Türbana özgürlük emekçiye dayak!..

Vamos Bien

New member
Katılım
8 Eyl 2007
Mesajlar
1,108
Reaction score
0
Puanları
0
Hükümetin emekçilere yönelik tavrı giderek sertleşmeye başladı. Ankara'da Tekel işçilerine, Tuzla'da tersane işçilerine ve son olarak da Adana'da Tekel işçilerine destek vermek isteyen emekçilere yönelik şiddet gösterisi özellikle dikkat çekiciydi. Aslında hükümet emekçilere uygulayacağı şiddetin artacağına yönelik ipuçlarını 1 Mayıs 2007'de Taksim'de göstermişti.

AKP hükümetini emekçi kitlelere karşı bu denli sert bir tavır izlemeye iten nedenlerin neler olduğunu tartışmadan önce bir konuyu da özellikle belirtmek gerekir ki o da AKP'nin emekçilere bu denli sert tavrın yanında son zamanlarda "özgürlük" kavramını sıkça kullanmasıdır. Özellikle türban konusu üzerinden gelişen AKP'nin bu özgürlük arayan mazlum tavrı yanında işleri, ekmekleri için sokağa çıkanlara yönelen sertlik aslında AKP'nin nasıl da büyük çelişkiler içinde olduğunu göstermektedir.

AKP, iktidardaki beş yılında 24 Ocak 1980'den gelen bir sürecin son noktasının konulmasına aracılık etmeye çalışmaktadır. Diğer bir söyleyişle, 1980'de fitili ateşlenmiş olan dinamit, patlamasının son haddine gelmiştir ve dinamit AKP'nin elindedir. Burada dinamit neo liberal politikalardır. 28 yıldır uygulamada olan bu politikaların son raddesinde emekçilerin habersiz ve tepkisiz kalması olanaksız hale gelmiştir. Özelleştirmeler tamamlanmak üzeredir ve bu konudaki tüm sözlerin palavra olduğu, özelleştirmelerin ne ülkeye ne de emekçilere bir yarar getirmeyeceği ve sadece talandan ibaret olduğu ortaya çıkmıştır. Öte yandan, sosyal güvenlik ve sağlık sisteminin emekçilere etkileri nihayet ortaya çıkmıştır. Artık pek çok emekçi söz konusu yasaların çıkması ile birlikte emekli maaşının düşeceğini, gençlerin ömürleri boyu emekli olamayacağını, sağlık hizmetlerinin bütünüyle paralı hale geleceğini öğrenmişlerdir. Yine emekçiler, Davutpaşa ve Tuzla örnekleri üzerinden hükümetin emekçinin yaşamını sermayenin cüzdanına feda edeceğinin de farkına varmıştır.

Her ne kadar AKP destekçisi İslami medya, türban üzerinden "özgürlük" safsatası yaparak bu gerçeklerin üzerini örtmeye çalışsa da, AKP'nin yönetim kadrolarını önemli ölçüde kontrolü altına aldığı sendikalar hiçbir şey olmuyormuş gibi yapsa da gerçekler artık gizlenememektedir. Yani, minare kılıfa sığmamaktadır.

Şimdi tartışılması gereken gerçeğin farkına varmış emekçilerin tepkilerini bir mücadele gücüne dönüştürebilmesidir. Bu noktada yönetimini yenileyen DİSK ile genel kurul süreçleri devam eden KESK hâlâ bir umut olarak görülebilir. Eğer bu sendikalar "uzlaşma", "sosyal diyalog", "AB'cilik" gibi teraneleri bir tarafa bırakıp, emekçilerin öfkesinden doğan rüzgarı arkalarına alabilirlerse ve bu öfkeyi sınıfsal bir mücadeleye dönüştürebilirlerse önümüzdeki dönem emek hareketi bakımından hiç beklenmedik bir dinamizm kazanabilir.

