Türk Olmak.!

AntidepresaN

New member
Katılım
25 Haz 2005
Mesajlar
1,584
Reaction score
0
Puanları
0
Konum
AtaTürkçü Düşünce Sistemi..
Türk Olmak

Türk sadece dört harften ibaret bir kelime değildir. Türk bir tarihin, kahramanlığın, cesaretin, asaletin, doğruluğun, dürüstlüğün, adaletin, medeniyetin, ahlakın, inancın ve güçlü bir milletin adıdır. Türk bir destanın, bayrağın, cumhuriyetin, şanlı bir geçmişin onur ve gururudur. Vatanı için, bayrağı için, aziz bildiği değerleri için ölümün adıdır Türk. Geçmişi için yaşayan, geleceği için canını feda edendir Türk.
Türk olmak her şeyden önce insan olmaktır. Çalışkanlık, erdemlilik, yardımseverlik, doğruluk, konukseverlik, cesaret, büyüklere saygı, küçüklere sevgi, zalimin düşmanı, mazlumun yardımcısıdır Türk. Yurt edindiği bütün coğrafyalara güven getiren, toprağı vatanlaştıran, toprakla özdeşleşen ve çevresinde barış ve hakimiyet kuran bir milletin adıdır Türk.
Zoru başaran, her türlü yanlışlarla mücadele eden, dostlarına güven, düşmanlarına korku veren, özgürlük ve bağımsızlığı karakteri sayan onurlu ve gururlu bir milletin, beş bin yıllık bir tarihin adıdır Türk. Kimsesizlerin sahibi olmuş, ezilenlerin, sömürülenlerin, baskıya maruz kalmış her milletin yardımına koşmuş kahraman bir milletin adıdır Türk.
Geçmişinde, bu gününde yukarıdaki özelliklere sahip olamayanlar Türklükle ezelden ebede kavgalı olmuştur. Türk İsmini çağrıştıran her şeye düşmanlık besleyenlerin bilinç altında insan olamamak, Türkleri kıskanmak yatmaktadır. Türk’ü Türk yapan meziyetleri taşıyamadıkları için Türk’e düşmanlık beslemektedirler.
Türklüğe ve Türk Milletine karşı yapılan saldırılar karşısında sessizliğini bozmayanların Türklüğünü de iyi değerlendirmek gerekir. Millet olma bilincine erişememiş toplumlar zamanla dağılmaya, parçalanmaya mahkumdur. Küçük bir menfaat uğruna milletine hakaret edenler, en önemli makamlara geldiği halde milletini savunmaktan rahatsız olanlar, bulunduğu görevlerde kendi çıkarlarını, milletinin çıkarlarından önde tutanlar, kimliklerinde Türk yazsa da asla Türk olamazlar.
Türklük bir tabela ismi değildir. Bu ismi taşımaktan eğer onur ve gurur duymuyorsak zorla taşımak mecburiyetinde değiliz. Türküm diyemeyenlere zorla Türküm dedirttirmek aynı zamanda Türk kavramına ve Türklüğe hakaret etmek sayılır. Her önünüze gelene Türk diyecekseniz zaten bu yüce kavramın anlamını bilmiyorsunuz demektir. Türklük bir şuur ve gururdur. Türklük bir şereftir. Türk olunmaz Türk doğulur.
En büyük hatalarımızdan biri de sadece kavram milliyetçiliği ve kavram dindarlığı yapmaktır. İsimlere değil, içeriğe önem vermek gerekir. Adı Türk, yaşantısı Türk’e uygun değilse ve ısrarla isim bize yeter diyorsanız işte en büyük hatayı burada yapmış sayılırsınız. Müslümanlığın en yakıştığı, inançları için hiçbir karşılık beklemeden ölmek konusunda acele eden bir millet daha göremezsiniz. İslamiyet’i üç milyon kilometrekareye yaymak için mücadele eden tek millet Türk Milletidir. Türklükle İslam öylesine özdeşleşmiş ki birbirinden ayırmak mümkün değildir. Aslında son zamanlarda Türklüğe ve Türk Milletine yapılan bütün saldırılar Türk Milletinin ne kadar köklü ve medeni bir millet olduğunun da göstergesidir.
Türk olmanın gurur ve şuurunu Çanakkale de ve kurtuluş savaşının bütün cephelerinde ecdadımız bizlere yaşatmıştır. Türkler tarihin hiçbir sayfasına utanacağımız bir iz bırakmamıştır. Ecdadımızla gurur duymaktayız. Türk Milletinin bu asilliği ve büyüklüğünü hazmedemeyenler kendi geçmişlerindeki lekeleri temizleyemedikleri için bu gün bizlere saldırmaktadırlar. İstiklal ve cumhuriyetimizi koruduğumuz sürece bu saldırılar asla kesilmeyecektir. Bu sebeple Gazi Mustafa Kemal Atatürk muhtaç olduğumuz kudreti damarlarımızdaki asil kanla tanımlamıştır.
Elbet bir gün gelecek ve Yüce Türk Milleti geçmişteki şan ve şöhretine yeniden kavuşacaktır. Tek korktukları husus ta budur. Çünkü Türkiye Cumhuriyeti bütün gücünü Milletinden almıştır. Ne mutlu inanarak ve yaşayarak Türküm diyenlere. Türk olmanın huzur ve mutluluğunu yaşayanlara.


