kuzay
Pesimist
- Katılım
- 2 Nis 2007
- Mesajlar
- 28,387
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
Türk kimliğinin ayakta kalma mücadelesi
İnsanların hayatlarını anıları süsler, devletlerin hatıralarını da başarıları süsler. Osmanlının son süreci içerisinde, içte ve dışta yaşanan büyük siyasi ve ekonomik gelişmelere ayak uyduramayan o dönemin en büyük siyasi organizasyonu, son yüzyıl içerisinde, her tarafından su ala gemi gibi yavaş yavaş batmaya başlamıştı. O dönemde etkin kimlik olarak görülen Osmanlı kimliği artık tarih sahnesindeki yerini almak üzere tarih sayfalarının tozlu raflarında yerini çoktan almıştı. Nihayetinde, o sürecin büyük gücleri olan emperyalist devletler tarafından son bir darbe ile darmadağın edildi, Üç kıtaya yayılmış bu koca imparatorluk içerisinden onlarca yeni devlet çıktı.
Bu bilgilerin tamamı iyi kötü tarih okuyan tüm Türk gençliğinin bilgi haznesinde olduğunu biliyorum. Burada benim dikkat çekmek istediğim önemli nokta şudur.
Osmanlının son dönemlerinde özellik Osmanlı kimliğini özümsemiş asil Türk gençliğinin bitmez tükenmez müthiş mücadelesinin verildiği ortamla, şu anda Türk kimliğinin aynı sürece doğru gittiği konusundaki benzerlikleri irdelemek olacaktır.
Bugün Türk kimliği direkt olarak, dini cemaatler ve etnik diğer baskın kimliklerin baskısı altında ayakta kalmak için mücadele etmektedir. Gerek dini tarikatların ve gerekse etnik diğer kimliklerin Türk kimliğini inkar etmede artık bir sakınca görmediklerini açıkça dile getirmektedirler.
Meydanlarda ve her türlü cemaat toplantılarında, korunması ve kollanması bir yüce ulusun ayakta kalması kadar önemli olan bu özelliğe yönelik her türlü yakıştırmalar yapılmaktadır. Buna çok sık olarak da devleti ideolojik olarak yönetmekte olan siyasi iktidarda, bir şekilde ortaya, birleştirici bir unsur olarak sürdükleri “Türkiyelilik” kavramını benimsetmek için ellerindeki her türlü imkanı kullanmaktan çekinmez hale gelmeleridir.
301. madde ile ilgili düzenleme bunun en güzel kanıtıdır.
Evet Türk kimliği dini motiflerin ve diğer bir takım etnik kimliklerin baskısı altındadır. Bu gelecek için büyük bir tehdit ve tehlikedir. Hiç bir batı ulusu kendi öz kimliğinden taviz vermediği halde, her nedense bizim bu asil Türk kimliğimiz üzerine çok geniş çapta bir oyun oynanmaktadır. Tehlike büyüktür. Bununla birlikte Türkçe'miz de büyük tehdit altındadır, her gün yabancı bir kelime dilimize yerleşmektedir. Özellikle global dünyanın internet hattı ile birbirine bağlantığı bu süreçte, internet dili diye ortaya çıkan ve dalga dalga özellikle gençlerimizi saran bu büyük yanlış dil kullanımı gittikçe geri dönülmesi zor bir sürece doğru gitmektedir.
Halkımızın gerek Türk kimliğine ve gerekse Türkçe'mize sahip çıkması gerekmektedir. Özellikle dini cemaatlerin sürekli öne sürdükleri, asıl birleştirici unsurun din olması gerektiği konusundaki fikirlerine kesinlikle katılmıyorum.
Din kişisel bir tercih ve yaşam biçimidir. Allah(cc) ile kul arasındadır, üçüncü şahısların müdahalesine gerek yoktur. Bu yüzden, özellikle devlet kademelerine sızmış olan, bu tarikat bağlantılı bürokratların arkalarına siyasi iktidarı da alarak bu yönde yaptıkları ivmeler tamamen yanlış ve kasıtlıdır. Asıl olan Türk kimliğinin korunmasıdır, Ülkemizin geleceği buna bağlıdır. Halkımızın tüm zamanlardan daha dikkatli ve uyanık bulunması gerekmektedir. Türk kimliği ve Türkçemiz tehdit altındadır.
