kuzay
Pesimist
- Katılım
- 2 Nis 2007
- Mesajlar
- 28,387
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
Türk dünyası, uçsuz bucaksız coğrafyayı kaplayan bir dünyadır. Tarihinde galibiyetleri yanında tabii olarak yenilgileri de mevcuttur. Türkler ne zaman birlik içinde olmuşlarsa, en parlak devirlerini yaşamışlar, ne zaman ki fitne fesat veya başka bir sebepten birliklerini bozmuşlarsa kaybeden hep Türkler olmuşlardır.
ABD ve AB şu anda Türklerle oynuyor. En basit bir şekilde bakarsak, Irak’ta Irak Türkleri ABD’nin şu anda istemediği ve karşısında olduğu bir topluluktur. İran’da ise, Azeri Türkleri neredeyse ABD’nin müttefiki gibi gösterilmektedir. ABD’nin Türklere karşı bu davranışı sonunda bizim gösterdiğimiz vurdumduymazlık ve bugüne kadar Türk topluluklarının yüzlerinin çevrilmiş olduğu Ankara’nın olaylara ilgisiz kalması, Türkiye’nin mevcut saygınlığını kaybetmesine ve Türk dünyasında yalnız kalmasına yol açıyor.
ABD’nin Bizans politikaları sonucu, Türk Dünyasında ABD yandaşları ve karşıtları gibi bir ayrışmaya doğru bir gidiş başlamıştır. Türk Amerikan ilişkilerinin Osmanlı zamanında ve sonrası Türkiye’ye karşı aldığı tavır ortadadır. Bu durumun düzeldiği veya ABD’nin müttefikimiz olduğu lafları palavradan ibaret sözlerdir.
Türkiye, Türk Dünyasına karşı samimi olmayı ve kendisinin Türk dünyasına ait olduğunu ispatlamalıdır. Atatürkçü Düşünce Sistemini çökertmeye ve Türk Amerikan ilişkilerinin niçin Amerikan emperyalizmi hizmetinde ağırlıklı seyrettiğini, Türk devlet ve Topluluklarına anlatamayız. Hala Bu tutumları sergilemeye devam edersek aynı kıskaca onlarda girer ve bunun sonucunda Türkiye, bundan böyle Türk Dünyasını da zora sokabilir.
Türk Dünyasının ABD’nin etkisine girmesi, Türkiye için de sıkıntılı bir döneme girilmesi demektir. Türkiye, ABD tarafından, siyasal İslam’ın tek alternatif olarak gösterildiği bir sürecin içine sokulmaya çalışılıyor. Bu örneklerden en tazesi, Türk olmayan bir türbanın Türk’e mal edilerek siyasal İslam’ın bayrağı yapılmasıdır. Türk elbette Müslüman’dır ama türbanı araç olarak kullanırsan yalnızca İslamiyet’i ve Türklüğü yozlaştırırsın. Aklımızı başımıza almamız ve birlik olmamız lazım. Kendimiz olalım, Amerikancı olmayalım.
Atatürkçülük ve Türklük bilinci altında düşündüğümüz zaman;
Küçük bir Filistin Devleti’nin kurulmasından yana olan ABD Kıbrıs’ta kurulmuş olan ve devlet sayılmanın bütün maddi ve manevi etkenlerine sahip olan Türk Devleti’ni tanımaya yanaşmamaktadır. Bu konuda ana duygu Türk düşmanlığıdır. ABD’nin Kıbrıs konusundaki davranışını bu açıdan görmek gerekir.
Ada’daki Türk Ordusu’nu hedef alan ve onu işgalci olarak görüp gösterenler, Ada’daki Yunan Ordusundan hiç bahsetmezler. Türk Ordusu, Ada’nın Yunanistan’a katılmasına mani olmak için adaya çıkmıştır. Şimdiye kadar yaptığı şey ise barışı muhafaza etmek ve Türkleri herhangi bir kalleşçe saldırıya karşı korumak olmuştur. Asıl görevi enosis, yani Kıbrıs’ı Yunanistan’a katmak olan Yunan Ordusu’na karşı olumsuz bir tek laf edilmiyor. Sanki Kıbrıs’ta hiç Yunan askeri yokmuş gibi davranılıyor.
Karabağ Ermeni işgali altında, Kerkük ve Musul neredeyse Kürtlerin kontrolüne girecek, Rumlar karşı çıkmamıza rağmen tüm Kıbrıs adına AB’ye girdi. Türkiye, ırkdaşlarına sahip çıkmıyor, nerdeyse elinde çomakla Türkleri dövmeye çalışıyor. Türk Dünyası bütün bunların farkında hiçbir ayrıntıyı atlamıyor. Türkiye bu davranışından ötürü diğer Türk devletleri yanında itibar yitiriyor. Türkiye’nin kendi iç muhasebesini yapmasının zamanı artık geldi ve geçiyor.
ABD Türkiye’deki askeri varlığını azaltmaya gidiyor. Ama Gürcistan ve Azerbaycan’daki varlığı, İran’a olan düşmanlığı, Suriye’ye olan baskısı, Irak’a müdahalesi, İngiliz üslerini kullanarak Kıbrıs’ta askeri varlık bulundurması ve son zamanlarda Bulgaristan, Polonya, Macaristan ve Romanya ile geliştirdiği askeri anlaşmalarla bizlere bir şeyler anlatmaya çalıştığını anlamak ve karşı politikalar üreterek bir strateji uygulamak lazım.