Kazım MERT
 
Türksen övün Değilsen Itaat Et
 
Türklük bir tabela ismi değildir. Bu ismi taşımaktan eğer onur ve gurur duymuyorsak zorla taşımak mecburiyetinde değiliz. Türküm diyemeyenlere zorla Türküm dedirttirmek aynı zamanda Türk kavramına ve Türklüğe hakaret etmek sayılır. Her önünüze gelene Türk diyecekseniz zaten bu yüce kavramın anlamını bilmiyorsunuz demektir. Türklük bir şuur ve gururdur. Türklük bir şereftir. Türk olunmaz Türk doğulur
 
teksöz

Ya sev Ya terket abi
eğer bu ülkede yasamak istemiorsan
birakda yasamak isteyener mutlu olsun.:Sopa
 
Türk olmak

Atatürk, kendisi için insanüstü bir varlık denmesini hoş karşılamazdı. Bir gün sofradakilerden biri:
- Paşam, kim bilir çocukluğunuzda ne müstesna bir insandınız. Kim bilir ne eşsiz anılarınız vardır, demişti.
Atatürk güldü ve çocukluk arkadaşı Nuri Conker'e döndü:
-Nuri anlatsın, dedi.
Nuri Bey her zamanki şakacılığıyla;
-Bakla tarlasında karga çobanlığı ederdi, cevabını verdi.
Soruyu soran kişi, fena halde ürktü.
-Aman efendimiz, diyecek oldu, Atatürk sözünü kesti:
-Bana, insanlar üstünde bir doğuş atfetmeye kalkışmayınız.


Doğuşumdaki tek olağanüstülük Türk olarak dünyaya gelmemdedir.

En büyük Türkçü

Atatürk, tarih sahnesinden silinmek üzere olan bir milleti, o millete mensup olmanın verdiği güçle kurtardı ve Türk olmakla övünüp, her zaman gurur duydu.

Dehası, kahramanlığı, askerliği, devlet adamlığı ve daha nice üstün vasıflarıyla anılan Atatürk, Türk doğmuş olmayı, Türk olmayı bütün bunların önünde görmüştü. Hayatı boyunca Türk milletine mensup olmanın gururuyla övünen Atatürk bunu her fırsatta veciz biçimde dile getirmişti. Onun bu sözleri, günümüzde Atatürk’ü kendi emellerine hizmet için başka yerlere çekip götürmek isteyenlere de verilmiş en güzel cevaptır. İşte Türk milletine aşık Atatürk’ün Türklük aşkını ortaya koyan sözlerinden bir demet:

