Türkçe Üzerine

nozz

New member
Katılım
20 Eyl 2005
Mesajlar
844
Reaction score
0
Puanları
0
Konum
Sandalye
TÜRKÇE ÜZERİNE

Karamanoğlu Mehmet Bey'i arıyorum.
Göreniniz, bileniniz,
Duyanınız var mı?

Bir ferman yayınlamıştı:
"Bu günden sonra, divanda, dergâhta
Bârgâhta, mecliste, meydanda
Türkçe'den başka dil konuşulmaya" diye
Hatırlayanınız var mı?

Dolanın yurdun dört bir yanını,
Çarşıyı, pazarı, köyü, şehri,
Fermana uyanınız var mı?

Nutkum tutuldu, şasırdım merak ettim,
Dolandığınız yerlerdeki
Türkçe olmayan isimlere,
Gördüklerine, duyduklarına
Üzüleniniz var mı?

Tanıtımın demo, sunucunun spiker,
Gösteri adamının showmen,
Radyo sunucusunun diskjokey,
Hanım ağanın, firstlady olduğuna
Şaşıranınız var mı?

Dükkânın store, bakkalın market,
Torbanın poşet,
Mağazanın süper, hiper, gross market,
Ucuzluğun, damping olduğuna
Kananınız var mı?

İlan tahtasının billboard,
Sayı tablosunun skorboard,
Bilgi alışının brifing, bildirgenin deklarasyon,
Merakın, uğrasın hobby olduğuna
Güleniniz var mı?

Bırakın eli, özün bile seyrek uğradığı,
Beldelerin girişinde; welcome
Çıkışında; goodbye okuyanınız var mı?

Korumanın, muhafızın, body guard,
Sanat ve meslek pirlerinin duayen,
İtibarın, saygınlığın, prestij olduğunu
Bileniniz var mı?

Sekinin, alanın platform, merkezin center,
Büyüğün mega, küçüğün mikro, sonun final,
Özlemin hasretin, nostalji olduğunu
Öğreneniniz var mı?

İş hanımızın plaza, bedestenimizin galeria,
Sergi yerlerimizi, center room, show room,
Büyük şehirlerimizi, mega kent diye
Gezeniniz var mı?

Yol üstü lokantamızın fast food,
Yemek çeşitlerimizin menü,
Hesabını, adisyon diye
Ödeyeniniz var mı?

İki katlı evinizi dubleks,
Üç katlı komşu evini tripleks,
Köşklerimizi villa, eşiğimizi antre,
Bahçe çiçeklerini flora diye
Koklayanınız var mı?

Sevimlinin sempatik, sevimsizin antipatik,
Vurguncunun spekülatör, eşkıyanın mafya,
Desteğe, bilemediniz koltuk çıkmağa, sponsorluk
Diyeniniz var mı?

Mesireyi, kır gezisini picnic,
Bilgisayarı computer, hava yastığını air bag,
Eh pek olasıcalar, oluru, pekalayı, okey diye
Konuşanınız var mı?

Çarpıcı önemli haberler, flash haber,
Yaşa, varol sevinçleri, oley oley,
Yıldızları, star diye
Seyredeniniz var mı?

Virvirik dağının tepesindeki köyde,
Cafe show levhasının altında,
Acının da acısı
Kahve içeniniz var mı?

Toprağımızı, bayrağımızı,
İnancımızı çaldırmayalım derken,
Dilimizin çalındığına, talan edildiğine,
Özün el diline özendiğine,
İçi yananınız var mı?

Masallarımızı, tekerlemelerimizi,
Ata sözlerimizi unuttuk,
Şarkılarımızı, türkülerimizi,
Ninnilerimizi kaybettik,
Türkçe'miz elden gidiyor,
Dizini döveniniz var mı?

Karamanoğlu Mehmet Bey'i arıyorum,
Göreniniz, bileniniz,
Duyanınız var mı?

Bir ferman yayınlamıştı ...
Hayal meyal hatırlayıp da,
Sahip çıkanınız var mı?

YUSUF YANÇ

Alıntıdır...
 
aaah ah sadece Karamanoğlu Mehmet mi arıyoruz...bu milletin daha kimlere ihtiyacı yok ki :(
 
Bu zamanda kime sahip çıkılıyorkii...
 
