WaTcHFuL
EVERYWHERE
- Katılım
- 10 Kas 2005
- Mesajlar
- 10,456
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
Kapatılan DTP'nin eski Genel Başkanı Ahmet Türk ve milletvekilleri, Diyarbakır'da yüzlerce araçlık bir konvoyla karşılandı.
Havaalanında kısa bir açıklama yapan Türk, Diyarbakır'da partililer ve sivil toplum örgütleriyle görüş alışverişinde bulunacaklarını söyledi. Türk, müzakerelerin ardından nihai görüşlerini kamuoyuna açıklayacaklarını belirtti. Eski DTP'li vekiller, daha sonra konvoy eşliğinde şehir merkezine hareket etti.
Binlerce insanın toplandığı Diyarbakır'da, vekillerin konuşmalarından satır başları:
AYSEL TUĞLUK
Barışı sağlamaya çalıştık. Bu devlet bizi dinlemedi değerli halkımız.. Ve ne yaptıksak bu devlete barışı anlatamadık. Ama büyük bir inançla söylüyorum bu topraklara, bu coğrafyaya barış mutlaka bir gün gelecek. Çünkü siz barışı çok istiyorsunuz. İşte barışın kazanacağına bu nedenle yürekten inanıyoruz
ÖCALAN MUHATAP ALINSIN DEMİŞİZ YASAKLADILAR
Değerli Diyarbakır halkı Anayasa Mahkemesi bir karar verdi. Partimizi kapattı, bizlere siyasi yasak getirdi. Kapatma gerekçesi neydi biliyor musunuz? Bir konuşmamızda şöyle demişiz: Eğer bir çözümden bahsedeceksiniz Sayın Öcalan’ı muhatap alacaksınız. Sayın Öcalan’ı muhatap almadan bu sorunu çözemezsiniz dediğimiz için yasaklıyorlar. "Bu yollarda çocuklarımız, gençlerimiz ölüyor" demişiz
KARARI TANIMIYORUZ
Ben buradan söylüyorum. Bu kararın bizim için, halkımız için hiçbir meşruiyeti yoktur. Tanımıyoruz bu kararı.. İstedikleri kadar kapatsınlar, ben Anayasa Mahkemesi tarafından siyaset yasağı getirilmiş olabilirim ama ben burada Amed’de halkımla siyaset yapıyorum. Kürt sorununun politik iradesine saygı göstermek zorundasınız. Bu meselenin başka bir çözüm yolu yok.
ARTIK GENÇLERİMİZE KIYMAYIN
Siyaset yolunu tıkayarak bizi yıldıramazsınız. Bu yolda gidilecek bir yer de kalmamıştır. Devlet geçmişte de bunu yapmadı mı? Partimizi kapatmadı mı, milletvekillerimizi cezaevine koymadı mı, milletvekillerimizi öldürmedi mi, işkence yapmadı mı?Anlayın, bu yöntemlerle bu sorunu çözemezsiniz. Kürt sorunu çözümünü artık devlete de topluma da dayatmıştır. Bilsinler ki artık bizim de, halkımızın da çözümsüzlüğe tahammülü kalmamıştır. Artık gençlerimize kıymayın..
BU DEVLET KÜRT HALKINA DEĞER VERMİYOR
Bu ülkeyi cehenneme çevirmeyin. Buna artık biz de izin vermeyeceğiz. Anayasa Mahkemesi’nin verdiği kararı iyi anlayın. Bu kararın mağduru sayın Ahmet Türk, Aysel Tuğluk değildir. Bu kararın muhatabı özgür Türkiye devletidir. Bu devletin, sizlere, Kürt halkına şu kadar verdiği bir değer yok. Sevincimize bile tahammül göstermiyorlar. Bu halk ilk defa cenazelerini karşılarken, çocuklarını canlı karşıladı, sevindi, coştu diye bunu kabullenemediler bir türlü.
DEVLETİN ÇÖZÜME NİYETİ YOK
Siz bana 2,5 sene bu devletten ne anladın diye sorarsanız ben derim ki bu devletin çözüme niyeti yok. Umutsuz olduğumu sanmayın. Bu devleti barışa biz zorlayacağız. Barış mücadelesini yükselterek zorlayacağız.