* Ne mutlu Türküm diyene!
* Bir Türk dünyaya bedeldir!
* Muhtaç olduğun kudret damarlarındaki asil kanda mevcuttur!
* Türklük esastır. Bu varlığı, tarih içinde araştırmak birbirine bağlı bir tarih içinde tespit edilecek Türk medeniyeti ile öğünmek, yerinde olur. Fakat, bu öğünmeye layık olmak için, bugün çalışmak, lazımdır. Her alanda, özellikle medeniyet dünyasına eser vermek için çalışkan olmayı hedef tutmak lazımdır.
* Atilla büyük bir ırkın, Türk ırkının evladıdır!
* Bu mukaddes yurdun öz varisi, Türkiye Cumhuriyeti’nin yılmaz varisi o büyük, yüksek, asil Türk kavminin bugünkü genç ve dinç çocuklarıdır; bizlerdir.


Türk Milliyetçisi

* Biz doğrudan doğruya milliyetperveriz ve Türk milliyetçisiyiz. Cumhuriyetimizin dayanağı Türk toplumudur. Bu toplumun fertleri ne kadar Türk kültürü ile dolu olursa, o topluma dayanan Cumhuriyet de o kadar kuvvetli olur.
* Bu memleket tarihte Türk’tü, bugün Türk’tür ve sonsuza kadar Türk olarak yaşayacaktır.
* Türk! Övün. Çalış. Güven!
* Türk milliyetçiliği, ilerleme ve gelişme yolunda ve milletlerarası temas ve ilişkilerde, bütün çağdaş milletlere paralel ve onlarla bir uyum içinde yürümekle beraber, Türk toplumunun özel karakterini ve başlı başına bağımsız kimliğini korumaktır.


İşte parola

* “Benim Türk milletine, Türk Cumhuriyetine, Türklüğün geleceğine ait görevlerim bitmemiştir, siz onları tamamlayacaksınız. Siz de sizden sonrakilere benim sözümü tekrar ediniz.” Bu sözler, bir kişinin değil, Türk ulusunun duygusunun ifadesidir. Bunu her Türk bir parola gibi kendinden sonrakilere devamlı tekrar etmekle son nefesini verecektir. Her Türk ferdinin son nefesi, Türk Ulusunun nefesinin sönmeyeceğini, onun sonsuz olduğunu göstermelidir. Yüksek Türk, senin için yüksekliğin sınırı yoktur. İşte parola budur.
* Biz milliyet fikirlerini uygulama da çok gecikmiş ve çok ihmal etmiş bir milletiz. Bunun zararlarını fazla çalışmak suretiyle gidermeye çalışmalıyız. Bilirsiniz ki, milliyet teorisinin, milliyet idealinin yok olmasına nazariyatın dünya üzerinde kabiliyeti tatbikiyesi bulunamamıştır. Çünkü, tarih, vukuat, hadisat ve müşahedat hep insanlar ve millet arasında, hep milliyetin hakim olduğunu göstermiştir. Ve milliyet prensibi aleyhindeki büyük mikyasta fiili tecrübelere rağmen yine milliyet hissinin öldürülmediği ve yine kuvvetle yaşadığı görülmektedir.
* Çalışan teorinin dünya üzerinde uygulanma imkanı bulanamamıştır. Çünkü, tarih, olaylar, ve gözlemler insanlar ve milletler arasında hep milliyetin egemen olduğunu göstermiştir. Ve milliyet prensibi aleyhindeki büyük çapta gerçek tecrübelere rağmen yine milliyet hissinin öldürülemediği, kuvvetle yaşadığı görülmektedir.
* Büyük devletler kuran ecdadımız büyük, şümullü medeniyetlere de sahip olmuştur. Bunu aramak, Türklüğe ve cihana bildirmek bizler için vazifedir.