Odanın kapısında room yazıyor. Bizim hamam veya yunak banyo olmuş. Yemek restaurantta yeniyor. Kıyafetlerinizi elbise dolabına değil gardropa asıyorsunuz.
Çarşı ve pazar da otellerden farklı değil.
Binlerce yıllık ahlak kelimesinin yerine fransızca etik sözcüğü ikame ediliyor. Aşama etap, şölen festival, cankurtaran ambulance oldu.

Yeğene artık kuzen diyoruz. Belgenin yerini sertifika, özerkin yerini otonom, miktarın yerini doz, yalıtımın yerini izolasyon, indirimin yerini iskonto aldı.

Artık tren gecikmeli gelmiyor, rötarlı geliyor.
İşe, oyuna başlamıyoruz, start veriyoruz. Mevsim yerine sezonu, uzlaşma yerine konsensüsü tercih ediyoruz. Bizim mahalle bakkalı bile market oldu. O güzelim özgeçmiş kelimesini dilimizden kovduk, yerine kısaltılmışıyla cv’yi koyduk. Dokumanın adı tekstil, bozkırın adı step, gerilim stress, kaplıca termal, sınama test oldu. Sanki hastalarımız şifaya kavuşacakmış gibi veremi bile tüberkülozla tebdil eyledik.

Milliyetçilik bahsinde ahkam kesenlerin bile kullanmaktan çekinmediği yüzkaramızı ifade eden bu listeyi sayfalarca uzatabiliriz.
Çocuklar imtihanda soruyu anlayamıyor, ben elimi yüzüme alıp hakimin ve Cumhurbaşkanının ne demek istediğini düşünmeye başlıyorum. Tıpkı garsonun okuduğu yemek listesinden hiçbir şey anlamadığım gibi. Türkçe’yi zor telaffuz eden adamın elindeki yemek listesinde ekmek yok, bread var.

Türkçe, maalesef devletin resmi kurumları ve medya tarafından özellikle ihdas edilen bu taarruzdan kurtarılamazsa ne Türk dilinden eser kalacaktır ne Türk kültüründen.


Ben bir TÜRK olarak buna asla izin vermeyeceğim, son nefesime kadar bunun için savaşacağım, Türkçe giderse Türkiye gider felsefesinden yola çıkarak asla durmayacağım!
 
Teşekkürler "kalamış". Keşke hepimiz senin gibi Türkçemizi savunabilsek. Türkiye'yi sevdiğimiz gibi Türkçe'yi de sevmeliyiz. 8 sene ilköğretimde 3 sene lisede ve en az 1 sene üniversitede toplam 12 sene türkçe eğitimi veriliyor ama bu gibi konuların üzerinde üç-beş gayretli ve türkçe aşığı "türkçe öğretmeni" dışında yeterince durulmuyor. Gerçi durulsa ne! böyle bir medya varken.... :((
 
Sayın nozz bu konuda ki duyarlılığın için bende teşekkürelerimi sunarım. Devletimizin kurucusu Atatürk'ün bu konunun hassasiyetini daha iyi anlamamız için bir kaç sözünü yazmaya ve yorumlamaya çalıştım;
Başından beri Türk dili ile yakından ilgilenen Atatürk'ün “millet” tanımı içinde dilin çok önemli bir yeri vardır. Ona göre millet, dil, kültür ve ülkü birliği ile birbirine bağlı vatandaşların meydana getirdiği sosyal ve siyasi bir topluluktur. O, bu konudaki görüşlerini şu şekilde daha net söylemektedir:
"Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran Türk halkı Türk milletidir. Türk milleti demek Türk dili demektir. Türk dili, Türk milleti için kutsal bir hazinedir. Çünkü, Türk milleti geçirdiği nihayetsiz felaketler içinde ahlakını, ananelerini, hatıralarını, menfaatlerini, kısacası bugün kendi milliyetini yapan şeyin dili sayesinde muhafaza olduğunu görüyor. Türk dili, Türk milletinin kalbidir, zihnidir." Atatürk'ün, Sadri Maksudî'nin “Türk Dili İçin” isimli eserinin başına yazdığı şu sözleri onun dil görüşünün en güzel ifadelerindendir:
"Milli his ile dil arasındaki bağ çok kuvvetlidir. Dilin milli ve zengin olması milli hissin inkişafında başlıca müessirdir. Türk dili, dillerin en zenginlerindendir; yeter ki bu dil şuurla işlensin. Ülkesini, yüksek istiklalini korumasını bilen Türk milleti, dilini de yabancı diller boyunduruğundan kurtarmalıdır."
( 02.09.1930, Gazi Mustafa KEMAL )
 
Geri
Üst