AHMET TÜRK: VEDA KONUŞMASI YAPMAYACAĞIM
Kapatılan DTP’in Genel Başkanı Ahmet Türk, Aysel Tuğluk, gibi veda konuşması yapmayacağını söyledi. “Her zaman yürek yüreğe aynı saflarda mücadelemizi sürdüreceğiz” diyen Türk, şöyle dedi:
“Yasaklar bizi sınırlandıramaz. Milletvekilliği bizim için önemli değil. Partilerinde kapatılması bizim açımızdan önemli değil. Bizim için önemli olan halkımızın özgürlük mücadelesidir. Bugün, bu özgürlük mücadelesi için yürekleri çarpan milyonlarca insanı görüyoruz ve inanıyoruz ki, bu özgürlük mücadelesi başarıya ulaşacaktır. Bunun önünü hiç kimse tutamayacaktır. Çok şey istemedik. İnsanca yaşamayı istedik. Özgür olmak istedik, özgür yurttaş olmak istedik. Bir gecenin karanlığında uzaktan yanan bir mum ışığını önemsedik, o mum ışığı bile bazen yüreğimizi ısıttı bazen yolumuzu aydınlatabilir diye düşündük. Ama bir mum ışığının yanmasına bile izin vermediler, vermiyorlar. Amerikalı siyahların mücadelesini veren Martin Luhter King şunu söylüyordu: Benim de bir rüyam var diyordu. Evet bizim rüyamız Martin Luther King’in rüyasından farklı değildir. Bizim de rüyamız özgürlük rüyasıdır. Kürt halkının özgürleşme rüyasıdır. Bunu gerçekleştireceğiz. Çünkü, inancımız sonsuz, her yanıyla halkımıza layık olmak için sonuna kadar barışta demokraside çözümde ve mücadelede kararlı olacağız. Ben bir Anayasa Mahkemesi’nin kararını burda tartışmayaçcağım. Çünkü bu devletin bu ülkenin siyasetilerin mantığını çok iyi biliyorum. Zaten farklı bir şeyde beklemiyorduk. Çünkü onlar Kürtlerin varlığına halen tamammül edemediler, özgürleşmemize tahammül edemiyorlar, kimliğimize tahammül edemiyorlar dilimize tahammül edemiyorlar. Ancak, şöyle bir mesaj veriyorlar. 11 üye ortak bir kararla partimizin kapatılmasını gündeme getirdiler ve 11 üyenin ortak kararıyla bu parti kapandı. Şimdi burdan bir meşruiyet hukuk çıkarmaya çalışıyorlar. 11 oyun bile aynı şekilde olması bile insanlarımızıda demokrasiyi bilenleri de hukuku bilenleri de çok iyi düşündürüyor aslında. Dünyanın aynı hukuk davasında yüzde yüz bir karar var.”
"BURADA BİR DİKTATÖRLÜK VAR"
Konuşmasına bir örnek vermek istediğini söyleyerek devam eden Türk, Eğer Diyarbakır’ın tamamı yüzde 100'ü oylarını DTP’ye verseydi ben derdim ki burada bir hile var. Burada bir diktatörlük var. Mutlaka farklı sesler düşüncelerin çıkması gerekir derdim. Bu nedenle 11 üyenin kullandığı oyun aynı olması hukuki bir karar anlamına hiç bir zaman gelmeyecektir. Elbette, her şeyi görüyoruz. Her şeyi hesaplıyoruz. Geleceği en doğru şekilde yürütmek için sizlerle hep beraber olacağız. Sizlerle tartışacağız. Kararlarımızı sizlerle paylaşacağız. Bugün hukuksuz bir karardan dolayı ben özellikle milletvekili arkadaşlarımıza partimizin tüm yöneticilerine teşekkür etmek istiyorum. Kararlılıklarını ortaya koydular. Birimize dokunulsa partimize dokunulduğu zaman hepimize dokunmuş olurlar dediler. Kendilerini kutluyorum. Bu kararlılığımızı her zaman sürdüreceğiz. Ödünsüz bir siyaseti yürüteceğiz. Bundan emin olunuz” dedi.
AKAN HER DAMLA KANDAN SORUMLUSUNUZ
Türk, ülkenin barışı için herşeyi söylediklerini belirterek sözlerini şunları söyledi:
“Barışa inandık. İnanmaya da devam emek istiyoruz. Çünkü savaşlar barışı sağlamak için yapılır. Barış kutsaldır. Barış sözcüğü hiç bir zaman dilimizden düşmeyecek. Ama sadece bizim barışı istememizle de barış olmuyor. Türkiye’deki hükümete, siyasi partilere, devletin bütününe sesleniyorum. Artık yeniden düşünmek zorundasınız. Bu ülkede barışı sağlamak zorundasınız. Bu ülkede dökülen her kan damlasından sizler sorumlusunuz. Bunları söylerken Kürtlere de çağrı yapıyorum. Kürdüyle, Türküyle, barış için yanyana ve birlikte barış iradesimizi kararlılığımızı ortaya koymalıyız. Çünkü barış için hepimiz için önemlidir. Halkların kardeşliğini düşünüyorsak gelin yeniden düşünelim tartışalım. Bu ülkenin insanlarını birbirine kırdırmayalım. Yazıktır, günahtır diyoruz."
kaynak

Havaalanında kısa bir açıklama yapan Türk, Diyarbakır'da partililer ve sivil toplum örgütleriyle görüş alışverişinde bulunacaklarını söyledi. Türk, müzakerelerin ardından nihai görüşlerini kamuoyuna açıklayacaklarını belirtti. Eski DTP'li vekiller, daha sonra konvoy eşliğinde şehir merkezine hareket etti.