 
İşte bir iktidar çelişkisi daha özelleştirme maskesi adı altında önüne geleni devirmeye devam ediyor.Dün belediyelerden tapu iskan belgesi almış aldatılmış gariban insanlarımızın evlerini yıkan bu iktidar her halde emekçiyi düşünecek degil.Onlar nasıl emperyalistlerin onayıyla bu mevkilere geldilerse,emekçilerin hakkını degil kendilerini o mevkilere getiren güçlere hizmet edeceklerdir.Halkımız da iktidarları kendilerinin seçtiklerini sanıyorlar.Şöyle bir bakın her iktidara gelen lider mutlaka her seçimden önce bir washington ziyareti yapıyor ve herhalde orada emekçinin çıkarlarını koruyacagız diye söz vermiyorlar.Bu sözüme çok güzel bir örnek Cüneyt Zapsu'nun ABD'lilere hitaben"Bu adamdan yararlanmayı bilmelisiniz. Devirmeye çalışmak yerine, delikten aşağı süpürmek yerine, onu kullanın.” diye boşuna demiyor.Bu düzende halkınçıkarına çalışacak bir iktidar gelemez.Biraz bir dürüst zat ülke çıkarlarına dair bir kaç laf edip sivrilse hemen emperyalist güdümündeki basınımız başlıyor aslı astarı olmayan karalama çabalarına ve Bugün başlıca her parti lideri Amerikanın icazetiyle makamlarında oturuyorlar buna Baykal'da dahil.O nedenle okumayan,araştırmayan dogmadan başka şeye kabulü olmayan bu toplum çogunlugu oldugu müddetçe bu ülke kendi iktidarını kuramaz.Dogmayı kullanan emperyalizmin kontrolündeki medya sayesindede bizleri istedikleri gibi güderler.
 
Her zaman böyle değilmiydi.

Sanki başka bir ülkede yaşıyorsunuz veya çok gençsiniz.
Hangi dönemde farklı bir şey yaşandı.

Dışa bağımlılık olmadı,
emekçi hakettiği değeri aldı,
akrabalara peşkeş çakilmedi,
başbakanın oğlu doğuda askerlik yaptı,
işsizlik bitti,
vb..... ? ? ?
 
Her zaman böyle değilmiydi.

Sanki başka bir ülkede yaşıyorsunuz veya çok gençsiniz.
Hangi dönemde farklı bir şey yaşandı.

Dışa bağımlılık olmadı,
emekçi hakettiği değeri aldı,
akrabalara peşkeş çakilmedi,
başbakanın oğlu doğuda askerlik yaptı,
işsizlik bitti,
vb..... ? ? ?

Ya kardeşim o ve ya bu iktidar da olsa şerefsiz şerefsizdir,hırsız da hırsızdır.Tamam o zaman herkes kendi hırsızını korusun.Senin dediklerinden herhangi birini bir batı ülkesinde olsaydı anında istifa ettirilirdi,Japonya'da olsa intihar etmek zorunda bırakılırdı.Hırsızı korumak nasıl ülke ve toplum çıkarına olabilir veya biz kendi hırsızımızı mı koruduk veya biz kimiz de hırsızımızı koruduk?Yaşa gelince baya ilerde...
 
1.Yani şimdi bu ülkeye bu zamana kadar adam gibi bir başbakan gelmemiş diyebilir miyiz?

2.Peki sen başbakan olsan oğlunu kuzey ırağa gönderirmiydin.

3.Oğlun işsiz ve parasız olsa sana gelse "banane git iş bul herkes gibi çalış ve kazan " mı dersin.

Bunları merak ettiğimden soruyorum.
Sana muhalefet olsun diye değil bu sorular. Yanlış anlama.

İsteyen herkes bu sorulara içinden veya buraya yazarak cevap verebilir.