__________________
İnsanların hayatlarını anıları süsler, devletlerin hatıralarını da başarıları süsler. Osmanlının son süreci içerisinde, içte ve dışta yaşanan büyük siyasi ve ekonomik gelişmelere ayak uyduramayan o dönemin en büyük siyasi organizasyonu, son yüzyıl içerisinde, her tarafından su ala gemi gibi yavaş yavaş batmaya başlamıştı. O dönemde etkin kimlik olarak görülen Osmanlı kimliği artık tarih sahnesindeki yerini almak üzere tarih sayfalarının tozlu raflarında yerini çoktan almıştı. Nihayetinde, o sürecin büyük gücleri olan emperyalist devletler tarafından son bir darbe ile darmadağın edildi, Üç kıtaya yayılmış bu koca imparatorluk içerisinden onlarca yeni devlet çıktı.
Bu bilgilerin tamamı iyi kötü tarih okuyan tüm Türk gençliğinin bilgi haznesinde olduğunu biliyorum. Burada benim dikkat çekmek istediğim önemli nokta şudur.
Osmanlının son dönemlerinde özellik Osmanlı kimliğini özümsemiş asil Türk gençliğinin bitmez tükenmez müthiş mücadelesinin verildiği ortamla, şu anda Türk kimliğinin aynı sürece doğru gittiği konusundaki benzerlikleri irdelemek olacaktır.
Bugün Türk kimliği direkt olarak, dini cemaatler ve etnik diğer baskın kimliklerin baskısı altında ayakta kalmak için mücadele etmektedir. Gerek dini tarikatların ve gerekse etnik diğer kimliklerin Türk kimliğini inkar etmede artık bir sakınca görmediklerini açıkça dile getirmektedirler.
Meydanlarda ve her türlü cemaat toplantılarında, korunması ve kollanması bir yüce ulusun ayakta kalması kadar önemli olan bu özelliğe yönelik her türlü yakıştırmalar yapılmaktadır. Buna çok sık olarak da devleti ideolojik olarak yönetmekte olan siyasi iktidarda, bir şekilde ortaya, birleştirici bir unsur olarak sürdükleri “Türkiyelilik” kavramını benimsetmek için ellerindeki her türlü imkanı kullanmaktan çekinmez hale gelmeleridir.
301. madde ile ilgili düzenleme bunun en güzel kanıtıdır.
Evet Türk kimliği dini motiflerin ve diğer bir takım etnik kimliklerin baskısı altındadır. Bu gelecek için büyük bir tehdit ve tehlikedir. Hiç bir batı ulusu kendi öz kimliğinden taviz vermediği halde, her nedense bizim bu asil Türk kimliğimiz üzerine çok geniş çapta bir oyun oynanmaktadır. Tehlike büyüktür. Bununla birlikte Türkçe'miz de büyük tehdit altındadır, her gün yabancı bir kelime dilimize yerleşmektedir. Özellikle global dünyanın internet hattı ile birbirine bağlantığı bu süreçte, internet dili diye ortaya çıkan ve dalga dalga özellikle gençlerimizi saran bu büyük yanlış dil kullanımı gittikçe geri dönülmesi zor bir sürece doğru gitmektedir.
Halkımızın gerek Türk kimliğine ve gerekse Türkçe'mize sahip çıkması gerekmektedir. Özellikle dini cemaatlerin sürekli öne sürdükleri, asıl birleştirici unsurun din olması gerektiği konusundaki fikirlerine kesinlikle katılmıyorum.
Din kişisel bir tercih ve yaşam biçimidir. Allah(cc) ile kul arasındadır, üçüncü şahısların müdahalesine gerek yoktur. Bu yüzden, özellikle devlet kademelerine sızmış olan, bu tarikat bağlantılı bürokratların arkalarına siyasi iktidarı da alarak bu yönde yaptıkları ivmeler tamamen yanlış ve kasıtlıdır. Asıl olan Türk kimliğinin korunmasıdır, Ülkemizin geleceği buna bağlıdır. Halkımızın tüm zamanlardan daha dikkatli ve uyanık bulunması gerekmektedir. Türk kimliği ve Türkçemiz tehdit altındadır.
__________________
