSAN, TAI ve TÜBİTAK MAM tarafından geliştirilen milli görev bilgisayarı ve yazılımlarının entegrasyonu çalışmaları; testlerde, helikopter üzerine entegre edilen milli görev bilgisayarı kontrolündeki silah sisteminden atılan tanksavar füzenin hedefi başarıyla vurmasıyla tamamlanmış oldu.
Türk mühendislerince geliştirilen görev bilgisayarı ve yazılımları helikopter üzerindeki seyrüsefer, haberleşme, elektronik harp, hedef tespit, platform yönetimi ve silah yönetimi fonksiyonlarını bir bütün olarak yönetmekte ve pilotlara dijital kokpit üzerinden kumanda imkanı veriyor.
Görev bilgisayarı, dost düşman ayırma gibi çok stratejik ve hayati konularda tamamıyla özgün bir teknoloji vadediyor.
-ATAK HELİKOPTER PROJESİ-
Taarruz-Taktik/Keşif helikopteri projesine de (ATAK) değinen Bayar, ATAK projesinde, ilgili şirketlerden ilgili ülkelerden ihraç lisanslarının alınması sürecinde olduklarını, Aralık ayı sonuna kadar ihraç lisans sürecini tamamlayarak, sözleşmeyi fiilen yürürlüğe sokmayı amaçladıklarını belirtti.
Kara Kuvvetleri Komutanlığının (KKK) ihtiyacının karşılanmasına yönelik ATAK Projesi çerçevesinde, 51 adet ( 41 adet opsiyonel taarruz taktik/keşif helikopteri temin edilecek.
TAI'nin ana yüklenici olduğu programda Aselsan ve İtalyan AgustaWestland alt yüklenici olarak görev alıyor.
Söz konusu projede helikopterlerin ana gövdesi İtalyan ortağın tasarımı iken, silah ve seyrüsefer sistemlerini idare edecek ana bilgisayar sistemi ile termal görüş ve nişangah sistemleri ise yüzde 100 yerli olarak ASELSAN ve TÜBİTAK Mam tarafından geliştirildi.
TAI, helikopterlerin yeni konfigürasyonunun fikri mülkiyetine ortak olmasının yanı sıra, ''nihai montaj'' ve ''uçuş işlemleri'' de dahil olmak üzere bütün gövde üretimi için dünyada tek kaynak oldu. TAI ayrıca helikopterlerin, İtalya ve İngiltere dışında tüm dünya ülkelerine satış hakkına da sahip.
-BARIŞ KARTALI PROJESİ...
Türk savunmasında önemli bir yer tutması beklenen Erken Uyarı Sistemine ilişkin çalışmaların da, gecikmeli de olsa sürdüğüne dikkati çeken Bayar, bu konudaki son gelişmeler konusunda şunları söyledi:
''Türkiye'nin 'Barış Kartalı' programı kapsamında Boeing tarafından üretilen, 737 Havadan Erken Uyarı ve Kontrol (AEW&C) uçağı projesinde, Boeing firması ile görüşmelerimize devam ediyoruz. Projeyle ilgili olarak, yeni proje takvimi ve sözleşmeden doğan gecikmenin etkileri ne olacak, bu konuları görüşüyoruz. Bu görüşmelerde bir ilerleme kaydettik.
Temmuz ayında ilk teslim edilmesi gerekiyordu, ancak bu teslim edilemedi ve biz bu nedenle, sözleşme gereğince haklarımızı korumak için atmamız gereken adımları atıyoruz. En erken yıl sonunda görüşmelerin bir noktaya varacağını düşünüyoruz.
Bizim alacağımız AWACS uçağı, ABD'nin ve NATO'nun kullandığı uçaklardan daha ileri bir teknolojiye ve yeni bir tasarıma sahip olacak.''