Ben her zaman söylüyorum AKP taraftarı veya bilmem neyi değilim ama doğruda doğrudur.
 
sorun akp değil aslında
sorun siyasette yaşanılan ahlaksızlıkk

bunu ne disk ne kesk nede kösk çözebilirr

siyaset ahlaksızlıklardan arındırılmazsa yada siyasi ahlaksızlığa denetim getirilemezse ahlaksızlık tutarsızlık artarak devam ederr...kuyruk sallayarak tek ayak üstünde namus şeref yemini eden çok olurr...sözlerin senet olduğu günler eskide kaldıı...siyasetin anlamı yalan söylemek le eşdeğer olduu..
hangi parti olursa olsun hangi rejim olursa olsun hangi devlet olursa olsun eğer siyasetteki ahlaksızlık,şerefsizlik denetlenemiyorsa birileri hep sömürülür

sorun örnek olarak pc ye format atmaya benzer...eğer pc nin stabilizisini koruyacak tedbirler alırsan format atmana gerek kalmaz..
(yanlış anlaşılmasın format atmak demek illa işletim sistemini değiştirmek değildirr)...

saygılarımla......................................
 
1.Yani şimdi bu ülkeye bu zamana kadar adam gibi bir başbakan gelmemiş diyebilir miyiz?

2.Peki sen başbakan olsan oğlunu kuzey ırağa gönderirmiydin.

3.Oğlun işsiz ve parasız olsa sana gelse "banane git iş bul herkes gibi çalış ve kazan " mı dersin.

Bunları merak ettiğimden soruyorum.
Sana muhalefet olsun diye değil bu sorular. Yanlış anlama.

İsteyen herkes bu sorulara içinden veya buraya yazarak cevap verebilir.

Ben her zaman söylüyorum AKP taraftarı veya bilmem neyi değilim ama doğruda doğrudur.

Benim kitabımda hak hukuk çignemek karıncayı incitmek yazmaz.Eger benim evladım bir başkasının hakkını yiyecekse,ne işini isterim ne de haram lokma bogazından geçsin isterim ve Benim evladıma askerlikten yırtmak için ne aracılık yaptım nede yaparım.Ben ölüm riski var diye doguya evladımı göndermek istemezsem o ölüm evladımı gözümün ucundan alırda gıkımı çıkartamam.Ama %99 müslüman denen toplumda başkasının hakkını yiyeni,oglunu askerlikten yırttıranı baştacı edebiliyoruz.Sonrada kalkıp müslümanlıktan bahsediyoruz.
 
AKP politikaları hep çelişkiyle dolu değilmi zaten!..

Bir yandan türbana "özgürlük" der.Diğer yandan üniversiteleri paralı yaparak (YÖK:8-10bin ytl) emekçi çocuklarının okuma "özgürlüklerini" elinden alır.

Şimdide emekçilere karşı saldırılarında o çok benimsediği "özgürlük" ilkesini hiçe saymaktadır.

Türban özgürlük değildir.Emekçiye saldırmak hiç değildir.
 
f3esyd.jpg
 
ben her şeyi anlıyorumda bü türbanakafayı takanları anlamıyorum %90 güya müşlüman dedigimiz bir ülkede bir bu ülkenin vatandaşi neden inancını koruyarak okuyamasın. nedir yani türban türban meselesi .............. açık okuyanlar yediler ortalıgı dünyada siralamaya 2 üniversite girmiş oda 400 lerden sonra bence herkes aklını başina alsın ak partiden degil Yaradandan korksun eger ondan korkusu yoksa Allah ıslah etsin derim
 
Anlaşamamakta anlaşıyoruz.Herkes kendi ideolojsinden bakarsa doğrularımızda farklı olacaktır.
İnsanlık ve hak açısından bakarsak doğrularımız aynı olacaktır diye düşünüyorum.
1 mayıs işçi bayramlarını siz farklı algılayabiliyorsunuz ama ben ekranlardan, kırılan esnaf camları,
sökülen kaldırım taşları,kafası yarılmış polis ve dayak yiyen göstericileri,yasadışı örgüt pankart ve
bayraklarını hatırlıyorum.Polis bir emekçimidir size göre merak ediyorum,eger emeçi ise emekçi emekçinin kafasını yararmı yada öbürünü joplarmı diye size soruyorum?
 