Binlerce insanın toplandığı Diyarbakır'da, vekillerin konuşmalarından satır başları:
AYSEL TUĞLUK
Barışı sağlamaya çalıştık. Bu devlet bizi dinlemedi değerli halkımız.. Ve ne yaptıksak bu devlete barışı anlatamadık. Ama büyük bir inançla söylüyorum bu topraklara, bu coğrafyaya barış mutlaka bir gün gelecek. Çünkü siz barışı çok istiyorsunuz. İşte barışın kazanacağına bu nedenle yürekten inanıyoruz
ÖCALAN MUHATAP ALINSIN DEMİŞİZ YASAKLADILAR
Değerli Diyarbakır halkı Anayasa Mahkemesi bir karar verdi. Partimizi kapattı, bizlere siyasi yasak getirdi. Kapatma gerekçesi neydi biliyor musunuz? Bir konuşmamızda şöyle demişiz: Eğer bir çözümden bahsedeceksiniz Sayın Öcalan’ı muhatap alacaksınız. Sayın Öcalan’ı muhatap almadan bu sorunu çözemezsiniz dediğimiz için yasaklıyorlar. "Bu yollarda çocuklarımız, gençlerimiz ölüyor" demişiz
KARARI TANIMIYORUZ
Ben buradan söylüyorum. Bu kararın bizim için, halkımız için hiçbir meşruiyeti yoktur. Tanımıyoruz bu kararı.. İstedikleri kadar kapatsınlar, ben Anayasa Mahkemesi tarafından siyaset yasağı getirilmiş olabilirim ama ben burada Amed’de halkımla siyaset yapıyorum. Kürt sorununun politik iradesine saygı göstermek zorundasınız. Bu meselenin başka bir çözüm yolu yok.
ARTIK GENÇLERİMİZE KIYMAYIN
Siyaset yolunu tıkayarak bizi yıldıramazsınız. Bu yolda gidilecek bir yer de kalmamıştır. Devlet geçmişte de bunu yapmadı mı? Partimizi kapatmadı mı, milletvekillerimizi cezaevine koymadı mı, milletvekillerimizi öldürmedi mi, işkence yapmadı mı?Anlayın, bu yöntemlerle bu sorunu çözemezsiniz. Kürt sorunu çözümünü artık devlete de topluma da dayatmıştır. Bilsinler ki artık bizim de, halkımızın da çözümsüzlüğe tahammülü kalmamıştır. Artık gençlerimize kıymayın..
BU DEVLET KÜRT HALKINA DEĞER VERMİYOR
Bu ülkeyi cehenneme çevirmeyin. Buna artık biz de izin vermeyeceğiz. Anayasa Mahkemesi’nin verdiği kararı iyi anlayın. Bu kararın mağduru sayın Ahmet Türk, Aysel Tuğluk değildir. Bu kararın muhatabı özgür Türkiye devletidir. Bu devletin, sizlere, Kürt halkına şu kadar verdiği bir değer yok. Sevincimize bile tahammül göstermiyorlar. Bu halk ilk defa cenazelerini karşılarken, çocuklarını canlı karşıladı, sevindi, coştu diye bunu kabullenemediler bir türlü.
DEVLETİN ÇÖZÜME NİYETİ YOK
Siz bana 2,5 sene bu devletten ne anladın diye sorarsanız ben derim ki bu devletin çözüme niyeti yok. Umutsuz olduğumu sanmayın. Bu devleti barışa biz zorlayacağız. Barış mücadelesini yükselterek zorlayacağız.