737-700, 21. yüzyıl aviyonikleri, seyir ekipmanı ve uçuş güvertesi özelliklerini taşıyor. İleri teknolojisi sayesinde, uçağın bakım süresi minimum düzeyde. 737 serisi dünya çapında tedarikçi, parça ve destek ekipman üssüne sahip. Uçak aynı zamanda Northrop Grumman'ın entegre ''düşman veya dostu tanıma'' kabiliyetine sahip Çok işlevli Elektronik Taramalı Radar anteniyle donanmış durumda. Sistem aynı zamanda, geleceğe yönelik maliyet-etkin yükseltme, kapsamlı bir iletişim seti ve havadan yakıt aktarım kabiliyeti için esnek, açık bir mimariye de sahip bulunuyor.
-PROJELERİN FİNANSMANI...
Türk savunma sanayinde, bu sene sonundan itibaren, projelere ciddi bir kaynak aktarmaya başlayacaklarını vurgulayan Bayar, ''çünkü gelecek yıl, Türk Savunma Sanayindeki önemli projelerin uygulamaya başlanacağı bir yıl olacak'' şeklinde konuştu.
Müsteşarlığın yürüttüğü savunma sanayi projelerinde, yılda 2,5 milyar dolarlık bir kaynağa sahip olduklarının altını çizen Bayar, projeleri finanse ettiklerini, bunun yanı sıra projeler geliştikçe, TUSAŞ, ASELSAN ve MKE gibi şirketlerin de yeniden yapılanma çalışmaları içinde bulunduklarını kaydetti.
Bayar, ''bizim, savunma sanayi şirketlerinden beklentimiz, Türk Silahlı Kuvvetler'in tüm ihtiyaçlarına cevap verecek, yüksek teknoloji ürünleri, sistemler, teçhizat, yazılımların seri üretimidir'' dedi.
-FÜZELER...-
Türkiye'nin füze çalışmalarını ROKETSAN'ın yürüttüğünü kaydeden Bayar, ROKETSAN'ın bu konuda tamamıyla özgün bir çalışma içinde bulunduğunu ifade etti.
Bayar füze çalışmaları konusunda şunları söyledi:
''ROKETSAN, orta ve uzun menzilli tanksavar projelerini başarıyla yürütüyor, önümüzdeki dönemde bunun prototipleri ortaya çıkacak. Hava savunma sistemleri konusunda da çalışmalar yürüten ROKETSAN, bundan sonra güdümlü füze çalışmalarına da ağırlık verecek.''
-YENİ PİYADE TÜFEĞİ ÇALIŞMALARI
Türkiye'nin dünyanın en büyük kara kuvvetlerine sahip olduğunun altını çizen Bayar, bu nedenle, başta piyade tüfeği olmak üzere, özgün silah teknolojilerini geliştirmesi gerektiğini vurguladı.
Makine ve Kimya Endüstrisi Kurumunun (MKEK), bir kaç yıldır özgün bir modern piyade tüfeği üzerinde çalıştığını vurgulayan Bayar, ''MKEK, modern, hafif ve kullanışlı bir piyade tüfeği üretmeyi amaçlıyor ve buradan iyi bir sonuç alınacağını düşünüyoruz'' şeklinde konuştu.
Şarjörsüz ağırlığı yaklaşık 5 kg olan G3 piyade tüfeği, günümüz tüfeklerinin ortalama özelliklerine sahip, yarı otomatik ve seri ateşleme yapabiliyor. Süngü desteği olan tüfek, değiştirilebilen şarjör sistemine sahip. G3, genellikle ağır, hantal bir tüfek olarak biliniyor. Ancak, yüksek isabet ve tahribat gücüne sahip bulunuyor.
-GÖZETLEME UYDULARI-
Türkiye'nin büyük bir askeri güce sahip ülke olarak, gelişmiş gözetleme sistemlerine de sahip olması gerektiğine vurgu yapan Bayar, bu konudaki çalışmaları konusunda şunları kaydetti:
''Görüntü hassasiyeti çok üst düzeyde olan bir gözetleme uydusu konusundaki ihale çalışmaları yürütülüyor. Bu ihale sonucu çok gelişmiş bir gözetleme uydusu temin edeceğiz.
Bu yeni gözetleme uydusu için yabancı bir firmayı ana yüklenici olarak seçeceğiz, ama yerli savunma sanayi şirketlerimiz de bu projede alt yüklenici olarak görev alacaklar.''
AA