Anlaşamamakta anlaşıyoruz.Herkes kendi ideolojsinden bakarsa doğrularımızda farklı olacaktır.
İnsanlık ve hak açısından bakarsak doğrularımız aynı olacaktır diye düşünüyorum.
1 mayıs işçi bayramlarını siz farklı algılayabiliyorsunuz ama ben ekranlardan, kırılan esnaf camları,
sökülen kaldırım taşları,kafası yarılmış polis ve dayak yiyen göstericileri,yasadışı örgüt pankart ve
bayraklarını hatırlıyorum.Polis bir emekçimidir size göre merak ediyorum,eger emeçi ise emekçi emekçinin kafasını yararmı yada öbürünü joplarmı diye size soruyorum?

1 mayıs provokasyonlarına çekmeye çalışma konuyu,konu burda haklarını aramaya çalışan emekçilere yapılan sert polis müdahelesidir ve hiçbir haklı tarafı yoktur bu müdahelenin...
tuzlada insanlar ölüyor,çocuklar babasız kalıyo
TEKEL satılıyo ve her özelleştirmede olduğu gibi TEKEL'dede binlerce kişi işsiz kalıcak

insanların en doğal hakları olan yaşamak haklarını savunmak için meydanlara çıkması
TEKEL vatandır satılamaz diyerek kamu mallarını özelleştirilmesine,işsiz kalmaya karşı olanların alanlara çıkması
bunlar olması gerekendir,ama AKP'nin emekçi düşmanı politikaları bunu hazmedemedi ve sert polis müdahelesiyle yanıt verdi emekçilere.madem bu polis emekçiydi nasıl vuruyor orada ölen arkadaşlarını savunan emekçi kardeşlerine!..
buyüzden polis'ler bence emekçi değil ''burjuva demokrasi''sisinin uygulayıcısıdır,tabi bu demokrasi coptan biber gazından faşizmden başka bişey değildir!..
 
pkk sokaklarda geziyo hemde bayrağımızı yakarak aponun posterleriyle ve kürdistan bayraklarıyla eylemler yapıyorlar polis copunu bile kullanmıyo,hatta bi keresinde yumuşacık vurduğunu gördüm,biber gazı ve tazikli suylan müdahele ediyorlar bide korkakça müdahele ediyorlar dikkatli izlerseniz bana hak verirsiniz.ama tek gıda işçileri yürüdüğü zaman aman allahım osmanlı dayağı gibi,halbuki o insanlar ne bölücü nede teröris sadece ekmek için seslerini hükümete duyurmak istiyorlar ve haklılarda benim babamda tek gıda işçisi olabilirdi yazık..ama işte bu ülkeyi tayyip efendi kausa sürüklüyor
 
Polise burjuva demokrasisinin koruyucusu diyen vatandaş,işçi sınıfınada burjuva takımının hamalı
gözüylemi bakıyor acaba.
Bizim gördüklerimizi yorumlayacak kadar aklımızda var,kimsenin aklına ihtiyaç yok.Provakasyonu
ayırt edbiliriz ama hersenemi bu provokasyonlar 1 mayısa denk geliyor.Bizim kaldırımları sökerken gördüğümüz vatandaşlar belediye görevlilerimiydi acaba.
 
1.Yani şimdi bu ülkeye bu zamana kadar adam gibi bir başbakan gelmemiş diyebilir miyiz?

2.Peki sen başbakan olsan oğlunu kuzey ırağa gönderirmiydin.

3.Oğlun işsiz ve parasız olsa sana gelse "banane git iş bul herkes gibi çalış ve kazan " mı dersin.