AHMET TÜRK: VEDA KONUŞMASI YAPMAYACAĞIM
Kapatılan DTP’in Genel Başkanı Ahmet Türk, Aysel Tuğluk, gibi veda konuşması yapmayacağını söyledi. “Her zaman yürek yüreğe aynı saflarda mücadelemizi sürdüreceğiz” diyen Türk, şöyle dedi:
“Yasaklar bizi sınırlandıramaz. Milletvekilliği bizim için önemli değil. Partilerinde kapatılması bizim açımızdan önemli değil. Bizim için önemli olan halkımızın özgürlük mücadelesidir. Bugün, bu özgürlük mücadelesi için yürekleri çarpan milyonlarca insanı görüyoruz ve inanıyoruz ki, bu özgürlük mücadelesi başarıya ulaşacaktır. Bunun önünü hiç kimse tutamayacaktır. Çok şey istemedik. İnsanca yaşamayı istedik. Özgür olmak istedik, özgür yurttaş olmak istedik. Bir gecenin karanlığında uzaktan yanan bir mum ışığını önemsedik, o mum ışığı bile bazen yüreğimizi ısıttı bazen yolumuzu aydınlatabilir diye düşündük. Ama bir mum ışığının yanmasına bile izin vermediler, vermiyorlar. Amerikalı siyahların mücadelesini veren Martin Luhter King şunu söylüyordu: Benim de bir rüyam var diyordu. Evet bizim rüyamız Martin Luther King’in rüyasından farklı değildir. Bizim de rüyamız özgürlük rüyasıdır. Kürt halkının özgürleşme rüyasıdır. Bunu gerçekleştireceğiz. Çünkü, inancımız sonsuz, her yanıyla halkımıza layık olmak için sonuna kadar barışta demokraside çözümde ve mücadelede kararlı olacağız. Ben bir Anayasa Mahkemesi’nin kararını burda tartışmayaçcağım. Çünkü bu devletin bu ülkenin siyasetilerin mantığını çok iyi biliyorum. Zaten farklı bir şeyde beklemiyorduk. Çünkü onlar Kürtlerin varlığına halen tamammül edemediler, özgürleşmemize tahammül edemiyorlar, kimliğimize tahammül edemiyorlar dilimize tahammül edemiyorlar. Ancak, şöyle bir mesaj veriyorlar. 11 üye ortak bir kararla partimizin kapatılmasını gündeme getirdiler ve 11 üyenin ortak kararıyla bu parti kapandı. Şimdi burdan bir meşruiyet hukuk çıkarmaya çalışıyorlar. 11 oyun bile aynı şekilde olması bile insanlarımızıda demokrasiyi bilenleri de hukuku bilenleri de çok iyi düşündürüyor aslında. Dünyanın aynı hukuk davasında yüzde yüz bir karar var.”
"BURADA BİR DİKTATÖRLÜK VAR"
Konuşmasına bir örnek vermek istediğini söyleyerek devam eden Türk, Eğer Diyarbakır’ın tamamı yüzde 100'ü oylarını DTP’ye verseydi ben derdim ki burada bir hile var. Burada bir diktatörlük var. Mutlaka farklı sesler düşüncelerin çıkması gerekir derdim. Bu nedenle 11 üyenin kullandığı oyun aynı olması hukuki bir karar anlamına hiç bir zaman gelmeyecektir. Elbette, her şeyi görüyoruz. Her şeyi hesaplıyoruz. Geleceği en doğru şekilde yürütmek için sizlerle hep beraber olacağız. Sizlerle tartışacağız. Kararlarımızı sizlerle paylaşacağız. Bugün hukuksuz bir karardan dolayı ben özellikle milletvekili arkadaşlarımıza partimizin tüm yöneticilerine teşekkür etmek istiyorum. Kararlılıklarını ortaya koydular. Birimize dokunulsa partimize dokunulduğu zaman hepimize dokunmuş olurlar dediler. Kendilerini kutluyorum. Bu kararlılığımızı her zaman sürdüreceğiz. Ödünsüz bir siyaseti yürüteceğiz. Bundan emin olunuz” dedi.
AKAN HER DAMLA KANDAN SORUMLUSUNUZ
Türk, ülkenin barışı için herşeyi söylediklerini belirterek sözlerini şunları söyledi:
“Barışa inandık. İnanmaya da devam emek istiyoruz. Çünkü savaşlar barışı sağlamak için yapılır. Barış kutsaldır. Barış sözcüğü hiç bir zaman dilimizden düşmeyecek. Ama sadece bizim barışı istememizle de barış olmuyor. Türkiye’deki hükümete, siyasi partilere, devletin bütününe sesleniyorum. Artık yeniden düşünmek zorundasınız. Bu ülkede barışı sağlamak zorundasınız. Bu ülkede dökülen her kan damlasından sizler sorumlusunuz. Bunları söylerken Kürtlere de çağrı yapıyorum. Kürdüyle, Türküyle, barış için yanyana ve birlikte barış iradesimizi kararlılığımızı ortaya koymalıyız. Çünkü barış için hepimiz için önemlidir. Halkların kardeşliğini düşünüyorsak gelin yeniden düşünelim tartışalım. Bu ülkenin insanlarını birbirine kırdırmayalım. Yazıktır, günahtır diyoruz."
kaynak