Kendini tanımak

* Türk çocuğu ecdadını tanıdıkça daha büyük işler yapmak için kendinde kuvvet bulacaktır. Eğer bir millet büyükse kendisini tanımakla daha büyük olur.
* Türk çocuklarında kabiliyet her milletinkinden üstündür. Türk kabiliyet ve kudret-inin tarihteki başarıları meydana çıktıkça, bütün Türk çocukları kendileri için lazım gelen hamle kaynağını o tarihte bulabileceklerdir. Bu tarihten Türk çocukları bağımsızlık fikrini kazanacaklar, o büyük başarıları düşünecekler, harikalar yaratan adamları öğrenecekler, kendilerininde aynı kandan olduklarını düşünecekler ve bu kabiliyetle kimseye boyun eğmeyeceklerdir.
* Büyüklüğüne ve üstün kabiliyetlerine inandığım Türk ulusunun gerçek tarihinin yazılmasını sağlığımda görmek istiyorum.
* Türklük, benim en derin güven kaynağım, en engin övünç dayanağımdır
* Taş kırılır , tunç erir ama Türklük ebedidir.
* Eğer bende bazı fevkaladelikler görüyor, buluyorsanız bunları sadece ve yalnız Türk olmama, Türklüğüme bağlayınız.

Türkiye dışında kalmış olan Türkler, önce kültür meseleleriyle ilgilenmelidirler.
Nitekim biz Türklük davasını böyle uygun bir ölçüde ele almış bulunuyoruz.
Büyük Türk tarihine, Türk dilinin kaynaklarına, zengin lehçelerine, eski Türk eserlerine önem veriyoruz. Baykal ötesindeki Yakut Türklerinin dil ve kültürlerini bile ihmal etmiyoruz.


Milletinin Bozkurt’u

Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra Türk topraklarının işgaline karşı yapılan Kurtuluş Savaşı, destan çağlarında cereyan etmiş olsa idi, bir Kurtuluş Destanı ortaya çıkacak ve bu destanda da mutlaka bir “Bozkurt motifi” bulunacaktı. Mustafa Kemal Paşa, Kurtuluş Savaşı’nın öncüsü ve en baştaki teşkilatçısı olmuş, bu niteliği ile (tıpkı Bozkurt gibi) bir kılavuz vazifesi görmüştür. Daha sonra da, Kurtuluş Savaşı’nın kazanılması ile (yine Bozkurt gibi) kurtarıcı durumuna yükselmiştir. Son olarak, devrimleri ile çağdaş, ileri ve milliyetçi Türk nesilleri yetiştirmek çabası, onun Türk milletinin bekasını sağlamaya yönelik amacını göstermektedir. Kendisine önerilen soyadları arasından Atatürk’ü seçmesi ise, onun gelecekteki Türk nesillerince ata olarak anılmak isteğinin belirtisidir. Böylece kılavuz, kurtarıcı ve ata niteliklerini kendisinde birleştirmiştir. Atatürk bundan ötürü yabancı yazarlarca -derin bir sezgi ile- Bozkurt olarak adlandırılmıştır.

Türk’ü anlatıyor

Bu memleket, dünyanın beklemediği, asla ümit etmediği bir müstesna mevcudiyetin yüksek tecellisine, yüksek sahne oldu. Bu sahne 7 bin senelik, en aşağı bir Türk beşiğidir. Beşik tabiatın rüzgarlarıyla sallandı. Beşiğin içindeki çocuk tabiatın yağmurlarıyla yıkandı. O çocuk tabiatın şimşeklerinden, yıldırımlarından, kasırgalarından evvela, korkar gibi oldu; sonra onlara alıştı; onları tabiatın babası tanıdı onların oğlu oldu. Bir gün o tabiat çocuğu tabiat oldu; şimşek, yıldırım, güneş oldu; Türk oldu. Türk budur. Yıldırımdır. Kasırgadır, dünyayı aydınlatan güneştir.

ATATÜRK'ÜN KENDI YAZDIGI SIIRI

Hangi üç asir, hangi on asir,
Tuna ezelden Türk diyaridir.
Asya'nin ortasinda Oguz ogullari,
Avrupa' nin Alpler' inde Oguz torunlari,
Dogudan çikan biz, batida yine biz;
Nerde olsa, ne olsa kendimizi biliriz.



Senu unutmadık ATAM, Unutanlara da Hatırlatacağız...
 
Geri
Üst