Bunları merak ettiğimden soruyorum.
Sana muhalefet olsun diye değil bu sorular. Yanlış anlama.

İsteyen herkes bu sorulara içinden veya buraya yazarak cevap verebilir.

Ben her zaman söylüyorum AKP taraftarı veya bilmem neyi değilim ama doğruda doğrudur.

arkadaşımda bende sana muahlefet yapmak için söylemiyorum fakat prens charles ingiliz kraliyet ailesinin varisi adam afganistandaydı ve tank sürüyordu fakat bilal efendi değil askeriye türkiyenin yanından geçmiyor bir kaç güne kadar demekki istendiği zaman oluyormuş.yani ille gücü olan insanın yakınlarına peşkeş çekmek zorunda değildir bunu biliyoruz.
 
Polise burjuva demokrasisinin koruyucusu diyen vatandaş,işçi sınıfınada burjuva takımının hamalı
gözüylemi bakıyor acaba.
Bizim gördüklerimizi yorumlayacak kadar aklımızda var,kimsenin aklına ihtiyaç yok.Provakasyonu
ayırt edbiliriz ama hersenemi bu provokasyonlar 1 mayısa denk geliyor.Bizim kaldırımları sökerken gördüğümüz vatandaşlar belediye görevlilerimiydi acaba.

Polisin burjuva demokrasisi savunucusu olduğu görüşüne katılıyorum.Ama proloterlere niye hamal gözüyle bakalım? Nasıl bir bağlantı kurdun merak ediyorum.

1Mayısta o dükkanların camlarını kıran kişilikler sivil polislerdir.Polise bu güveniniz nereden geliyor anlamıyorum.
Bundan bikaç ay önce insanların kafasına kurşun sıkan,parkta oturduğu için bir genci tekmeleyerek öldüren bu adamlar değilmiydi!

Polisin burjuvazinin piyonu olduğunun en somut örneklerindendir bu olaylar.
Vatan için canımı veririm diyen insanlar "tekel vatandır satılamaz" diyen işçilerin dövülmesinde meşruiyet arıyor!
Sizin vatan sevginiz bukadar işte

 
PoLise oLan nefretinizin tek sebebi Marksist düşünce yapınızdan
doLayı objektif oLamamanız oLabiLir mi?

Nedir bu DevLet KurumLarına oLan düşmanLığınız sebebi...
başınız sıkıştığında PoLisi aramasını biLirsiniz ama eLinize geçen her fırsatta
kötüLemeyi daha da iyi biLirsiniz.

antiemperyaList oLamaya çaLışırken, düpedüz DevLet Düşmanı oLup çıkmışsınız
 
Devlet düşmanı olduğumuz flan yok.Devlet kurumlarına vb. zarar verdiğimizi gördünmü.Bence sen marksistleri kötülemek için objektif olamamandan dolayı böyle düşünüyorsun.Saçmalıyorsun.



Polisin burjuva demokrasisi savunucusu olduğu görüşüne katılıyorum.Ama proloterlere niye hamal gözüyle bakalım? Nasıl bir bağlantı kurdun merak ediyorum.

1Mayısta o dükkanların camlarını kıran kişilikler sivil polislerdir.Polise bu güveniniz nereden geliyor anlamıyorum.
Bundan bikaç ay önce insanların kafasına kurşun sıkan,parkta oturduğu için bir genci tekmeleyerek öldüren bu adamlar değilmiydi!

Polisin burjuvazinin piyonu olduğunun en somut örneklerindendir bu olaylar.
Vatan için canımı veririm diyen insanlar "tekel vatandır satılamaz" diyen işçilerin dövülmesinde meşruiyet arıyor!
Sizin vatan sevginiz bukadar işte


senin mesajından önce yazmıştım bunu ama senin mesajın içinde cevap niteliği taşıyor.
 
Geri
Üst