Necmi ÖZNEY' den Alıntı...
ABD ve AB şu anda Türklerle oynuyor. En basit bir şekilde bakarsak, Irak’ta Irak Türkleri ABD’nin şu anda istemediği ve karşısında olduğu bir topluluktur. İran’da ise, Azeri Türkleri neredeyse ABD’nin müttefiki gibi gösterilmektedir. ABD’nin Türklere karşı bu davranışı sonunda bizim gösterdiğimiz vurdumduymazlık ve bugüne kadar Türk topluluklarının yüzlerinin çevrilmiş olduğu Ankara’nın olaylara ilgisiz kalması, Türkiye’nin mevcut saygınlığını kaybetmesine ve Türk dünyasında yalnız kalmasına yol açıyor.
ABD’nin Bizans politikaları sonucu, Türk Dünyasında ABD yandaşları ve karşıtları gibi bir ayrışmaya doğru bir gidiş başlamıştır. Türk Amerikan ilişkilerinin Osmanlı zamanında ve sonrası Türkiye’ye karşı aldığı tavır ortadadır. Bu durumun düzeldiği veya ABD’nin müttefikimiz olduğu lafları palavradan ibaret sözlerdir.
Türkiye, Türk Dünyasına karşı samimi olmayı ve kendisinin Türk dünyasına ait olduğunu ispatlamalıdır. Atatürkçü Düşünce Sistemini çökertmeye ve Türk Amerikan ilişkilerinin niçin Amerikan emperyalizmi hizmetinde ağırlıklı seyrettiğini, Türk devlet ve Topluluklarına anlatamayız. Hala Bu tutumları sergilemeye devam edersek aynı kıskaca onlarda girer ve bunun sonucunda Türkiye, bundan böyle Türk Dünyasını da zora sokabilir.
Türk Dünyasının ABD’nin etkisine girmesi, Türkiye için de sıkıntılı bir döneme girilmesi demektir. Türkiye, ABD tarafından, siyasal İslam’ın tek alternatif olarak gösterildiği bir sürecin içine sokulmaya çalışılıyor. Bu örneklerden en tazesi, Türk olmayan bir türbanın Türk’e mal edilerek siyasal İslam’ın bayrağı yapılmasıdır. Türk elbette Müslüman’dır ama türbanı araç olarak kullanırsan yalnızca İslamiyet’i ve Türklüğü yozlaştırırsın. Aklımızı başımıza almamız ve birlik olmamız lazım. Kendimiz olalım, Amerikancı olmayalım.
Atatürkçülük ve Türklük bilinci altında düşündüğümüz zaman;
Küçük bir Filistin Devleti’nin kurulmasından yana olan ABD Kıbrıs’ta kurulmuş olan ve devlet sayılmanın bütün maddi ve manevi etkenlerine sahip olan Türk Devleti’ni tanımaya yanaşmamaktadır. Bu konuda ana duygu Türk düşmanlığıdır. ABD’nin Kıbrıs konusundaki davranışını bu açıdan görmek gerekir.
Ada’daki Türk Ordusu’nu hedef alan ve onu işgalci olarak görüp gösterenler, Ada’daki Yunan Ordusundan hiç bahsetmezler. Türk Ordusu, Ada’nın Yunanistan’a katılmasına mani olmak için adaya çıkmıştır. Şimdiye kadar yaptığı şey ise barışı muhafaza etmek ve Türkleri herhangi bir kalleşçe saldırıya karşı korumak olmuştur. Asıl görevi enosis, yani Kıbrıs’ı Yunanistan’a katmak olan Yunan Ordusu’na karşı olumsuz bir tek laf edilmiyor. Sanki Kıbrıs’ta hiç Yunan askeri yokmuş gibi davranılıyor.
Karabağ Ermeni işgali altında, Kerkük ve Musul neredeyse Kürtlerin kontrolüne girecek, Rumlar karşı çıkmamıza rağmen tüm Kıbrıs adına AB’ye girdi. Türkiye, ırkdaşlarına sahip çıkmıyor, nerdeyse elinde çomakla Türkleri dövmeye çalışıyor. Türk Dünyası bütün bunların farkında hiçbir ayrıntıyı atlamıyor. Türkiye bu davranışından ötürü diğer Türk devletleri yanında itibar yitiriyor. Türkiye’nin kendi iç muhasebesini yapmasının zamanı artık geldi ve geçiyor.
ABD Türkiye’deki askeri varlığını azaltmaya gidiyor. Ama Gürcistan ve Azerbaycan’daki varlığı, İran’a olan düşmanlığı, Suriye’ye olan baskısı, Irak’a müdahalesi, İngiliz üslerini kullanarak Kıbrıs’ta askeri varlık bulundurması ve son zamanlarda Bulgaristan, Polonya, Macaristan ve Romanya ile geliştirdiği askeri anlaşmalarla bizlere bir şeyler anlatmaya çalıştığını anlamak ve karşı politikalar üreterek bir strateji uygulamak lazım.
Necmi ÖZNEY' den Alıntı...